EMEKLİ ASSUBAYLAR

EMEKLİ ASSUBAYLAR

ÖZLÜK HAKLARIMIZ

Aralık 03, 2014

Saygıdeğer Meslektaşlarımız

Yıllardır, bir üniformamız da  kefen olarak, verilen her görevi şartları zorlayarak yerine getirip, ordumuza ve milletimize sadakatimizi terimiz, kanımız ve canımızla kanıtlamamıza rağmen, ön yargılarla 'üstelik kendi kurumumuz tarafından' sosyal, ekonomik ve insani haksızlıklara uğratıldık! Emeğimize, desteğimize gereksinim duyulduğunda "ORDU BİR AİLEDİR" sözünü kullananlar bizi sadece göreve ve ölüme gönderirken hatırladılar. Bu yüzden  içimizde haksızlıklara karşı isyanımız bitmedi. Kurumumuza kırgınız ve aidiyet duygumuzu yitirdik!

Assubayların hiyerarşi ve statü sorunları yoktur. Tek talebimiz; hukuksuzlukların, keyfi uygulamaların sona ererek, sadece  adaletin sağlanmasıdır. Bunun gerçekleşmesi, görevdeki personelin moral ve hizmet motivasyonunu arttırıp, emekli personelin aidiyet duygusunun yeniden tesisini sağlayacaktır. Hiçbir hukuksuzluk hiyerarşi kılıfı ile haklı gösterilemez!

Yıllardır bireysel olarak ve derneğimiz TEMAD ile haksızlıklarımızı dile getiriyoruz. Sözler veriliyor, ardından unutuluyor ya da verilen sözlerin aksi ön yargının hakim olduğu uygulamalar devam ediyor!

Bizler, hiç bir zaman ne ayrıcalık, ne de imtiyaz talep ettik. Taleplerimizin tamamı adalete dayanmaktadır. Özlük haklarımız konusundaki öncelikli taleplerimizi kısaca özetlemek gerekirse;
  • Öğretmenlere yüksek okul hakkı tanınmasından 20 yıl, devlet memurlarına sicilen 1'inci derece hakkı tanınmasından 10 yıl sonra  assubaylara da bu hak tanındığı için, bu süreye kadar bekleyecek derecesi olmayan ve görevin ağır koşulları nedeniyle assubayların büyük bir bölümü 3'üncü ve 2'nci dereceden emekli olmuşlardır. Bilahare uygulamaya geçen Em.San.Kn. Ek Md.70 1'inci fıkra (b) bendindeki uygulama ile aynı hizmeti gördükleri meslektaşlarından % 40 oranında eksik maaş almışlardır.  Bunun giderilmesi için; öncelikle 'subaylarda olduğu gibi' tüm assubayların, günümüz assubay yetiştirme kaynağı olan Asb. Meslek Yüksek Okulu mezunu sayılarak (görev koşulları ve sorumlulukları assubaylarla kıyaslanamayacak MYO mezunu devlet memurlarının başlangıç derecesi olan 9/2'den) intibaklarının yapılması ve Em.San.Ek Md.70'deki adaletsiz oranların düzeltilmesi.
  • Danıştay tarafından mevcut uygulaması yasaya aykırı olduğu için iptal edilen kararnamedeki adaletsizliğin yol açtığı hizmet tazminatının ödenmesi ve ödeme grubuna sadece 1'inci dereceden maaş alanlar değil rütbe esas alınarak Binbaşı ve Kıdemli başçavuşlara ödenmesi.
  • Kendi istekleri dışında TSK'da görev yapamaz raporu ile resen emekli edilenlerin emsallerinin derecesine ulaşmasının yada asgari bir üst dereceden emekli edilmelerinin sağlanması.
  • Tüm kamu personeline uygulanan fazla mesai ücretinin TSK personeline de ödenmesi.
Buna karşın MSB ve Genelkurmay tarafından özlük haklarımızla ilgili olarak ;
  • İntibaklarımızın yapılmasının 28.5.2012 tarihinde ,
  • Yarbay ve üst rütbedeki personele ödenen hizmet tazminatının 1'inci derecedeki subay ve assubaylara ödenmesi 7 Ocak 2012 tarihinde,
  • Gelir seviyesi düşük binbaşı ve alt rütbedeki subay, astsubay, uzman jandarma ve uzman çavuş maaşlarına % 20 oranında artış getirilmesi 6 Nisan 2012 tarihinde,
  • TSK personelinin özlük haklarının eğitim seviyesine göre düzenleyen tek gösterge tablosunun kullanılması 23.1.2012 tarihinde,
  • TSK personeline fazla mesai ücreti ödenmesi 28.5.2012 tarihinde,
  • Em.San.Ek Md.70 1'inci fıkra (b) bendindeki oranlardaki adaletsizlik giderilerek 3'üncü ve 2'nci dereceden emeklilerin adaletsizliğinin önlenmesi 9.9.2011 tarihinde  hükümete teklif edildiği bildirilmiştir.

Sözleşmeli erlerle ilgili husus taslak personel yasasının 11'inci maddesinde yer aldığına göre personel yasa taslağının meclise gönderilebileceği ihtimalini kuvvetlendirmektedir.

Son olarak da personel yasası taslağında yapılan köklü düzenlemeler 27.Mart.2013 tarihinde açıklanmış, ancak ne personel yasası ne de belirtilen iyileştirmeler sonuçlandırılmamıştır. (Malumunuz olduğu üzere, personel yasa taslağı ile ilgili tekliflerimiz sitemizde yapılan mail kampanyası ile genelkurmay ve kuvvet komutanlıklarına sunulmuştur. Muhtelif platformlarda adaletsiz uygulamaların sonlandırılması taleplerimiz devam etmektedir.)

