EMEKLİ ASSUBAYLAR

EMEKLİ ASSUBAYLAR

Değerli Meslekdaşlarımız erken seçim kararını alan TEMAD yönetim kurulundaki arkadaşlarımızın NİÇİN ERKEN SEÇİM yazısına ek bilgilendirme yazılarını değerlendirme ve takdirlerinize sunuyoruz. SİTE YÖNETİMİ

 

Saygıdeğer Meslekdaşlarımız; 

Bizler  Sn.Ahmet Keser başkanlığındaki YENİ OLUŞUM grubu ile  sizleri temsil etmek adına yönetime talip olduk; Sizlerin güvenini alarak yıllarca önyargılarla tahakküme varan haksızlığa uğratılan assubayları temsil için yönetim kurulumuzu oluşturup göreve başladık,

Hiçbir yönetim dağılmak,parçalanmak ve kendi arasında sorunlar yaşamak için oluşturulmaz bu eşyanın tabiatına aykırıdır. 

Yönetimlerde elbette başkan liderdir ancak liderler demokratik temaüllere aykırı olarak  tek adam olmaya  başladıkları andan itibaren amaçların gerçekleşmesi mümkün olamaz bu nedenle  bizlere verilen temsil görevinin sorumluluklarının gereğini yapma mecburiyeti doğmuştur. Sn.Başkan kendi kararı ile farklı bir stateji uyguladı sizlerin desteği ile oluşturulan basın rüzgarında genelkurmayın ilk günlerdeki görüşmelerimizdeki sıcak,samimi ve yapıcı yaklaşımları gözardı edilerek adeta karşımıza alındı yönetim kurulu kilitlendi başta Askeri disiplin ve personel yasası olmak üzere haklarımızla ilgili  yeterli çalışmalar yapılamadı şifahi uyarılarımızın dikkate alınmaması üzerine siz değerli meslekdaşlarımızdan gelen öneri şikayet ve eleştirileri de dikkate alarak  TEMAD YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞINA aşağıda imzası bulunan üyeler  yazılı olarak endişe ve kaygılarımızı dile getirdik;

Sürekli olarak yanlış anlaşılma yanlış lanse edilme ve mücadeleye zarar verme endişesi ile çoğu kez sorunları sizlere intikal ettirmeyerek kendi içimizde çözmeye çalıştık yazılı taleplerimizde dikkate alınmayınca toplumun vebalini daha fazla taşımamak,mücadelenin önünü açmak ve soruna kesin çözüm bulmak adına ERKEN SEÇİM KARARI ALDIK 

Bu davranışın bazı yandaş yorum ve değerlendirmelerin aksine iyi niyet ve assubay onur mücadelesinin devamını ve sorunların çözümüne katkı sağlamak olduğunu belirtir siz değerli meslekdaşlarımızın takdirine sunarız. Saygılarımızla   

 

TÜRKİYE EMEKLİ ASTSUBAYLAR DERNEĞİ GENEL BAŞKANLIĞI

GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULUNA

Özellikle son zamanlarda, üye olan veya olmayan meslektaşlarımızın Genel Merkez Yönetimine olan güveninin önemli ölçüde sarsıldığını ortaya koyan açıklamalar yapılmaktadır.

            Genel Merkez Yönetiminin şeffaf ve katılımcı, etkin bir resmi yayın organı oluşturamamış olması sebebiyle, bahsedilen açıklamalar tamamen sosyal medyada yer almakta ve bilgi kirliliğinin de etkisiyle meydana gelen güven bunalımının çığ gibi büyümesine neden olunmaktadır.

Meslektaşlarımızın büyük teveccühü ile göreve gelirken ortaya koyduğumuz vizyonumuza uygun düşmeyen somut durumun, aynı zamanda misyonumuzu yerine getirmediğimiz ve bu aşamadan sonra da getirmeyeceğimiz algısına yol açtığı ve hepsinden önemlisi Genel Merkez Yönetiminde olan bizlerinde aynı algıya neden olduğumuzu açıklamak zorundayız. 

İçinde bulunduğumuz bu olumsuz durumu aşağıda kategoriler halinde sıraladığımız sebeplere dayandığını düşündüğümüzden, bu hususların Genel Merkez Yönetim Kurulunda tartışılması, sosyal medyada dile getirilen hususların öncelikle Yönetim Kurulunda açıklanarak, Yönetim Kurulu üyelerinin bilgilendirilmesi ve ardından yeniden güven tazeleme yönünde atılacak adımların belirlenmesi maksadıyla Genel merkez yönetim kuruluna sunulmasına ihtiyaç duyduk.

Tespit ettiğimiz ve giderilmesini talep ettiğimiz aksaklıklar, çözüm önerileri ve açıklanmasına ihtiyaç duyduğumuz hususlar aşağıda arz ve izah olunmuştur.

A.TEŞKİLAT VE YÖNETİM          :

1.         Genel Merkez Yönetim Kurulu, Derneğin yakın, orta ve uzak vadede yapacaklarının tespit edildiği ve uygulama aşamalarının da tartışıldığı bir organdır. Buna rağmen, her biri seçimle işbaşına gelmiş olan Yönetim Kurulu Üyeleri ile istişare edilmeden bir kısım kararların alındığı ve uygulamaya konulduğu anlaşılmaktadır.

            İstişare, görevin yerine getirilmesi aşamasında meydana gelebilecek aksaklıkların önceden tespiti ve önlenmesi ile üst düzeyde verim alınmasını sağlayan önemli bir yönetim ilkesidir. Buna karşın, şu an Genel Merkez yönetimine hakim olan anlayışın, yönetim kurulu ile tartışmaya gerek görülmeksizin kararların alınması ve uygulamaya geçirilmesinden ibaret olduğunu, aksi yönde görüş beyan eden yönetim kurulu üyelerin fikirlerine değer verilip tartışmaya açılmak yerine, fikir sahiplerinin sindirilmesi ve bu maksatla her türlü tedbire başvurulduğunu ve yönetim kurulu üyelerinin etkisizleştirilmeye çalışıldığını, bu doğrultuda yönetim kurulu üyeleri arasında da birlik ve beraberliğin yok edilerek, iç çatışmanın artırıldığını üzülerek gözlemlemekteyiz. Nitekim; bu dilekçemiz de, aslen Yönetim Kurulu üyesi olmamıza rağmen fikirlerimizin dikkate alınmadığı ve yönetim kurulunda tartışılamadığından kaleme alınmak zorunda kalınmıştır.

            Bu olumsuz yönetim anlayışının sona erdirilmesi ve kararların daha etkin ve anında uygulamaya konulabilmesi, aidiyet duygusunun artırılması maksadıyla yönetim kurulu üyelerine aynı düzeyde değer verilmesi gerekliliğin dikkate alınması zorunluluğunu belirtmek istiyoruz.

2.         Genel Merkez tüm üyeleri ile şube, il / ilçe başkanlıklarını ayrım yapmadan kucaklayan, kapsayan bir anlayışa sahip olmak zorundadır. Buna rağmen, bir kısım şube, il / ilçe başkanlarının, tamamen temsil ettiği üyelerinin ve camiamızın çıkarlarının savunulmasına yönelik talep ve düşüncelerine değer verilmediğini ve aksine Genel Merkez yönetimini eleştiren tarzda beyanları olanların ise etkisizleştirilmesi maksadıyla her türlü kulis faaliyetlerinden de geri kalınmadığını üzülerek gözlemliyoruz. Bu durumun camiamıza hizmet etmeyeceğinin bilinmesi gerekmektedir.

3.         Aynı olumsuz düşüncelerle bir kısım Şube, il / İlçe Başkanlarının taleplerinin değerlendirilmediği, çağrılarına hiçbir cevap verilmediği veya dikkate alınmadığı dikkat çekmektedir. Bu durumda ilgili şube il / ilçe başkanları kendi bölgelerinde etkin bir yönetim oluşturmayacağı ve üyeleri nezdinde de etkinliğini ve saygınlığını kaybedeceği dikkate alınmamaktadır.

4.         Şube Genel Kurullarına katılınmadığı, İl toplantılarına katılım kararı alınmadığı, katılımı düşünülen toplantılara ise yönetimde olmayan bir kısım kişiler ile katılım yapıldığı görülmektedir.  17 Ekim etkinliği gibi önemli planlamalarda İl Başkanlarının görüşlerine başvurulmaması, teşkilatların ziyaretinde ayrım yapılması, ziyaret planlarında oy katkısının ve son dönemde verilen oyların dikkate alınarak ziyaret planlarına alınmaması gibi hususlar yönetime gelirken vaad ettiğimiz söylemlerle çelişmektedir.

            Nitekim; yönetime gelirken dile getirdiğimiz hususlardan özellikle;

            “TEMAD, İl, İlçe Başkanlıkları ve üyelerinin de katılımını sağlayacak demokratik bir yönetim anlayışıyla yeniden yapılandırılacaktır.

İl ve İlçe Başkanlıkları ile TEMAD yönetimi “Telekonferans sistemi” ile ortak toplantılar düzenleyerek “Katılımcı Yönetim” uygulaması yapılacaktır.

TEMAD yönetimi de yeniden yapılandırılacak, öncelikle danışma kurulu sistemi oluşturulacaktır…”

Şeklinde dile getirdiğimiz önceliklerimiz, bu güne kadar hiçbir şekilde sağlanmamış, bırakın geniş katılımı Yönetim Kurulunun dahi karar mekanizmasına dahil edilmeyip etkisizleştirildiği bir aşamaya gelinmiştir.

5.         Hiçbir alanda Danışma Komisyonları kurulmamış, dernek yönetimi ve toplulukların yönetimi, derneğimizin temel amaçları ile ilgili çalışma biçimi hususlarında hiçbir profesyonel eğitim kurumlarından destek alınmaksızın kara düzen faaliyetlere girişilmiştir. Ancak hiçbir şekilde yönetim kurulunda karar alınmadan kadınlar kolu kurulmuş, başkanlık ataması yapılmış, sonradan fahri üye olan bir bayan kadınlar kolu başkan yardımcısı diye görevlendirilmiştir.

6.         Vaat ettiğimiz tüzük çalışmasında bir belirlenememiştir. Tabanımızın bu konudaki eleştirel yaklaşımları da doğrudur. Bu kapsamda yapılan hazırlık çalışması bırakın ilk altı ayda bu çalışmanın sona ereceği vaadini, halen sümen altında beklemektedir.

7.         Etkin ve katılımcı bir iletişim ağı kurulamamış, İnternet sitemiz sadece bir kişinin tekelinde ve kimsenin görüşüne yer vermeyecek şekilde planlanmış ve neticede aksi görüşlerin sosyal medyada yer almasına ve bu sebeple de bilgi kirliliğinin artarak güven bunalımı yaşanmasına sebebiyet verilmiştir.

8.         Dernek iç işleyişinde bile üye kayıtları, evrak akışı, kayıt sistemi, raporlama ve tasnif gibi hususlarda düzen sağlanamamış, bu anlamda görev ve sorumluluklar belirlenememiştir.

9.         Seyahatlerde şov yapıldığından sıklıkla bahsedilmektedir, bu seyahatlerle ulaşılmak istenen amaç anlaşılamamıştır. Seyahatlerde yapılan konuşma ve görüşmeler, fikir alışverişleri ve elde edilen sonuçlar kayıt altına alınıp resmi internet sitemizde paylaşılmadığından bu tür haberler artmaya devam edecektir. Açıklamaların facebook adlı sosyal medyadan yapıldığı beyan edilmesine rağmen, bu ortamda da beş aydır hiçbir yorum olmadığı anlaşılmakta, zaten resmi internet sayfamız da sadece resimlerden ve vefat haberlerinden başka bir amaca hizmet edememektedir. Bu sebeple sadece şov olduğu değerlendirmelerinin haklı olduğu sonucuna ulaşılmakta, zaman, emek ve sermayeyi daha etkili kullanılması gerektiği sorgulanmaktadır.

10.      Şube kapanmalarının önüne geçilmeli ve özellikle maddi imkansızlıklar sebebiyle kapanma durumuna gelmiş şubelere destek olunmalıdır.

11.      TEMAD genel merkezi içinde bir fikir ve görüş ayrılığının olduğu, yönetim kurulunda ciddi uyumsuzluk olduğu dile getirilmekte, iki istifanın gerekçesi açıklanamadığından, hatta hainlik suçlamasına kadar ağır değerlendirmelerin önüne geçilememesinden dolayı bu tür yorumlara sebebiyet verildiği anlaşılmaktadır. Evet, yönetimde uyumsuzluk ve yukarıda belirtilen hususlar sebebiyle etkisizleştirme mevcuttur. Bunun giderilmesine çalışılmak ve açıklamalarda bulunmak yerine tüm söylemlerde “yönetim kurulu arkamda” şeklindeki beyan inandırıcı olmamaktadır.

12.      İstifalardan sonra istifaların nedenleri konuşulmamış,  bu konuda konuşma ve görüşme taleplerine cevap verilmemiştir. İstifalardan sonra yapılacak görevlendirmelerin bile yönetim kurulunda görüşülme gereği duyulmamıştır, görevlendirmelerin mevcut yönetim içinden değerlendirilmesi bile düşünülmemiştir. Bu konuyla ilgili bilgi talep eden il / İlçe başkanlarına bile doğrular söylenmemiştir.

