×

Uyarı

JUser: :_load: 62 kimlikli kullanıcı yüklenemiyor.

Vecihi Hürkuş, İstanbul, Arnavutköy Akıntıburnu'ndaki yalıda 6 Ocak 1896 (1311) tarihinde doğdu. Babası İstanbul'lu bir aileden Gümrük Müfettişi Faham Bey, annesi Vidin'de doğmuş, üç yaşında İstanbul'a gelmiş Zeliha Niyir Hanım'dır. Üç yaşında iken babası ölmüş. Çok genç yaşta dul kalan annesi ile geniş bir ailenin içinde amcalar, halalar, enişteler, yengeler, ağabeyler ve ablalar ile birlikte büyümüş. Bir süre sonra Harbiye'de eskrim ve resim hocası olan amcası Şekür Bey'in yanına sığınmışlar, sonra da annesi ve kardeşleriyle Üsküdar'a yerleşmişler.
Üç kardeşin ortancası olan Vecihi çok canlı ve hareketli bir çocuktu. İlkokulu Bebek'te okudu, Üsküdar'da Füyuzati Osmaniye Rüştiye'sinde ve Üsküdar Paşakapısı İdadi'sinde okudu, sanata olan ilgisinden Tophane Sanat Okulu'na geçti ve bu mektebi bitirdi.
1912'de Balkan Harbi'ne eniÅŸtesi Kurmay Albay Kemal Bey'in yanında gönüllü olarak katıldı. Edirne'ye giren kuvvetler içinde yer aldı. Balkan Harbi sonunda Ä°stanbul Ordu Kumandanlığı tarafından Beykoz Serviburun'daki esir kampına kumandan oldu. Tayyareci olmak istiyordu. Yaşı küçük olduÄŸundan makinist mektebine aldılar. Makinist olarak Birinci Dünya Savaşı'na girerek BaÄŸdat cephesine uçak makinisti olarak gönderildi. Orada bir uçak kazasında yaralanarak Ä°stanbul'a döndü. YeÅŸilköy'deki Tayyare Mektebi'ne girerek tayyareci oldu. 
1917 sonbaharında Kafkas cephesine, 7. Tayyare Bölüğü'ne atandı. Orada bir uçak düşürerek Kafkas Cephesinde uçak düşüren ilk Türk tayyarecisi oldu. Bir hava savaşında yaralanarak düşünce uçağını yakarak Rus'lara esir oldu. Esir olarak Hazar Denizi'ndeki Nargin adasına gönderildi. Azeri Türklerinin yardımı ile adadan yüzerek kaçtı. Birlikte kaçtığı bir arkadaşıyla Erzurum'a kadar yaya olarak geldiler. 
Ä°stanbul'a geldiÄŸinde savaşın sonları idi. BaÅŸkent Ä°stanbul Hava Müdafaa Bölüğü'ne tayin oldu. Ä°stanbul iÅŸgal edilince esaretten dönen askerlerin arasında gizlice Harem'den kalkan bir gemiyle Mudanya'ya, Bursa'ya ve EskiÅŸehir'e giderek KurtuluÅŸ Savaşı'na katılmıştır. KurtuluÅŸ Savaşı'nın ilk ve son uçuÅŸunu yapan, Ä°zmir hava alanını iÅŸgal eden tayyareci olmuÅŸ, üç defa takdirname alarak kırmızı ÅŸeritli Ä°stiklal Madalyası kazanmıştır. KurtuluÅŸ Savaşı içinde AkÅŸehir'de Jandarma Komutanı Ratip Bey'in kızı Hadiye Hanım'la evlendi. Ä°zmir'de Gönül, Ä°stanbul'a döndüklerinde de Sevim isimli iki kızı olmuÅŸtur. SavaÅŸ sonrası Ä°zmir'de Seydiköy'de açılan tayyare okulunda yeni tayyarecileri eÄŸitime baÅŸlamış, tam o sırada 1923 yılı baÅŸlarında Ä°zmit mıntıkası Tayyare bölüğüne atanmış. Üç ay sonra Ä°zmir'de Binbaşı Fazıl'ın eÄŸitim uçuÅŸu sırasında düşüp ölmesiyle yeniden Ä°zmir'e çaÄŸrılmış, kara ve deniz okulunda öğretmenliÄŸinden baÅŸka fen iÅŸleri ile de uÄŸraÅŸmış. SavaÅŸta çekilen yoklukların giderilmesi amacıyla havacılığı millileÅŸtirme düşünceleri baÅŸlamıştı. Edirne'ye yanlışlıkla inen bir yolcu tayyaresini almaya memur edilmiÅŸ. 
