İhraçların kaldırlmasına dair çalışmanın sonuna gelindiği,
Durumu tüzüğün 51. maddesine uygun olan tüm ihraçlı üyelerimizin ihraçlarının
kaldırılmaya başlandığı;
Teşkilattan sorumlu Genel Başkan yardımcımız avukat Sayın Fazıl GÜRLER
tarafından kendi durumum da dahil olarak bilgi olarak tarafıma aktarılmıştır.
Bu çalışma ve uygulama ile TEMAD da artık kırgınlık, küskünlük ve
ötelenme dönemi de son bulmuştur.
Umuyoruz ve bekliyoruz ki tüm ihraçlar bir utanç dönemi olarak bu dava
yuvasından bir daha tenezzül edilmemek adına def edilip gönderilir.
Kapatılan şubelerimiz açılır.
Herkesin , her Assubay sevdalısının ;
Ana hedefimiz olan eşit özlük hakkı,ve mesleki öğrenim hakkı
mücadelemizde aynı potanın içinde kardeşçe yan yana
olmasının da önemli ölçüde önü açılmıştır.
Umudu yeşerten liderlere ve yönetimlere çok ama çok ihtiyacımız var.
Bu yönetim de bu gün bu acil ihtiyaçtan dolayı seçilmiştir.
Temad iktidar mücadelesi veren bir sivil toplum örgütü değildir.
Bu yüzden de siyasetteki çirkinliklerin ve ego ile şahsi çıkar
beklentilerinin bu çatının altında asla olmaması, beslenmemesi gerekir.
TEMAD görevi çok özel ve önemli olan sendikal bir dava platformudur.
Tüzük kısmındaki vazife kısmı bizler için fasa ile fisodur.
ADALET= İNSANLIK+EKMEK+ÖZLÜK+ HUKUK+EĞİTİM VE
ÖĞRENİM+ GÖREV VE KOMUTANLIK+ ASKERİ STATÜ DÜR.
Adaletten anlamamız gereken kavram ve sorumluluk ta
bakın o kadar derindir ve terazinin bir tarafı çok ağırdır.
TEMAD'ın değişmez ilk amacı,
TSK. YI MUSTAFA KEMAL ATATÜRKÜN EMANETİ OLARAK
LAİK CUMHURİYETe bağlılıkla KORUMAK, KOLLAMAK,
Ve akabinde de,
Asker haklarını, asker adaletini ASSUBAY kimliği ve çatısı altında
tesis ettirmek, binlerce şuhedanın kanını ve ahını, ahdını adaletsiz
ve karşılıksız bıraktırmamaktır.
Bu anlamda en çok ezilen, en uzun zaman sömürülen, hem alın teri,
hem kan bedeli utanmazca çalınıp gasp edilen ASSUBAY toplumunun
tüm insani, anayasal, özlük ,mali haklarını mutlaka ama mutlaka almaktır.
Her yeni güne ve sabaha uyandığımızda hepimizin tek hedef ve amacı bu olmalıdır.
"ASSUBAYLAR VE ONLARIN EN ÇOK EZİLENİ OLAN EMEKLİ ASSUBAYLAR EKMEK
ADALETLERİNE HER GÜN BİR ADIM DAHA YAKLAŞMAK ZORUNDADIRLAR.
Emeklinin de hedefi olur mu derseniz……..
ASSUBAYLAR HENÜZ EMEKLİ OLAMAMIŞ, ARAFTA KALMIŞ BİR TOPLUMDUR.
O sıkıştıkları ara karanlıktan inatla, kendileri çıkmayı başaracaklardır.
ulufesiz, biatsız, umarsız, çıkarsız.
BÜYÜK ATATÜRK e layık bir duruşla, çalışmayla, azimle, kararla.
Hak boynu bükük durana verilmez
İnatla direnerek ,adaletle, hukukla, bilinçle, istenerek alınır.
Saygımla....
