14 NİSAN 2015
Türkiye, kısa süre önce, dünya casusluk tarihine “mümtaz katkılarda” bulundu. Üç yüz general, subay, astsubay sanıklı İstanbul, İzmir casusluk davalarından söz ediyorum.
Bu günlerde yeni bir kafileye tanıklık ediyoruz. Mevzu, “MİT’e ait kamyonların aranması ile başlayan davalar serisi”.
Bu sefer, soruşturmadaki kitlesel “casuslar” öncekinden sayıca az olsa da 17 si tutuklu 34 kişi, subay, astsubay, uzman çavuşlardan oluşuyor.
Paralelle mekanik mücadele
Hükümetin, hukuk içinde kalarak, “paralel” ile mücadelesi doğru ve gerekli bir yaklaşım. Ancak, “organik ağlarla mücadele” mekanik bir mantık ve yaklaşımla yapılmaz. İşin doğasının iyi anlaşılması ve doğru stratejilerle mümkündür.
Aksi takdirde beklenmedik çıktıları olacaktır.
“MİT TIR’ları” hadisesi buna müsait bu konudur.
Paralel “birlik” Öncelikle, farklı rütbeden 34 jandarma personeli ile “cemaatçi-paralel” bir birliği çok isteseniz de teşkil edemezsiniz.
Jandarma sınıfının tayin, terfi, ast üst kuralları, personelin safahatı buna manidir. Emniyet teşkilatından da farklıdır.
Aralarında “cemaate” sempati duyan, destekleyen elbette olabilir.
Gerçi ileride toptancı, “cemaatçi”, “casus” kanaatinin nasıl oluştuğunu dava açılınca anlayacağız.
İşin hukuki tarafı bir yana, bu ilişkilendirmenin “paralelle” mücadelede olası sonuçlarına yakından bakmakta fayda var.
Toptan tutuklamaların uzun vadede savcı/kolluk ilişkisine zarar vermesi kaçınılmazdır.
Jandarma, savcının yasadan aldığı yetkiye dayanarak verdiği emri yerine getirmiştir.
Bundan böyle savcılık makamının “gerçek mi, sahte mi” olduğunun anlaşılması mümkün olmadığından işler tavsayabilir.
Sonuçta “paralelciler” mutlu olurken, kamu düzeninin korunmasından sorumlu hükümetin işi zorlaşabilir.
Tutukluların rütbelerine bakınca, en fazla ihtiyaç duyulan zamanda, Jandarma’nın emir/komuta sisteminin hasar alması muhtemeldir.
Jandarma gibi yarı askeri yapılarda işlerin ağırlık merkezini küçük birlikler çeker.
Rutin emirleri bile sorgulayan bireylerden oluşan bir jandarma, kimsenin işine yaramaz. Bütünlüğünü kaybeder ve yığına dönüşür.
Bu durum elbette “paraleli” mutlu eder, hükümeti ise zorlar.
Öte yandan devlet hayatında, etkili ve verimli güvenlik üretmek, kurumlar arası güven, koordinasyon, işbirliği ve uyumla mümkündür.
MİT, TSK, özelde Jandarma, polis gerilimi, güvensizliği hükümeti yıpratır ve zayıflatır.
DEVAMI AŞAĞIDAKİ LİNKTEDİR.