Hizmet karşılığı bu uçaÄŸa adının verilmesi, 1919'dan beri uçak projeleri yapan HürkuÅŸ'ta uçak inÅŸa etmek düşüncesini yeniden canlandırmış. Ganimet olarak Yunan'lılardan ellerine geçen pek çok motordan yararlanarak projesini hazırlayıp ilk uçağı Vecihi K VI' yı imal etmiÅŸtir. Uçağı için uçuÅŸ müsaadesi istemiÅŸ, uçabilirlik sertifikası için bir teknik heyet oluÅŸturulmuÅŸ, ancak teknik heyetin içerisinde tayyareyi uçuracak ve kontrol edecek personel bulunmadığından gecikmiÅŸtir. Sonunda teknik heyetten birinin 'Vecihi, biz sana bu lisansı veremeyiz, "uçağına güveniyorsan atla, uç, bizi de kurtar' sözü üzerine HürkuÅŸ, 28 Ocak 1925'de yaptığı uçağı Vecihi K IV ile ilk uçuÅŸunu yapar. Ä°zin almadan uçtuÄŸu için cezalandırılınca, istifa ederek Hava Kuvvetlerinden ayrılıp Ankara'ya gider ve kurulmakta olan Türk Tayyare Cemiyeti'ne (T.T.C.) katılır. T.T.C. Fen ÅŸubesini organize etmekle görevlendirilir. 
Atatürk'ün 'Ä°stikbal göklerdedir' yönermesiyle havacı bir kuÅŸak yetiÅŸtirmek için kurulan Türk Tayyare Cemiyeti, halkın bağışları ile yaÅŸayan bir kuruluÅŸ olacaktı. Bunun için bir okul açmak, milli bir hava sanayi kurmak amacındaydı. HürkuÅŸ, yaptığı uçağını geri alıp, T.T.C.'nin bağış toplama faaliyetlerinde kullanarak halka havacılık sevgisini aşılamak istiyordu ama, uçağını geri almayı baÅŸaramadı. Bağış toplamak için bir madalya tüzüğü hazırlandı. Bağışa göre bronz, gümüş, altın ve elmaslı madalya verilecek, 10.000 TL. bağışlayanın adı da alınacak uçaÄŸa ad olarak verilecekti. T.T.C'ne ilk yardım Ceyhan ilçesinden gelmiÅŸ, 10.000 TL telgrafla bağışlanmış, alınan ilk uçaÄŸa da Ceyhan adı verilmiÅŸtir. HürkuÅŸ'un uçakla yurtiçi bağış gezileri de bu uçakla baÅŸlamış. bakınız: Bağış Uçaklar 
Bu arada Avrupa havacılığının tetkiki için bir heyetle Hürkuş, ikinci kez Avrupa'ya gider. Almanya'da Junkers ve Rohrbach fabrikalarını ziyaret ederler. Bu fabrikalar Türkiye'de anonim şirket halinde tayyare fabrikası kurmak fikrindeydiler. Fransa'da da Breguet, Potez, Henriot gibi birçok fabrikaları ziyaret etmişler, Hürkuş da bu fabrikaların uçaklarıyla tecrübe uçuşları yapmış. Potez 25 tipindeki rekor tayyaresiyle akrobasi uçuşundan sonra fabrika tarafından Atlantik uçuşu yapması için teklif yapılmış, fakat Fransız Aero kulübünün baskısı ile teklif suya düşmüş.
