Orhan Veli Kanık’ın bir çoğumuzun duygularını dile getiren şiirinin dizelerinde belirttiği gibi;
“Ağlasam sesimi duyar mısınız mısralarımda,
Dokunabilir misiniz gözyaşlarıma ellerinizle “
Bu ülke ve bayrağımız için hiçbir değerin geri getiremeyeceği aziz canlarını feda eden şehitlerimizin haberini aldığımız zaman boğazımıza bir şey düğümlenir, burnumuzun direği sızlar, ağlamamak için kendimizi zorlasak da içimizdeki isyanın ateşini ancak gözyaşlarımızla soğutabiliriz.
Van’ın Saray kırsalında hain teröristlerin kahpe tuzağı sonunda şehit olan Başçavuş Erkan DURUKAN’ın acısını yaşayamadan bu kez Uz.Çvş. Metin KOZA ve ardından Başçavuş Kalender Özdemir’in şehit haberini aldık! Erkan Assubay'ımın öğretmen eşinin “seni bu vatana helal etmiyorum” haykırışını garipseyenler olabilir ama bu duyguyu bir çoğumuz içimizde saklıyoruz!
Saygıdeğer Arkadaşlarım,
TEMAD dediğimiz zaman aklımıza 87 şubesi ile bir genel merkez geliyor. Atalarımızın "at sahibine göre kişner" sözünü anımsatan bir beceriksizlik abidesi olan genel merkez, iftiharla 87şubeye ve 'gerçek dışı' 52.000 üyeye ulaştığını söylerken, ne yazık ki bu 87 şubenin mevcut tüzükle ellerinin kollarının bağlı olduğunu, son zamanlarda üye olanların azaldığını, yapılan bazı başarıların tamamen şube başkanlarının insiyatifi ve gayreti ile gerçekleştiğini dikkate almıyor!
Ben yıllardır bu yönetimi olumlu yönde eleştirdim. Tüm çalışmalarımız daha mükemmele ulaşmayı amaçlıyordu ama gemisi karaya oturan kaptan hâlâ rotasının doğruluğunda ısrar ediyor!... Hiç bir başarısı olmadığı halde, eleştiriye tahammülü olmayan bir yönetimin başarısızlıklarını gizlemek için özveri ile mücadeleye destek veren arkadaşlarımızı "MUHALİF" olarak gösterme gayretlerine şaşırmamak gerekiyor.
8 MAYIS Balçova seçimlerinde bu zihniyet açıkça ortaya çıkmıştır. Başkanın tek amacı kendisine muhalif olanları ekarte etmek. Statükoyu sağlamak için bir dönem daha yapıştığı koltuktan kalkmamak adına 'haklarımız konusunda göstermediği gayreti' kendisi için gösterdiğini görmek bizi sadece üzüyor! Toplumda umutsuzluk her geçen gün 'özverili arkadaşlarımızın gayretine rağmen' artıyor... Eleştiriyi, iyi niyetli olanlar, kendine güvenenler ve başarısını artırmak isteyenler dikkate alır. Bunun dışında siz "anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az" deseniz de bırakın davulu KÖS çalsanız onlar KÖS KÖS dinler...
Bazıları tarafından önemsenmemeye çalışılsa da yıllardır 'bu zihniyete rağmen' verdiğimiz mücadele ile bir çok taşın yerinden oynamasını sağlamanın huzuru içindeyiz. "Haklarımızı hukukta arayalım, bu konuda TEMAD yönetimi gerekirse profesyonel yardım alsın" diye açtığımız kampanya TEMAD yönetimi tarafından engellendi! Sn.İsmail Turan'ın haklarımız konusundaki dava gerekçeleri kendisi "kırıkçı çıkıkçı" olarak suçlandı ama bu suçlamayı yapanlar 'nedense!' haklarımız söz konusu olunca yargının yolunu bulamadılar. Tüm ısrarlarımıza rağmen OYAK konusunda AİHM'ne açılan dava dilekçesini açıklayamıyorlar!...