Adnan Fuat ÖZDEMİR
Askerliğini kısa dönem yada bedelli olarak yapanların AFRİN harekatı nedeniyle ahkam kestiği bir ortamda yıllarını TSK veren ve harekatın olmazsa olması olan ASSUBAYLAR olarak bizde düşüncelerimizi kısa ve basit bir anlatımla paylaşmak istedik;
Emperyalistlerin Ortadoğu üzerindeki emelleri ni gerçekleştirmek üzere sözde demokrasiyi tesis için bölge’de iç isyanlar çıkardılar bölge kan gönülüne döndü milyonlarca mülteci evlerinden göç etti ve en büyük mülteci akını da 4 milyonla ülkemize oldu diğer devletler bundan en az etkilenirken biz hem kabul ettiğimiz mülteciler hemde burnumuzun dibindeki oluşumlar nedeniyle büyük sıkıntılara girdik
İlk kez 17 Ekim 2017 tarihinde 74 vatan evladının şehit olduğu İDLİP harekatı yapıldı ; Bu harekat sırasında AFRİN’e girme planlarımız da vardı ; Ancak Suriye’nin Türkiye ile kopan ilişkileri ,Suriyenin adeta müttefiki ve sözcüsü durumundaki Rusyanın bölgede bulunması ABD nin sözde müttefik olarak ülkemizi sürekli oyalama taktikleri bu harekatı buzdolabına koymamıza neden oldu;
Sıradan vatandaşlar ülkede hala yasal olan Esad yönetimi ve Rusya ile anlaşılarak toprak bütünlüğünün sağlanması ve ABD nin devre dışı bırakılmasını ve bu emperyalist kölesi hainlerin bertaraf edilmesini diliyor
Özellikle ABD nin bölgede bir kürt koridoru ile Akdenize kadar bölgeyi kontrol altında tutma isteği ile bölgedeki PKK ve onun Suriye kolu PYD yi eğitmesi,silahlandırması yapılan açıklamaların yarattığı endişeler diplomatik yollardan aşılamayınca Türkiye topraklarını korumak zaten yıllardır başını ağrıtan terör örgütlerinin burnunun dibinde meşrulaştırılmaya çalışılmasını ve terör varlığını son vermek oyunu bozmak için harekata karar verdi bu bir zorunluluktu ;
Bu nedenle SURİYENİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNE SAYGIMIZ belirtilerek 20 OCAK 2018 günü saat 17.00 de harekat hava kuvvetlerimizin bombardımanı ve topçumuzun çok namlulu roket ve obüslerle bölgeyi yumuşatmasının ardından 21 Ocak günü kara unsurlarımız bölgeyi temizlik harekatı başarılı bir şekilde devam ediyor;
Bölge aktörlerinden Rusya Esad yönetimi ile 49 yıllığına deniz ve hava üssü anlaşması imzaladığı için en azından amaçları gerçekleşinceye kadar kısa vadeli de olsa Esat iktidarını destekliyor ve kesinlikle Suriye'den ayrılmayı düşünmüyor ;
ABD nin bölgede varlığını sürdürmesi ardından İRAN’a yönelik bir karışıklığı yaratmak ardından müdahale etmek için planlar yaptığı biliniyor bir diğer düşünülmesi gereken husus ise Fırat’ın doğusu Rusya ve Suriye için önem taşıdığından Fırat’ın batısında kök salmak isteyen ABD ve onun taşoronu YPG ile gizli bir ittifak göz ardı edilmemelidir çünki bugüne kadar hep bunun gerçekleştirilmesine çalışıldı ;
AFRİN harekatı için Rus kontrolündeki Tel Rıfat’dan geçmek gerekiyordu AFRİN’de ise ABD nin açık destek verdiği PKK ve YPG unsurlarını feda etmiyeceği gerçeği vardı BUNA RAĞMEN HAREKAT NASIL GERÇEKLEŞTİ ? Büyük ihtimalle sınırlarımızda ki oluşumun ülkemize ileride onanması mümkün olmayan yaralar açacağı dikkate alınarak aldığımız harekat kararlılığı bu ülkelerin geri adım atmasına neden oldu ya da Allah korusun Türkiye’nin başaramıyacağı ihtimalini göz önüne aldılar
Tüm aktörler İŞİD’i bahane ediyorlar ancak bölgede İŞİD bitirildi dağılan örgütün bir kısım elemanı ise YPG ile birleşti bundan çıkarılacak sonuç ise gayet açıktır bunu bilmek için statejist olmaya gerek yok;
ABD.nin esas hedefi düşman olarak gördüğü ve petrol yataklarının iştahını kabarttığı İRAN, İran’ında Suriye üzerinde etkisi büyük bunu kırarak hedefine ulaşmayı ve dolaylı olarak da Rusya’nın etkisini yok etmeyi amaçlıyor ve amacına ulaşmanın yolunun TÜRK-İRAN-RUSYA bütünleşmesi ve ASTANA sürecinin sekteye uğraması şart olarak görülüyor ve ABD kesinlikle Fırat’ın doğusundaki YPG yapılanması için yeni senaryolar üretecektir
Yıllardır başımıza bela olan emperyalist uşağı PKK nın PYD ile 30 bin kişilik bir güç oluşturması tehlikenin boyutunu ortaya koymaktadır Bu hainlerin gücünün kırılması yok edilmesi TÜRKİYE için hayati öneme haizdir NATO harekatı desteklemektedir Dünyadan harekatımızla ilgili olumsuz değerlendirmeler gelmemiş hatta önyargı ülkelerin açıklamalarında haklılığımız teyit edilmiştir; ama yine de FIRAT KALKANI harekatını dünya’ya iyi anlatmak desteklerini almak büyük önem taşıyor. SONUÇ OLARAK Ülkemizin zorunluluktan doğan ve ZEYTİN DALI harekatı olarak adlandırılan harekatta KINASALAR DA KINA YAKSALAR DA ülkemiz geleceğini ve huzurunu düşünerek sonuç alınıncaya kadar devam edeceğiz;
Harekata katılan Silah arkadaşlarımız,meslekdaşlarımız,evlatlarımız ve emeği geçen kahramanlarımızın yanlarındayız Allah güç ve kuvvet versin onları korusun Gazaları mubarek olsun.