13.      Özlük hakları konusundaki çalışmalarda, Genelkurmay ile yapılan görüşmede kullanılan yöntemden kaynaklı olarak şu an kapıların TEMAD’ a kapalı olduğu, Genelkurmay ile iletişim kurma imkânımızın kalmadığı söylemleri ağırlıkla dile getirilmektedir. Bu hususta ivedi çalışma yapılarak tabanımız bilgilendirilmelidir.

14.      Üyelerimizi ve meslektaşlarımızı ilgilendiren mevzuat değişikliği kapsamında yapılan çalışmalarda, ne Genelkurmay aşaması ve ne de komisyonlarda görüşülme ve genel kurul aşamasında taraf olunamamıştır. Bu husus en çok eleştirilen hususlardandır. Bu konularda sadece sosyal medyada örgütlendiğimizden bahsedilmekte ve fakat bunun hiçbir sonuç vermediği herkesin ortak değerlendirmesi olmasına rağmen, kanunların yapım aşamalarında hiçbir etkisi olmayan ve hatta kendisinin bu hususta taraf olduğunu dahi kabul ettiremeyen TEMAD yönetiminin varlık sebebi sorgulanmaya başlanmıştır.

15.      Ziyaret edilmesi gereken birçok kurum ve kuruluşa gidilmezken TEMAD yönetim kurulu sıfatı ile TSK’dan ayırılanların kurduğu derneğin ziyaretine neden gidildiği anlaşılamamıştır.

16.      Genel Merkezde çalışan personel arasında bile ayrımcılık yapılmaktadır.

17.      Genel Merkezde çalışanların derneğe geliş ve gidişlerde sağlanan servis imkanları hususunda dahi ayrımcılık yapılmıştır. Araçların yol kayıtların tutulmadığı, üye dahi olmayan kişilere araçların tahsis edildiği, araçların hizmet maksadı dışında kullanılmıştır.

18.      OYAK ile ilgili çalışma yapılmamış, OYAK Yönetim Kuruluna yıllarca meslektaşlarımızdan da atanması gerektiğini dile getirmemize rağmen, yönetim kuruluna seçilmiş meslektaşlarımız ile ilgili tanışma ve fikir alışverişi hususlarında hiçbir çalışma yapılmamış olması kabul edilemez bir davranıştır.

19.      Sonuç olarak; mevcut yönetimin tabanını, üyelerini, üye olmayan meslektaşlarının söylemlerini ve hepsinden önemlisi Yönetim Kurulu üyelerini dahi dikkate almayan bir yapı içerisinde olduğu düşünülmektedir.

            Bu sebeple, katılımcı ve özgürlükçü düşünce yapısına değer verilerek, yönetim kurulu üyelerinin fikirleri ve tabanın düşünceleri dikkate alınmalıdır. Tabanını ve yönetimi kurulu üyelerini yok saymak, etkisizleştirmek çağdaş yönetim anlayışı değildir ve yıkılmaya mahkûmdur.

            Arz ve izah edilen hususlarda ivedilikle yönetim anlayışının değiştirilmesi, tabana gerekli ve doyurucu açıklamaların yapılması bizlere geleceğini emanet eden üyelerimizin güveninin tekrar kazanılması sağlanmalıdır.

B. MALİ HUSUSLAR         :

1.         Sosyal Medyada dile getirilen birçok husus, Yönetim Kurulunda dahi tartışılamadığından ve hatta yönetim kurulunun bilgisine dahi sunulmadığından, suiistimale açık konular olarak sürekli eleştiri almaya devam etmiş, güvenin zayıflamasında önemli etkiye sahip olmuştur. Bu kapsamda özellikle;

            a.         Denetleme Kurulu Raporlarının Yönetim Kurulunda görüşülmemesi,

            b.         Bilanço ve harcamaların yönetim kurulunun bilgisine sunulmaması (Tüzük Md.61)

            c.         Gayrimenkullerin kullanımı konusunda sosyal medyada bu konulardaki sorulara cevap verilmemesi, bir kısmının depo olarak kullanıldığı iddialarına sessiz kalınması,

            ç.         Yapılan harcamaların usule uygun olarak heyetçe alınacak teklif mektupları ile yapılması,

            d.         Tur ve gezilerden elde edilen gelirlerde yapılan masraflar, gezi ücretlerinin ne şekilde karşılandığı, elde edilen gelirlerin miktarları ve kasaya alınması ile ilgili bilgi verilmemesi herhangi bir kayıdın tutulmaması,

            e.         Dernek faaliyetleri adına yapılan seyahatlerde yapılan harcamaların makul ölçülerin üstünde olması

            f.          10.000 adet olarak bastırılan derginin büyük bir kısmının neden hala depoda beklediği anlaşılamamakta, elde edilen gelir hakkında bilgi verilmemektedir. TEMAD tabanı maddi desteğini esirgemekten çekinmez iken, daha önceleri ücretsiz dağıtıldığı halde gelir elde etmek adına ücretli dergi yayınlanması hususu tabanımızın ortak eleştirilerindendir.

            g.         Yapılan ve satılan ajandalardan elde edilen gelirlerin ve masrafların aylarca hesabının yapılmaması ve bilgi verilmemesi,

            h.         Kendi bilançomuzu kendi yönetim kurulumuza dahi açıklamazken, bir önceki yönetimin harcamalarını, faturalarını kamuoyuna sızdırarak Genel Kurulda ibra edilmiş yönetimin etik dışı davranışla zan altında bırakılmaya çalışılması,

            ı.          Gezileri tertip ettiği bilinen ve yoğun eleştiri konusu olan bayan ile ilgili dedikodulara ve Genel Merkezi yıpratacak haberlere cevap verilmemesi; hatta   bayanın “ben gidersem Ahmet KESER buralarda duramaz” gibi sözlerinin açıklanamaması; Kartalkaya, Ilgaz benzeri gezi ve kutlamalarla ilgili yoğun eleştirilere maruz kalınmasına rağmen açıklama yapılmaması,

            j.          Özellikle muvazzaf arkadaşlarımızın otomatik ödeme talimatlarıyla desteklerini esirgemediği yardımlarından elde edilen gelirlerin miktarının açıklanmaması ve gelinen güvensizlik ortamında bir kısım muvazzafların “hakkımı helal etmiyorum” tarzındaki beyanlarının vebali altında olmamak adına açıklama yapılmaması,

C. MUVAZZAFLAR :

1.         Muvazzafların özlük hakları konusunda yapılan çalışmalar, tamamen çatışmacı ve subay-astsubay ayrımını çağrıştıran söylemlerle dile getirilmeye çalışılmıştır. Hukuksal düzlemde haklılığın anlatılmasından ve haksızlıkların yine genel hukuk ilkelerine aykırılığından mukayeseli olarak bahsedilmesi yerine çatışmacı ve ötekileştirici zihniyet körüklenmiş, yangına hortumla gidilmiştir. Bu amaçla yazılı ve görsel medyada yapılan açıklamalar ile muvazzaf arkadaşlarımız tahrik edilmiş ve birçoğunun küfür ve hakaretlerle hak aramaya çalışmasına sessiz kalınmıştır. Neticede, zarar görenler muvazzaf meslektaşlarımız olmuş, şu an kıt’ a ve kurumlarda ayrımcılık had safhaya ulaşmış ve muvazzaf meslektaşlarımıza karşı yoğun bir baskı yapılmaya başlanmıştır.

2.         Sosyal medyada muvazzafların sıkıntıları ve özlük hakları ile ilgili olarak medyada dile getirilecek ve kullanılması gereken dil ve iletişim araçları gibi hususlar yönetim kurulunda hiçbir zaman görüşülmemiştir.

3.         Yönetim kurulunda, bu yöntemin hak arama mücadelesinde yanlış olduğu muvazzafları galeyana getirecek açıklamaların yapılmaması ve kendilerine yöntemle ilgili açıklayıcı bilgi verilerek frenlenmesinin sağlanması ve neticede Askeri mevzuat karşısında zor durumda kalmamaları için yapılan uyarılara “yapsınlar, iyi olur, bir şey olmaz..” gibisinden cevaplar verilmiştir. Gelinen aşamada onlarca personel sosyal medyada yaptıkları açıklamalar nedeniyle mahkemelik duruma düşmüş, yargılanmışlar, tutuklanmışlar, hüküm giymişler, mesleki ve ailevi huzurlarını kaybetmişlerdir. Bu olumsuz durumun tespiti dahi yapılmamış, büyük birliklere gidilmek suretiyle meslektaşlarımızın durumları araştırılmamış, kendilerine destek olunmamış, mücadele yolunda atmamız gereken adımlar, halen meslekte olan arkadaşlarımız galeyana getirilerek atılmaya çalışılmakla gelinen noktada askeri birliklerde çalışma barış ve huzurunun bozulmasına sebebiyet verilmiştir.

2.         Mevcut durum; sosyal medyada örgütlenmenin tek ve en etkili yöntem olduğunu düşünmektedir. Ne yazık ki; bu alanı da iyi yönetemediğinden, bunun sonucunda kişilerin ve kurumların zarar görmesine sebebiyet verilmektedir. Halbuki; iletişim çağının en önemli araçlarından olan medyanın çatışmasız ve kişiler ile kurumlara zarar vermeksizin kullanılmasının mümkün olacağı anlaşılmamış, örneğin bir radyo kanalı tesis ederek geniş katılımlı ve herkese seslenebilecek sistemler geliştirilmemiş, çok geniş kitlelere ulaşma imkanı araştırılmamış, halen kara düzen gezilerle kitlelere ulaşılmaya çalışılmıştır.

 

SONUÇ         :

Yukarıda arz ve izah ettiğimiz hususlar, tamamen yönetim anlayışından kaynaklanan sebeplerle, güvensizlik ortamına gelinmesine sebebiyet veren hususların sadece ön plana çıkanlarından ibarettir.

Tamamen gönüllülük esasına dayalı olan Yönetim Kurulu üyelerinin tek amacı somut, haklı davamıza sahip çıkmaktan başka bir şey olmamalı ve her biri seçimle işbaşına gelen ve kendilerinden hizmet beklenen kişilerin fikirlerine önem verilerek, ortak amaç uğrunda çalışma barışı sağlanarak, meslektaşlarımızın emanetine sahip çıkılmalıdır.

Bu kapsamda; yukarıda belirtilen aksaklıkların giderilmesi, açıklanması gereken hususların yönetim kurulu üyelerine ve tabanımıza açıklanması ivedilik arz etmektedir.

            Aksi takdirde mevcut yönetime duyulan güvensizlik artarak devam edecek ve neticede vebal altında kalınacağından bizler bu vebale ortak olmak istemiyoruz, Bu maksatla sorunların ivedi çözülmesi için bu mevcud konuların yönetim kurulunda tartışılarak ortak noktaların ivedi bulunup uygulamaya başlanması ve gereğini arz ve talep ederiz.

 Ayhan YILDIRIM                               M.Ali SARIKAYA                             Av.Fevzi AKSOY          Yunus EKİNCİ                 Yaşar CENGİZ                                Ayhan BAŞÇILAR                             Muharrem BASKAK

 

 

 

Değerli Meslektaşlarımız, olağanüstü seçim kararını alan TEMAD yönetim kurulundaki arkadaşlarımızın NİÇİN ERKEN SEÇİM yazısına ek bilgilendirme yazılarını değerlendirme ve takdirlerinize sunuyoruz. SİTE YÖNETİMİ

 

Saygıdeğer Meslektaşlarımız 

Bizler  Sn.Ahmet Keser başkanlığındaki YENİ OLUŞUM grubu ile  sizleri temsil etmek adına yönetime talip olduk. Sizlerin güvenini alarak yıllarca ön yargılarla tahakküme varan haksızlığa uğratılan assubayları temsil için yönetim kurulumuzu oluşturup göreve başladık.

Hiçbir yönetim dağılmak,parçalanmak ve kendi arasında sorunlar yaşamak için oluşturulmaz bu eşyanın tabiatına aykırıdır. 

Yönetimlerde elbette başkan liderdir ancak liderler demokratik temaüllere aykırı olarak  tek adam olmaya  başladıkları andan itibaren amaçların gerçekleşmesi mümkün olamaz bu nedenle  bizlere verilen temsil görevinin sorumluluklarının gereğini yapma mecburiyeti doğmuştur. Sn.Başkan kendi kararı ile farklı bir stateji uyguladı sizlerin desteği ile oluşturulan basın rüzgarında genelkurmayın ilk günlerdeki görüşmelerimizdeki sıcak,samimi ve yapıcı yaklaşımları gözardı edilerek adeta karşımıza alındı yönetim kurulu kilitlendi başta Askeri disiplin ve personel yasası olmak üzere haklarımızla ilgili  yeterli çalışmalar yapılamadı şifahi uyarılarımızın dikkate alınmaması üzerine siz değerli meslektaşlarımızdan gelen öneri şikayet ve eleştirileri de dikkate alarak  24 Haziran 2013 tarihli yönetim kurulu toplantısında TEMAD YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞINA aşağıda imzası bulunan üyeler  yazılı olarak endişe ve kaygılarımızı dile getirdik.

Sürekli olarak yanlış anlaşılma yanlış lanse edilme ve mücadeleye zarar verme endişesi ile çoğu kez sorunları sizlere intikal ettirmeyerek kendi içimizde çözmeye çalıştık, yazılı taleplerimiz de dikkate alınmayınca toplumun vebalini daha fazla taşımamak,mücadelenin önünü açmak ve soruna kesin çözüm bulmak adına OLAĞANÜSTÜ SEÇİM KARARI ALDIK. 