Bu davalar için büyük fedakarlık gösteren Sn.İsmail Turan ağabeyimizin bizden hiçbir talebi olmamıştır. Ancak, bu davalar kişisel değildir. Bu nedenle, yargı giderleri için kendisine destek olmak amacıyla aramızda bir yardımlaşma sağladık. Aşağıdaki arkadaşlarımız destek verdiler, kendilerine minnettarız! Bize hiç bir hakkımız altın tepside sunulmayacağına göre Temad Yönetimi'nin de zihniyeti değişinceye kadar bu mücadeleleri bizler yapmak zorundayız. Kendilerine saygıları gereği bu mücadeleye destek veren arkadaşlarımıza bir kez daha minnettarlığımı ve teşekkürlerimi sunuyorum. Her gecenin bir sabahı vardır. Biz, tüm engellere rağmen haklı davamızın mücadelesinde başarıya ulaşacağız. Yeter ki umutsuzluk ve boşvermişlik gömleğini çıkaralım.
Saygı ve sevgilerimle....
Bugüne kadar hiçbir yazımda, hiçbir eleştirimde konuyu kişiselleştirmedim, mesnetsiz iddia ve suçlamalarda bulunmadım, TEMAD tüzel kişiliğine olan saygımı da hep muhafaza ettim.
Ama artık isyan halindeyim !..
Yönetim kurulu üyesi iken TEMAD genel başkanını dergiler arasına koyduğu yazılarla eleştiren, "tüzüğün gereğini yapmıyor bizim de çalışmamıza, sorunları çözmemize mani oluyor" dediği başkanın istifası ile genel başkan olan ve gideni mumla aratan, eleştirilere tahammülü olmayan bir genel başkanla karşı karşıyayız!
Kibarca uyardık, olmadı! İcraatsızlıklarına çözümler ürettik, “alın siz uygulayın. Koordine edin. Biz destek verelim. Başarı yine sizin olsun” önerimizden sadece “başarı sizin olsun” sözü gereği başarıları sahiplendiler!
Onlarca öneri ve eleştiri yazımız oldu. Hepsinden vazgeçtik, "BİR TEMAD MASALI" yazımızda yapmanız gereken ama yapmadıklarınızı özetledik, duvardan ses var sizden yok! Biz haksız isek önce açıklayın, sonra da gereğini yapın. Haksız eleştiriyorsak, TEMAD tüzel kişiliğine ve mücadeleye zarar veriyorsak, bizi dava edin veya onurlu bir şekilde istifa edin. Size güvensizliğimizi daha nasıl anlatacağız?
Biz, sizin kasaba politikalarınıza aynı şekilde yanıt vermeyi 'kendimize saygımız gereği' ne yazık ki yapamıyoruz!
Tek marifetiniz ihraçlar! Şimdi size soruyorum; haydi bir üyeniz size “zübük oğlu zübük“ diye hakaret etti, onu anladık. Peki, diğer bir üyeniz suçu sizden harcamalarınızın hesabını sormak mıydı? Antalya'daki ihraçların vicdanları rahatsız etmeyeni var mı? Sn. Ahmet Öztaş, ihracını haklı gösterecek ne yaptı? Keşke, her assubayın yüreğinde onun kadar assubay sevdası olsaydı. Sn. Hüseyin Savcı sanalların kim olduğunu sorguladı, tüm bilgiler elinizde olmasına rağmen açıklamak yerine başkana hakaret ediyor gerekçesi ile hukuk dışı ihracını onayladınız. Böylece hakaret iddianız izale mi oldu?...
Ya diğer ihraçlar? Assubayların sesi için 320 km. protesto yürüyüşü gerçekleştiren arkadaşımızı, 'iki yıl aidat yatırmadı diye' yolda ihracını bildirmek hangi ahlak ve değer yargısı ile haklı gösterilebilirdi?..
