LEVENT ULUCAN

LEVENT ULUCAN

Türkiye 'de onlarca resmi , sivil kurum , bunlarda da çalışan farklı bir çok meslek gurupları var ,
 
Her kurumda kendinin ana hatlarını oluşturan bu insanların yaşam düzeylerini geliştiren yönetim kadroları var ,
 
Çünkü onlar bilir ki personelinin yaşamsal değerlerine ne kadar yakın ne kadar hassas ve adaletli olurlarsa
alacakları iş verimi de o kadar yüksek ve verimli olur ,
Aidiyet duyguları gelişir ,
Devletin bir çok kurumunda yada şirketlerde bunu görürsünüz
 
Bu yaklaşımın sağlanmadığı yada yetersiz kalındığı durumlarda da
çalışanlar kendi içlerinden oluşturdukları örgütlerle eksik kalan ,
verilmeyen haklarını almak için birlikte beraberce mücadele ederler ,
 
Bunları da meydanlarda , demokratik platformlarda hayatın içinde görürsünüz ,
 
Bunların dışında kalan tek bir sınıf , camia bir tek meslek gurubu vardır ,
Ve çok şaşırtıcıdır ki ,
Bu insanlar bu ülkenin çalışma şartları en zor , bir o kadarda en fazla fedakarlık isteyen işini yaparlar ,
 
Bağlı oldukları kurumda ülkenin en hassas en önemli kurumudur ,
Devlet bütünlüğünün yaşamasını ve var olmasını sağlayacak en önemli yapı taşıdır ,
 
Kurum Silahlı Kuvvetler ,
Bu insanlarda onun omurgasını oluşturan Assubay 'lar dır ,
 
Bağlı oldukları GENKUR bırakın onların yaşamsal değerlerini yükseltmeyi en temel haklarını bile vermez ,
Seslerini duymaz ,
Varlıklarını görmez ,
 
Adalet hiç uğramaz kendilerine ,sadece kendi sınıflarını bilir hep kendilerine haklar çıkarırlar ,
Hem çalışırken hem emeklilerinde güvenli bir hayat onları bekler ,
Mesela ;
Aldıkları onca tazminattan birini bile vermezler Assubay 'a ,
Oyak , lojman , kamp paylaşım , dağıtım adaletsizliklerini saymıyoruz bile ,
 
Yalnızca bu kadar mı çile ?
 
Kendi emsallerinin çok altındaki mesleklerden bile geride başlarlar çalışma hayatına ,
Büro memuru bile bu anlamda daha önceliklidir Assubaylardan ,
 
Sahipsiz insanlardır yani , koruyanı kollayanı yoktur ,
 
Peki ya örgüt ?
Var bir derneğimiz aslında , TEMAD
 
Sesimizi duyursun , bizlere öncülük , önderlik etsin , temsil etsin , birleştirsin ,bilgilendirsin diye
bu günler için kurulmuş tarihinin en büyük maddi ve manevi desteği verilmiş bir örgüt ,
 
Ama bakıyorsunuz içi boşaltılmış ,
Varlık sebeplerinden farklı bir yapıya , oluşuma dönüştürülmüş bir oluşum tam bir şirket olmuş aslında ,
 
Yönetmek için gelenlerim çiftliği gibi olmuş ,Tam bir yeme içme gezme yeri ,
Şeffaflıktan uzak , soru sormak sorgulamak yasak ,
Eleştirmek suç ,
Her şeyin gizli kapalı yapıldığı bir yer ,
 
Dağın başındaki arsaları kim olduğu belirsiz komisyoncularca üyelerine 3 kuruş rant sağlamak için
satmaya çalışan bir yönetim ,
Hergün onlarca şehit verdiğimiz bir ortamda heray Avrupa'sından Uzak doğusuna turlar düzenleyen
Assubay kimliğini yitirmiş bir genel başkan

Ve yıllarca hala haklarını alacaklarını bunlardan bekleyen çileli mağdur insanlar ,
 
Hem Sahipsiz
Hem Örgütsüz Bir Toplum ...,
 
/Levent Ulucan/
 

 
Türkiye 'de onlarca resmi , sivil kurum , bunlarda da çalışan farklı bir çok meslek gurupları var ,
 
Her kurumda kendinin ana hatlarını oluşturan bu insanların yaşam düzeylerini geliştiren yönetim kadroları var ,
 
Çünkü onlar bilir ki personelinin yaşamsal değerlerine ne kadar yakın ne kadar hassas ve adaletli olurlarsa
alacakları iş verimi de o kadar yüksek ve verimli olur ,
Aidiyet duyguları gelişir ,
Devletin bir çok kurumunda yada şirketlerde bunu görürsünüz
 