Bu davranışın bazı yandaş yorum ve değerlendirmelerin aksine iyi niyet ve assubay onur mücadelesinin devamını ve sorunların çözümüne katkı sağlamak olduğunu belirtir siz değerli meslektaşlarımızın takdirine sunarız. Saygılarımızla   

 

TÜRKİYE EMEKLİ ASTSUBAYLAR DERNEĞİ GENEL BAŞKANLIĞI

GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULUNA

Özellikle son zamanlarda, üye olan veya olmayan meslektaşlarımızın Genel Merkez Yönetimine olan güveninin önemli ölçüde sarsıldığını ortaya koyan açıklamalar yapılmaktadır.

            Genel Merkez Yönetiminin şeffaf ve katılımcı, etkin bir resmi yayın organı oluşturamamış olması sebebiyle, bahsedilen açıklamalar tamamen sosyal medyada yer almakta ve bilgi kirliliğinin de etkisiyle meydana gelen güven bunalımının çığ gibi büyümesine neden olunmaktadır.

Meslektaşlarımızın büyük teveccühü ile göreve gelirken ortaya koyduğumuz vizyonumuza uygun düşmeyen somut durumun, aynı zamanda misyonumuzu yerine getirmediğimiz ve bu aşamadan sonra da getirmeyeceğimiz algısına yol açtığı ve hepsinden önemlisi Genel Merkez Yönetiminde olan bizlerinde aynı algıya neden olduğumuzu açıklamak zorundayız. 

İçinde bulunduğumuz bu olumsuz durumu aşağıda kategoriler halinde sıraladığımız sebeplere dayandığını düşündüğümüzden, bu hususların Genel Merkez Yönetim Kurulunda tartışılması, sosyal medyada dile getirilen hususların öncelikle Yönetim Kurulunda açıklanarak, Yönetim Kurulu üyelerinin bilgilendirilmesi ve ardından yeniden güven tazeleme yönünde atılacak adımların belirlenmesi maksadıyla Genel merkez yönetim kuruluna sunulmasına ihtiyaç duyduk.

Tespit ettiğimiz ve giderilmesini talep ettiğimiz aksaklıklar, çözüm önerileri ve açıklanmasına ihtiyaç duyduğumuz hususlar aşağıda arz ve izah olunmuştur.

A.TEŞKİLAT VE YÖNETİM          :

1.         Genel Merkez Yönetim Kurulu, Derneğin yakın, orta ve uzak vadede yapacaklarının tespit edildiği ve uygulama aşamalarının da tartışıldığı bir organdır. Buna rağmen, her biri seçimle işbaşına gelmiş olan Yönetim Kurulu Üyeleri ile istişare edilmeden bir kısım kararların alındığı ve uygulamaya konulduğu anlaşılmaktadır.

            İstişare, görevin yerine getirilmesi aşamasında meydana gelebilecek aksaklıkların önceden tespiti ve önlenmesi ile üst düzeyde verim alınmasını sağlayan önemli bir yönetim ilkesidir. Buna karşın, şu an Genel Merkez yönetimine hakim olan anlayışın, yönetim kurulu ile tartışmaya gerek görülmeksizin kararların alınması ve uygulamaya geçirilmesinden ibaret olduğunu, aksi yönde görüş beyan eden yönetim kurulu üyelerin fikirlerine değer verilip tartışmaya açılmak yerine, fikir sahiplerinin sindirilmesi ve bu maksatla her türlü tedbire başvurulduğunu ve yönetim kurulu üyelerinin etkisizleştirilmeye çalışıldığını, bu doğrultuda yönetim kurulu üyeleri arasında da birlik ve beraberliğin yok edilerek, iç çatışmanın artırıldığını üzülerek gözlemlemekteyiz. Nitekim; bu dilekçemiz de, aslen Yönetim Kurulu üyesi olmamıza rağmen fikirlerimizin dikkate alınmadığı ve yönetim kurulunda tartışılamadığından kaleme alınmak zorunda kalınmıştır.

            Bu olumsuz yönetim anlayışının sona erdirilmesi ve kararların daha etkin ve anında uygulamaya konulabilmesi, aidiyet duygusunun artırılması maksadıyla yönetim kurulu üyelerine aynı düzeyde değer verilmesi gerekliliğin dikkate alınması zorunluluğunu belirtmek istiyoruz.

2.         Genel Merkez tüm üyeleri ile şube, il / ilçe başkanlıklarını ayrım yapmadan kucaklayan, kapsayan bir anlayışa sahip olmak zorundadır. Buna rağmen, bir kısım şube, il / ilçe başkanlarının, tamamen temsil ettiği üyelerinin ve camiamızın çıkarlarının savunulmasına yönelik talep ve düşüncelerine değer verilmediğini ve aksine Genel Merkez yönetimini eleştiren tarzda beyanları olanların ise etkisizleştirilmesi maksadıyla her türlü kulis faaliyetlerinden de geri kalınmadığını üzülerek gözlemliyoruz. Bu durumun camiamıza hizmet etmeyeceğinin bilinmesi gerekmektedir.

3.         Aynı olumsuz düşüncelerle bir kısım Şube, il / İlçe Başkanlarının taleplerinin değerlendirilmediği, çağrılarına hiçbir cevap verilmediği veya dikkate alınmadığı dikkat çekmektedir. Bu durumda ilgili şube il / ilçe başkanları kendi bölgelerinde etkin bir yönetim oluşturmayacağı ve üyeleri nezdinde de etkinliğini ve saygınlığını kaybedeceği dikkate alınmamaktadır.

4.         Şube Genel Kurullarına katılınmadığı, İl toplantılarına katılım kararı alınmadığı, katılımı düşünülen toplantılara ise yönetimde olmayan bir kısım kişiler ile katılım yapıldığı görülmektedir.  17 Ekim etkinliği gibi önemli planlamalarda İl Başkanlarının görüşlerine başvurulmaması, teşkilatların ziyaretinde ayrım yapılması, ziyaret planlarında oy katkısının ve son dönemde verilen oyların dikkate alınarak ziyaret planlarına alınmaması gibi hususlar yönetime gelirken vaad ettiğimiz söylemlerle çelişmektedir.

            Nitekim; yönetime gelirken dile getirdiğimiz hususlardan özellikle;

            “TEMAD, İl, İlçe Başkanlıkları ve üyelerinin de katılımını sağlayacak demokratik bir yönetim anlayışıyla yeniden yapılandırılacaktır.

İl ve İlçe Başkanlıkları ile TEMAD yönetimi “Telekonferans sistemi” ile ortak toplantılar düzenleyerek “Katılımcı Yönetim” uygulaması yapılacaktır.

TEMAD yönetimi de yeniden yapılandırılacak, öncelikle danışma kurulu sistemi oluşturulacaktır…”

Şeklinde dile getirdiğimiz önceliklerimiz, bu güne kadar hiçbir şekilde sağlanmamış, bırakın geniş katılımı Yönetim Kurulunun dahi karar mekanizmasına dahil edilmeyip etkisizleştirildiği bir aşamaya gelinmiştir.

5.         Hiçbir alanda Danışma Komisyonları kurulmamış, dernek yönetimi ve toplulukların yönetimi, derneğimizin temel amaçları ile ilgili çalışma biçimi hususlarında hiçbir profesyoneleğitim kurumlarından destek alınmaksızın kara düzen faaliyetlere girişilmiştir. Ancak hiçbir şekilde yönetim kurulunda karar alınmadan kadınlar kolu kurulmuş, başkanlık ataması yapılmış, sonradan fahri üye olan bir bayan kadınlar kolu başkan yardımcısı diye görevlendirilmiştir.

6.         Vaat ettiğimiz tüzük çalışmasında bir belirlenememiştir. Tabanımızın bu konudaki eleştirel yaklaşımları da doğrudur. Bu kapsamda yapılan hazırlık çalışması bırakın ilk altı ayda bu çalışmanın sona ereceği vaadini, halen sümen altında beklemektedir.

7.         Etkin ve katılımcı bir iletişim ağı kurulamamış, İnternet sitemiz sadece bir kişinin tekelinde ve kimsenin görüşüne yer vermeyecek şekilde planlanmış ve neticede aksi görüşlerin sosyal medyada yer almasına ve bu sebeple de bilgi kirliliğinin artarak güven bunalımı yaşanmasına sebebiyet verilmiştir.

8.         Dernek iç işleyişinde bile üye kayıtları, evrak akışı, kayıt sistemi, raporlama ve tasnif gibi hususlarda düzen sağlanamamış, bu anlamda görev ve sorumluluklar belirlenememiştir.

9.         Seyahatlerde şov yapıldığından sıklıkla bahsedilmektedir, bu seyahatlerle ulaşılmak istenen amaç anlaşılamamıştır. Seyahatlerde yapılan konuşma ve görüşmeler, fikir alışverişleri ve elde edilen sonuçlar kayıt altına alınıp resmi internet sitemizde paylaşılmadığından bu tür haberler artmaya devam edecektir. Açıklamaların facebook adlı sosyal medyadan yapıldığı beyan edilmesine rağmen, bu ortamda da beş aydır hiçbir yorum olmadığı anlaşılmakta, zaten resmi internet sayfamız da sadece resimlerden ve vefat haberlerinden başka bir amaca hizmet edememektedir. Bu sebeple sadece şov olduğu değerlendirmelerinin haklı olduğu sonucuna ulaşılmakta, zaman, emek ve sermayeyi daha etkili kullanılması gerektiği sorgulanmaktadır.

10.      Şube kapanmalarının önüne geçilmeli ve özellikle maddi imkansızlıklar sebebiyle kapanma durumuna gelmiş şubelere destek olunmalıdır.

11.      TEMAD genel merkezi içinde bir fikir ve görüş ayrılığının olduğu, yönetim kurulunda ciddi uyumsuzluk olduğu dile getirilmekte, iki istifanın gerekçesi açıklanamadığından, hatta hainlik suçlamasına kadar ağır değerlendirmelerin önüne geçilememesinden dolayı bu tür yorumlara sebebiyet verildiği anlaşılmaktadır. Evet, yönetimde uyumsuzluk ve yukarıda belirtilen hususlar sebebiyle etkisizleştirme mevcuttur. Bunun giderilmesine çalışılmak ve açıklamalarda bulunmak yerine tüm söylemlerde “yönetim kurulu arkamda” şeklindeki beyan inandırıcı olmamaktadır.

12.      İstifalardan sonra istifaların nedenleri konuşulmamış,  bu konuda konuşma ve görüşme taleplerine cevap verilmemiştir. İstifalardan sonra yapılacak görevlendirmelerin bile yönetim kurulunda görüşülme gereği duyulmamıştır, görevlendirmelerin mevcut yönetim içinden değerlendirilmesi bile düşünülmemiştir. Bu konuyla ilgili bilgi talep eden il / İlçe başkanlarına bile doğrular söylenmemiştir.

13.      Özlük hakları konusundaki çalışmalarda, Genelkurmay ile yapılan görüşmede kullanılan yöntemden kaynaklı olarak şu an kapıların TEMAD’ a kapalı olduğu, Genelkurmay ile iletişim kurma imkânımızın kalmadığı söylemleri ağırlıkla dile getirilmektedir. Bu hususta ivedi çalışma yapılarak tabanımız bilgilendirilmelidir.

14.      Üyelerimizi ve meslektaşlarımızı ilgilendiren mevzuat değişikliği kapsamında yapılan çalışmalarda, ne Genelkurmay aşaması ve ne de komisyonlarda görüşülme ve genel kurul aşamasında taraf olunamamıştır. Bu husus en çok eleştirilen hususlardandır. Bu konularda sadece sosyal medyada örgütlendiğimizden bahsedilmekte ve fakat bunun hiçbir sonuç vermediği herkesin ortak değerlendirmesi olmasına rağmen, kanunların yapım aşamalarında hiçbir etkisi olmayan ve hatta kendisinin bu hususta taraf olduğunu dahi kabul ettiremeyen TEMAD yönetiminin varlık sebebi sorgulanmaya başlanmıştır.

15.      Ziyaret edilmesi gereken birçok kurum ve kuruluşa gidilmezken TEMAD yönetim kurulu sıfatı ile TSK’dan ayırılanların kurduğu derneğin ziyaretine neden gidildiği anlaşılamamıştır.

16.      Genel Merkezde çalışan personel arasında bile ayrımcılık yapılmaktadır.

17.      Genel Merkezde çalışanların derneğe geliş ve gidişlerde sağlanan servis imkanları hususunda dahi ayrımcılık yapılmıştır. Araçların yol kayıtların tutulmadığı, üye dahi olmayan kişilere araçların tahsis edildiği, araçların hizmet maksadı dışında kullanılmıştır.

18.      OYAK ile ilgili çalışma yapılmamış, OYAK Yönetim Kuruluna yıllarca meslektaşlarımızdan da atanması gerektiğini dile getirmemize rağmen, yönetim kuruluna seçilmiş meslektaşlarımız ile ilgili tanışma ve fikir alışverişi hususlarında hiçbir çalışma yapılmamış olması kabul edilemez bir davranıştır.

19.      Sonuç olarak; mevcut yönetimin tabanını, üyelerini, üye olmayan meslektaşlarının söylemlerini ve hepsinden önemlisi Yönetim Kurulu üyelerini dahi dikkate almayan bir yapı içerisinde olduğu düşünülmektedir.

            Bu sebeple, katılımcı ve özgürlükçü düşünce yapısına değer verilerek, yönetim kurulu üyelerinin fikirleri ve tabanın düşünceleri dikkate alınmalıdır. Tabanını ve yönetimi kurulu üyelerini yok saymak, etkisizleştirmek çağdaş yönetim anlayışı değildir ve yıkılmaya mahkûmdur.