Demokratik hakkını kullanan ve çekincelerinde haklı çıkan TEMAD Balçova Yönetimi ihracı hak etti de, mitinge katılmayan diğer şube yönetimlerini neden ihraç etme cesaretini gösteremediniz? Oy hesaplarınızın alt üst olmasından mı korktunuz? Bizler eşlerimizle zorlu yolculuklar yaparak mitinge katıldığımız halde, yönetimdeki arkadaşlarınızın bazılarının ve eşlerinizin mitinge Ankara'dan katılmamalarının ezikliğini duymadınız mı?
Hukuksuz ihraçlarınızı gerçekleştiremeyince bu kez “Balçova yönetimini görevden aldım ve yerine üç kişilik kayyum atadım” diyorsunuz! Siz hukuku guguk mu sanıyorsunuz? Yoksa, kendinizi diktatör mü?..
Değerli arkadaşlarım, yönetimlere kişisel çıkarlarını düşünmeyen, özverili, bilgili, kararlı, üyelerine saygılı, yönetimleri seçtiğimiz zaman mücadelemizde hedefe daha kısa sürede ulaşacağız. Bunu gerçekleştirmek bizlerin elinde. Lütfen, hatır için değil kendinize saygınız ve mücadelemizin başarısı için hak edenleri seçelim. Saygılarımla....
29 Ağustos 2009 tarihindeki yazımın bir bir bölümünde "Varlığını bizlerin aidatlarına borçlu olan OYAK bizi bir mendil gibi buruşturup kapının önüne koydu. Yeniden üye olmamız ve üyelere hisse senedi verilmesi sağlanmalıdır ama, TEMAD sessiz!" dedim.
Vay, sen misin bunu yazan? Ne yalancılığımız kaldı, ne muhalifliğimiz, ne de toplumu yanıltmış olmamız! Yetmedi, üyelerine "herkes kendi davasını kendi açsın" diye harika bir çözüm bulan TEMAD hukukçuları, haklar için hukuka gitmenin gerektiğini unutup, beni dava etmekle tehdit ettiler !..
Çok korkmama rağmen işkembeyi küberadan atıp kimseyi yanıltmadığımı, haşa haddimizi bildiğimizi ama gerçekler konusunda suskun kalmanın etik anlayışımıza uymadığını düşünerek, TEMAD’a kendi sitesinden ve bu siteden yanıt verdim.
Bunu ben uydurmadım, referans verdiğiniz TEMAD dergisinde siz belirttiniz!
Şimdi Genelkurmay "7 emekli Assubay atadım, dava gerekçesi geçersizdir" derse...
Dava düşer mi? Elbette düşer.
Dava dilekçenizde özür dilememi gerektiren 'yeniden üyelik ve tüm üyelere hisse senedi verilmesi talebi' var mı? YOK!
"Dava gerekçesi hangi temellere dayandırıldı bize açıklayın. Davanın kabul ediliş tarih ve numarasını verin" dedik; hâlâ ses YOK! Ne bekliyorsunuz?
Ya beni haksız eleştiri ve toplumu yanıttığım için dava edeceksiniz...
Ya da "biz hata yaptık. Özür dileriz" deme olgunluğunu göstereceksiniz !..
"Sizden toplum adına açıklama bekliyorum";
Diye 10 MART 2010 tarihinde ikici kez yazdığımı hatırlayacaksınız ama yine yanıt vermemekte direniyorlar . Bu kez sanal destekçilerinin de sesi çıkmıyor! NİÇİN ?
"Haklarımızı hukukta arayalım. Bunun için TEMAD yönetimine ihtiyaç duydukları gerekli maddi desteği sağlarız" diye başlattığımız kampanyayı yine TEMAD engellemedi mi?