Milli Savunma Bakanı muhtelif tarihlerde basına konu ile ilgili 'özellikle intibak ve tazminat ödenmesi konusunda' açıklamalarda bulunmuş, son olarak bedelli askerlikle ilgili açıklamalarında askerlik hizmetine başlamamış olanların sözleşmeli erbaş er olabileceklerini belirtmiştir.

TEMAD Gn.Mrk. yönetimi Genelkurmay ile görüşemediği için konulara müdahil olamamaktadır. Siyasiler ise Genelkurmayın vermediği bir teklif üzerine insiyatif kullanmamaktadırlar. Bu nedenle TEMAD yönetiminin vakit kaybetmeden, imtiyaz değil adalet içeren taleplerimizi, kararlılığımızı, yaşadığımız adaletsizliklerin muvazzaf personelde moral ve hizmet motivasyonu, emeklilerde ise kuruma olan aidiyet duygusunu zedelediğini açıklayan, çarpıcı örneklerin yer aldığı ulusal bir gazetede yayınlanacak ilan vermesinin yararlı olacağını belirtmek istiyoruz.

Saygılarımızla.

SİTE VE ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ

Gene mi Yasak?

Aralık 02, 2014

Sayın Hamdi Tütüncü’ye de,

İki yıl orduevi yasağı geldiğini öğrendim.

Üzgünüm!

Gerçekleri gören,

yazma, yazabilme cesareti gösterebilen kalemlerin,

hemen hemen hepsinin kaderi bu.

Emekli bile olsa!

Kalemlerin işlev gören yerleri kırılır durumda.

Kamuoyunun bilgilendirilmesini

engelleme olgusunda,

sırada olan arkadaşlarımız var mutlaka.

Gerçekte 82 yaşımda olmama karşın,

Belki ben de!

Assubaylar kendilerine yapılan haksızlıkları

gündeme taşıdıkça,

sızlanmalarını sergiledikçe,

Bu türde yasaklar geliyor.

Açıklamak, anlamak zor!

Oysa devlet,

vergileri ve olanakları ile oluşur.

Oluşturulur, sosyal tesisler ve olanaklar.

Kullanım oranı haksızlığının, zaten üstü örtülemez.

İç tepilerde üzüntüler, sızlanmalarla dolu dolu.

Yaşanmaktadır.

Ama kısıtlamalar ve yasaklar,

daha da iç acıtır olduğu bilinmeli.

Bu olumsuz uygulamaları anlamak,

çok ama çok zor!

 

Mehmet KAYALI

SENDİKA VE TEMAD

Kasım 20, 2014

Bu site, kurulduğu günden bu yana, süreç içinde  hatalı sayılabilecek uygulamaları olmuş olsa bile, belli bir ilkeyi koruma çabası içinde olmuştur. Bu ilke ; HİÇ KİMSENİN YANINDA VE KARŞISINDA OLMAMA, SADECE ASSUBAY TOPLUMUNUN ÇIKARLARINI SAVUNMA, ASSUBAY TOPLUMUNUN ÇIKARLARININ YANINDA OLMA ilkesidir.

Türkiye Assubay Sendikası ile ilgili olarak,AİHM yıllar önce verdiği bir karar üzerine  sitemizde olumlu-olumsuz bağlamda görüşler yer almış; kimi arkadaşlarımız emeklinin sendika kuramayacağı, kurulsa bile GREV hakkı olmayan sendikanın dernekten farksız olacağı oysa bizim yasal bir derneğimizin olduğunu, bazı arkadaşlarımız ise değişik kulvarlarda mücadelenin başarı yolunu kısaltacağını belirtmişlerdir  ancak; site yönetimi sendikanın faaliyetlerini gözlemleme, yaklaşımlarının ne olduğunu anlama açısından sendikanın yanında veya karşısında yer almamıştır. Bu tutumunu da halen sürdürmektedir.

Yukarıda belirtilen temel ilkemiz, sendika konusunda da geçerlidir. Sendikanın gerçek anlamda, samimi olarak assubay toplumunun hak ve çıkarlarını koruma amacında olduğu sonucuna varılırsa, SENDİKA’nın değil, ama assubay toplumunun menfaatlerinin yanında oluruz.

Assubay toplumu, ne yazık ki hep istismar edilen, hem çıkarlara alet edilen bir topluluk olagelmiştir. Meslekteyken ya sırtımız sıvazlanır, aslansın kaplansın denilir, hesapsız kitapsız çalıştırılırdık, ya da izinle, tayinle, baskıyla sindirilerek hesapsız kitapsız çalıştırılırdık. Birileri terfi alır, takdir alır biz bir başkasını sırtımızda taşımaya çoktan başlamış olurduk...

Bu site okurlarını toplumsal yarar açısından, sendikaya destek vermeden veya karşı çıkmadan önce  sağduyulu ve ön yargısız düşünmeye ve araştırmaya davet ediyoruz.

Amacımız; bu sefer de Assubay emeklilerinin bir başka kişisel çıkara, bir başka sömürüye, bir başka umut tacirliğine kurban edilmemesi, bu uğurda çaba gösteren arkadaşları açıkça ve objektif olarak bir samimiyet sorgulamasına tabi tutulmasını sağlamaktır.

Herhangi birini işe alırken, kızınıza damat, oğlunuza gelin alırken nasıl merak edip sorgularsanız, bazı kıstaslarınız varsa, olmazsa olmazlarınız varsa, asgari amaca uygunluk ararsanız, bir kimsenin peşinden gitmeden önce de aynı sorgulamayı yapmak gerekmez mi?

Kişilerin inancı, sosyal yapısı, kökeni, dün ne olduğu araştırma konusu olmamalıdır.