DÜNYADA TÜRK ASKERİNDEN BAŞKA BÖYLE DÜĞÜNE GİDER GİBİ SAVAŞMAYA GİDEN BAŞKA ULUS VARMIDIR ?
BOMBACI KÜÇÜK ZABİT (ASSUBAY)
ALİ REŞAT ÇAVUŞ KİMDİR?
Ali Reşat, Yüzbaşı Ali Bey’in oğluydu. Babası Makedonya alayındaydı; Balkan dağlarında eşkıya avıyla görevliydi.
Bir çatışma anında Kumanova’da düşman kurşunuyla şehit düştü.
Tarihimizin son büyük dramı sayılan Balkan Savaşı’nda bir Sırp çetesinin saldırısında annesini ve
kardeşlerini de yitirdi.
Yeryüzü coğrafyasında tek başına kaldı ve sığınabileceği gidebileceği biricik yer ‘baba ocağı’ askeriye idi
Asker babası ve bütün ailesi şehit düşen Türkoğlu el üstünde tutuldu. Karnı doyuruldu,
sırtı giydirildi ve kalabileceği ata sıcaklığında yurt buldu.
Ali Reşat’ın barındığı birlik 1915’de Çanakkale’de görevlendirildi.
Gözü pek delikanlı yaşı tutmamasına karşılık, bir er gibi muharebelere girdi, düşman hatlarına
gizlice sızıp gözcülük yaptı.
Her görev dönüşünde İngiliz Ordusu’ndan silâh ya da teçhizat getirdi.
Hücumlarda en önde saldırdı, arkasından gelenlere cesaret verdi.
Gece keşif vazifelerinde düşman siperlerine hayalet gibi sızdı, el bombasıyla düşman
cephaneliklerini berhava etti.
İki kez ağır şekilde yaralandı. Bacakları kalbura döndü, sol akciğeri parçalandı.
Ama hemen kendini toparladı
Ve iyileşme sürecinde bile askeri kampta kaldı. Birliğini yalnız bırakmadı.
İyileşme sonucunda çıktığı ilk keşif görevinden Browning marka tabanca ve İngiliz dürbünüyle döndü.
Ali Reşat’ın ölümü tiye alan cesareti, liderlik özelliği ve başarılı sicili, İstanbul’daki Harbiye Nezaretini ve
Osmanlı Orduları Başkomutan Vekili Enver Paşa’nın da dikkatini çekti. Paşa’nın cephe teftişinde
huzuruna çıkıp elinden aldığı Küçük Zabıt(Assubay) çavuş rütbesiyle ödüllendirildi.
Gönüllü bombacı Ali Reşat Çavuş’un hikâyesi, Alman savaş muhabiri, yazar Karl Vollmoeller’in
yazı ve fotoğraflarıyla tarih kayıtlarına geçti.
Berliener Illüstrirte Zeitung isimli haftalık haber dergisinin 22 Ağustos 1915 tarihli nüshasında,
Osmanlı Ordusu’nun en genç kahraman küçük zabıt (Assubay) çavuş'unun resimli haberi yer aldı.
ÖMER KESKİN E.Hv.Asb.
15 Temmuz sonrası ile hızlı bir döneme girildi DEGİŞİMDE, büyük adımlar atılıyor.
Silahlı Kuvvetlerin her türlü noktasında bu değişimi basın ve birçok değişik kanallardan izliyoruz. Değişimde en önemli unsurun İNSAN olduğu noktasında Subay,Assubayların değişimdeki yeri tartışılırken biz ASSUBAYLAR ne yapabiliriz.?
