Türkiye güzel vatanım,
Ne oldu sana böyle? Kimler seni bu hale soktu?
Bize neden bu kadar acımasız insanlar,
Neden göz yaşları hiç eksik olmuyor bizlerden?
Bakın dört bir tarafa hep acı ve göz yaşları göreceksiniz,
Özensiz plansız bir operasyonla ölenler
Bilmem kaç bin ton bombanın patlaması ile parçalananlar,
Görevlerini yaparken işinden atılanlar,
Bir de üstüne çağ dışı bir sürü mahkeme kararları,
Kanayan yaraların üstüne daha derin daha keskin yaralar açanlar,
Gözlerinizi batıya çevirin, Aydın'a,
Assubay Emrah Ünalan'ı,
Azılı bir katilin pususunda şehit olan kardeşimizi göreceksiniz,
Onun ölümünde de onlarca soru işaretleri bir o kadar da ihmaller zinciri var,
En basitinden,
Katilin tespit edildiği yere neden yalnızca 3 kişi gönderildi?
Azılı bir katili almaya gidilirken neden çelik yelek bile verilmedi?
Assubay Emrah şehit olduktan sonra ancak 3 saat sonra bulunabildi,
Ve katil hâlâ yakalanamadı,
6 ay geçti
En karmaşık olayları bir günde çözenler,
Katilleri bir günde bulanlar, yakalayanlar
Bu olayı film gibi izliyorlar,
Neden?
Bu vurdumduymazlığın ardından
Bir şehidimiz daha yıldız gibi aramızdan kayıp giderken,
Canı kırk bir cam parçası gibi içine işlemiş,
Konuştukça içi yanan
Eşi Ümmügül Ünalan'ın sözleri belki herkesi biraz olsun uyandırır,
Sabah 08.00'de evden çıktı. Öğle yemeğinde buluşmak için sözleşmiştik. Saat 11.30 sıralarında telefonla konuştuk. ‘Ben göreve, kenevir bulmaya gidiyorum’ dedi.
Endişelenmeyeyim diye. Sonra defalarca aradım ama ulaşamadım. O an hissettim sanki. Çalıştığım hastaneye sığamadım. İçim yandı, kalbim ağrıdı. Hastanede cansız bedenini gördüğüm o anı nasıl unutabilirim ki? Biz çok mutlu bir aileydik. Her şeyi üçümüz yapardık. O gittikten sonra tutan elimiz tutmaz, gören gözümüz görmez oldu.
11 yaşındaki kızım ‘Babam neden bırakıp gitti’ diye kızıyor. Kırgın, küskün babasına'' ...
Peki biz kime küselim,
Devlete mi?