×

Uyarı

JUser: :_load: 932 kimlikli kullanıcı yüklenemiyor.

Bu sayfayı yazdır

KADAYIFIN ALTI

kadayifin-alti

İnsanlar ünlü olunca sözleri de ünlü oluyor. Nitekim birçok ünlü kişi bin yıl sonra bile sözleriyle anılmaktadır. Merhum Necmettin Erbakan’ın meşhur  “ Kadayıfın altı kızarmadan” deyişi çok değişik alanlarda kullanılmıştır. Ancak merhum Erbakan zamanın iktidarı olan Adalet Partisi’ni kerhen desteklediklerini bildiren bir açıklama ile “ Kadayıfın altı kızarmadan hükümet değiştirilmez” diyerek bu sözü siyasi literatüre sokmuştur. Daha sonra da hükümetin güven oyunun kendi ellerinde olduğunu ve bunu her zaman kullanıp hükümeti düşürebileceklerini belirten bir açıklama ile “ kadayıfın altı kızarmış mı bir bakacağız.” Diyerek tekrar kullanmıştır.

Bu sözü günümüzde kullanmak ne kadar zor değil mi? Merhum’dan sonra artık kimse kadayıfın altını kontrol etmedi.

Siyaset hayatımıza bir bakalım. Kadayıfın altını kontrol edecek bir parti var mı? Maalesef yok.  Artık ağızlardan çıkan kokuşmuş bir laf var. Doğru ve hiç duymayı istemediğimiz bir laf bu…  “Tuz koktu.” Sözün uzunu şöyle “Balık kokarsa tuzlanır. Ya tuz kokarsa…” Tuzun kokması kelime anlamı  ile ; yöneticilerin yetkilerini aşarak bir takım kuralları sorumsuzca çiğnemesinin sonucunda ortaya çıkan kavram kargaşası demektir.

Hükümetin torba yasanın içerisine merhum Erbakan’ın  devletin hazinesine olan yaklaşık on bir milyon TL borcunu affeden bir madde eklemesi ve bunun sebebinin ise siyasi ahde vefa olması tuzu kokutmuştur. Mahkeme kararıyla halkın parası olarak hazineye ödenmesi gereken bu para küçük bir siyasi duyguyla affedilmiştir.  İşe dinsel açıdan bakınca da durum vahimdir. Bunu yapan kişilerin dini ancak bir afyon olarak kullandığını düşünmek yanlış olmasa gerek.

Yürütmenin başında bulunanların yargıyı halka şikayet etmesi de tuzu kokutmuştur.

Devletin çalışanlarının hiyerarşisini hiç düşünmeden, menfaat ayrıcalığı temel amaçlı  düzenlemeler yapılması, bazı kurum çalışanlarının sorunlarının bilinçli olarak giderilmemesi ve bazılarına da haksız iyileştirmeler yapılması da tuzu kokutmuştur. Siz daha da çok fazla örnek verebilirsiniz.

Peki tuz neden kokutulur? Çok aptal oldukları için mi? Kafaları benim kadar çalışmadığı için mi? Elbette ki hayır. Kim ne derse desin gizli gündemleri olduğu için. Halkın günübirlik gereksinimlerine cevap vererek hiyerarşinin bozulmasına rağmen popülist yönetim yapmak gizli gündemin en büyük habercisidir.

Bu gizli gündemi göremeyerek alet olan bilinçsiz halk kesimine nasihatten öte bir diyeceğimiz elbet yoktur. Ancak her istediği özlük hakkını alıp, kendi kurumunda çalışanların özlük haklarını görmeyerek kendi kurumundaki hiyerarşiyi, birlik beraberliği bozan sözde eğitimli zümreye ne demeli?  Böl parçala ve istediğin gibi yönet taktiğini en iyi bilenler nasıl da böyle bir oyuna geldiler…

Basın özgürlüğünde dünyadaki yerimiz gittiğimiz yönün en doğru göstergesi, gizli gündemin de deşifresidir.

Ben hiçbir siyasi hareketin destekçisi olmadan direk olarak assubayların ortak sesinin şu olduğuna inanıyorum.

Bizi öteleyen, yaptığımız işi küçümseyen, neredeyse dışarıdan toplu para yatırıp hiç  çalışmadan emekli olan en düşük maaşlı SSK ve Bağkur emeklisi ile kıyaslama cüretinde bulunan, kendisinden haklarımı istediğimde haklı olduğumu söylediği halde parmağını kıpırdatmayan, benden aldığı hakkı torba yasa içinde iş adamlarına  ve yandaşlarına peşkeş çeken bu kadayıfın altı kızardı.

Saygılarımla…

Ögeyi Oylayın
(10 oy)

Son ekleyen