            Arz ve izah edilen hususlarda ivedilikle yönetim anlayışının değiştirilmesi, tabana gerekli ve doyurucu açıklamaların yapılması bizlere geleceğini emanet eden üyelerimizin güveninin tekrar kazanılması sağlanmalıdır.

B. MALİ HUSUSLAR         :

1.         Sosyal Medyada dile getirilen birçok husus, Yönetim Kurulunda dahi tartışılamadığından ve hatta yönetim kurulunun bilgisine dahi sunulmadığından, suiistimale açık konular olarak sürekli eleştiri almaya devam etmiş, güvenin zayıflamasında önemli etkiye sahip olmuştur. Bu kapsamda özellikle;

            a.         Denetleme Kurulu Raporlarının Yönetim Kurulunda görüşülmemesi,

            b.         Bilanço ve harcamaların yönetim kurulunun bilgisine sunulmaması (Tüzük Md.61)

            c.         Gayrimenkullerin kullanımı konusunda sosyal medyada bu konulardaki sorulara cevap verilmemesi, bir kısmının depo olarak kullanıldığı iddialarına sessiz kalınması,

            ç.         Yapılan harcamaların usule uygun olarak heyetçe alınacak teklif mektupları ile yapılması,

            d.         Tur ve gezilerden elde edilen gelirlerde yapılan masraflar, gezi ücretlerinin ne şekilde karşılandığı, elde edilen gelirlerin miktarları ve kasaya alınması ile ilgili bilgi verilmemesi herhangi bir kayıdın tutulmaması,

            e.         Dernek faaliyetleri adına yapılan seyahatlerde yapılan harcamaların makul ölçülerin üstünde olması

            f.          10.000 adet olarak bastırılan derginin büyük bir kısmının neden hala depoda beklediği anlaşılamamakta, elde edilen gelir hakkında bilgi verilmemektedir. TEMAD tabanı maddi desteğini esirgemekten çekinmez iken, daha önceleri ücretsiz dağıtıldığı halde gelir elde etmek adına ücretli dergi yayınlanması hususu tabanımızın ortak eleştirilerindendir.

            g.         Yapılan ve satılan ajandalardan elde edilen gelirlerin ve masrafların aylarca hesabının yapılmaması ve bilgi verilmemesi,

            h.         Kendi bilançomuzu kendi yönetim kurulumuza dahi açıklamazken, bir önceki yönetimin harcamalarını, faturalarını kamuoyuna sızdırarak Genel Kurulda ibra edilmiş yönetimin etik dışı davranışla zan altında bırakılmaya çalışılması,

            ı.          Gezileri tertip ettiği bilinen ve yoğun eleştiri konusu olan bayan ile ilgili dedikodulara ve Genel Merkezi yıpratacak haberlere cevap verilmemesi; hatta   bayanın “ben gidersem Ahmet KESER buralarda duramaz” gibi sözlerinin açıklanamaması; Kartalkaya, Ilgaz benzeri gezi ve kutlamalarla ilgili yoğun eleştirilere maruz kalınmasına rağmen açıklama yapılmaması,

            j.          Özellikle muvazzaf arkadaşlarımızın otomatik ödeme talimatlarıyla desteklerini esirgemediği yardımlarından elde edilen gelirlerin miktarının açıklanmaması ve gelinen güvensizlik ortamında bir kısım muvazzafların “hakkımı helal etmiyorum” tarzındaki beyanlarının vebali altında olmamak adına açıklama yapılmaması,

C. MUVAZZAFLAR :

1.         Muvazzafların özlük hakları konusunda yapılan çalışmalar, tamamen çatışmacı ve subay-astsubay ayrımını çağrıştıran söylemlerle dile getirilmeye çalışılmıştır. Hukuksal düzlemde haklılığın anlatılmasından ve haksızlıkların yine genel hukuk ilkelerine aykırılığından mukayeseli olarak bahsedilmesi yerine çatışmacı ve ötekileştirici zihniyet körüklenmiş, yangına hortumla gidilmiştir. Bu amaçla yazılı ve görsel medyada yapılan açıklamalar ile muvazzaf arkadaşlarımız tahrik edilmiş ve birçoğunun küfür ve hakaretlerle hak aramaya çalışmasına sessiz kalınmıştır. Neticede, zarar görenler muvazzaf meslektaşlarımız olmuş, şu an kıt’ a ve kurumlarda ayrımcılık had safhaya ulaşmış ve muvazzaf meslektaşlarımıza karşı yoğun bir baskı yapılmaya başlanmıştır.

2.         Sosyal medyada muvazzafların sıkıntıları ve özlük hakları ile ilgili olarak medyada dile getirilecek ve kullanılması gereken dil ve iletişim araçları gibi hususlar yönetim kurulunda hiçbir zaman görüşülmemiştir.

3.         Yönetim kurulunda, bu yöntemin hak arama mücadelesinde yanlış olduğu muvazzafları galeyana getirecek açıklamaların yapılmaması ve kendilerine yöntemle ilgili açıklayıcı bilgi verilerek frenlenmesinin sağlanması ve neticede Askeri mevzuat karşısında zor durumda kalmamaları için yapılan uyarılara “yapsınlar, iyi olur, bir şey olmaz..” gibisinden cevaplar verilmiştir. Gelinen aşamada onlarca personel sosyal medyada yaptıkları açıklamalar nedeniyle mahkemelik duruma düşmüş, yargılanmışlar, tutuklanmışlar, hüküm giymişler, mesleki ve ailevi huzurlarını kaybetmişlerdir. Bu olumsuz durumun tespiti dahi yapılmamış, büyük birliklere gidilmek suretiyle meslektaşlarımızın durumları araştırılmamış, kendilerine destek olunmamış, mücadele yolunda atmamız gereken adımlar, halen meslekte olan arkadaşlarımız galeyana getirilerek atılmaya çalışılmakla gelinen noktada askeri birliklerde çalışma barış ve huzurunun bozulmasına sebebiyet verilmiştir.

2.         Mevcut durum; sosyal medyada örgütlenmenin tek ve en etkili yöntem olduğunu düşünmektedir. Ne yazık ki; bu alanı da iyi yönetemediğinden, bunun sonucunda kişilerin ve kurumların zarar görmesine sebebiyet verilmektedir. Halbuki; iletişim çağının en önemli araçlarından olan medyanın çatışmasız ve kişiler ile kurumlara zarar vermeksizin kullanılmasının mümkün olacağı anlaşılmamış, örneğin bir radyo kanalı tesis ederek geniş katılımlı ve herkese seslenebilecek sistemler geliştirilmemiş, çok geniş kitlelere ulaşma imkanı araştırılmamış, halen kara düzen gezilerle kitlelere ulaşılmaya çalışılmıştır.

 

SONUÇ         :

Yukarıda arz ve izah ettiğimiz hususlar, tamamen yönetim anlayışından kaynaklanan sebeplerle, güvensizlik ortamına gelinmesine sebebiyet veren hususların sadece ön plana çıkanlarından ibarettir.

Tamamen gönüllülük esasına dayalı olan Yönetim Kurulu üyelerinin tek amacı somut, haklı davamıza sahip çıkmaktan başka bir şey olmamalı ve her biri seçimle işbaşına gelen ve kendilerinden hizmet beklenen kişilerin fikirlerine önem verilerek, ortak amaç uğrunda çalışma barışı sağlanarak, meslektaşlarımızın emanetine sahip çıkılmalıdır.

Bu kapsamda; yukarıda belirtilen aksaklıkların giderilmesi, açıklanması gereken hususların yönetim kurulu üyelerine ve tabanımıza açıklanması ivedilik arz etmektedir.

            Aksi takdirde mevcut yönetime duyulan güvensizlik artarak devam edecek ve neticede vebal altında kalınacağından bizler bu vebale ortak olmak istemiyoruz, Bu maksatla sorunların ivedi çözülmesi için bu mevcud konuların yönetim kurulunda tartışılarak ortak noktaların ivedi bulunup uygulamaya başlanması ve gereğini arz ve talep ederiz.

 Ayhan YILDIRIM                               M.Ali SARIKAYA                             Av.Fevzi AKSOY          Yunus EKİNCİ                 Yaşar CENGİZ                                

 Ayhan BAŞÇILAR                            Muharrem BASKAK

 

 

 

Değerli meslektaşlarımız
TEMAD Gn.Mrk.seçimlere bir yıl kalmasına rağmen erken seçim kararını niçin aldı? Meslektaşlarımız bu sorunun yanıtını bekliyor. Erken seçim kararı için imza veren TEMAD yönetimi üyelerinin açıklamalarını bilgilerinize sunuyoruz.  Diğer grubun da açıklaması elbette vardır. Gönderdikleri taktirde sizlere duyurulacaktır. Saygılarımızla. 
11 Ekim 2011 tarihinde yapılan olağan genel kurulda TEMAD yönetim kuruluna sizlerin teveccühü ile seçilerek göreve başladık.
  1. Meslektaşlarımızın sorunlarına yönelik ilgili siyasi ve askeri makamlarla görüşmelerde bulunulmuş özveri ile faaliyetler sürdürülmüştür.
  2. Ekim 2011 – Temmuz 2013 döneminde TEMAD Genel Merkezinde bir takım yönetimsel ve idari konularda sıkıntılar yaşanmış bu konular Genel Başkan ile paylaşıldığında farklı söylemlerde bulunarak zaafiyet, kırgınlık ve kopmalar oluşmasına sebebiyet vermiş, 15 günde bir yapılan yönetim kurulu toplantılarında gündeme getirilen konularda ise tartışma ve huzursuzluk yaşanmasına sebep olmuştur.
  3. Olumsuzluklarla ilgili bazı il / ilçe başkanları, denetleme kurulu ve disiplin kurulu başkanı tarafından gerekli ikaz ve uyarılar kendilerine iletilmiş ancak hiçbir zaman dikkate alınmamıştır.
  4. Gelinen süreç ve alınması gereken tedbirler 24 Haziran 2013 tarihinde yapılan yönetim kurulu toplantısında konularla ilgili rahatsızlıklarını bildiren yedi yönetim kurulu üyesinin imzası ile yazılı olarak verilen görüşme teklifine sert bir şekilde karşılık verilerek toplantı belirtilen konular görüşülmeden sona erdirilmiştir.
  5. TEMAD Genel Başkanının yönetim anlayışının, yönetim kuruluna karşı ciddi sevgi ve saygı gösteren meslektaşlarımızın sorunlarına çözüm ve beklentilerine cevap verilebileceği inancımızı kaybettiğimiz için tamamen yönetim anlayışından kaynaklanan sebepler ile güvensizlik ortamına gelinmiştir. Bu nedenle, 22.07.2013 tarihinde yapılan yönetim kurulu toplantısında yönetim ve denetleme kurulunun oy çokluğu ile (8 Kabul-6 Red)  seçimli olağanüstü genel kurul yapılma kararı alınmıştır. 
  6. Olaganüstü seçim için İlk toplantı 22.08.2013 günü, çoğunluk sağlanamaz ise ikinci toplantı 29.08.2013 tarihinde yapılacaktır. Toplantının nerede yapılacağı TEMAD Genel Merkezince bilahare duyurulacaktır.
Alınan bu karar camiamıza hayırlı olsun. Saygılarımızla. 
 
Mehmet Ali SARIKAYA
Ayhan YILDIRIM
Yaşar CENGİZ
Muharrem BASKAK
Yunus EKİNCİ
Ayhan BAŞÇILAR
Numan YILDIZ
Zülfikar AYDOĞAN
Saygıdeğer Meslektaşlarımız

TEMAD ve mücadeleye desteği misyon edinmiş assubayların özgür sesi sitemiz assubayları yakından ilgilendiren OLAĞANÜSTÜ SEÇİM için aday olacaklara tarafsızlık ilkesi gereğince kendilerini farklı bir platformda tanıtma imkanı vereceğini daha önce duyurmuştur. İlk kez GENÇ KUŞAK EMEKLİ ASTSUBAYLAR grubundan gelen yazıyı bilgilerinize sunuyoruz.

Saygılarımızla.

EMEKLİ ASSUBAYLAR

Emekli Astsubayların artarak devam eden sorunları günümüze kadar göreve gelen TEMAD yönetimleri tarafından çözülememiş, çözme çabaları da maalesef sonuçsuz kalmıştır.

Bugüne kadarki yönetimler sorunlarımıza çözüm arayışları içinde muhatapları tarafından hep oyalanmıştır. Astsubay toplumu üzerinde korku, baskı oluşturmaya çalışan bürokratik güçlere defalarca anlatılmasına rağmen inanma ve umut etme yanlışına düşmüşlerdir.

Ülkemizde çok kanallı medya ve iletişim araçlarının yaygınlaşması sonucu farklı düşünceler ortaya konulmakta, hiçbir olay gizli saklı kalmadan en kısa zamanda yayılmaktadır.

Yerinde say komutunu kaldırıp ileri marş komutu ile haklı taleplerimizi hukuk içinde elde etmek için, biz Genç Kuşak Emekli Astsubaylar TEMAD Genel Merkez Yönetimine siz değerli arkadaşlarımızın ve Delegelerin desteği ile HER ŞARTLARDA! TALİBİZ.