Türkiye'ye dönüşte 19 Ekim 1925'de Tayyare Cemiyeti idare kurulu istifa etmiÅŸ, cemiyetin tasarı ve projeleri suya düşmüş, elindeki tayyare, vasıta ve elemanları hava kuvvetlerine verilerek havacılıkla ilgisi kesilmiÅŸ oluyordu. HürkuÅŸ'un da tekrar hava kuvvetlerinde görev alması istenince istifa etmiÅŸtir. Milli Savunma Bakanlığı Kayseri'de Tayyare ve Motor Anonim Åžirketi (TomtaÅŸ) adında bir fabrika kurmak için anlaşır. HürkuÅŸ TomtaÅŸ'ın teklifini kabul ederek Almanya'ya gider. HürkuÅŸ Almanya'da Ju A-20 tayyarelerinde bazı noksanlıklar bulur, onların düzeltilmesi ile Ju A-35 'lerin yapımını da üstlenir. 18 Temmuz 1926'da telgrafla memlekete çaÄŸrılır, Ju A-35'in satın alınması için tecrübe uçuÅŸu istenir. Junkers bu uçuÅŸun özellikle HürkuÅŸ tarafından yapılmasını, uçağının zamanın en modern ve yüksek ateÅŸ kudretinde iki kiÅŸilik av tayyaresi, savaÅŸta her tarafa ateÅŸ saçabilme gücü olduÄŸunun kanıtlanması için Fransızların gözde uçağı Newport De Large'la savaşını ister. 1 AÄŸustos 1926 da temsili savaÅŸ yapılarak Ju A-35 ile HürkuÅŸ kazanır. 
HürkuÅŸ yurda döndükten sonra, TomtaÅŸ emrinde biri 14 kiÅŸilik 3 motorlu Ju-23, diÄŸeri altı kiÅŸilik tek motorlu Ju F-13 yolcu tayyareleriyle Ankara - Kayseri arasında ulaşım uçuÅŸları yapar. Tarih 1927'dir. HürkuÅŸ'un bu uçuÅŸlarının, yurdumuzda ilk hava yolları uçuÅŸları olduÄŸu düşünülebilir 
Hürkuş, Tomtaş'a, Ju A-35'in kanatlarına benzin depoları ilavesi ile havada kalma süresini uzatarak Ankara ' Tahran uçuşunu direkt yaparak, İran devletine uçağı göstermek ve hükümetimizin rızasıyla devletimizin ihtiyacından fazlasının yabancı devletlere de satılabilmesi fikrini açmış. Bu yapılırsa hem devletimiz şereflenecek, hem de Tomtaş'a büyük faydası sağlayacaktı. O sırada henüz Tomtaş fabrikası teşekkül etmemiş ve Ju A-35 tayyaresi de Tomtaş'a devredilmemiş olduğundan bu uçuşu reddedilmişti.
Milli havacılığımız için güzel bir baÅŸlangıç olan TomtaÅŸ ne yazık ki 1928 yılına kadar çalışmalarına devam edebildi. Kötü yönetimi yüzünden 1928'de iflas etmiÅŸ, daha doÄŸrusu iflas ettirilmiÅŸtir. 
Hürkuş 1925'de Kurtuluş Savaşı öncesi İstanbul'da iken sevdiği fakat Anadolu'ya geçtiği için ailesi tarafından kendisine verilmeyen İhsan Hanım'la anlaşmış, eşinden ayrılarak onunla evlenmiş ve 1927'de Perran isimli bir kızı daha doğmuştur.
Bir yıllık aradan sonra HürkuÅŸ Türk Hava Kurumundaki eski görev yeri olan Teknik ÅŸubeye döner. 1930 yılı sanayi kongresi Ankara'da toplanmış, Halkevi'nde de yerli mallar sergisi açılmıştır. HürkuÅŸ burada yerli malı uçaklarının resim ve maketleri ile Vecihi K-XI uçak modelinin minyatürünü sergiler ve büyük ilgi görür. Kurumda boÅŸ durmaz, yeni model ve tiplerini tasarlamaya devam eder. 
1930 yılı yıllık iznini 2 ay ücretsiz olarak uzatıp Kadıköy'de bir keresteci dükkanını kiralayarak, 3 ay içinde ilk Türk sivil uçağını, aslında ikinci uçağı Vecihi K-XIV uçağını inÅŸa etmiÅŸtir. Ä°lk uçuÅŸunu 16 Eylül 1930'da Kadıköy Fikirtepe'de büyük bir kalabalık ve basın topluluÄŸu karşısında yapmış. Uçak iki kiÅŸilik, tek motorlu spor ve eÄŸitim uçağıdır. Uçağı ile birlikte uçarak Ankara'ya dönmüş, Ankara üzerinde bir gösteri yapmış, BaÅŸbakan Ä°smet Ä°nönü ve bazı komutanlar tarafından uçağı incelenerek tebrik edilmiÅŸ. Uçabilirlik sertifikası verilmesi için Ä°ktisat Bakanlığına müracaat ederek müsaade istemiÅŸ. 14 Ekim 1930'da, 'Tayyarenin teknik vasıflarını tespit edecek kimse bulunmadığından gereken vesika verilmemiÅŸtir' cevabını almış. 