Bu yaklaşımın sağlanmadığı yada yetersiz kalındığı durumlarda da
çalışanlar kendi içlerinden oluşturdukları örgütlerle eksik kalan ,
verilmeyen haklarını almak için birlikte beraberce mücadele ederler ,
 
Bunları da meydanlarda , demokratik platformlarda hayatın içinde görürsünüz ,
 
Bunların dışında kalan tek bir sınıf , camia bir tek meslek gurubu vardır ,
Ve çok şaşırtıcıdır ki ,
Bu insanlar bu ülkenin çalışma şartları en zor , bir o kadarda en fazla fedakarlık isteyen işini yaparlar ,
 
Bağlı oldukları kurumda ülkenin en hassas en önemli kurumudur ,
Devlet bütünlüğünün yaşamasını ve var olmasını sağlayacak en önemli yapı taşıdır ,
 
Kurum Silahlı Kuvvetler ,
Bu insanlarda onun omurgasını oluşturan Assubay 'lar dır ,
 
Bağlı oldukları GENKUR bırakın onların yaşamsal değerlerini yükseltmeyi en temel haklarını bile vermez ,
Seslerini duymaz ,
Varlıklarını görmez ,
 
Adalet hiç uğramaz kendilerine ,sadece kendi sınıflarını bilir hep kendilerine haklar çıkarırlar ,
Hem çalışırken hem emeklilerinde güvenli bir hayat onları bekler ,
Mesela ;
Aldıkları onca tazminattan birini bile vermezler Assubay 'a ,
Oyak , lojman , kamp paylaşım , dağıtım adaletsizliklerini saymıyoruz bile ,
 
Yalnızca bu kadar mı çile ?
 
Kendi emsallerinin çok altındaki mesleklerden bile geride başlarlar çalışma hayatına ,
Büro memuru bile bu anlamda daha önceliklidir Assubaylardan ,
 
Sahipsiz insanlardır yani , koruyanı kollayanı yoktur ,
 
Peki ya örgüt ?
Var bir derneğimiz aslında , TEMAD
 
Sesimizi duyursun , bizlere öncülük , önderlik etsin , temsil etsin , birleştirsin ,bilgilendirsin diye
bu günler için kurulmuş tarihinin en büyük maddi ve manevi desteği verilmiş bir örgüt ,
 
Ama bakıyorsunuz içi boşaltılmış ,
Varlık sebeplerinden farklı bir yapıya , oluşuma dönüştürülmüş bir oluşum tam bir şirket olmuş aslında ,
 
Yönetmek için gelenlerim çiftliği gibi olmuş ,Tam bir yeme içme gezme yeri ,
Şeffaflıktan uzak , soru sormak sorgulamak yasak ,
Eleştirmek suç ,
Her şeyin gizli kapalı yapıldığı bir yer ,
 
Dağın başındaki arsaları kim olduğu belirsiz komisyoncularca üyelerine 3 kuruş rant sağlamak için
satmaya çalışan bir yönetim ,
Hergün onlarca şehit verdiğimiz bir ortamda heray Avrupa'sından Uzak doğusuna turlar düzenleyen
Assubay kimliğini yitirmiş bir genel başkan

Ve yıllarca hala haklarını alacaklarını bunlardan bekleyen çileli mağdur insanlar ,
 
Hem Sahipsiz
Hem Örgütsüz Bir Toplum ...,
 
/Levent Ulucan/
 

İntibaklar çıkıyor , Tazminatlar geliyor haberlerinin yarattığı sevinç tüm Assubay camiası içinde dalga dalga yayılarak büyük bir heyecan yaşanmasına neden oldu ,

İntibaklar gelmesine geldi de , kör ve topal bir biçimde camia içinde bir keskin bir kırılma yaratarak , Kimi arkadaşlarımızı sevindirirken kimileri büyük bir hayal kırıklığı ile baş başa kaldı , İntbaklarda olmaz ise olmaz dediğimiz ,et ve tırnak gibi birbirini tamamlayan başlangıç dereceleri yani bizlerin en temel haklarımızdan biri olan 9/2 den yoksun çıkması boğazımıza bir yumru gibi oturdu ,

Bu mesele artık ne zaman düzelir ne zaman bir daha bu kadar sıcak bir biçimde gündeme gelir bilmiyoruz , Kimse bilmiyor , Çünkü bu işleri takip edip oluşma aşamalarının içinde olan kurumsal bir gücümüz maalesef yok ,