Çünkü, yönetimin bizlerin sorunlarını önemsemek, çözüm bulmak gibi bir misyonu yok! Kaldı ki, TEMAD hiç bir şubesininin görüşünü almadan, OYAK iştiraklerinin yönetim ve denetim kurullarına isim bildirip, genel sekreterini OYAK ASLAN ÇİMENTO’ya atanmasını sağlayarak davanın aleyhimize dönmesine neden olmadı mı?
OYAK yönetimini AİHM'ne dava eden TEMAD’ın gerekçelerini yukarıda yazdım. TEMAD açtığı davada hisse senedi konusunu gündeme getirdi ise ısrarlı taleplerimize rağmen dava dilekçesini niçin yayınlamıyor? Bu devlet sırrımı? Açılan bir dava dilekçesinin içeriğini her TEMAD üyesinin öğrenmeye hakkı vardır.
Yaptığımız hiç bir çalışmaya destek vermeyen, önerilerimize sessiz kalan bu yönetim kimi temsil ediyor? O göreve bizleri temsil etmek için kendileri gönüllü olmadılar mı? O görevde kalma mecburiyetleri mi var?..
Sn.Turan bu sessizlik karşısında dava açtığı zaman, niçin "bu konuyu biz zaten dava ettik, sizin dava açmanıza gerek yok" açıklaması yapmıyorlar? Dava dilekçesini bizlere açıklamazlarsa bu toplumun oyalandığı ve kandırıldığı konusunda endişelerimizde haklı olduğumuz kesinleşecektir...
TEMAD, açılan davada bu talebin yapıldığını belirtmediği için Sn.İ.Turan tarafından bu konuda açılan dava AYİM tarafından ret edilmiştir. Bu sonucu bekliyorduk. Ancak, konuyu Anayasa Mahkemesi'ne ve AİHM götürmek için iç hukuk yollarının tükenmesi gerektiğinden, açılan bu dava için AYİM karar düzeltme talebinde bulunulması gerekiyor(düzeltme talebinde bulunulmuştur). Sn.Turan’ın zamanı ve emeğinin yanında, bu davanın giderlerine katkıda bulunmamızın görev olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda birçok arkadaşım gönüllü olarak destek vermek istediklerini belirttiler. Kendilerine müteşekkiriz.
Sitemizin ve kişilerin yasa gereğince yardım toplama yetkisi yoktur. Gerçi bu yardım değil kendi davamız için bir yardımlaşmadır. Gönüllü destek olmak isteyen arkadaşlarımız Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. adresine mesaj gönderirlerse kendilerine hesap numarasını ve bilahare hesapla ilgili ayrıntılı bilgiyi sunacağız.
Haksızlıklara sessiz kalmak haksızlık kadar suçtur. Kendisine saygısı gereği haksızlıklar karşısında mücadele eden meslekdaşlarıma en iyi dileklerimle sevgi ve saygılar sunuyorum.
9 Ekim protesto mitinginin yeterli etkiyi sağlayamaması ve toplumda EYLEMLER konusundaki taleplerin artması üzerine, TEMAD Genel Başkanlığı'nın yaptığı bölge toplantılarının 2'ncisi, 29 Ocak 2010 tarihinde İzmir Güzelbahçe şubesinde GÜZELBAHÇE, NARLIDERE, FOÇA, TİRE, MUĞLA, BALÇOVA, URLA, EDREMİT, BALIKESİR, KONAK, AYVALIK, KEMALPAŞA, BUCA, BAYRAKLI, MARMARİS, GAZİEMİR, KARABAĞLAR şube başkan ve temsilcilerinin katılımları ile yapılmıştır.
Toplantıda TEMAD Gn.Başkanı yapılan çalışmalarla ilgili bilgilendirmelerinin özetini yorumsuz olarak bilgilerinize sunuyorum.İhraçlar konusundaki eleştirilere sessiz kalmışlardır!