Bakanlık nezdinde yapılan giriÅŸimler sonucu uçaÄŸa istenen belgenin alınması amacıyla Çekoslovakya'ya gönderilmesi kararı alınmış. HürkuÅŸ, 6 Aralık 1930'da Prag'a geldiÄŸinde henüz tayyare gelmemiÅŸti. Tayyareye ait bütün resmi evrak önce Çek diline çevrilmiÅŸ, uçak gelince de tekrar monte edilerek uçağın malzemeleri ve her türlü teknik kontrolu yapıldıktan sonra uçuÅŸu istenmiÅŸ. Her türlü uçuÅŸ ÅŸekilleri ile uçuÅŸun kontrolu tamamlanmış. HürkuÅŸ 23 Nisan 1931'de Çekoslovakya'lı yetkililer tarafından civardaki bir gazinoda düzenlenen bir törenle, baÅŸ köşesinde 'YaÅŸasın Türk TayyareciliÄŸi' yazılı bir pankartla onurlandırılarak uçuÅŸ müsaadesini almıştır. 25 Nisan 1931'de Çekoslovakya'dan uçarak Türkiye'ye gelmek için yola çıkıp 5 Mayıs 1931'de Türkiye'ye gelmiÅŸtir. 
Hürkuş uçağının atıl kalmaması için Posta idaresi ile çeşitli görüşmelerde bulunur. İlk kurulmak istenen posta hattı Ankara-Erzurum ile Ankara-İstanbul arasında düşünülür. Bu arada Türk Hava Kurumu yeni bir turne planlar. Ankara'dan başlayan uçuş Aksaray, Konya, Manavgat, Antalya, Fethiye, Muğla, Aydın, Denizli, Uşak, Eskişehir, Adapazarı, İzmit ve Yeşilköy'de tamamlanır. Uçuş büyük bir başarıyla tamamlanmıştır. Kurum şubeleri bağışlarla zenginleşmiştir, ama 3 Kasım 1931 tarihli telgrafta büyük yardımcısı makinisti Hamit'in işine son verilir Hürkuş'a ödenen uçuş tazminatı kesilerek Vecihi XIV uçağı uçuştan men edilir. Bundan sonraki uçuşların Milli Müdafaa Vekaleti tarafından verilecek uçakla gerçekleştirileceği bildirilir. Bu durum Hürkuş'un Kurum'dan tekrar ayrılmasına neden olur. Gezileri sırasında gençlikte oluşturduğu uçma sevgisi ile bir havacılık okulu açmayı düşünür.
21 Nisan 1932'de Ä°lk Türk Sivil Tayyare Mektebi'ni kurar. Ä°kisi kız olmak üzere 12 öğrenci kaydolur. 27 Eylül 1932'de eÄŸitim ve öğretime baÅŸlanır. Okulun gayesi Türk gençliÄŸini havacılığa alıştırmak, tayyareci kuÅŸaklar yetiÅŸtirerek Türkiye Cumhuriyeti hava ordusunun yedek gücü olmaktı. Okulun motorlu ve motorsuz iki ÅŸubesi olacaktı. EÄŸitim teorik ve uygulamalı olarak yapılıyordu. Büyük bir atölyesi vardı. Kalamış'ta bir hangar ve uçuÅŸ alanı olarak kullandıkları küçük bir sahası, bir de Fikirtepesi'nde uçuÅŸ alanları vardı. Ä°lk 12 öğrenci Sait, Tevfik, Muammer, Abdurrahman, Salih, Osman, Rıza, Hikmet, Hüseyin, Kenan, Bedriye ve Eribe idi. Öğrencilerin eÄŸitim sırasında hiçbir kazası olmamıştır. Zor koÅŸullarda eÄŸitim yaparken bazı kurumların, örneÄŸin Tekel Ä°daresi'nin ve Ä°ÅŸ Bankası'nın reklamlarını yapmış, bazı vatansever yetkili kuruluÅŸların da yardımları olmuÅŸtur. 