Adı var kendisi yok , 100 şubesi var 1 desibellik sesi yok , Ama Fiziği ve kimyası değiştirilmiş bir dernek var ,

Tazminatlarda daha da can sıkıcı bir durum var , Belirsizliğin belirsizliği var , Her gün yeni bir gelişme yaşanıyor , Sicil , gösterge , yıl ,rütbe , kıdem her gün yeni bit kriter yeni bir dayatma ile baş başa bırakılıyoruz ,

Bunu da bilen yok , Bilmesi gerekenler , ortada yok ,

Bizler için taslak hazırlayanların karşısında bizleri anlatacak , savunacak toparlayacak , bilgilendirecek kumsal kimlik yine yok ,

Düşünsenize bir iş yerinde işçiler var , onların temsilcisi sendika var , karşılarında onlara borçlu bir işveren var , Siz yani seçtiğiniz sendika temsilcisi işverenle görüşmüyor ,

Ama işçileri kandırmak için alakasız insanlarla poz poz fotoğraf çektirip oyalama taktikleri sergiliyorlar ,

Alakasız diyoruz çünkü ; Genel kurmayın dışında görüşülen her makam her insan yalandır , Özlük hakları konusunda basit ama bir o kadar gerçek bir olgu vardır ,

Genelkurmay teklif eder Siyasi İktidar yasallaştırır .,

Bakmayın siz genelkurmayı devre dışı bıraktık , siyaset den hakları alıyoruz diyen cahil genel başbakana ,

Alıyorsan yada aldıysan ; Tazminatlar ile ilgili neden kelime edemiyorsun ? İntbakları bu kanaldan aldıysan bu kadar siyasilere etkinliğin varsa başlangıç derecelerini niye çıkaramadın ? Kim engel oldu ? Hangi parti ? Ve sen yaptın bunlara ?

Bir koltuk için kendi camiasının insanlarını gözlerinin içine bakarak kandıran bilgisiz gelişmelerden habersiz bir genel başkan ,

Ahmet Keser 'in yarattığı ortalıklarda gözükmeyen sesi sedası çıkamayan TEMAD bu gelişmelere karşı bakın ne yapıyor,

Yarın büyük bir tur daha düzenliyorlar , 10 güne yakın bir gezi , 100 bin Assubay'ın yoksullukla pençeleşip gelecek haberleri umutla beklerken Onlar 100 mutlu Assubay için öyle Avrupa falan da değil Uzak Doğu 'ya gizemli yolculuk düzenliyorlar , BANGKOK – PHUKET – SİNGAPUR

Eşinizle beraber gitseniz yaklaşık 15.000 TL çıkacak bir gezi ,

Bu konuyu daha anlamanız için emeklisinin bizlerden nerede ise 3 katı fazla maaş alan subay derneği TESUD ' un resmi sitesine bir göz atın, Bakın bakalım böyle esrarlı , gizemli pahalı turlar organizasyonlar var mı ?

Şimdi biz tazminatları beklerken Albaylar bonus dan ikramiye aldı diye kızıp şaşırma , Sen önce seni kim temsil ediyor , Derneğin neler yapıyor ona bak Kızacağın adam da bak orada oturuyor ...



ADALETİN BU MU GENELKURMAY ..?

Adalet gücü elinde bulunduranların , kendilerine yazdıkları kanunlardan mı oluşur ,
Tüm getiriler kitabı yazanlara , kalemi tutanlara mı gider ?


Bir aileyiz dedikleri Genel kurmay da hak , hukuk , adalet nasıl işliyor ,
Kimlere hızlı tren gibi kanunlar ses hızından hızlı çıkıyor ,
Kime adalet ilk kilometresinde duvara tosluyor ,

Kendinle ilgili oldu mu ne kaynak ne siyaset hiç bir güç hiç önünde duramıyor ,
En katmerli bir biçimde hakkını olanı da olmayanı da alıyorsun ,

İki yıllık harp okulu mezunlarının okulları önce üç sonra dört yıl olduklarında 
intibakları tere yağdan kıl çeker gibi sesiz sedasız yapanlar

1960 öncesinde iki yıllık sanat okulu mezunlarına bile üniversite mezunu başlama

derecelerini maaş bordrolarına anında yapıştırdılar ,


Her askeri ihtilalde bir tazminatı kendilerine hak gördüler ,
Alakalı alakasız hepsi ne kadar tazminat varsa aldılar , almaya devam ediyorlar


İş Assubay 'lara gelince en temel haklara kör sağır kalıyorsunuz ,

Yıllarca süren bir intibak düzenlemesi bizlere gelince gerçekleşmesi yılları alıyor ,
Çıkarken de kör topal çıkıyor !
Bir kademe yüzünden binlerce Assubay 'ın yarasası devam ediyor ,
Çok mu zordu başlama derecelerini yasaya eklemek

Çok mu zordu bir emirle ölüme gönderdiklerinize klimalı ofislerde görev yapan

memurların başlangıç derecesi olan 9/2 yi uygulamak? 