Genç Kuşak Emekli Astsubaylar olarak hedefimiz sorunların bir parçası değil, çözümün öncüsü, ayrıştırıcı değil, birleştirici, bütünleştirici, farklılıkları olduğu gibi görüp kabul eden, farklılıklarda değil birlikteliklerde buluşan, çatışmacı değil uzlaşmacı, tavizci değil, hakkını alan, statükocu, baskıcı değil değişime, yeniliğe, çok sesliliğe açık bir düşünce yapısı ile buradayız. Bizi tanımak için kendinize bakın, uzaklarda değil aranızdayız.

‘’ Bir şeyi değiştirirseniz her şeyi değiştirmiş olursunuz.’’

Yeni bir yönetim oluşturmak,

Yeni bir yönetim anlayış geliştirmek,

Yeni bir yönetim kadrosu belirlemek,

Yeni bir yol izlemek.

 

Ne yaptığını ve yapacağını bilen, özgüveni tam, kararlı, dürüst, zorlukları ve kazanımları meslektaşları ile paylaşan bir yönetim oluşturmak.

Merkezi otorite yerine bütün teşkilatlarıyla ortak karar alan, ortak akılla hareket eden, ben bilirim yerine biz biliriz ve her güçlüğü beraber aşabiliriz diyen bir yönetim anlayışı geliştirmek.

Kadroları yalnız Ankara’dan değil Türkiye’nin neresinde olursa olsun alanında temayüz etmiş uzman, mücadele azmi ile tutuşan meslektaşlarını bulan kadrolarına dahil eden ve edecek, herkesin bilgisinden görgüsünden faydalanacak zenginleşmiş, bir yönetim kadrosu belirlemek.

Verdiği sözleri ve vaatleri gerçekleştirmek için planlı programlı hareket eden, uyumlu, diklenmeden dik duran, yol kapandığında yeni yol bulan, bulamadığında yol açacak, bütün çabalarına karşılık; Verdiği sözleri gerçekleştiremediğinde zaman kaybetmeden yerini yeni bir yönetime bırakacak yol izleyecek bir yönetim.

Amaç ve hedeflerimiz;

1-Sadece TEMAD genel merkezi değil tüm şubeleri ile birlikte güç ve hareketlilik sağlayarak toplumda ve kamu alanında hak ettiği saygın yerini almasıdır.

Bu amaçla öncelikli hedefimiz üye sayımızın hızla artırılmasını sağlamak( söylenildiği gibi üye sayımız 50.000 lerde değil, yarısı değerdedir)2011 genel kurulda alınan karar ile ihraçlarla ilgili kararı uygulanır hale getirip, teşkilatlarımız aracılığıyla ulaşıp, fikrini almak, ikna etmek ve üyeliğini sağlamak öncelikli hedefimizdir.

2-Genel merkez ve şubelerde çalışma grupları oluşturarak sorunlarımızı sebep-sonuç ilişkisine göre analiz edeceğiz, çözüm önerileri üreterek ilgili, yetkili makamlardan sonuç alınıncaya kadar takipçisi olacağız.

3-TEMAD üyeliğinin onurunu ve ayrıcalığını üyelerimize sağlayacağız. Bu amaçla tüm şubelerin mekanları, ortamları, faaliyetleri belirlenen ölçütlere göre standart olacaktır.

4-Şubeler ile genel merkez arasında doğrudan iletişim kurulacak, genel merkezde bir arkadaşımız teşkilattan sorumlu olarak şubelerin üyelerle ilgili her türlü taleplerini değerlendirecek, sorunlarına çözüm arayacaktır. Şubeler ile uyumlu, koordineli hareket edilecektir.Şubelerin yazdığı yazı ve sorunlarına üç maymun misali duyarsız kalınmayacaktır.

5-Belirlediğimiz amaç ve hedefe göre planlı, programlı çalışacağız. Her faaliyetimiz açık ve şeffaf olacak, üyelerimize öncelik ile şubeler aracılığı ile her zaman bilgi desteği sağlanacaktır. Şube oluru olmadan üye ile bağlantıya geçilmeyecektir.

6-Yerel ve ulusal tüm medya kanalları ile genel merkez ve şubeler aracılığıyla doğrudan iletişime geçeceğiz. T.B.M.M, Hükümet, Kamu kurumları ve kamuoyuna sorunlarımızın geniş kitlelere duyurulması için, desteğini sağlayacağız.

7-Diğer sivil toplum örgütleri ile yakın ilişki ve işbirliği içinde olacağız. Her konuda bilgi ve tecrübelerinden faydalanacağız. Genel merkezde uluslararası ilişkiler biriminde görevlendirilecek arkadaşımız ile uluslar arası kurum ve kuruluşlar ile de faaliyetlerimizi sürdüreceğiz.

8-Şubelerimizin yerel alanda eğitim, istihdam, kültür, sağlık, ulaşım, moral-isteklendirme faaliyetlerine ve geliştirmelerine tam destek vereceğiz. Şubelerimizi kaderi ile baş başa bırakmayacağız. Her arkadaşımızın özel sorunlarının yerinde tespit edilerek çözümünün sağlanması için gerekli girişimleri şubesinden başlama ile bulunulacaktır. Hiçbir arkadaşımız yalnızlık psikolojisi içine düşmesine fırsat vermeyeceğiz. Birliktelik ve aidiyet duygusunu güçlendirerek geliştireceğiz.

Arkadaşlarımızın kendilerini geliştirmeleri, ifade etmeleri, resim, müzik, spor ve benzeri alanlardaki yeteneklerini sergilemeleri için onlara destek vereceğiz.

Üyelerimizin sağlık, tedavi, cenaze defin gibi durumlarında yanlarında olacağız. İlgili birimler ile hızla irtibata geçerek mağdur edilmeden sorunlarına çözüm sağlayacağız.

Spor, gezi, sanat etkinliklerinde organizasyonlar tertip edeceğiz, en ekonomik ve kolay imkanlar ile üyelerimizin bu faaliyetlerden faydalanmasını sağlayacağız.

9-Milli, dini günler ile önemli tarihi olayların yıl dönümlerinde tanınmış bilim ve ilim insanlarının katılacağı toplantı ve konferanslar düzenlenecektir.

10-Demokratik katılımın gelişmesi için üyelerimizin sivil toplum örgütlerinde üye olmalarını, aktif görev almalarını, yerel ve genel yönetimlerde aday olmaları halinde destekleyeceğiz.

11-Çalışmak isteyen üyelerimize yerelde imkanlar kullanılarak şubelerimiz aracılığı ile bölgelerindeki ticaret, sanayi odaları başta olmak üzere tüm meslek odaları ve sivil toplum örgütleri ile irtibata geçerek istihdam imkanları araştırılacak ve üyelerimizin iş sahibi olmaları, iş kurmaları, bu alanda açılacak kurslardan haberdar edilerek faydalanmaları sağlanacaktır.

12-Emekli astsubay nüfusunun yoğun olduğu ve ihtiyaç duyulan yerlerde yaşlılara huzur ve bakım evleri, büyük şehirlerde ve yurt sıkıntısı üniversite şehirlerinde öğrenci yurtları veya apartlar ihtiyaçlarını karşılamak için hazırladığımız projeleri uygulamaya çalışacağız.

13-Tüzük değişikliğine gidilerek her üyenin seçilme hakkı sağlanacaktır. Bunun için Ankara’da oturma şartı aranmayacaktır. Danışma kurulu oluşturularak şeffaf dernek olunması sağlanacaktır. Bu amaçla yönetimi devraldığımızın ilk iki ayı içerisinde TÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİNİ YAPACAĞIZ. ‘’ TÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİ GÜNDEMİ İLE ‘’ OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL TOPLANTISINA GİDECEĞİZ.

14-Bugüne kadar mesafe alınamayan, alınan mesafede de atılan köprülerin yeniden yıkılmamak üzere onarımına gidilecek, özlük hakları talepleri çözüm önerileri ile birlikte başta T.B.M.M., Hükümet, Bakanlar kurulu üyeleri başta olmak üzere ilgili tüm kurumlar ile doğrudan görüşülecek, haklı taleplerimizden asla taviz vermeden gerektiğinde kamuoyu, medya ve diğer sivil toplum örgütlerinin de desteğini alarak gösteri- yürüyüşlerden başlayarak aşamalı olarak sonuna kadar eylemlerimizi gerçekleştireceğiz.

15-Varlığımızı ve birçok haklarımızın alımında hiçbir şey beklemeden 1970-1975 Hak ve Eşitlik mücadelesi veren Elleri öpülesi değerlerimize vefa borcumuzu ödeyeceğiz. O yıllarda ordudan ilişiği kesilenleri derneğimizin onur üyesi olmalarını ve müstafi astsubay konumundaki meslektaşlarımızı asli üye olmaları için yapılacak olan tüzük değişikliği ile derneğimiz çatısı altında olmalarını sağlayacağız. Onlara başka bir dernek kurmalarını önermeyeceğiz.

16-Tüm kararlarımızı birlikte ‘’ ortak akıl ‘’ ile alacağız ve faaliyetlerimizi birlikte gerçekleştireceğiz. Sorunlarımız beklemekle çözülmediği gibi her geçen gün daha da çözümsüz hale gelmektedir. Çözümün merkezi birlikte biziz.

Siz değerli meslektaşlarımıza yukarıda arz ettiğimiz konuları nasıl gerçekleştireceğiz?

Dünyanın neresinde olursa olsun sivil toplum örgütleri aldıkları bağış ve yardımlarla ayakta kalır. Veya kendisi gelir getiren teşekküller oluşturur. Bizde TEMAD sigortayı piyasa koşullarına uygun olarak profesyonel yönetim anlayışıyla daha etkin hale getirerek yeniden teşkilatlandıracak ve kısa sürede elde edeceğimiz gelirle hazırladığımız projeleri uygulayarak emekli arkadaşlarımızla muvazzaf arkadaşlarımızın ailelerine istihdam sağlayacağız.

TEMAD Güvenlik, TEMAD Temizlik, TEMAD Ulaşım ve TEMAD Yemek iktisadi teşekküllerini kendi öz kaynaklarımızdan elde edeceğimiz gelirle faaliyete geçirerek belirli bir finans birikimine ulaşmayı hedefliyoruz.

TEMAD A. Ş neden olmasın! Tüm sıkıntıları ve engellerin aşımında bu gerekli değil mi?

Daha sonra programımıza uygun olarak yurt, bakım ve huzur evi gibi diğer projelerimizi gerçekleştirme yoluna gideceğiz. Devamı çalıştıkça omuz omuza verdikçe gelecektir.

Lider, Kadro, Teşkilat ve Finans hepsi bizim için emekli astsubaylar için hayal gibi görüneni gerçekleştirmek için, biz elimizi uzattık hadi uzatın ellerinizi ve geleceğimizi birlikte kuralım, kurtaralım.
Genç Kuşak Emekli Astsubay diyerek yaş kastettiğimiz düşünülmesin, kendini genç hisseden ve genç fikirlere sahip bütün meslektaşlarımız Genç Kuşak Emekli Astsubaydır.

TÜM EMEKLİ ASTSUBAY ARKADAŞLARIMIZI TEMAD ÇATISI ALTINDA BİRLİK OLMAYA, BİRLİKTEN OLUŞAN GÜCÜMÜZÜ HAKLI DAVAMIZDA ORTAYA KOYMAYA DAVET EDİYORUZ.

 

GENÇ KUŞAK EMEKLİ ASTSUBAYLAR

http://www.genckusakemekliastsubaylar.com/?Syf=26&Syz=257273&/ASTSUBAY-KAMUOYUNA-SAYGI-İLE-DUYURULUR.

TEMAD GENEL MERKEZ YÖNETİMİNDEN YAPILAN AÇIKLAMA .

22 Temmuz 2013 tarihinde Genel merkez yönetim ve denetim kurulunca alınan kararla 22 Ağustos 2013 günü olağanüstü genel kurulu,  09 Kasım 2013 tarihinde tüzük genel kurulu yapılmasına karar verilmiştir.  

                                                                                                                        YÖNETİM KURULU

 

Saygıdeğer Meslektaşlarımız

TEMAD Gn.Mrk. yönetiminin almış olduğu karar assubay camiasına hayırlar getirsin. Uzun süredir yönetim içindeki fikir ayrılıkları mücadelemizde olumsuz etkilere neden olduğunu biliyorduk. Bunun giderilmesi mücadelemize yeni bir ivme kazandırılması ve gerektiğinde alınacak eylem kararlarının toplumla paylaşılmasını teminen  iyi niyetle  kaleme alınan TEMAD MERKEZ YÖNETİMİNE ÇAĞRI başlığındaki endişelerimizin ne kadar yerinde olduğu bu kararla anlaşılmıştır.

Alınan bu karar 14 aylık bir süreyi kapsamaktadır 2014 yılında olağan genel kurul ve seçimleri yapılacaktır. TEMAD ve MÜCADELEYE destek misyonunu tarafsızlıkla yürüten sitemiz gelişmeleri,aday olacakları yakınen takip edecek ve sizleri bilgilendirecektir. Saygılarımızla.  

http://www.temad.org/haber.php?h=jqidulcz

 

Haksızlığa karşı duran, emeğinin, alın terinin, akıttığı kanın karşılığında adalet, eşitlik ve insan onuruna saygının gereği için sönen mücadele ateşini yeniden yakıp TEMAD ve mücadeleye destek misyonunu üstlenen sitemiz yönetiminin, yazarlarının ve üyelerinin bugüne kadar kişisel hiç bir beklentisi olmamış, mücadeleye tarafsızlık ilkesi ile destek vererek katkılar sağlamıştır.