Bizi ilgilendiren bu gün ne olduğu ve amacının ne olduğudur. Bu iki temel husus araştırılmalıdır.

  • Hedefleri hayalleri zorlasa bile gerçekçilik payı var mıdır?
  • Hedefler toplum ve ülke gerçekleri ile uyumlu mudur?
  • Toplum belli bir yere kanalize edilmeye, kısaca kullanılmaya mı çalışılmaktadır?
  • Tek ortak payda astsubay olmak mıdır, başka ortak payda arayışı, niyeti var mıdır?
  • Nihai hedef ve Nihai hedefe giden süreçler nelerdir?

Bu soruları herkes kendisine göre belirleyecek ve mantık süzgecinden geçirecektir. Duygularımızı değil, önce aklımızı ve mantığımızı kullanmalıyız.

TEMAD Genel Merkezinin farklı bir yapı oluştuğunda ilk aklına gelen ihraç olmamalı, eğer ihraç gerektiren bir durum varsa, bu kamuoyu ile paylaşılmalı, kamuoyu tatmin edilmeli, neden gerektiği anlatılmalı, en azından toplumsal vicdanın çoğunluğu ihraç kararını onaylamalıdır.

Diyarbakır’da alçakça şehit edilen meslektaşımızın babasının evinin resimlerini hepimiz gördük, o sıvasız eve  Fransa’da çalışan bir işçimiz sıva yapmayı düşünüyor, TEMAD Yönetimi sembolik de olsa bir katkı sağlayıp, o evi onaramaz mı diyen meslektaşımızın düşüncesini  yine kamuoyunun şaşmaz sağduyusuna sunuyoruz.

Kamuoyu vicdanı ile ilgili bir hususu daha belirtmek isteriz.

Mücadeleye destek amaçlı gönderilen yardımların nereye harcandığı konusunda yönetimin açıklamalarda bulunmaması desteklerin mücadele ile ilgili konularda harcanmadığı, Assubaylar günü kutlamalarında aşırıya kaçıldığı özellikle HILTON Resepsiyonları toplumumuzun bir kesimini oldukça rahatsız etti. Burada TEMAD Yönetiminin argümanı “assubaylar HİLTON’da resepsiyon vermeye layık değil mi?” şeklindeydi. İtirazı olanların argümanı ise, “geçim zorluğu yaşayan, ilerlemiş yaşına rağmen olmadık işlerde çalışan bir toplumun fertlerine HILTON’da resepsiyon  vermenin yüzbinlerce liranın gereksiz kutlamalarda harcanmasının mücadeleye  ne faydası oldu?” şeklindeydi.

Bu site sonuna kadar TEMAD’ın tüzel kişiliğinin yanındadır, TEMAD’ın başarısının toplumsal başarı olduğunu asla yadsımaz. Bu amaçladır ki, yanlış gördüklerini anlatma, düzeltme çabasındadır. Birlik-Beraberlikten yanadır. İhraçlara o nedenle sıcak bakmaz.

Kaldı ki, ihraç çözüm değildir. Bu güne kadar da çözüm olmadığı görülmüştür.

Dışladığınız, ihraç ettiğiniz kişiyi sadece dernekten dışlarsınız. O yine emekli assubaydır. 

Bu ülkede kutuplaşmanın her türünü yıllardır yaşadık, yaşıyoruz. Ancak; son yıllarda olduğu kadar hiç ayrışmamıştık...

Kendi kurumu dahil, toplum kesimlerince bizim kadar dışlanmış bir başka toplum daha yok!

Bizim kendi aramızdaki anlamsız, sebepsiz tartışmaların bizi bir yere götürmediği açık. O nedenle meslektaşlar arasında biraz daha hoşgörü, biraz daha sabır! Ön yargılarla sosyal,ekonomik ve insani haksızlıklara uğratılan assubayların artık daha fazla istismar edilmemesi ve mücadele kararlılığımızın bildirilmesi için genelkurmay ve siyasi irade ile zaman geçirilmeden diyalog başlatılmalıdır. 

Başka yol bilen varsa, buyursun söylesin!

Sağlıklı huzur dolu günler diliyoruz.

SİTE VE ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ

 

CANLI ÖRNEK!

Kasım 20, 2014

Çırpınışları ile,

kendilerine yapılan haksızlıkları,

karine olarak sergileyen,

tüm açıklamalar, sızlanmalar orta yerde.

Üstü örtülemeyecek kadar belirgin.

Aynı hizmet ortamında,

benzerlikte,

görev yapıp da,

eşit süreli eğitimli olmalarına rağmen,

eksik eğitimlilere haklar verip de,

iki yıllıkları okulun önünden bile geçmedikleri halde,

yasa ile dört yıllık sayıp,

YÖK“ kulakların çınlasın.

Tazminatlarla donatıp

1965 üniversite mezunu,

canlı örnek!

Örneği;

Ben!......

Haklılıkları ve yapılan haksızlıklar,

kazandığı hakları bile

yürütülmeyen.

Sen assubaysın, yerinde say.

İçeriği uygun görülen

görmezden gelinen,

küçümsenen,

dışlanan,

sosyal tesislerde,

olumsuzluklarla ayrıştırılan,

alt statü diye uyduruk söylemlerle

nitelenen.

Küçümsenen!

Assubay toplumuna yapılan haksızlıklar,

21. Yüzyılın ayıbıdır.

Haklarımızı vermeyen sayın yetkililer 

yapılan bu haksızlıkları sizler vicdanınızda yargılayın...