 

Tazminatlara bakıyorsunuz her gün kafa karıştırıcı bir açıklama ,
ön görülen şartlar , yok sicil başarısı , yok sene sınırlaması , rütbe üzerinden tartışmalar ,
Yeniden Amerikayı keşif ,
Vereceksen eğer ,
Kendine hangi adla hangi miktarda veriyorsan öyle ver ,
Kimseden sadaka istemiyoruz ,


Bunlar kanayan yaramıza tuz ekip , vicdanları yaralarken bir bakıyoruz
Bu gün plan bütçe komisyonunda erken emekli olacak Albaylara 70 bin TL ek

emekli tazminat verilmesi görüşülüyor ,

Bu nasıl bir vicdandır ? Anlamıyorum ,
Ama şunu iyi çok iyi anlıyor , biliyorum ki ,

Vicdanı Olmayanın Adaleti de Olmaz ....


/Levent Ulucan/

Değerli meslektaşlarım

Bizlere verilen her görevi ölmek pahasına yapan karşılığında sadece adalet bekleyen assubaylar olarak çok büyük haksızlıklara uğratıldık.

Ön yargı adeta kurumsallaşmış tabiî ki mücadelemiz kişilerle değil sistemledir.Bunu da kavga ederek değil bıkmadan haklı tezlerimizi anlatmakla diyaloğla anlatacağız

Assubayların özgür sesi olan bu site  TEMAD ve mücadeleye destek misyonunu üstlenmiş bizlerin sesi olmuş birçok yararlı çalışmalar yapmıştır , bunu kimse inkar edemez.

Bu sitede adını duyuran dereceyi kademeyi öğrenen ama mücadeleyi kişisel çıkarlarına alet edenlerin aykırı haksız söylemleri hatta ahlaksız hakaretleri iftiraları bu gerçeği değiştirmez.

Yıllarca mücadeleye verilen katkının yanı sıra  tarihte ilk kez genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanlarının tamamının görev değişikliği yapıldı bu sitede yeni komutanlarımızı tebrik eden

Haksızlıklarımızın giderilmesini talep eden KOMUTANLARA AÇIK MEKTUP kampanyası yaptık,  ardından intibak ve tazminatlarla ilgili açıklamalardan sonra TEMAD yönetiminin BİZ YAPTIK-BİZ BAŞARDIK-

GENELKURMAY ROL ÇALDI-BAŞARIMIZI SAHİPLENDİ  tarzındaki açıklamalarla şubelere koşup müjde vermesi ama konunun içeriği hakkında bilgi verememesi nedeniyle toplumda bilgi kirliliği yaşandı

Bu endişeleri gidermek haklarımızı tekrar hatırlatmak üzere yaptığımız mail kampanyası olumlu yanıt buldu. Bunu pekiştirmek ileride bir süprizle karşılaşmamak için TEMAD YÖNETİMİ’ni muhatapları olan

Genelkurmay  ve Başbakanlık’la görüşme çağrılarımız olumlu karşılanmak yerine  bizlerin kişisel gayretleri spekülasyonlara hatta yine hakaret boyutunda eleştirilere tabi tutuluyor ÖNEMSEMİYORUZ

Çünkü kişisel hiçbir beklentimiz yok amacımız sadece hepimizin ortak sorunu olan haksızlıkların giderilmesidir.

Bu amaçla Sn.Yılmaz Demir ÖZÇELİK kardeşimizin nezaketi,kişisel gayretleri ile bakanlarla kurduğu diyaloğu  takdirle izliyoruz .

Kendisinin organizasyonu ile bugün MEB. Prof.Dr.Sn.Nabi AVCI'yı makamında ziyaret ettik.

İki saati aşkın bir süre gündemde olan haklarımız ile ilgili gelişmeleri ,endişelerimizi daha açık bir deyişle hakların adil bir şekilde nasıl olması gerektiği konusunda kendisine bilgi verdik.

Çok sıcak bir ortamda geçen toplantıda kendisinin astsubay camiasını ve sorumlarını yakından takip ettiğini ; kendisine aktardığımız bilgileri ve bilgilendirme dosyasını ilk elden Sn.Cumhurbaşkanı

Ve Başbakan’a ileteceğini Bakanlar kurulu toplantısında da konuya assubaylardan yana taraf olacağı sözünü verdiler.