TEMAD eski yönetiminin başarısızlığı, toplumda yarattığı umutsuzluk ve desteğimizi de yok sayması üzerine bu site mücadelede bayraktarlık misyonunu üstlenmiş, birçok taşın yerinden oynamasını sağlayarak mücadeleyi bugünlere taşımıştır. Sn. Keser ve ekibinin göreve gelmesi ile birlikte de yönetime ve mücadelemize şartsız destek sunmuştur.

Tazminatlarla ilgili yaşanılan hayal kırıklığı mücadelemize farklı bir ivme kazandırmış, sitemizin basında başlattığı rüzgar sosyal medyada PES Grubu ile fırtınaya dönmüştür. Umutları yeniden yeşeren assubaylar TEMAD çatısında tüm maddi ve manevi desteklerini sunmuştur.

TEMAD’ın başarılı temsili ile artan umut rüzgarları, Askeri Disiplin Yasası'ndaki yaşanılan hayal kırıklığı ve onun ardından Personel Yasası'nda beklentilerimizin karşılanmaması (Genelkurmay ve MSB yazılı açıklamalarının aksine, assubaylar özellikle birçok kamu görevlisinden daha alt kademeden göreve başlatılmaktadır. Maddi kayıplarının yanısıra psikolojik eziklik yaşamamızı amaçlayan ön yargı devam etmektedir!) ile yeniden başlayan umutsuzluk, TEMAD yönetimindeki olumsuzluklar ve suskunluğun da doğurduğu sonuçla, artarak devam etmiştir.

Farklı eleştirilerin ve umutsuzluğun önüne geçmek için toplumun düşüncelerine tercüman olan TEMAD YÖNETİMİNE ÇAĞRIMIZDIR yazımızda açık ve net olarak, yönetime duyulan güven ve saygıya vurgu yapılıp onlardan mucize değil, olumsuzlukların giderilmesi talebinde bulunulmuştur.

Daha önceki açıklamamızdaki talebimizin yanıtsız kalması üzerine, bu kez kararlılığımızı belirtmek üzere bu olumsuzluklar giderilmez ise “desteğimizi askıya alacağız” ifadesini kullandık. Ne yazık ki mücadeleyi kişisel çıkar ve  egolarını tatmin için ARAÇ olarak gören kişiler bunu tehdit olarak algılamıştır. Hâttâ, daha ileriye giderek, kırgınlıkları sembolize eden çatlamış TEMAD logosu, uğrunda ölünecek bayrağa saygısızlık ve onu parçalamak gibi banal düşüncelere taşınmıştır!

Değerli Meslektaşlarımız, muhtıra ve tehdidin dili "saygı" kelimeleri ile olmayacağı hepinizin malumudur. Yanlış yorumlanan ifadeler için iyi niyetli olanlar eleştiri hakkını kullanırlar. Hakaret dili, asarız, keseriz, yedirmeyiz söylemleri basit ve mücadeleye zarar veren davranışlardır. Bu mücadele kimsenin hezeyanlarını tatmin aracı olamaz, olmayacaktır!

Çağrımıza yapılan yorumların büyük bir bölümü haklılığımızı ortaya koyup ortak talebi tekrarlamışlar ve bu cesur, iyi niyetli, mücadeleyi ve TEMAD’I güçlendirmeyi amaçlayan çağrıya yorum ve kişisel mesajları ile destek sunmuşlardır.

  • Biz bu çağrımızın iyi niyetine, Temad Yönetiminin ise çağrımıza sağduyu ile yaklaşacağından emindik.

Nitekim, yazımız üzerine Site Yönetimimizi TEMAD GEnel Merkezi yetkilileri aramışlar, yazıdaki bazı yanlış anlamaların toplumda farklı algılanacağı endişesini dile getirmişler, bugüne kadar sitenin mücadele ve TEMAD’a verdiği desteğe teşekkürlerini iletmişlerdir.

Özet olarak;

Hiçbir meslektaşımız yönetimdeki fikir ayrılıklarını bölünme olarak değerlendirmesin. Biz görevimizin başında ve mücadelemiz için yapılan çalışmaların takibindeyiz. Assubay toplumuna verdiğimiz sözleri tüm imkanları zorlayarak yerine getirme azim ve kararlılığındayız. Olumlu sonuçlar alacağımıza inanıyoruz. Çünkü, taleplerimizde haklı olduğumuzu biliyor, muhataplarımıza da anlatıyoruz. Eylemler elbette demokratik haktır. Gerekirse kullanacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Biz bu mücadelede yüzbinlerin vebalini üstlenerek yola çıktık. En büyük gücümüzü assubayların desteğinden alıyoruz. Meslektaşlarımıza gerek duyulduğunda açıklama yapmak bizim görevimizdir.

denmiştir. Bilgilerinize saygı ile sunuyoruz . 

E.ASSUBAYLAR GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU VE SİTE YÖNETİMİ


18 TEMMUZ 2013 tarihli Milliyet Gazetesinde Tunca Bengin'in yazısından bir bölüm:

‘Neden ayağın kaydı’ cezası!

 

Disiplin, TSK’nın olmazsa olmazı. Sağlanmasına yönelik yaptırımların olması da doğal.
Buna kimsenin itirazı yok, olamaz da. Tabii bu yaptırımlar keyfiliğe ve iki dudak arası kararlara dönüşmediği sürece...  
6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu gündeme geldiğinde askerlerin tepkisi de bu yöndeydi. Diyorlardı ki; disiplinin amirinin taktığı ast yanar. Çünkü; uyarma ve kınama cezalarına yargı yolu kapalı. Bir yılda 18 ceza puanını dolduranın sonu da sorgusuz sualsiz ordudan atılmak. Yazdık, tartışıldı ama dinleyen olmadı. İşte sonucu:  
Disiplin Ceza Kararı: KKK, 3’üncü Hudut Taburu Yayladağı/Hatay
Disiplinsizliğin niteliği: Sağlığın Korunması Kurallarına Uymamak.
Disiplinsizlik tarihi: 08.07. 2013
Savunma Özeti: Piyade Astsubay Çavuş R.K. 08.07.2013 tarihinde saat 21.00’de su deposu merdivenlerinden dikkatli bir şekilde ve emniyetini sağlayarak hareket ettiğini düşünmüştür. Ayağının kayması sonucu yaralandığını beyan etmiştir.
Karar (19.07.2013): Disiplin soruşturması sonucunda emniyet kurallarına uymayarak sağlığın korunması kurallarına uymadığınız tespit edilmiştir. Daha önce 13.02.2013 tarihinde yıllık izninizde de yine emniyet kurallarına uymayarak motosiklet sürdünüz ve kaza yaptınız. Ek’te görülen süre kadar  istirahat aldınız. Konu ile ilgili o zaman sözlü ikaz edilmiştiniz. Fakat bu konu sizde alışkanlık haline  gelmiştir. Ve mesainizi verimli olarak kullanamamanıza sebep olmuştur. Bu konudaki savunmanız yeterli ve     geçerli kabul edilmemiştir. TSK disiplin kurulunun 15 ve 18. maddesi EK-1 sayılı çizelge gereğince uyarma disiplin cezası ile cezalandırılmanıza karar verilmiştir.
Not: Bu olay kınama cezası gerektirmektedir. Fakat bir daha tekrarlamayacağınız düşünüldüğü için bir derece hafif ceza uygulanmıştır.   
C.Ö. Piyade Üsteğmen Bölük Komutanı...
Ayağı kayarak düşen astsubay  R.K.’ya verilen cezanın karşılığı 1 puan. (kınama 1.5 puan). Ama şimdilik. Çünkü, ilk değil,         18 olursa da ordudan atılacak.. 

http://gundem.milliyet.com.tr/suca-gore-mobese/gundem/ydetay/1738203/default.htm

 

 

Bir süre önce site yönetimi olarak sizlerle paylaştığımız PUSULA NEREYİ GÖSTERİYOR yazımızda bazı endişelerimizi dile getirip TEMAD yönetiminden assubay toplumunu bilgilendirmesi ricasında bulunmuştuk. Maalesef çağrımıza yanıt alamadık!

Assubaylar, Türk Silahlı Kuvvetleri ve ülkelerine sadakatlerini teri, kanı ve canı ile ispat etmiş, verilen her görevi başarmış ama sadece göreve ve ölüme gönderilirken hatırlanmış, ön yargılarla 'üstelik kendi kurumlarınca' sosyal, ekonomik ve insanî haksızlıklara uğratılmıştır.

Bu haksızlıkları kabul etmemiz, insan olmanın gereklerine ve hukuk normlarına aykırıdır. Biz, hiç bir zaman başkalarına altın tepside sunulan ayrımcılığı ve imtiyazı talep etmedik. Talebimiz sadece adalet, eşitlik ve insan onuruna saygı ile sınırlı kalmıştır.

Gasp edilen haklarımızın iadesini temin için, yönetimdeki arkadaşlarımızı gönüllüler arasından seçtik. Mücadelemizde bizleri temsil edecek olan TEMAD Gn. Merkezi toplumda bir umut rüzgarı estirmiş, assubayların güven ve saygısını kazanmıştır. Zaten iyi bir yönetimin hedefi de, önderlik ettiği toplumu en iyi şekilde temsil etmek ve onların sorunlarını çözmek olmalıdır.

Tüm gayretlerimize ve iyi niyetimize rağmen, TEMAD yönetiminde yaşanan olumsuzluklar devam etmiştir. Disiplin Yasası ile yaşanan ilk hayal kırıklığının ardından, adaletin gerçekleşmesi için bir şans olan Personel Yasası taslağında da 'kısmî iyileştirmeler olmasına rağmen' bir çok olumsuzluklar bulunmaktadır. Bu olumsuzlukların yüksek sesle dillendirilmesi yönündeki isteklerin yerine getirilmemesi, çalışmalar konusunda endişelere yol açmakta ve hepsinin tuzu biberi olan toplumun bilgilendirilmemesi de yönetimle ilgili olumsuz eleştirilerin ve güven kaybının artmasına neden olmaktadır. Bunlar, itidal çağrılarına rağmen yüksek sesle dillendirilmektedir!

Elbette bu yönetimden yılların birikimi adaletsizliklerimize, demoklesin kılıcı gibi mucizevi bir çözüm beklemiyoruz. Ancak assubay toplumunun ortak isteği de;

  • yönetimdeki huzursuzlukların bitirilmesi,
  • mümkün olmaması halinde olağanüstü seçime gidilerek güven tazelenmesi,
  • haklarımızla ilgili daha aktif katılımcı bir çalışma statejisinin hayata geçirilmesi

ve tüm bunların gerçekleştiğini görüp, hissetmektir.  

Umutlarımızı sürekli ertelemek, toplumda umutsuzluğa neden olmaktadır. Yönetimden Personel Yasasının ertelenmesine karşın bir çok kesime yeni imkanlar sağlayan TORBA YASA’da “MYO mezunu assubayların göreve başlangıç derecesi 9/2'dir. 2003 yılından önce assubay nasb edilenlerin intibakları buna göre yapılarak, kıdemli başçavuş ve emeklilerine yarbay eşidi hizmet tazminatı yasanın yayımı tarihinden itibaren ödenir” şeklinde iki satırlık bir yasanın çıkarılmasını sağlamasını beklemek, bunun mümkün olmadığının hissedilmesi halinde de bir çok ilde eş zamanlı demokratik eylemler düzenleyerek Genelkurmay ve hükümete kararlılığımızın iletilmesini beklemek aşırı bir istek olarak değerlendirilmemelidir!

Mücadelenin başarısı için BİRLİK ve KARARLILIK gerektiğini, mücadelenin en kırılgan noktasının umutsuzluk olduğunu, bu umutsuzluğun sadece bizlere tahakküme varan haksızlıkları reva gören ön yargılıları sevindireceğini de biliyoruz!

SONUÇ OLARAK;

Temad Genel Merkez Yönetimi'ne güven ve desteğimizin devam edebilmesi için, yönetim içindeki anlaşmazlıkların kesin bir sonuca ulaştırılmasını, haklarımızın iadesi ile ilgili gelişmelerde gerek duyulduğu taktirde ses getirecek eylem kararlılığının toplumla paylaşılmasını talep ediyor ve makul olan en kısa sürede doyurucu bir açıklama beklediğimizi, aksi takdirde YÖNETİME OLAN GÜVEN VE DESTEĞİMİZİ ASKIYA ALACAĞIMIZI meslekdaşlarımız adına saygı ile bildiriyoruz. 

Assubaylar adına SİTE YÖNETİMİ

Assubaylar Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ve ülkelerine sadakatini teri, kanı ve canları ile ispat etmiş, verilen her görevi 'zaman zaman imkansızı da başararak' yerine getirmiş olmalarına rağmen, sistematik bir şekilde tahakküme varan sosyal, ekonomik ve insanÎ haksızlıklara uğramışlardır. Üstelik bu haksızlıkların kaynağı, kendi kurumları olan Genelkurmay Başkanlığı'dır!

Hiç bir kurum personeline TSK'nın assubaylara yaptığı haksızlığı, hukuksuzluğu yapmamıştır. Assubaylar kurumlarına olan saygılarından dolayı yıllarca “Kol kırılır yen içinde kalır” demiş, buna rağmen kanatlarının kırıldığını görmüşlerdir.