 

Mehmet KAYALI

Hasip SARIGÖZ

Kasım 19, 2014

20 Nisan 1969 yılında Afyon’un Sandıklı İlçesinin Yavaşlar Kasabasında dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini burada tamamladıktan sonra, Sandıklı Endüstri Meslek Lisesi’nde eğitimine devam etti. Liseyi bitirdikten sonra eğitimini İzmir’de sürdürdü.

30 Ağustos 1986 tarihinde Astsubay Sınıf Okulundan Mezuniyetini müteakip, Balıkesir/Edremit, Ardahan/Göle, Kıbrıs, Kırklareli/Vize, Tunceli, Erzurum ve İstanbul illeri ile Kosova’da; İş.Mak.Opr.lüğü, Ks. K.lığı, Tk.K.lığı, ve Ş.Md.lüğü gibi çeşitli görevlerde bulundu. Ayrıca, bölücü terör örgütüne karşı yürütülen İç Güvenlik Harekâtlarına da katıldı. Halen Çanakkale’nin Gelibolu İlçesi’nde ikamet etmekte ve görevini sürdürmektedir.

Üniversite mezunu olan ve İngilizce bilen Hasip SARIGÖZ, evli ve bir çocuk babasıdır. Araştırmacı yazar Hasip SARIGÖZ’ün “Türk’ün Karakterinin Deşifresi” ve “Hepsi Tesadüf mü?” adlı yayınlanmış iki tarih & araştırma kitabı bulunmaktadır. Yazarın yeni kitap çalışmaları devam etmekte olup, ayrıca, çeşitli gazete ve dergilerde Türk tarihi konusunda makaleler yayınlamaktadır.

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
www.izlervegizler.com
https://www.facebook.com/hasipsarigoz
Tel.: 05326859794

turk-un-karekterinin-desifresihepsi-tesaduf-mu
Kitap Tanıtımı
TÜRK’ÜN KARAKTERİNİN DEŞİFRESİ

Bu Kitap Ne İçin Yazıldı?

3 yılı aşkın özverili bir çalışmanın ardından yayınlanan bu kitap;

  • Türk Milleti’nin Oğuz Kağandan günümüze kadar değişmeden kalabilen ortak karakter özelliklerini incelemek,
  • Büyük Türk Milletine, sahip olduğu yüksek değerleri hatırlatmak,
  • Milletimizin en azından bir kısmında farkındalığı kaybolmaya başlamış olan üstün karakter özelliklerini tekrar ortaya koymak,
  • Çocuklarımıza ve gençlerimize, ecdadımızı milli karakter özellikleri ile tanıtmak ve gençlerimizin özgüvenlerini yükseltmek,
  • Milletimizin, zayıf karakter özelliklerinden ders almak suretiyle; her türlü zayıflığını güçlendirmeye yarayacak, Türklük şuuru ve İslam ahlakının içimizde kökleşerek yerleşmesine hizmet etmek,
  • Dış siyasetten teröre, yüzyıllardır boğuştuğumuz büyük sorunlarımızı, ancak ve ancak, bize has yüksek milli karakter özelliklerimize uygun hareket etmek suretiyle çözebileceğimize dikkat çekmek ve bu bağlamda çözüm önerileri ortaya koymak,
  • Türk dünyası araştırmalarına ve Türk halk biliminin geliştirilmesine bir nebze de olsa katkı sağlayabilmek maksadıyla yazılmıştır.

Yaptığım çalışmaları, hiçbir çıkar ve hesap peşinde olmaksızın, milletime olan derin sevgi ve muhabbetimin bir sonucu olarak, yine milletimden aldığım büyük güçle; özellikle milletimizin tarih içerisinde oynadığı rolleri esas almak suretiyle, büyük bir emek ve özveri ile kaleme aldım. Sonuçta sizlerin de takdir edeceğinizi ümit ettiğim bu mütevazı eserim “Türk’ün Karakterinin Deşifresi”  kitabı ortaya çıkmış ve halkımızın ve özellikle de gençlerimizin beğenisine sunulmuştur.

Şimdiden teşekkür eder, bilgilenilmesini, bilinçlenilmesini ve okurken iyi vakit geçirilmesini dilerim.

Hasip SARIGÖZ
E-Posta: Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
Web    : www.izlervegizler.com
Tel.    : 05326859794

Ali AKIN

Kasım 19, 2014

Ali Akın, 1967 yılı Ağustos ayında, PTT memuru olan babasının görev yeri Konya/Ereğli’de doğdu.

Aslen Konya/Beyşehir'lidir.

İlköğrenimini Beyşehir Gazi İlköğretim Okulu'nda, orta öğrenimini Beyşehir Alâeddin Ortaokulunda, lise öğrenimini Çankırı Assubay Hazırlama Okulu'nda tamamladı.

Kara Kuvvetleri Komutanlığı Ordudonatım Okulu'ndaki eğitiminin ardından 1986 yılında Assubay olarak Türk Silâhlı Kuvvetleri'nde göreve başladı.

Anadolu Üniversitesi Kara Kuvvetleri Meslek Eğitimi Bölümü'nden onur belgesiyle mezun oldu.

Yurt içi ve yurt dışında Assubay olarak çeşitli görevlerde bulundu.

Ali Akın, ilk şiirlerini ve hikâyelerini on dört yaşında, kaza sonucu kırdığı sınıf camını taktırabilmek için yazar.

Okul müdiresi camın takılması için kendisine üç gün süre tanımıştır.

Babasının duymasını istemediği bu olayı kendisi halledecektir.

İhtiyacı olan parayı kazanabilmesi için tek sermayesi, duygularının kalemine taşıdığı hikâye ve şiirleridir.

Hikâyelerini ve şiirlerini tel zımba ile defter sayfalarından oluşturduğu küçük kitapçıklar haline getirir.