Desteklerinden dolayı sayın bakana teşekkürlerimizi,minnettarlığımızı ve  sitemizin basın bölümü olan E.ASSUBAYLAR GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU’nun bir şildini Yılmaz Demir Özçelik sundular.

Konu ile ilgili çalışmalar bilgiler oldukça sizlerle paylaşacağız.

Mücadeleyi amaç edinmiş astsubay onuru içinde yaşayan,destek veren tüm meslekdaşlarımıza teşekkürü borç biliyoruz. İmtiyaz değil adalet istiyoruz,   Haklıyız birlikte kazanacağız


 

Adı konmamış bir yaşamın hüzünlü bir hikayesidir bu ,

Hüzün az gelir aslında

Belki  , için için sızlayan bir acı 

 

Belki de  yaşanılan ve yaşadıkça kapanmayacak  bir yaradır bu hayat ,

Sessiz , vakur  içindeki bayrak sevgisiyle yanan yüz binlerin görünmeyen

Çileli yüzlerinin , 

Vatana adanmış canlarıdır aslında ,

 

Kelimelerin anlam , sözlerin ifade etmediği  ,

Serçe kanadının ağırlığı  kadar naif ,

Bir dağı devirecek kadar sessiz bir çığlık gibidir hayat bizler için ,

 

Kimse görmez , bilmez ,

Bilenler de anlamaz zaten ,

Yok sayarlar , 

 

Mayında parçalanmış bedenin ancak bir gün haber olur 

Gazetelerde ,

Cenazende sorarlar kim olduğunu  

Nerede şehit düştüğünü  

Son yolculuğunda hatırlar devletin  büyükleri ,

 

Dağınık , yılgın ,ilgisiz , bilgisiz görürler belkide ,

Belki de bir avuç sanıyorlar bizi ,

Bilmiyorlar ki bu ülkenin en büyük 

En onurlu

Ailesiyiz ,

Canı vatana feda etmiş  gururlu

Askerleriyiz ,

 

Uzaklarda değil

Hep buradayız , 

Artık 

Görmenizi  duymanızı beklemiyoruz;

Ama

Vicdan diye bir şey varsa 

Ve eğer insansak hala ,aynı kaderi , 

Aynı ülkenin topraklarında yaşıyorsak  

Anlamanızı bekliyoruz .,

 

Bakın göreceksiniz ;

Adını bile bilmediğiniz , duymadığınız dağlarda ,

Dalgaların geçit vermediği  bembeyaz köpüklü denizlerde , 

Uçsuz bucaksız gök yüzündeyiz ,

 

Göremiyorsunuz ,

Bilmiyorsunuz ama 

Hemencecik yanı başınız dayız ,

 

Onurunu Ay-Yıldıza adayan 

Assubaylarız  ,

 

/Levent Ulucan/



 

·        

 

·         Bu ülkenin çalışma koşulları en ağır , En fedakar , En yalnız mesleğini yapan insanlar olarak , Yaşadıklarımızı ,Hissettiklerimizi , Yada yaşayamadıklarımızı zaman zaman bu sayfalardan yazmaya çalışıyorum , Bazen ismi bile haritalarda olmayan bir dağın karakolundan , Bazen Ak denizin dingin sularında seyreden bir gemiden , Bazen de buz gibi bir havanın parmakları kestiği uçak hangarın dan , Assubay kelimesinin dahi geçmediği haklarla ilgili kanunlardan , yasalardan , Yada vatan savunmasında şehit düşş bir kahramanın cenaze töreninden , Şehidin annesinin ,babasının ,kardeşinin göz yaşlarından , Ses olup içimizi dökmeye çalışıyoruz , Bu sese kulakları sağır olanlara , Gözleri bizi görmeyenlere Ay-Yıldızlı sırmayı gösteriyoruz ,

Tarihinde yüzlerce hain terör örgütlerince şehidi olan Assubay'ların hiç birini unutmadık , unutturmayacağız , Vatan savunmasında şehit olan hiç kimseyi unutmadığımız gibi , Ama bir şehidimiz var ki , Unutmak mümkün değil , İlk şehidimiz , ilk şehit Assubay Memiş Arıbaş , Onun anısına bir yazı yazmıştım ! Memiş 'in yakınları bana bir mesaj gönderdiler , Onun bir kısmını sizlerle paylaşıyorum ;

'' Memiş kardeşimin hikayesini paylaşğınız için teşekkük ederim ben yengesiyim mekanı cennet olsun şehit kardeşimin sizin gibi de ardından arkadaş bıraktığı için tekrar mekanı cennet olsun .....................

