31 yıl önce, sımsıcak bir ağustos ayı tıpkı bu gün gibi,
15 Ağustos 1984 gecesi,
Yer Siirt' in Eruh ilçesi,
Alışılmadık bir hava var kasvetli,
Zifiri karanlık bir gök yüzü, tepede tek bir yıldız bile yok,
Aynı hava aynı karanlık yüzlerce kilometre uzaktaki Hakkari'in Şemdin'li ilçesini de teslim almış,
Sanki bu iki yer içinde yaşadığımız topraklar değil,
Bu ülkeye ait değil gibi yalnız bırakılmış,
Karanlığı hain bir elin sıktığı tetikten çıkan merminin kıvılcımı parlatıyor,
Ve arkası geliyor,
Binlerce mermi, yüzlerce el bombası geceyi gündüze çeviriyor,
Karakol binaları ve askeri lojmanlar delik deşik,
Eşkiya cami minaresinden saatlerce propagan da yapıyor,
Akan kanların lastik ayakkabısına bulaşmış kanıyla,
Bu Türkiye için önemli bir tarihtir,
Hala akmaya devam eden kanın başlangıç tarihidir,
Bizler için bir önemi daha var bu acı zamanın,
Çoğumuz bilmeyiz,
Bilenlerde unutmuştur zaten,
İlk Meslektaşımızın şehit olduğu gündür,
Türkiye güneydoğu da ki ilk Assubay şehidini orada vermiştir,
Bu ismi hiç ama hiç unutmayalım,
Jandarma Astsubay Çavuş Memiş Arıbaş,
Ondan arda kalan pek bir şey yok,
Diğer Şehitlerimiz de olduğu gibi,
Ama teyzesine söylediği bir şeyler var; Sevdiği kız hakkın da
Ölmeden çok az bir zaman önce,
Teyzesi sorar;
- Yiğidim tayinin çıktığı yer uzak mıdır ki? Sevdiğinden çok uzak kalma
Cevap verir; Memiş Assubay
- O kızı alamazsam tekrar dönmek nasip olmasın bana der,
Memiş O Kızı Alamadı,
Memleketine dönmek de bir daha ona nasip olmadı,
Ama
Şehitlik Şerefine Nail Oldu,
Onu ilk şehidimiz Olarak Biliyoruz.
Saygıyla Anıyor Varlığından Onur Duyuyoruz,
Yalnız
Ne Acıdır ki;
Bu yönetim, Bu Yapı, Bu Adamlarla
Son Şehidimizi Hiç Bir Zaman Bilemeyeceğiz...
Yorumlar