Bu kitapçıkları; kira karşılığında okul arkadaşları arasında elden ele dolaşır.

Aynı gün camın parası tamamlanır. Cam yerine takılır.

Artık kitapçıkları arkadaşları arasında ücretsiz olarak özgürce elden ele gezmektedir.

Hikâye ve şiirleri,  2008 yılında emekli olduktan sonra çeşitli dergilerde yayınlandı.

Yazarlığı

Yazarlık öteden beri içimde var olan, en seçkin tutkum.

Okumayı öğrendiğim ve kitaplara kavuştuğum günlerden bu yana yazarlığı; dünü, bugünü ve yarını üretebileceğim, hudutsuz ve doğurgan bir toprak olarak gördüm.

Bu toprağı;  para edeceğini düşündüğüm şeylerle değil, paha biçilemez kutsal değerlerimle işledim.

Yazma tutkumu gerçekleştirirken keyfetmek bir yana,  hüzünle sendelediğim anlar çoğunluktadır. 

Yazar olabilmenin bedeli her neyse, seve seve ödemeye gönüllü yaşıyorum doğrusu.

Okur ile eser arasında, acıyı çekinmeden söyleyen gerçek bir dostluk kurmaya çalışır, okurda;  bir takım kalıcı hisler bırakabilmeyi düşlerim.

Gündelik yaşantımda olduğu gibi kitaplarımla da, insanlara menfaat maksadıyla değil, sevgi ile erişmeye çalışan bir insanım.

Beni en şiddetli derecede kederlendirenler, “ kitap okumayı sevmiyorum,’’ diyen insanlar oldu hep.

Yazarlığım hakkında hüküm verme yetkim yok!

Okurun hükmü kadar yazarım.

Ben kitaplarımı; Tanrı’nın dergâhında birer im bırakacağına iman ederek, yüreği büsbütün iyilik ülküsüyle çarpan insanlara adadım.


  • 2011 yılında, Antoloji–2,  Aşka Söz Verdik isimli şiir kitabında iki şiiri,
  • 2012 yılında şiir kitabı Koşumsuz Atlar,
    1
  • 2013 yılında, Antoloji–4, Şairler Antolojisi isimli şiir kitabında üç şiiri,
  • 2013 yılında Yedi. Dokuz roman,
    2
  • 2014 yılında Yüzsüz isimli romanı yayınlandı.
    3
  • 2015 yılında Senin Üniversitelerin Romanı yayımlandı.
    4
  • 2016 yılında Yitik Yol adlı romanı yayımlandı.
    5

Yıl dönümleri insanların ve Kurumların yaşam döngüsünde önemli bir yer tutar. Doğum günü, evlilik yıl dönümü, kuruluş yıl dönümü bu olguların gerçekleştikleri günlerde kutlanır.

O günlerde gerçekleştirilen özel organizasyonlar ve kutlama programları ile anlamlanır.

Kişilerin doğum günleri ve evlilik yıl dönümleri nüfus cüzdanları ve evlenme cüzdanlarında yazılıdır ve yazılan günlerde kutlanır. Kutlanıp kutlanmaması kişinin ve çevresinin keyfine kalmıştır, kimsenin buna diyecek bir şeyi yoktur.

Kurumların kuruluş yıl dönümleri ise resmi belgelerde, kuruluş evraklarında, kendilerinin kamuoyu ile paylaştıkları tarihçelerinde yazılıdır. Kutlamalarında yazılı olan bu günlerde yapılması genel geçer kuraldır.

Deniz Assubay Hazırlama Okuluna 1979 yılında girdim. Hemen o yıl Kasım Ayının 17'nci günü 1890 yılında kurulduğu Ambleminde de yazılı olan okulumuzun kuruluş yıl dönümü olarak bizim de katıldığımız törenlerle kutlandı. O gün özel yemekler, eski mezunların katılımı ve iyi organize edilmiş seremonilerle çok keyif aldık bu kutlamalardan. Takip eden yıllarda da bu böyle süregeldi.

Yıllar yılları kovaladı, Hazırlama Okulları Assubay MYO kanunu ile kapatılıp Deniz Astsubay Meslek Yüksek Okulu (DAMYO) adı ile Assubay yetiştirmeye devam etti.

2008 Yılında www.emekliassubaylar.org  sitesinden arkadaşlarımızla Assubayların da bir günü olmalı, her yıl kutlanmalı fikri ile ilgili hangi tarih sorusunun yanıtını ararken Deniz Assubay Okulu'nun Kuruluş tarihinin ülkemizdeki Okulların en eskisi olduğu varsayımı ile bir öneri yaptım. Bu önerimi belgeye dayandırmak içinde DAMYO sitesindeki tarihçe bölümünü açtım. Açtım açmasına da baştan sona iki kez okudum, ne 1890 yılında ne de daha sonraki süreçte 17 Kasım Tarihine rastlayamadım. 1890 Yılını içeren bölümde yazılanlar aynen şöyleydi;

Zamanla bu ihtiyaç daha artarak subaylarla erbaş ve er arasında görev yapacak olan "Astsubay Sınıfı"na ihtiyaç duyulmuş bu ihtiyacı karşılamak üzere Bahriye Nazırı Hasan Hüsnü Paşa 5 Şubat 1890'da Ceride-i Bahriye Gazetesinde de yayımlanan "Gedikli Sınıfı"nın açılması emrini vermiştir. Daha sonra Şura'yı Bahriye'nin 3 Nisan 1890 tarih ve 21 Sayılı Ceride-i Bahriye'de çıkan nizamnamesiyle "Deniz Gedikli Sınıfı" resmen kurulmuştur. İlk Gedikli Sınıfı 15 HAZİRAN 1890 yılında Selimiye Gemisi'nde eğitim ve öğretime başlamıştır. Ancak bir süre sonra sınıf değiştirmedeki sorunlar nedeniyle kapatılmıştır.