................ aynı zamanda biz hala dayı Çocuklarıyız akrabayız yani ama hikayesini o kadar güzel anlatmışınız ki yüreğine emeğine sağlık kardeşim ''

Şevket ARIBAŞ

 

Bu hayatımda aldığım en güzel teşekkürdü ; Bende tüm Assubaylar adına kendilerine teşekkür ediyorum , Yazıyı tekrar Memiş Assubayın anısı önünde saygıyla eğilip sizlerle tekrar paylaşıyorum ....

/Levent Ulucan/

 

1984 , İLK ŞEHİT ASSUBAY MEMİŞ ARIBAŞ

31 yıl önce, sımsıcak bir ağustos ayı tıpkı bu gün gibi, 15 Ağustos 1984 gecesi, Yer Siirt' in Eruh ilçesi, Alışılmadık bir hava var kasvetli, Zifiri karanlık bir gök yüzü, tepede tek bir yıldız bile yok, Aynı hava aynı karanlık yüzlerce kilometre uzaktaki Hakkari'in Şemdin'li ilçesini de teslim almış, Sanki bu iki yer içinde yaşadığımız topraklar değil, Bu ülkeye ait değil gibi yalnız bırakılmış, Karanlığı hain bir elin sıktığı tetikten çıkan merminin kıvılcımı parlatıyor,

Ve arkası geliyor, Binlerce mermi, yüzlerce el bombası geceyi gündüze çeviriyor, Karakol binaları ve askeri lojmanlar delik deşik, Eşkiya cami minaresinden saatlerce propagan da yapıyor,

Akan kanların lastik ayakkabısına bulaşş kanıyla, Bu Türkiye için önemli bir tarihtir, Hala akmaya devam eden kanın başlangıç tarihidir, Bizler için bir önemi daha var bu acı zamanın,

Çoğumuz bilmeyiz, Bilenlerde unutmuştur zaten, İlk Meslektaşımızın şehit olduğu gündür,

Türkiye güneydoğu da ki ilk Assubay şehidini orada vermiştir, Bu ismi hiç ama hiç unutmayalım, Jandarma Astsubay Çavuş Memiş Arıbaş,

Ondan arda kalan pek bir şey yok, Diğer Şehitlerimiz de olduğu gibi,

Ama teyzesine söylediği bir şeyler var; Sevdiği kız hakkın da Ölmeden çok az bir zaman önce,

Teyzesi sorar;

-Yiğidim tayinin çıktığı yer uzak mıdır ki? Sevdiğinden çok uzak kalma

 Cevap verir; Memiş Assubay

-O kızı alamazsam tekrar dönmek nasip olmasın bana der,

 Memiş O Kızı Alamadı,

Memleketine dönmek de bir daha ona nasip olmadı,

Ama

Şehitlik Şerefine Nail Oldu, Onu ilk şehidimiz Olarak Biliyoruz. Saygıyla Anıyor Varlığından Onur Duyuyoruz, Yalnız Ne Acıdır ki; Bu yönetim, Bu Yapı, Bu Adamlarla Son Şehidimizi Hiç Bir Zaman Bilemeyeceğiz...

/Levent Ulucan/

 