Şube başkanlarından;
Zamanın yetersizliği nedeniyle sadece şube başkanlarına söz hakkı verileceğini belirtilerek söz alma talebim karşılanmadı. Gerçi, bizler her vesile ile düşüncelerimizi, eleştirilerimizi yapıyoruz. Bunlardan faydalanıp ilgilenmiyor gözükenlerin, bu toplantıdaki sözlerimizi de değerlendireceklerini beklemiyordum! Buna rağmen genel sekretere misyonumuzdan ve endişelerimizden kısaca söz ettim. Özellikle de 9/1 adaletsizliğinin hangi sonuçlar doğuracağını yönetimdeki hukukçu arkadaşlardan Sn.Kadir KOCALAR ve Sn.İsa ÇETİN’le özel olarak paylaştım. Bu konuda gerekli çalışmanın yapılacağı sözünü verdiler. Kendilerine teşekkür ediyorum.
Hiç kimseye ne düşman ne de rakibiz! Olumlu her çalışmayı alkışlar, haksızlıklar ve yanlışlar karşısında eleştiri hakkımızı kullanırız. Susmak haksızlıklara ortak olmaktır! Bugün muhataplarımızı değiştiremesek de bizler değişiyoruz. Sorguluyor, eleştiriyor, birlik ve beraberliğimize saygı duyuyoruz. Bunun gelişmesinde büyük yararları olan sitemizin değerli yöneticilerine ve üyelerine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Saygılarımla.
Nitekim “9 Ekim mitingi eylemlerle desteklenmemesi halinde 24 saat sonra unutulur. Bu nedenle eylem kararı alınmazsa, mitinge yönetim olarak katılmayacağız” diyen ve sonunda haklı çıkan Balçova yönetimi hakkında işlem yapılması için yüksek disiplin kuruluna 'ihlal edilen tüzük maddelerini sıralayıp';“Genel başkanın verdiği emir kabul edilmemiş ve yerine getirilmeyerek aykırı hareket edilmiştir.... Gerekli araştırma ve soruşturmanın yapılmasını rica ederim” diyerek emrine uymayanların cezalandırılmasını talep ediyor. Sanırsınız ki bizler STK değil, EMEKLİ ALAYI'yız!..
Bu emri alan yüksek disiplin kurulu, mitinge katılan üyeleri 1 yıl, katılmayanları 3 yıl ihraç ediyor! Tüzükte ihracı gerektiren bir durum olmamasına rağmen, yönetim kurulu bu kararı onaylayarak şubenin yedek yönetim kurulu üyelerine teslim edilmesini ve olağan üstü genel kurula gidilmesini, aksi halde kayyum atayacağını buyuruyorlar!
Hazırladıkları dosyalarda, ikili görüşmelerde birçok hakkımızın hukukumuzun ne olduğunu bilmeyenler, doğal olarak bu şekilde hukuksuz bir talepte bulunabilirler.
Birçok konu gibi bunu da "iyilik yap at denize. Balık bilmezse halik bilir" diyerek onlara anlatacağız.
Arkadaşlarımız, hukuksuz ihraçların genel kurul’da görüşülmesi için müracaatlarını yaptılar. Görevlerinin başındalar. Yıllardır üzerinde durduğumuz milyonluk binanın şubemize tahsis işi olmasa, arkadaşlarıma; "İstifa edelim. Büyük olasılıkla bu hukuksuzluğa ortak olmamak için yedekler de görevi kabul etmeyecektir. Genel merkez olağan üstü genel kurul kararı alabilir. Ardından da malûm sanal'larını şubeyi teslim almakla görevlendirir" diyeceğim ama bizler burada şahsi menfaatimiz için değil, Assubaylara hizmet etmek için ve kendimize saygımız gereği bulunuyoruz.
Bunca uyarıdan, eleştiriden ve yaşananlardan sonra Genel Merkez yöneticileri hala olumlu dersler almamışlar!