Aldı mı beni bir merak. Sen bunca yıl mezun olduğun okulun kuruluş yıl dönümü diye kutladığın bir tarihe o okulun resmi tarihçesinde rastlayama...

İki olasılık geldi aklıma, ya tarihçe kaleme alınırken bir hata yapılmıştı, ya da bu tarih uydurma bir tarihti.

Teknolojinin nimetlerinden yararlanarak 17 Kasım tarihinin kerametini Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın bilgi edinme kısmına sordum ve gelecek yanıtı beklemeye başladım.

Beklediğim yanıt 22.04.2008 tarihinde geldi. Geldi gelmesine de benim için tam bir hayal kırıklığı idi ve korktuğum başıma gelmişti. 17 KASIM Tarihinin uydurma bir tarih olduğunun itirafı olan bir yanıt vermişti Deniz Kuvvetleri Komutanlığı.

From: DzKK Bilgi Edinme Kısmı

To: Halil Ergenli

Sayın Halil ERGENLİ;

Deniz Astsubay Okullarının Kuruluş Yıldönümü Kutlamalarının İcra Tarihi” hakkında yapmış olduğunuz bilgi edinme başvurunuz incelenmiş ve konuya ilişkin görüşler aşağıda belirtilmiştir;

  1. Deniz Astsubay Okullarının kuruluş yıldönümünün neden 17 Kasım’da kutlandığı ve kutlamaların ilk ne zaman başladığı konusunda, Deniz Eğitim ve Öğretim Komutanlığı ile bağlısı komutanlıkların kayıtları/arşivleri incelenmiş, Lalahan Deniz Genel Müdürlüğü personeli ile şifahi görüşmeler yapılarak araştırılmış ancak herhangi bir kayıt/belge elde edilememiştir.
  2. Yazılı herhangi bir kayıt/belgeye ulaşılamamsı üzerine, emekli deniz astsubayları ile irtibat kurularak konu araştırılmış ve kutlamaların;
  • (a)1975 yılında, 8’inci Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Hilmi FIRAT’ın direktifi ile başladığı bilgisine ulaşılmış ,
  • (b)17 Kasım’da icra edilmesinin nedeninin, “18 Kasım Deniz Harp Okulu ve Deniz Lisesinin Kuruluş Yıldönümü” ile aynı haftada kutlanması suretiyle, Deniz Kuvvetlerine muharip subay ve astsubay yetiştiren okulların bütünlüğünü göstermek olabileceği,

değerlendirilmiştir.

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı

O günlerde bu konuyu paylaştığım arkadaşlarımdan bunun ciddiyeti anlamında ilgi göremedim ve bu konuyu zamana bıraktım. Ancak o günkü organizasyonlarla insanların bir araya gelmesini, yayınlanan resimlerdeki mutlu tabloyu hep beğeniyle takip etmeme rağmen bu konu o günden bu güne beni hep rahatsız etti.

Ne zaman 17 Kasım gelse bir kutlama yazısı yazmaya elim varmadı. Kuruluş yıl dönümü arifesinde gündeme getirerek bu heyecana kendini hazırlamış arkadaşlarımın keyfini kaçırmaya da gönlüm razı olmadı. Bugün yine sosyal medyadan kutlamalara katılan arkadaşlarımızın mutlu fotoğraflarını ve paylaşımlarını beğenerek takip ettim. Ancak artık bu tarihin tartışmaya açılarak kutlamaların gerçekten tarihçemizde de yer alan anlamlı bir günde yapılması gerektiğine inanıyorum.

Aşağıdaki iki soruya vereceğimiz yanıtlar bu konu ile ilgili davranış biçimimizin ne olması gerektiğinin de anahtarı olacaktır. Bu nedenle Özellikle Deniz Astsubay Okulu Mezunlarının bu konudaki fikirleri önemlidir.

  • Sizce bu tür özel günler uydurulmuş günlerde mi yoksa tarihi belgelere dayanan gerçek tarihlerde mi kutlanmalıdır?
  • Size anneniz, babanız, “doğum günün şu tarih ama ağabeyininki ile birlikte kutlayarak kardeşler arasında bütünlük ve birlikteliği göstermek istedik” dese tepkiniz ne olur?

Her şeye rağmen Deniz Assubay Okulu'nun Kuruluşunun 124'üncü yılı kutlu olsun.

 

Halil ERGENLİ
Temad Muğla İl Başkanı
(E) Dz. Kd. Bşçvş.

Değerli Meslektaşlarım

Elini, beynini hareket ettiremeyen insanlar dogruyu görmek, anlamak, anlatmak, işlerine gelmez.

Öyle ki sporu, sanatı, musikiyi, edebiyatı, tarihi, ilmi YÖNETİMİ  kendinde biraz geliştiren insanların baktıkları pencere farklıdır!

Hakkaniyetli insanlar hep doğruları söyler, doğrular da insanlara hep acı gelir ...

Havayla desteklenen bu yönüyle insan, havasız yaşamın olmayacağını da...

TEMAD & TAS-SEN

Her ikisi de sınıfımız için yapılanmış STK' lar.

Her ne kadar sendika şimdilik  tam olarak bir resmiyet kazanmamış olsa da yol alıyor geleceğe doğru.

Uzun soluklu bir yolun, inanmış bir grubun, sabır ve terbiye ölçülerinde hem yurttaki anayasal zeminde ve de evrensel hukuk çizgilerinde aynı anda yol aldıklarını izliyorsunuz.