Çağ dışı yasalar uygulanarak assubaylar sicil, tayin, ceza tehdidi ile susturulmuştur. Fakat bizler "KRAL ÇIPLAK" gerçeğini tüm platformlarda seslendirip, hukukun üstünlüğünü sağlayıncaya kadar her tür yasal mücadeleyi vermeye kararlıyız!

Assubayları temsil etmekle görevli bir kaç istisna dışında, TEMAD yönetimleri ne yazık ki stükodan kurtulamamışlar, sorunların çözümünü sorunun kaynağı olan Genelkurmay Başkanlığı'nın himmetine bırakmışlardır!

Sn. Ahmet KESER başkanlığındaki TEMAD yönetimi görevi, assubayların 9 yılını heba eden, derecemizden, kadememizden haberi olmayan bir yönetimden devralmıştır. Buna rağmen, kısa zaman içerisinde toplumun umutlarını yeniden yeşertirken, derneğimizin ve camiamızın saygınlığını sağlamıştır.

Son günlerde TEMAD’a ağır eleştiriler yapıldığını izlemekteyiz. Mükemmele ulaşmayı amaçlayan eleştirilerimiz, önerilerimiz elbette olacaktır. Ancak özverili çalışmalar yaptıklarına inandığımız yönetime maksadı aşan eleştirelerde bulunmanın da, yönetim içindeki doğal anlaşmazlıkları, imâlarla veya el altından sızdırılan bilgilerle toplumda olumsuzluk boyutuna taşımak da haksızlıktır...

Assubayların her sorduğu soruya yönetimin yanıt vermesi beklenemez. Ancak yönetimin şu anki sessizliğini de tasvip etmemiz mümkün değildir! Disiplin yasasındaki hayal kırıklığını personel yasasında yaşamak istemiyoruz. Personel yasa taslağında bazı iyileştirmeler olmasına rağmen, örneğin; verilen yazılı teminatlara rağmen bizlerin  hâlâ büro memuru statüsünde görülerek bir çok kamu personelinden daha alt dereceden göreve başlatılmasındaki anlamsız ısrar ve diğer olumsuzlukların devam etmesi kabul edilemez. Bu adaletsizlikler görevli personelin moral motivasyonunu, emekli personel ve ailelerinin de aidiyet duygusunu sona erdirmiştir. Bu, TSK için fevkalade tehlikeli ve düşündürücüdür!

TEMAD’ın bu aşamada yaptığı çalışmaları, mail kampanyalarındaki uyarıların dikkate alınıp alınmadığını, MSB ile yapılan görüşmelerde kesinleşen  umut verici gelişmeler olup olmadığını bilmek, toplumun hakkıdır.

Bunu ifade etmekten hicap duyuyoruz. Ancak, Allah korusun bu ülke işgal edilmiş olsa işgal ordusu bile assubaylara bu kadar haksızlık ve hukuksuzluk yapmaz! Yıllardır bir emirle ölüme gönderdikleri, şahsi hürriyetlerini kısıtladıkları, mesailerini amir keyfiyeti ile tespit ettikleri assubayların haksızlıkları kabul edilemez boyutlarda, adaletsizlikten öte  adeta vicdansızlığa dönüşmüştür. Bunun  nedenini anlamak mümkün değildir. Bizler ne tahsilimizi, ne müfredat programlarımızı, ne statümüzü kendimiz tayin ve tespit etmedik. Bizde görülen eksiklik varsa bu yönetenlerin suçudur!

Assubayların ordu için gereksiz olduğunu düşünüyorlarsa, mevcut personeli kamu kurum ve kuruluşlarına dağıtarak bu mesleği hemen kaldırsınlar. Ön yargılı zihniyet de, bizler de kurtulalım...

Ya da assubay olmadan bırakın ordunun savaşmasını, askerin karnını doyuramayacağı gerçeği kabul edilerek adalet taleplerimiz karşılanmalıdır.

TEMAD Genel Başkanlığı assubay ve ailelerinin her türlü desteğini arkalarında hissederek Genelkurmay, MSB ve Hükümet yetkilileri ile en kısa süre içersinde bir kez daha görüşerek haklı taleplerimizi, tahammülümüzün kalmadığını, vatanseverlik duygularımızın istismarına artık izin vermeyeceğimizi, gerekirse aylar süren ve ses getiren eylemler yapma kararlılığımızı anlatmalı, izlenimlerini toplumla paylaşmalıdır.

TEMAD yönetiminden endişeleri gideren açıklamalar bekliyoruz.

Huzur dolu günler dileklerimizle sevgi ve saygılar sunuyoruz.

  • ANKARA BAROSUNA TEŞEKKÜRLER

Değerli Meslektaşlarım,

Emekli bir assubay olarak hem kendi adıma, hem de başkanlığını yaptığım kamu yararına çalışan ‘’Kültürel Gelişim Derneği‘’ adına ANKARA BARO BAŞKANLIĞINA TEŞEKKÜRLERİMİ SUNUYORUM. Baro başkanlığı nezdinde başta Sn. Başkan Av.Metin Feyzioğlu olmak üzere tüm üyelerini KUTLUYORUM.

Ankara Baro Başkanlığına niye teşekkür ediyorum, neden onları kutluyorum! Diye aklınıza bir soru gelebilir! Kısaca anlatayım.

Değerli meslektaşlarım; Ben, Temad üyesi emekli bir assubay olarak aynı zamanda kamu yararına çalışan KÜLTÜREL GELİŞİM DERNEĞİ’nin Başkanlık görevini yürütmekteyim. Dernek üyelerimizin çoğu meslektaşlarımızdır. Derneğimiz 1955 yılında kurulmuş bugüne kadar varlığını sürdürmüş, sürdürmeye de devam etmektedir.

Sivil toplum kuruluşu olarak derneğimiz, kamu yararına çalışmaları içerisinde, yasa, yönetmelik ve tasarılarla ilgili kamu yararı gözetilerek raporlar hazırlayıp, yetkili ve sorumlu makamlara hazırladığı bu raporları sunma çalışmaları da vardır.

Bu bağlamda TSK içinde görev yapan ve bundan sonra görev yapacak olan yüz binlerce kişiyi ilgilendiren TSK Disiplin Kanun Tasarısı konusunda da rapor hazırlayıp, ilgili ve yetkili makamlara gönderilmesinin gereğine inandığı için bu yönde de çalışmalarını sürdürmüştür.

TSK Disiplin Kanun Tasarısı TBMM geldiğinde, Kültürel Gelişim Derneği (KGD) olarak hemen bu tasarıyı (gerekçeli maddeleri dahil 54 sayfa) dosya halinde Ankara Baro Başkanlığına götürdük. Hukuksal açıdan kanunlara, anayasaya, insan haklarına uygun olup olmadığının bir rapor halinde tarafımıza bildirilmesini talep ettik.

Ankara Baro Başkanlığı müracaatımızdan bir müddet sonra bu konudaki görüşlerini, bünyesinde kurulu olan Yasa İzleme Enstitüsünün çalışmalarıyla rapor halinde tarafımıza bildirdiler. Hiçbir etki altında kalmadan, hiçbir karşılık beklemeden hazırladıkları bu rapor ve çalışmalarından dolayı kendilerini kutluyor, teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Bu arada duyarlı meslektaşlarımızın mücadelelerinden, Temad Genel Merkezinin TSK Disiplin Kanunu ile ilgili çalışmalarından, emekliassubaylar.org sitemizin organizasyonu ile sorumlu makamlara gönderilen dilekçelerden, e-postalardan bahsetmiyorum. Çünkü bu siteyi takip eden herkes bunları biliyor.

Ankara Barosundan gelen raporun bir nüshasını hemen Türkiye Emekli Assubaylar Derneği (TEMAD) Genel Merkezine, bir nüshasını da Emekli Uzmanlar Derneği (EMUZDER) Genel Merkezine götürüp teslim ettik.

TSK Disiplin kanun tasarısı ile ilgili TBMM Başkanlığına ve Milli Savunma (MS) komisyonunun AKP, CHP ve MHP’li hukukçu üyelerine e-posta ile bu yasaya onay vermemeleri talep ettik. Koskoca TBMM ve MS Komisyonunda Sn.Turhan Tayan, Sn. Orhan Düzgün ve Sn. Ali Demirçalı’nın şerh koymalarının dışında başka hiçbir milletvekilinin sesi çıkmamıştır. Bu yasaya şerh düşen milletvekillerimize de teşekkürler.

Bütün bunlara rağmen bildiğiniz gibi TSK Disiplin Kanun Tasarısı TBMM den geçerek yasalaştı. Sn. Cumhurbaşkanımızın bu yasayı onaylamamaları için e-posta ile yine bu konudaki düşüncelerimiz Sn. Cumhurbaşkanı’na iletildi. Neticede Sn. Cumhurbaşkanımızda bu yasayı onayladı.

Bu tablo karşısında Kültürel Gelişim Derneği olarak, TSK Disiplin Kanunu, Ankara Baro Başkanlığının raporu ve Temad’ın bu yasa ile ilgili görüşlerinden oluşan 2 dosya hazırlayıp derneğimizin (KGD) üst yazısıyla birlikte dosyanın birini CHP Genel Merkezine, diğer dosyayı da MHP Genel Merkezine götürüp elden teslim edildi. Parti genel merkezlerine teslim edilen bu dosyaların içeriğindeki amaç, derneğimiz üst yazısında da belirtildiği gibi bu yasada insan haklarına, anayasaya aykırı olan maddelerin iptal edilmesi için bu yasanın CHP ve MHP tarafından anayasa mahkemesine taşınmasıdır. CHP’de, MHP’de bu konudaki talebimizi yerine getirmemiş, konuyu Anayasa Mahkemesine taşımamışlardır.

AKP Genel merkezine bu konuyla ilgili dosya götürülmemiştir. Nedeni ise bu yasa AKP iktidarı tarafından yasalaştırılmıştır. Bu nedenle AKP’ye böyle bir dosyanın götürülmesine gerek yoktur! Ayrıca TBMM de grubu bulunan BDP’ye de böyle bir dosyanın gönderilmesi yersiz olacağı nedeniyle gönderilmemiştir.

Değerli meslektaşlarım, yukarıdaki satırlarda kısaca açıkladığım gibi, TSK Disiplin Kanunu konusunda YARGI hariç, yapılması gereken her şey yapılmıştır. Kim ne derse desin, TSK Disiplin Kanunu ÇAĞDIŞI BİR KANUNDUR. Sonuç ne olursa olsun bu kanun, hiç zaman geçirilmeden TEMAD tarafından YARGIYA TAŞINMALIDIR. Hukukçu meslektaşlarımızda bu davada Temad’ın yanında yerini almalıdır!

Bütün bu açıklamalardan sonra, hiçbir menfaat gözetmeden tarafsız bir şekilde, TSK Disiplin Kanun Tasarısını inceleyerek, görüşlerini rapor halinde Kültürel Gelişim Derneğimize sunan, ANKARA BARO BAŞKANLIĞINA hem dernek olarak, hem de emekli bir astsubay olarak tekrar teşekkürlerimizi sunarken, bu önemli raporu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Saygılarımla

Hikmet AYDINCAK
E.Asb. Kültürel Değişim Derneği Başkanı


TSK.DİSİPLİN YASASI KANUNU HAKKINDA ANKARA BAROSUNUN GÖRÜŞLERİNİ BELİRTEN RAPOR :
HUKUKÎ GÖRÜŞ

I. Enstitümüze Verilen Görev:

1Ankara Valiliği ÎI Dernekler Müdürlüğü'ne kayıtlı Kültürel Gelişim Derneği; kamuoyunu ilgilendiren konularda raporlar hazırlayarak yetkili makamlara iletmeye yönelik faaliyetleri bulunduğundan bahisle, Ankara Barosu Başkanlığı'na müracaat ederek :

Genelkurmay Başkanlığınca hazırlanan ve T.B.M.M.'ne gönderilen Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu tasarısı hakkında, ilgili makamlara sunacakları rapora esas olmak üzere, Ankara Barosu Başkanlığının söz konusu tasarıya ilişkin hukuki görüşünü bildirmesini talep etmiştir.

2Vâki müracaatı değerlendiren Ankara Barosu Yönetim Kurulu, konunun incelenmesi için Yasa İzleme Enstitüsü'nü görevlendirmiş bulunmaktadır.

II. Ön Tespitlerimiz :

1 Etüde konu Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu Tasarısının, Milli Savunma Bakanlığınca hazırlandığı, 26.11.2012 tarihinde Bakanlar Kurulu'nca Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na arzına karar verildiği;

19.12.2012 tarihinde Meclis Başkanlığı'na gelen tasarı ile ilgili olarak, Milli Savunma (esas) Adalet (tâli) ve Avrupa Birliği Uyum (tâli) komisyonlarının görevlendirildiği, komisyon çalışmalarının tamamlandığı ve tasarının şu anda 1 / 730 Esas sayı ile meclis genel kurulu gündeminde olduğu belirlenmiştir.

2 Askerliğin, herhangi bir görev ya da meslek olmadığı; askeri hizmetin özel bir ihtisas bilgisi gerektirdiği ihtilafsızdır. Tasarıya konu disiplin olgusunun da askerlik mesleğinin olmazsa olmaz unsurunu teşkil ettiği malûmdur. Bu itibarla, Tasarının disiplin adına getirdiği düzenlemenin yerindeligini sorgulama anlamını taşıyabilecek bir değerlendirme, bu çalışmanın konusu değildir.

Söz konusu Tasarı, disiplin hukukuna egemen olması gereken ceza ve ceza yargılaması hukuku prensipleri açısından ele alınmıştır.