Nuri DemiraÄŸ Bey, bir tayyare yapımı için 5000 TL vermiÅŸ, böylece 1933'de adı Nuri Bey olan Vecihi K-XVI kabin uçağı yapılmıştır. Aynı yıl tek satıhlı Vecihi KXV uçağını da inÅŸa etmiÅŸler ve 30 AÄŸustos 1933'de iki Vecihi XIV, iki tane Vecihi XV ve Nuri Bey Vecihi-XVI uçakları ile öğrencileri Ä°stanbul göklerinde gösteri uçuÅŸu yapmışlar. Okulda, bir de Vecihi SK adlı uçak motoru ile çalışan deniz botu yapılmıştır. 
Öğrencilerinden Sait Bayav, Tevfik Artan, Muammer Öniz, Osman Kandemir, ilk kadın tayyarecimiz Bedriye Gökmen ve kızı (yeÄŸeni) Eribe yalnız uçmayı baÅŸarmışlar. Vecihi Sivil Tayyare okulu parasal sorunlardan ve yetiÅŸtirdiÄŸi öğrencilerin diplomalarına denklik verdirememiÅŸ olmasından kapanmıştır. 
1935 yılı başlarında Türk Hava Kurumu Başkanı Fuat Bulca, çağrılı olarak Rusya'ya gider. Orada sivil havacılığın durumunu görür ve dönüşünde Atatürk'e anlatır. Atatürk, gezdiği her yerde kendisini havadan saygıyla izleyen, gazetelerdeki yazılardan izlediği Hürkuş hakkında da Fuat Bey'den bilgi ister. Aldığı cevaplar karşısında Büyük Atamız :
'Ya, öyle mi? O halde Türk KuÅŸu namı ile yeni bir çalışma yolu açın ve Vecihi'den faydalanın!' emrini verir. HürkuÅŸ Ankara'ya çaÄŸrılır. O da uçağına atlayarak Ankara'ya gelir. HürkuÅŸ bu durumdan çok sevinçlidir. Türk KuÅŸu'nda yapılması düşünülenler, onun gerçekleÅŸtirmek istediÄŸi ÅŸeylerdir. BaÅŸ öğretmen olarak amatör gençleri çalıştırmak, Etimesgut hangarlarını yapmak, yaz kampı için uçuÅŸ sahası Ä°nönü'nün bulunması ve okulunda yetiÅŸtirdiÄŸi öğrencilerinden Sait Bayav, Tevfik Artan ve Muammer Öniz'in Rusya'ya eÄŸitime gönderilmesi onun mutluluÄŸu olur. 
Ne yazık ki 29 Ekim 1936'da yeÄŸeni Eribe'nin ÅŸehit olması onu çok üzmüştür. Türk Hava Kurumu, 1937 sonbaharında mühendislik eÄŸitimi için HürkuÅŸ'u Almanya'ya gönderir. Vecihi HürkuÅŸ, Weimar Mühendislik Mektebine ihtisas sınıfından baÅŸlatılmış, iki yıl sonra da mezun olmuÅŸtur. 27 Åžubat 1939'da Tayyare Makine MühendisliÄŸi diplomasını almıştır. Türkiye'ye döndüğünde Bayındırlık Bakanlığına baÅŸvurarak, 'Tayyare MühendisliÄŸi Ruhsatnamesini' almak istedi. Ancak yetkililer, 'iki yılda mühendis olunmaz' diye bir gerekçe ile kabul etmemiÅŸlerdir. MühendisliÄŸini Danıştay kararı ile kabul ettirir. Türk Hava Kurumu'nda da yönetim deÄŸiÅŸmiÅŸ, vazifeleri baÅŸkalarına verilmiÅŸtir. O günkü koÅŸullarda teknik imkanın olmadığı Van'a tayin edilir. Bunun üzerine istifa ederek kurumdan ayrılır. Havacılıktan uzun bir ayrılıktan sonra 1947'de Kanatlılar BirliÄŸi'ni kurdu. Gençlerin büyük ilgi gösterdiÄŸi bir kuruluÅŸ oldu. 1948'de Türk Hava Kurumu'ndan Magister tipi bir öğrenim uçağı temin ettiler. Kanatlılar adlı bir dergi çıkarttılar. Büyük çoÄŸunluÄŸu üniversite öğrencileri olan Kanatlılar BirliÄŸi fazla yaÅŸayamadı. 