ONLAR, BU FEDAKAR ARKADAŞLARINIZ KİM İÇİN MÜCADELE VERİYOR?

Bu yapılanmanın ilk adımları atılırken BELÇİKA'DA, ROMA'DA görüşmeler yapılırken bir çok hukuk adamı ile evrensel ILO  üzerinde çalışmalar yapılırken bu arkadaşlar hainlik mi yapıyorlardı bu sınıfa?

18 Ekim 2014 günü Roma'da Euromil'e kabul edilirken, ceplerden harcanan, pasaport ve yol masrafları için kredi alınırken okey masalarında assubay sorunları çok yönlü, bilimsel tartışanlar ile yön verip bizlere hakaretler yağdıranlara ne demeli?

Üniformalı Assubaylar  gün geldiginde Sendikal haklarını kazanacaklar. Emekli Assubaylar sorunlarını daha verimli platformlarda çözecekler.

Ülkemizin taraf olduğu Uluslararası anlaşmalar gereği Sendikal hakkımızı kimse dile getirmemişti o tarihlere dek.

Biz; önce EUROMIL'e başvurduk. Cevapları olumluydu. TAS-SEN'i kabul edeceklerini bildirdiler. Tarih 14 şubat 2014 gününü gösterirken çok mutluyduk.

En büyük sorunu; Sendikamızı TEMAD karşıtı gören anlayıştaki  arkadaşlarımızdan görmekteyiz. Biz ne TEMAD karşıtı ne de alternatifi değiliz.

EUROMIL Başkanı; Emmanuel JACOB'u davet ettik. Finans direktörü Ton de Zeeuw' ün de dahil olacağı ilk toplantımız 9-10 Nisan'da olumlu oldu İstanbul'da... İlk genel kurula kadar devam edeceğimiz yönetici arkadaşlara ve İl başkanı olarak belirlediğimiz kardeşlerime camiamız adına tarihe geçen çalışmalarından dolayı tüm sınıfımız minnetar olmalıdır.

İnce belli bardaklarda çay içerek,masa örtülerini yenileyerek, kapı önlerinde lokma döktürerek bu mücadelede kartvizit başkanlıgı yapanların bu sınıfa verecegi hiç bir şey yoktur! Bizler, sınıfımızın çektigi acıları hissederek onlar gibi yaşayan gittigi noktalarda normal odalarda kalmak yerine ÖZEL SUİT odalarda özel yaşamlarına renk katanlar ile  aynı görüşleri paylaşamayız!

Biz gönüllüler assubay sevdası ile; kendi evlatları bildigimiz kışladaki muvazzaf evlatlarımıza abilik görevi yapıyoruz. Gün geldiginde bu onursal bayragı onlar daha yükseklere taşıyacaklardır...

Kar topu misali bu heyacan tüm yurda taşmaktadır.

İstanbul'dan başlayan yürüyüş Eskişehir, Ankara, Antalya, Balıkesir, yakında İZMİR ve tüm yurtta hissedilmektedir.

Gerçekler her zaman acıdır, kapama gözlerini arkadaşım.

Aç gözlerini düşman görme arkadaşlarını!...

Asıl merak ettiğim şu; insanın bu kadar bariz ve açıkça ortada duran gerçekleri görmemesi için nasıl bir mekanizması var? Bu mekanizması da doğallığının, içgüdülerinin, genlerinin oluşturduğu programın bir parçası mı? Ya da ne?

Saygılarımla..

Atilla ABAYLI

Sendika Euromil

Kasım 10, 2014

 

Fikir ve zikir birlikte olduğu zaman değer kazanır.

Birliktelikten güç doğar.

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de bir çok sendika, önce kuruldu, sonra üyeler gelmeye başladı ve sonra, yasal zemin hazırlandı.

Haksızlıklar başka türlü ortadan kalkmaz.

Oluşum, sizlere yapılan haksızlıkları eşitliğe dönüştürme olgusudur. Emeği geçenleri, içtenlikle kutlarım.

Sizi de kutluyorum, okuma yaklaşımınızdan dolayı.

Fikren katkılarınızı inkar edemeyiz.

Kim ne derse desin, sağlayacağı faydalar büyük olacaktır.

bir “sel” düşünün, seli oluşturan dereciklerdir.

Kimse farkında değil belki ama atılan adım çok büyük.

Konuyu inceleyerek, bunun bilincine varanlar şimdilik azınlıkta olabilir.

Amma unutulmaması gereken olgu;

Kaybeden olmayacak.

Olumsuz düşünenlerin dediği gibi bölünme değil güçlenmedir bu.

Birleşmenin sonucunda, dünya ve avrupa astsubay kuruluşlarının birliğini arkamıza destekleyici güç olarak almanın bize (assubaylara) sağlayacağı faydaları henüz göremeyenler, konuya kuşku ile bakabilirler. Ve, Temad bölünüyor diye çığlık atabilirler.
Bu olumsuz kuşkular gerçek değildir!

Gerçeklerle örtüşmesi olanaksızdır.

Bölünme diye olumsuzluğu nereden çıkarıyorlar bilinmesi zor bir yaklaşım.

Bu olumsuz söylemi sizlerden duymak, sizleri sevenleri de üzeceğini bilmelisiniz.

Bunun yerine çağdaş, insan haklarına saygılı ülkelerin, paylaşımcı ve eşitlikten yana davranışlarından faydalanmanın bizlere (assubaylara) ne zararı olabilir?

Birliktelikten yana olmalısınız ve çağdaş ülkelerin hak aramada yanımızda olmasını desteklemelisiniz.

Öğrenim yaşımız biraz geçse de çabalarımız öğrenme olgusundadır.