III. Tasarı Hakkında Değerlendirmemiz :

1 10 bölüm ve toplam 48 maddeden oluşan Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu Tasarısı (bundan sonra Tasarı olarak adlandırılacaktır) genel gerekçesine bakılırsa ;

  • Askeri mevzuatta halen dağınık bir şekilde bulunan disiplin hükümlerini derleyip bir araya getirmeyi,
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin, Türkiye'yi tazminat ödemeye mahkûm eden kimi kararlarında işaret edilen mahzurları aşmayı,
  • Mevcut disiplin mevzuatını, günümüzün gelişen hukuk anlayışına uygun hale getirmeyi, bu cümleden olarak; Sivil memurları, askeri disiplin mevzuatı dışına çıkartmayı, disiplin cezası verme konusunda subay ve astsubaylar arasındaki ayrımı kaldırarak, astsubayları da sicil verme yetkisine haiz disiplin amiri kılmayı ve disiplin amirlerinin verebilecekleri cezalan, rütbe ve makamları dikkate alarak yeniden belirlemeyi hedeflemiştir.

Mamafih, biraz aşağıda ayrıntılı şekilde değinileceği üzere, Tasarının, kanaatimizce getirdiği en önemli değişiklik; barış zamanı için disiplin mahkemelerinin yetkisini kaldırmış olmasıdır. Bunun yerine disiplin kurulları ile yüksek disiplin kurulları ihdas olunmakta ve disiplin cezalarını verme yetkisi, disiplin amiri, disiplin kurulu ve yüksek disiplin kurulu arasında paylaştırılmaktadır

2 Türk Silahlı Kuvvetleri personeli ile ilgili disiplin hükümleri, halihazırda, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu ile 477 sayılı Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkındaki Kanunu'nun ( bundan böyle 477 sayılı Kanun olarak adlandırılacaktır) maddeleri arasına dağınık bir şekilde serpiştirilmiştir.

Bu dağınıklığın önüne geçecek şekilde bir toplu düzenleme yaptığı görülen Tasarı; 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu'nun disiplin hukukuna ilişkin bir kısım maddelerini yürürlükten kaldırmış, 477 sayılı Kanunun da sadece savaş zamanında tatbik imkanı bulmasını öngören bir düzenleme getirmiştir.

Bu düzenleme ile yukarıda vurgulandığı üzere disiplin mahkemelerinin barış zamanında yetkileri kaldırılmış olmaktadır. Barış zamanında bu yetkileri, Tasarı ile ihdas olunan disiplin kurulları ve yüksek disiplin kurulları kullanacaktır. Başvurucu derneğin, Baromuz Başkanlığından hukuki görüş talep eden dilekçesinde ;

"Tasarı ile yargılama görevinin, yargıya, hukukçulara değil, kişilere ve disiplin kurullarına bırakıldığı, bu kişilerin komutan emriyle belirlendiği, disiplin kurullarında emirle görevlendirilen bu kişilerin hukukçu değil, muharip sınıf personelinden seçildiği" şeklinde dile getirilen eleştirel saptama da, arz ettiğimiz bu değişikliğe ilişkindir.

Ne var ki, Tasarının getirdiği disiplin kurulları ile yüksek disiplin kurulları üyelerinin hukukçulardan değil başka sınıflardan seçilen subay ve astsubaylardan oluşacağı ve görevlendirmenin de teşkilatında kurulduğu komutan veya askeri kurum amiri tarafından yapılacağı doğru olmakla birlikte; mevcut 477 sayılı Kanun kapsamında görev yapan disiplin mahkemelerinin başkan ve üyeleri de hukukçulardan oluşmamaktadır. Dolayısıyla, Tasarı bu anlamda bir yenilik içermemektedir. Tasarının getirdiği esas yenilik, barış zamanına mahsus olarak, 477 sayılı Kanunun bütün maddeleri ve dolayısıyla disiplin yargılamasına ilişkin hükümlerinin de askıya alınacak olmasıdır.

Gerçekten, disiplin mahkemelerinin yerine getirilen disiplin kurulları ile yüksek disiplin kurullarının, Tasarının öngördüğü farklı soruşturma ve yargılama usullerini tatbik edeceği anlaşılmaktadır. İşte, irdelenmesi gereken husus, bu düzenlemenin mahiyet ve sonuçlarıdır.

3 Disiplin hukuku ile ceza hukukunun yakınlaştığı günümüzde, ceza hukukuna ve usulüne ait esaslar, disiplin hukuku alanında giderek daha büyük yer tutarken; Tasarının getirdiği bu düzenlemenin ciddi bir geriye dönüş olduğunu belirtmemiz gerekir.

Zira, 477 sayılı Kanuna göre görev yapan disiplin mahkemelerinin başkan ve üyeleri de askeri hâkim sınıfından seçilmiş kişilerden oluşmamakla birlikte ; bu mahkemelerde tatbik olunan usûl, ceza muhakemesi hukukunun temel prensipleri ile uyum halindedir. Nitekim, 477 saydı Kanun, aksine hüküm bulunmayan hallerde, Askeri Ceza Kanunu ile Askeri Mahkemelerin Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu hükümlerinin, disiplin mahkemelerinde de uygulanacağını söyleyerek, bu hususu açıklamış bulunmaktadır (madde 63).

  • Bu açıdan incelendiğinde, disiplin kurulları ve yüksek disiplin kurullarında sözgelimi, yargılama hukukunun ilgilisine sağladığı en önemli teminatlardan biri olan aleni duruşma usulüne yer verilmediği gözlemlenmektedir. Tasarıda, disiplin kuruluna sevk edilen personelin, tanık dinletme ve sözlü ya da yazılı olarak savunma yapma hakkına sahip olacağı belirtilmekle ( md. 37 ) birlikte; Tasarının ifadesi ile disiplin kurulu oturumlarının, aleni duruşma anlamı taşımadığı belirgindir. Oysa, 477 sayılı Kanunun 21. maddesinin sadece başlığı dahi anlamlıdır : " Duruşmanın Açıklığı "
  • Benzer şekilde. Tasarıda, 477 sayılı Kanundan farklı olarak, savunmanın en önemli enstrümanlarından biri olan müdafi kurumuna da yer verilmemiştir. Disiplin yargılamasının, hukukçulardan oluşmayan bir kurul tarafından yürütülmesinin mahzurlarını bir nebze olsun azaltabilecek müdafi seçme imkanına, Tasarıda neden yer verilmediği de belirsizdir. Halbuki, hukuk devleti ilkesi gereğince müdafi yardımından yararlanılması, temel bir insan hakkıdır. Müdafiin savunma faaliyetlerinde bulunmadığı bir ceza muhakemesi adil olmayan, eksik bir yargılama faaliyeti olur. En temel insan haklarından biri olan savunma hakkının sınırlandırıldığı böyle bir durumda verilecek karar, meşru da kabul edilemez.
  • Tasarı, disiplin kurulunun yapacağı işlemleri koordine etmek üzere, 477 sayılı Kanun gibi disiplin subaylığına yer vermiştir.

Ancak temel bir farklılık vardır. 477 sayılı Kanuna göre disiplin subayları, teşkilâtında disiplin mahkemesi kurulan komutanlıklar veya askeri kurum amirlikleri ile Milli Savunma Bakanlığı Müsteşarlığında yardımcılığı kaldırılan askeri hâkim sınıfına mensup subaylar arasından seçilir.

Buna mukabil, Tasarı, "disiplin subayı askeri hâkim sınıfına mensup subaylar arasından atanabilir." demek suretiyle atama makamını seçim konusunda muhtar bırakmıştır. Disiplin subayının, disiplin soruşturmasının selâmeti açısından haiz olduğu önem dikkate alındığında, bunun, yargılama hukukunun taşıması gereken teminatı zayıflattığı rahatlıkla söylenebilir.

© Tasarıda, "Savunma hakkı" başlığı altında, isnat olunan hususların ilgilisine açıkça ve yazılı olarak bildirileceği ve savunmasını yapması için süre tanınacağı açıklanmış olmakla birlikte; bu düzenlemenin de 477 sayılı Kanunun gerisinde olduğunu kaydetmek gerekir. Çünkü 477 sayılı Kanun, isnat olunan hususların bir iddianame şeklinde bildirileceğini öngörmektedir.

İsnadın, iddianame ile bildirimi dahi, adil yargılamanın varlığı için bizatihi önem taşır. Zira, bir iddianamede, Tasarıdaki gibi sadece sadece isnat olunan hususlar değil; isnat olunan eylem ile birlikte deliller ve uygulanması istenen kanun maddesi de yazılmak durumundadır. Suçlamanın dayanağını teşkil eden deliller bildirilmeden, ilgiliden savunma yapmasının istenmesi halinde, adil yargılamadan bahsedilemeyeceği açıktır.

4 Tasarıda her ne kadar, mevcut sistemde yer alan disiplin cezalarına karşı yargı yolunun kapalı olması uygulamasına son verilerek; subay, astsubay, uzman jandarma, uzman erbaşlar ile sözleşmeli erbaş ve erler hakkında yüksek disiplin kurullarınca verilen Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası ile disiplin amirleri veya disiplin kurulları tarafından barış zamanında verilmiş olan aylıktan kesme, hizmet yerini terk etmeme ve oda hapsi cezalarına karşı Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde iptal davası açılabilmesine imkan tanınmışsa da ; bu durumun, yukarıda dile getirilen ağır hukuki mahzurları ortadan kaldırmaya yetmeyeceğini belirtmekte fayda vardır.

Zira, idari yargılamanın özünü, yazılı yargılama usulü oluşturur. Oysa, disiplin hukuku ve yargılamasının giderek yakınlaştığı ceza yargılamasının temel karakteristiği, muhakemenin sözlü olmasıdır. Yetkili makamın vicdanına doğrudan hitap edebilmeyi sağlayan muhakemenin sözlü olması hali, aynı zamanda bir dürüst muhakeme ilkesidir. Sözlülük, savunmasını yapan kişinin ve avukatının sundukları dilekçelerin okunmayabileceği endişesini aşmaları temin eden ; yargılamanın süjeleri ile birlikte toplumun da yürütülen muhakemenin dürüstlüğüne inanmalarını sağlayan bir ilkedir.

Diğer yandan, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, ağırlıklı olarak askeri hâkim sınıfından seçilmiş üyelerden oluşmakla birlikte; tabiatı icabı, uyuşmazlıklara, idare hukuku ve idari yargılama hukuku perspektifinden bakmaya meyillidir. Buna mukabil, disiplin suçları, ceza ve ceza muhakemesi hukuku prensipleri ile ele alınmayı gerektirir. Dolayısıyla, Tasarının getirdiği düzenleme, hukuki teminat getirmekten uzaktır.

IV. Sonuç:

Yukarıda *** hatları ile izah olunan çerçevede, Tasarı, adil yargılama ilkesine aykırılık teşkil eden ve hazırlanma gerekçeleri ile de çelişen düzenlemeler barındırmaktadır. İnsan hakları ve hukukun üstünlüğü açısından daha ileri bir metin konumundaki 477 sayılı Kanunun, ancak savaş gibi olağanüstü durumlarda tatbik imkanı bulacak olması da apayrı bir çelişkidir. Zira, asıl olan; barış gibi olağan hallerde, bireylerin hak ve hukukun kısıtlanmaması gereğidir. Tasarının getirdiği düzenleme, bu bakımdan da hukuk ve mantık kurallarına ters düşmektedir.

Keyfiyetten bilgi edinilmesini dileriz.

Saygılarımızla.

21.01.2013

7 Tasarı, her ne kadar disiplin suçlan tabiri yerine disiplinsizlik terimini kullanarak, idare hukuku terminolojisine yakınlaşmış gözükse de, yaptırıma konu fiillerin özünde disiplin suçu karakteri taşıdığı belirgindir. Nitekim, yalnızca savaş zamanına özgü olsa da aynı fiiller için disiplin suçları başlıklı 477 sayılı Kanunun tabik imkan: bulacak olması, bu tesbiti doğrulamaktadır.

ANKARA BAROSU YASA İZLEME ENSTİTÜSÜ

genclige-hitabe

Son Yorumlar

Son Eklenen Mesajlar

SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN Her şeyin gönlünüzce gerçekleşeceği; sağlık, başarı ve mutluluk dolu nice yıllar diliyoruz. SİTE VE ASSUBAY GÜÇ BİRLİĞİ YÖNETİMİ
Pazar, 31 Aralık 2023
SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
Baş öğretmenimiz ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi şahsında tüm öğretmenlerimizin ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN... Demokrasinin, adaletin, huzurun ve refahın hakim olduğu nice öğretmenler günü kutlamak dileklerimizle sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.
Cuma, 24 Kasım 2023
SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
BAĞIMSIZLIK SAVAŞIMIZIN KAHRAMANI, LAİK, DEMOKRATİK CUMHURİYETİMİZİN KURUCUSU, EBEDİ ÖNDERİMİZ VE BAȘKOMUTANIMIZ BÜYÜK DEVRİMCİ GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'Ü BEDENEN ARAMIZDAN AYRILIȘININ 85. YILINDA SAYGI, ÖZLEM VE ŞÜKRANLA ANIYORUZ... RUHU ŞAD, MEKANI CENNET OLSUN. 10 KASIM 1938 ! Bir devre damgasını vurmuş, dünyanın gidişatını değiştirmiş, yalnızca ya...
Cuma, 10 Kasım 2023

Son Eklenenler

Copyright © 2006 Emekli Assubaylar. Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım İhsan GÜNEŞ