HAVA KUVVETLERİNDE EN KARİYERLİ SINIF

PİLOTLUKTUR,

TÜM BRANŞLAR BİR UÇAĞIN UÇMASI İÇİN KONUMLANDIRILMIŞTIR,

BİR PİLOTUN DA EN BÜYÜK KARİYERİ UÇTUĞU UÇUŞ SAATLERİDİR,

HAVA KUVVETLERİNDE

F-4 DE EN FAZLA UÇUŞ SAATİ OLAN BİNBAŞIYI,

YA DA

F-16 İLE EN FAZLA UÇUŞ SAATİ YAPAN YARBAYI

HAVA KUVVETLERİ

TARİHİNİ ANLATAN KARARGAH,

MÜZE, DERGİ VS. HER YERDE GÖRÜRSÜNÜZ.,

AMA

HAVA KUVVETLERİNİN UÇURMASI EN ZOR UÇAĞI

C-47 DE TARİHİN

EN FAZLA UÇUŞUNU GERÇEKLEŞTİRMİŞ

ASSUBAYI

HAVA KUVVETLERİNİN HİÇ BİR YERİNDE

GÖREMEZSİNİZ,

TÜRKİYE SEMALARINA 1946 YILINDA ÇIKAN, KUĞU GİBİ SÜZÜLEN BİR UÇAK,

VE

GÖKYÜZÜNDE EN FAZLA KALAN, UÇAN

UÇURMASI TAM BİR USTA İŞİ OLAN

C-47 LERDE 11736 SAAT UÇUŞ TAMAMLAYAN

YAZILMAYAN TARİHİN,

HAVA KUVETLERİNDEKİ EN FAZLA UÇUŞUNU YAPAN PİLOTU

KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ MAHMUT ŞENGÜL'Ü

HAVA KUVETLERİ TARİHİNİN HİÇ BİR YERİNDE GÖREMEZSİNİZ,

TIPKI HER YERDE OLDUĞU GİBİ

TEL ÖRGÜLERİN İÇİNDE

DUYGU VE DÜŞÜNCELERİ SIRMALI AY-YILDIZA HAPSEDİLMİŞ

ASSUBAYLARI HİÇ BİR YERDE GÖREMEDİĞİNİZ GİBİ

KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ MAHMUT ŞENGÜL'Ü

SAYGIYLA ANIYOR,

GURURLA SELAMLIYORUZ

TARİHE DAMGA VURAN

TÜM KARARTMA VE YOK SAYMA

ÇABALARINA KARŞIN

GÖKYÜZÜNDE

GÜNEŞ GİBİ PARILDAYAN

ALTIN BRÖVE SAHİBİ

SIRMALI AY-YILDIZI

GÖKLERDE BULUTLARA

NİŞAN GİBİ TAKAN

ONU VE TARİHE İMZA ATAN

TÜM ASSUBAYLAR İLE ONUR DUYARKEN,

HER BİRİ

AYRI BİR DEĞER OLAN

TÜRK ORDUSU EĞER BİR YERLERDE İSE

BURALARA GELMESİNDE

BÜYÜK EMEKLER TAŞIYAN

MESLEKTAŞLARIMIZI

ASSUBAYLARI

KARANLIK DUVARLARININ

KARANLIĞINA ATANLARA İNAT

GÜN YÜZÜNE,

GÜNEŞİN IŞIKLARINA

TÜRKİYE'NİN TARİH SAYFASINA

ÇIKARTMAYA DEVAM EDECEĞİMİZİ

HERKESİN

BİLMESİNİ İSTERİZ...

İçinde bulunduğumuz şartlar, yaşamak zorunda kaldığımız bu günler bizleri bir çok şeyden de koparıp,

Sevdiklerimizden de ayırıyor,

Ülkenin bir tarafı cehennem halini almış, kendisini oralara feda edip sevdiklerini, sevgililerini, eşlerini  memleketlerinde, güven duydukları yerlerde  bırakan o kadar çok arkadaşımız var ki,

Zaten çok sıkça yaşadığımız tayin dönmelerinden alışıktır Assubay ailesi özlem içinde yaşamaya,

Özlem, hasret; rütbelerde görülmeyen bir simgedir, sırmalı ay-yıldızın içinde gizlenmiştir bir yerlerinde,

Bunu 5 yaşındaki asker çocuğu bilir de koskoca bir ülke göremez,

Bir çok arkadaşımız bu yüzdendir ki farklı duygular yaşıyor,

Hepimizin yaşadığı şeyler bunlar,

Heyecan, Hüzün, Kara bir Haber ya da Umut,

Bekleyiş; belki de en zor olan budur,

Duygularını birer cümle ile paylaşıyorlar arkadaşlar sayfalarında

Bazıları ise yalnızca bir kelime ile,

Bazen bir Gemi ismi

Ya da ismini sadece çatışmalardan duyduğumuz bir Karakolun adı,

Ya da bilmem hangi dağın tepesindeki bir Radar,

Assubay'ın evi yoktur aslında,

Öyle bildik, ailenin beraber yaşadığı

Eş çocuklar yerleşik bir hayat yaşamazlar,

Nasıl yaşasınlar ki?