Ve içeriği sevdiklerimize hizmet verme gayretidir.

Tabii ki başaracağız..

Ve özgüvenimiz tamdır.

Sevgilerimiz, tenkit içtenlikli yorum yapanlaradır.

Tüm hak kazanımımız, gayretlerimiz sizler içindir.

 

Mehmet KAYALI

TEMAD VE EUROMİL

Kasım 03, 2014

Burada gaye, tektir.

Tek olmalıdır.

O da;

Assubay Haklarıdır.

Gerisi tatava!

Tas-Sen

Avrupa Assubaylar Birliği'ne

"Euromil'e" üye kabul edildi.

Sizlere kısaca Euromil’i tanıtmak isterim; Avrupa'da 30 ülkeninin katılımı, 40'tan fazla askeri kuruluşların üst kuruluşudur. Avrupa Palementosu ve Nato'da söz sahibi bir kuruluştur. Bunun adı da Euromil'dir.

Bir assubay emekli kuruluşu düşünün,

arkasında Avrupa Birliği'ni oluşturan çağdaş ülkeler varken,

destekli iken,

verilmeyen hakları istemek...

Haksızlıklara Avrupa destekli dur deme,

isteklerimizin neresi beğenilmiyor?

Yalnız kalıp, üzülerek medet ummak mıdır iyi olan?

Veya,

emeklilikte, geçim sıkıntısı çekmek midir iyi olan?

Temad,

hepimizin içtenlikle, ruhen ve candan bağlı olduğumuz,

büyük bir toplumsal kuruluşumuzdur.

Bunu kimse inkar edemez!

İnkar eden de yok.

Bölünme söylemi külliyen uydurmadır!

İnkar etmek isteyen de,

bu yükün altında kalır!

Ben de Temad üyesiyim.

Temad'lı olmayı hiç bir üstünlüğe değişmem.

Ancak...

Konu; Assubay Hakları,

Emeklilerin bile,

gerçekleri yazanları sindirilme olgusunda.

Konulan yasaklar,

ayrıcalıklı olumsuzluklar,

statü ayıcalığı, ünvan konusunun sağladığı haklar,

emekli maaşlarında asgari ücrete yakınlık,

aynı ortamda aynı işi yapanların,

emeklilikte üç kata varan maaş farkları

göz önünde iken,

herkesin takkesini önüne koyup düşünmesi gerekir gibi.

Ben öyle düşünüyorum....

Ancak!

Düşünmem gereken;

Nedir bu Euromil?

Şöyle veya böyle

bu çekişmeler çok çirkin!

Astsubay toplumuna yakışmıyor!

Bir bardak suda fırtınalar koparma,

hoş söylemler olgusunda.

Avrupa Birliği'nin desteğini almak mı kötü?

Ben Temad'lıyım.

Ve önerim;

Temad olarak haklarımızı korumaya, aramaya soyunan yöneticiler,

kendilerine buluşma için iki defa teklif götürüldü.

Ve Temad Merkezi'ne ziyarette bulunuldu.

Diyalog için yetkililer yerinde bulunamadı!

Sekreterlerle muhatap olunuldu.

Diyologta bulunmanın kimseye zararı olamaz!

Görüşme konusunda,

Euromil hakkında bilgi sunmak üzere talep edilen randevu teklifine,

neden iki defa "hayır" dendi?

Bilgilenmenin neresi kötü?

Ne kaybedilir?

Assubaylara hizmet konusunda,

biri bana dese ki,

"lağım çukuruna gir."

Girerim!

Temad yöneticilerinden dileğim.

Başkan'ın başkanlığında hemen bir ekip oluşturup,

Euromil kurucuları ile temasa geçilmelidir.

Ortak çalışma olanakları aranmalı,

bizlerin çıkarı için gereken yapılmalıdır.

Kimsenin bir kaybı olmaz.

Ve Temad güç kazanır.

Yazım ortamında da,

ilgisi olmayanların gereksiz olarak kullandıkları,

ve sen-ben çekişmesi yaratan kalemlerini ceplerine koyup

gereksiz tartışmalara fırsat vermemelidir.

Bundan sakınmaları,

assubayların çıkarına olacaktır.

Saygılarımı ve sevgilerimi sunarım.

 

Mehmet KAYALI

genclige-hitabe

Son Yorumlar

Son Eklenen Mesajlar

SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN Her şeyin gönlünüzce gerçekleşeceği; sağlık, başarı ve mutluluk dolu nice yıllar diliyoruz. SİTE VE ASSUBAY GÜÇ BİRLİĞİ YÖNETİMİ
Pazar, 31 Aralık 2023
SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
Baş öğretmenimiz ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi şahsında tüm öğretmenlerimizin ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN... Demokrasinin, adaletin, huzurun ve refahın hakim olduğu nice öğretmenler günü kutlamak dileklerimizle sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.
Cuma, 24 Kasım 2023
SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
BAĞIMSIZLIK SAVAŞIMIZIN KAHRAMANI, LAİK, DEMOKRATİK CUMHURİYETİMİZİN KURUCUSU, EBEDİ ÖNDERİMİZ VE BAȘKOMUTANIMIZ BÜYÜK DEVRİMCİ GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'Ü BEDENEN ARAMIZDAN AYRILIȘININ 85. YILINDA SAYGI, ÖZLEM VE ŞÜKRANLA ANIYORUZ... RUHU ŞAD, MEKANI CENNET OLSUN. 10 KASIM 1938 ! Bir devre damgasını vurmuş, dünyanın gidişatını değiştirmiş, yalnızca ya...
Cuma, 10 Kasım 2023

Son Eklenenler

Copyright © 2006 Emekli Assubaylar. Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım İhsan GÜNEŞ