Şube başkanları ile yapılan bölge toplantılarında ”Bugüne kadar başarılı olamadık. Sesimizi yeterince duyuramadık. Tüm şubelerimizin bulunduğu yerlerde eş zamanlı muhtelif eylemleri hayata geçirmek dahil, daha farklı neler yapabiliriz? Bu konuda ne düşünüyorsunuz?” diyeceklerine, Sn.M.Ali KILINÇ arkadaşımızın Antalya toplantısından aktardığı bilgilere göre;
Daha fazla yazmayı istemiyorum. Olumlu ve başarı sağlayan bir tek çalışmanız var mı?
Bu mazlum zümrenin sorunlarını çözmek için gönüllü oldunuz. Seçilmek için gösterdiğiniz gayreti sorunlarımız için göstermediniz. Yeter artık tahammül kalmadı. Bıçak kemiğe dayandı. Kendi özeleştirinizi yapın. BİR TEMAD MASALI yazısından dersler alın. Bölge toplantılarında reklamları değil, yapacaklarınızı görüşün, paylaşın. Yönetimlerin ve üyelerin desteğini alın.Yeterli birikiminiz, gayretiniz, vizyonunuz olmayabilir. Peki vicdanınız da yok mu?
Varsa gidin kapılarında yatın. Muhtelif eylemler yapın. Biz yanınızda olacağız. Yeter ki, siz bizim yanımızda olmanız gerektiğini hatırlayın.
Saygılarımla.
Tüzel kişiliğine büyük saygı duyduğumuz TEMAD yönetimi, ne yazık ki toplumun gerisinde kalmış, başarısızlıklar yöneticilerin ve sanalların mesnetsiz karalamaları ile gündem değiştirilerek gizlenmeye çalışılmıştır!
Site üyesi arkadaşlarım gibi ben de bu polemiklerin içinde olmadık. Önerilerimiz, eleştirilerimiz, sorgulamamız daha mükemmele ulaşmayı amaçlıyordu. Bugüne kadar yaptığımız haklı eleştirilerimize 'vizyonları gereği' ne yazık ki mantıklı bir açıklama getiremediler. 'Bizi temsil adına' bulundukları makamlarda haklarımızı yeterince savunamadılar.
Haksızlıklarımızla ilgili sorgulamalarımızın bu yönetim için bundan sonra da bir anlam ifade edeceğini sanmıyoruz. Ancak bizlerin bilgilenmesi, kamuoyu ve ilgililerin uyarılması adına bunları yazmaya devam edeceğiz.
Seçimler sırasında sayın başkana destek olmak için, Sn.Akman ve arkadaşlarınca verilen önerge TEMAD sitesinin baş sayfasında bir başarı abidesi gibi yer aldığını, ancak bu önergeye imzası bulunanların bile sahip çıkmayıp, gündeme dahi alınmadığını biliyorsunuz. Şimdi aynı senaryo tekrarlanıyor.
İyi niyetle bizlerin haklarını savunan milletvekillerimizi tenzih ederek, hiç kimsenin ne kişisel ikbalinde merdiven ne de siyaset sofrasında meze olmayacağımızı bir kez daha hatırlarım.
TEMAD yönetiminin MS Komisyonunda bulunan 2/827 sayılı yasa teklifinden haberi olduğunu sanmıyorum. Haberi olsaydı teklifte emniyet hizmetleri, meclis stenografları, ziraat ev ekonomistleri ve teknik hizmetlerden daha alt kademe olan 9/1' e razı olunmazdı.
Yine aynı şekilde günü kurtarmak adına seçimde sayın başkanın imdadına yetişen sınıf arkadaşı milletvekili Sn.Nurettin Akman yeni bir teklifle umut olmaya çalışıyor. Ancak, bugüne kadar tüm uyarılarımız dikkate alınmadan intibaklarımızla ilgili meclis başkanlığına sunulan teklifte adaletsiz bir uygulama olan 9/1 aynen korunuyor.