Evleri bir gemidir bazen,

Akdeniz'in dingin suları eşlik eder ona 3 ay bilemedin 5 ay,

Dalgaların güverteye her vurduğunda

Ailesinden bir adım daha uzaklaşır Assubay,

Kuş uçmaz, kervan geçmez bir dağın tepesinde

Üç gözlü bir Karakol'dur bazen de

Bir gözü Korumakla görevli olduğu topraklarda

Diğer gözü ona emanet Mehmetçik'lerdedir,

Ya da Bir sınır kasabasında

Gözünü kırpmadan bekler

Güneş doğarken de

Batarken de oradadır,

Diyarbakır'ın ayazında da

Kavurucu sıcağında da

O hep F-16 uçağının altındadır

Elleri bazen soğuktan motora yapışır

bazen sıcaktan,

Gecede hangarda uçağını bekler

Bir dahaki güne

Onlar hep gökyüzünde uçsunlar diye..,

Evet, evleri yoktur,

Onlara sahip çıkacak kimseleri de,

Ne bir Devlet,

Ne bir Cumhurbaşkanı

Ne Başbakan

Ne Paşa Ne de Bakanlar Vardır,

Ama

Canları Pahasına Savundukları

Onlara Ev Olmuş

Bir Yurtları Vardır....

Televizyonlardaki ateşli konuşmalarının ardından insanları umutlandırıp,

On binlerce insanı Ankara'ya mitinge çağırıp, umutlarını bir yalancı bakanın bir mesajıyla bitirip, hiç kimseye hiç bir bilgi vermeden bu camianın mahzun  insanlarını geri gönderdiğinde ilk notunu vermiştik,

Potansiyel olarak en üst noktaya ulaşmışken, haklar konusunda her şeyi göze almışken, yıllarca şehit verdiğimiz terörist gurupla simgeleşmiş eylemlerini yapma kararını aldığında endişelenmiştik,

"Ölüm orucu" diye saçma sapan bir eylemi piknik havasında geçirip, tüm Türkiye'nin gözünün içine bakarak ambulanslarda ölüyor numarası ile kandırmaya çalıştığında üzülmüş, kahrımızdan gülmüştük,

Genkur'un, gerici odakların kumpas saldırılarına hedef olduğunda "Genkur kapatılsın" ve benzeri  açıklamalarınla haklarımız ve onurumuz ile hiç bir ilgisi olmayan kimlere hizmet ettiği, kime ait olduğu belirsiz yıkıcı saçma sapan tespitler yaptığında Temad'ı nasıl bir ateş çemberine attığını anlamıştık,

Tam 13 yıl tek başına iktidarda olup hiç bir zaman assubayları görmeyen, en insancıl isteklere bile gözlerini kapatan AKP iktidarına ve onun mesaj verip yıllarca bizi oyalayan savunma bakanına tek laf edemediğinde, yardımcının da bu partiye vekil adayı olduğunda nasıl planlarının olduğunu az çok kavramıştık,

Temad'ı tam bir tur operatörüne çevirip, genel başkanlığı yeme içme gezme sanıp, ülkenin en sancılı döneminde onlarca meslektaşımızı şehit verirken  en büyük turla gizli saklı bir kaçak gibi Avrupa'ya gittiğinde nasıl bir lider seçtiğimizi göstermiş oldun,

Kendine karşı çıkan herkesi, disiplin kurulu başkanını bile by-pass ederek ihraç edip, bu konuda rekor kıran başkan olarak kara bir  tarihe geçtin, kendine karşı olan şubeyi hukuk tarihinde görülmeyecek kirli entrikalarla delegene dava açtırıp, genel merkezi davalı duruma düşürüp mahkum ettirdin, İstanbul İl Başkanlığı'nın yüzlerce üyesini kapı dışarı ettiğinde "sen yoksan bir kişi eksiğiz" yalanını tam anlamıyla anlamış olduk,

Assubay camiasının en ahlaksız adamlarını sırf sana tetikçilik yapsınlar diye kollayıp, besleyip ödüllendirdin, hakkımızda en iğrenç iftiraları atanlarını,

En küfürbazını kendine yardımcı, onun uzantılarından kendine ısmarlama yazarlar yarattın,

Senin bu 8. sınıf mafya yöntemlerinle bu davaya kafa yoran, emek veren herkesi en son olarak bu camianın en saygın, en büyük, en değerli abimizi çirkin adamlarının kirli iftiralarıyla Temad'dan uzaklaştırdın,

Bir keresinde yüzüne yardımcının yanında adamlığınla ilgili bir şey söylemiştim, bu senin için pek önemli değil biliyorum,

Ama şu bizim için çok önemli,

Assubay hiç değilsin,

TEMAD'a bu kadar açık ve net bir şekilde zarar veren bir adama bu kadar sessiz ve çaresiz kalan şube başkanlarına, üyelerine hiç bir şey söylemiyorum,

Koltuğunuzda oturun, keyfinize bakın,

Vicdanınızı içinize gömün,

Sesinizi çıkarmayın...

Son Eklenenler

Copyright © 2006 Emekli Assubaylar. Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım İhsan GÜNEŞ