Bir yüksek kültürün eseri olan Atatürk’ün meydana getirdiği Cumhuriyet rejimi Demokrasi ile birlikte her türlü şartta, en ağır koşullarda bile kendini geliştirme imkânı bulan insanlar sayesinde ebediyen yoluna devam edecektir.
Meydana getirilmiş olan eser öylesine kapsamlı ve kavrayıcı ki, yaşamın farkında olan fikri hür, vicdanı hür, bilimi rehber edinen her insan tarafından daha yükseklere taşınmakta.
Türkiye Cumhuriyeti’nin hangi badirelerden, kara senaryolardan geçilerek doğduğunun farkındayız.
İnsana yaşama sevinci veren, mücadele azmini güçlü kılan Cumhuriyetin kurucusu, savaş alanlarının kahramanı, barışın, insanlığın, adil paylaşımın, çağdaş yaşamın mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk insanın yanısıra pek çok mazlum milletlere de yaşam kaynağı, özgürlük ve bağımsızlık vesilesi olmuştur.
Yabancıdan talimat almayan,
Bağımsızlığı karakteri olan,
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk Milletine kendini sürekli yenileyebilen, kültür ve bilim temelli öylesine sağlam temelli bir eser bırakmıştır ki, takipçilerince sonsuza dek yaşanacak ve yaşatılacaktır.
Eğer, Türkiye, Batı hariç, çevresindeki ülkelerden gelişmiş ve çağdaşlık yolunda kararlılıkla ilerliyorsa, etnikçilik, mezhepçilik devleti yönetenlerce körüklense de bir arada yaşamayı başarıyorsak bunu yüksek kültür temelli Cumhuriyete borçluyuz.
En değerli şey olan insanca yaşama hakkını Cumhuriyetin Türk halkına nasıl sunduğunu anlamak için Afganistan, İran, Pakistan gibi ülkeler bir yana, koca bir coğrafya olan Orta Doğu’ya bakmak dahi yeterlidir.
Dış güçler tarafından Türkiye Cumhuriyeti’ne “Yeşil Kuşak”, “Ilımlı İslam”, İslam ağırlıklı “Model Ülke” gibi hedef saptırıcı değişik roller biçilip, kendi ülkelerinde amaçları doğrultusunda yetiştirdikleri kişileri milliymiş gibi Devletin başına getirseler de, Cumhuriyet fikriyle yetişmiş Türk insanı muasır medeniyetler hedefini kararlılıkla gerçekleştirecektir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 30 Ağustos 1924 tarihinde Dumlupınar’da dile getirdiği: “Uygarlık yolunda yürümek ve başarı göstermek, yaşamını sürdürmenin şartıdır. Bu yol üzerinde durakalanlar, yahut da bu yol üzerinde ileriye değil de geriye bakmak bilgisizlik ve kavrayışsızlığı içinde bulunanlar, genel uygarlığın coşarak ilerleyen selinin içinde boğulma durumuna düşmekten kendilerini kurtaramazlar" sözü Türk Milleti için ebedi bir yaşamsal hedeftir.
Kimileri için Demokratik Cumhuriyet bir araç iken; okuyan, araştıran, yorumlayan, sorgulayan, pozitif bilimi rehber edinen Türk insanı için Demokratik Cumhuriyet bir araç değil, ebedi bir amaçtır.
Cumhuriyeti bize armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve O’na desteğini esirgemeyen Türk halkına sonsuz saygı ve şükranlarımızı sunuyoruz.