1951'de beş arkadaşıyla birlikte havadan zırai ilaçlama yapmak üzere Türk Kanadı adı ile bir şirket kurmuş, Sait Bayav ve Muammer Öniz'le İngiltere'ye giderek Auster tipi üç uçak almışlar. Türkiye'ye döndükten sonra ortaklar arasında çıkan anlaşmazlık üzerine Hürkuş, haklarından vazgeçerek şirketten ayrılır.
1952'de Paro mamasının reklamını yapmak için tekrar Ä°ngiltere'ye giderek Proctor V tipi dört kiÅŸilik hafif turist tipi tayyare alır. Bu tayyare ile deÄŸiÅŸik müesseselerin reklamını yaptı. Paro bebek maması, Puro sabunu gibi gıda ve malzemeleri ufak kağıt paraşütlerle uçaktan dağıtarak, kanatlarına taktığı patiskalar üzerine bankaların isimlerini yazarak reklamcılık yaptı. 
6 AÄŸustos 1954'de kırkıncı hizmet yılını kutlamak için YeÅŸilköy Hava Limanı salonlarında Türk Havacılar Bayramı adıyla bir jübile yapıldı. 29 Kasım 1954'de HürkuÅŸ Hava Yollarını kurdu. Türk Hava Yolları'nın seferden kaldırdığı uçaklardan 8 tayyareyi Ziraat Bankasından kredi ile almıştı. Bir takım güçlüklerle uÄŸraÅŸarak hava yollarının sefer yapmadığı yerlere seferler koyarak , izin vermediklerinde gazete taşıyarak çalışmak istedi, ama sabotajlar, uçaklarının parçalanması ve sonunda uçuÅŸtan men edilerek uçamadı. Buna raÄŸmen uslanmadı. Elinde kalan son uçağını da Maden Tetkik Arama Enstitüsü'nün emrinde kullanarak Güney DoÄŸu Anadolu'da torium, uranium ve fosfat arayarak zor doÄŸa koÅŸullarında çalıştı. 
Hayatının sonlarında çok sıkıntı çekmiÅŸ, borçlandırılmış, uçamayacak duruma düşürülen uçaklarının sigorta giderleri ve bunların faizleri borcuna eklenmiÅŸ, vatana hizmetten kendisine baÄŸlanan çok yetersiz maaşına bile haciz konmuÅŸtur. 
Ankara'da anılarını yazarken, bir kaza sonucu beyin kanamasından komaya girdi. Gözleri ve kalbi göklerde olan Vecihi Hürkuş, insanların aya ayak basmak üzere uçtuğu gün olan 16 Temmuz 1969 tarihinde Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastahanesi'nde hayata gözlerini yumdu.
Ögeyi Oylayın
(7 oy)

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

genclige-hitabe

Son Yorumlar

Son Eklenen Mesajlar

SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN Her şeyin gönlünüzce gerçekleşeceği; sağlık, başarı ve mutluluk dolu nice yıllar diliyoruz. SİTE VE ASSUBAY GÜÇ BİRLİĞİ YÖNETİMİ
Pazar, 31 Aralık 2023
SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
Baş öğretmenimiz ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi şahsında tüm öğretmenlerimizin ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN... Demokrasinin, adaletin, huzurun ve refahın hakim olduğu nice öğretmenler günü kutlamak dileklerimizle sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.
Cuma, 24 Kasım 2023
SİTE-ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
BAÄžIMSIZLIK SAVAÅžIMIZIN KAHRAMANI, LAÄ°K, DEMOKRATÄ°K CUMHURÄ°YETÄ°MÄ°ZÄ°N KURUCUSU, EBEDÄ° ÖNDERÄ°MÄ°Z VE BAȘKOMUTANIMIZ BÃœYÃœK DEVRÄ°MCÄ° GAZÄ° MUSTAFA KEMAL ATATÃœRK'Ãœ BEDENEN ARAMIZDAN AYRILIȘININ 85. YILINDA SAYGI, ÖZLEM VE ŞÜKRANLA ANIYORUZ... RUHU ÅžAD, MEKANI CENNET OLSUN. 10 KASIM 1938 ! Bir devre damgasını vurmuÅŸ, dünyanın gidiÅŸatını deÄŸiÅŸtirmiÅŸ, yalnızca yaÅ...
Cuma, 10 Kasım 2023

Son Eklenenler

Copyright © 2006 Emekli Assubaylar. Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım İhsan GÜNEŞ