Değerli arkadaşlarım,
Öğretmenlerin AB uyum yasaları gereği 1983 yılında yüksek okul seviyesine çıkarılmasına rağmen liseden sonra bir yıl sınıf okulunda okuyan Assubaylar rütbeli olarak 1 yıl staj ve kıta içi kurslardan geçirilmiş yüksek okul mezunu olmamamız konusundaki direnç 20 yıl devam etmiştir.
Bazı fakülteleri kazanan Subaylar 5 yıl maaşlı olarak izinli sayılmalarına rağmen, Assubayların okuyup kendilerini geliştirmelerine engel olmak için de zamanın Cumhurbaşkanı "Genelkurmayın isteği doğrultusunda" anayasa mahkemesine başvurarak, kendi nam ve hesabına yüksek okul bitirenlere 926 sayılı kanunun 135' nci maddesi gereğince verilen üst derecenin iptali için “ASSUBAYIN EMSALİ SUBAYDIR, AYNI ÖĞRENİMİ BİTİREN ASSUBAYA ÜST DERECE VERİLİRSE ANAYASANIN EŞİTLİK İLKESİ ZEDELENİR” gerekçesi ile iptal davası açmıştır.
Bu gerekçe ile davayı inceleyen Anayasa Mahkemesi maddenin tamamını iptal etmediğinden yüksek okul mezunu Assubaylar 2 yıl süre ile Subaylarla aynı dereceden göreve başlatıldı. Bu kez devreye AYİM girerek "ASSUBAYIN EMSALİ SUBAY DEĞİL BÜRO MEMURUDUR" kararı verdi !
Bu durumda, ya Cumhurbaşkanı Anayasa Mahkemesi'ne yalan ve yanlış bilgi verdi, ya da AYİM hukuka aykırı karar aldı. Kadıyı kadıya şikayet edemediğimiz için bu hukuksuzluğun giderilmesini 25 yıl bekledik.
Asb.MYO yasası çıkarken bu hukuksuzluğun giderilmesi için fırsat doğmuştu. TEMAD yönetimini uyardık ama ilgisizlikleri nedeniyle Genelkurmay yasa taslağında başlangıç derecesini yine büro memurları ile aynı "10/2 olarak" hazırladığını gördük.
Milletvekillerine mektuplar yazdık. TEMAD Balçova yönetimi ile İzmir milletvekillerine ulaştık. Komisyonda Genelkurmay'ın bilinçli direnmesi sonucu, 9/2 değil ancak 9/1 kabul edilebildi.
TEMAD yönetimi çaresizliklerini başarı olarak gösterme gayreti ile 9/1' in zafer olduğunu belirttiler. Ardından, bu haksızlığın giderilmesi için yıllardır yaptığımız uyarılara yönetimin "9/1'i kabul edelim. Bu dereceden intibakları yapsınlar. Ardından 9/2 daha kolay olur" diye mantıksız teslimiyetçi açıklamalarını biliyorsunuz.
Sürekli olarak 9/1'den bahsedilmesi, bu hukuksuz uygulamanın düşünce olarak yerleşmesine neden olabileceği gibi, 'uzak bir ihtimal olsa da' bu tekliflerin yasalaşması halinde 3'ncü dereceden emekli olan birçok arkadaşımız ve yüksek okul bitirdikten sonra intibakları yapılıp 2/1' den emekli olanların, birinci dereceye yükselmeleri, ayrıca birinci dereceden emekli olanların ise ¼' e yükselmeleri hayal olacaktır.
Emniyet hizmetleri, meclis stenoğrafları, ziraat ev ekonomistleri, teknik hizmetler sınıfından MYO mezunları 9/2, bu meslek mensupları ve daha birçok kamu görevlisinden lisans mezunları 8/1'den göreve başlarken, Genelkurmay'ın adaletsiz 9/1 ısrarına "sesimizi çıkarmayalım. Bir derece alalım. Bazı arkadaşlarımız bu sayede birinci dereceye yükselsinler. Biz de yerimizi garanti edelim" düşüncesi bu topluma ihanettir.