Türk Silahlı Kuvvetleri baştan aşağı değişiyor. Değişime yönelik taslak çalışmaları başlamış. Hedef yıl olarak ise 2033 belirlenmiş. Yani bu tarihte "yeni TSK" oluşturulmuş olacak.
Kapsamlı çalışma, başta ordu yapılanmaları olmak üzere personelle ilgili planlamalara kadar pek çok boyut içeriyonmuş. 2033 planı, ordu yapılarında değişiklik getirecek. 1.,2., 3. ve Ege Ordu Komutanlıkları yeniden yapılandırılacak. Suriye sınırından da sorumlu olan 2. Ordu Komutanlığı'nın sınır ötesi operasyonel geliştirilmesi amaçlanıyormuş.
Yapılanmanın en önemli ayaklarından birisini ise yeni Personel Kanunu oluşturuyor.
Önümüzdeki aylarda yürürlüğe girmesi öngörülen kanunla, TSK'daki terfi ve atama zinciri değişerek Kaynaklar, sözkonusu kanununun önümüzdeki aylarda çıkabileceğini belirttiliyor. Yeni Personel Kanunu ile TSK'daki terfi ve atamalar değişecek. General ve amirallerin 4 yıl olan rütbe bekleme süreleri 3'e, 5 yıl olan albay bekleme süresi de 4 yıla indirilecek..
Yeni bir dönemde ilk adımları atılan MS Üniversitesinde Ana unsur SUBAY ve ASSUBAY ‘ların eğitimdeki tartışılan durumları.
Daha kurulma aşamasında bu konuda birkaç arkadaşımız ile konunun bu noktada önemli bir hatanın yapıldıgı Assubayların dört yıllık egitimlerinin neden iki yıllık olarak uygulanacağı noktasında bazı yetkililere ulaşsak da sayın bakana yazılarımız dışında direkt ulaşma şansını bulamadık
.Bu konunun Sayın Temad Başkanının kapsamlı bir raporla ilgili noktalara ulaşmasının sesimizin duyurulması,haklı taleplerimizin iletilmesi noktasında önem arzetmekdedir ve bu konuda bazı girişimlerin olduğunu memnuniyetle izlemekteyiz
Her ne kadar öncelik 9/2 ve Tazminatlar olsa da assubay kaynağının fakülte mezunlarından olması sınıfımızın geleceği acısından önemlidir.
Külfette ve nimette Adalet arıyorsak ve İNSAN unsuru TSK ‘nın temel unsuru ise o zaman bu değişimde pozatif yer almamız adına neler yapılabilir ?
MS. Üniversite geçen yıl daha kurulma aşamasında iken; birkaç arkadaşımız ile bu konunun kanunlaşmasında önemli bir hatanın yapıldıgını tespit ettik.
Daha önce emekliassubaylar.org sitesindeki çözüm önerileri,makaleler ve yapılan mail kampanyalarında assubayların mutlaka fakülte mezunu olmasının nedenlerini açıklamıştık ancak bu önerilerin dikkate alınmadığı ve iki yıllık MYO mezunları ile yetinilip aradaki boşluğun kıt'a içi kurslarla tamamlanmaya çalışılması çözüm değil çözümsüzlüktür;
Çağımız bilgi çağıdır,teknoloji çağıdır ayrıca askerliklerini er olarak yapan fakülte mezunlarına komuta eden assubayların mutlak fakülte düzeyinde eğitim görmeleri şarttır kaldı ki imzalanan Blongo sürecinde bu Türkiye tarafından taahhüt edilmiş ancak önyargılılar kasten çeviri de buna değinmemiştir bizi temsil etsin diye seçtiğimiz maddi ve manevi destek verdiğimiz eski TEMAD yönetimi TSK yeniden yapılandığı bu döneme müdahil olamamış hatta konuyu alay edercesine ötelemiş ve yandaş yazarlar konuya hiç değinmemiştir.
Bu konu bu toplumun tüm mali, mesleki, hukuki, sosyal ve insani tüm meselelerinde en temel ve tek sorun olarak hala önümüzde durmakta olup;
Sayın Temad Genel Başkanının kapsamlı bir çözüm raporu hazırlayarak , MS üniversite rektöründen başlayarak tüm sıralı ilgili makamlara bizatihi acil talebi ile taşıması gereklidir.
Bu noktada ; şimdi Sn.Dürgen ve ekibine hertürlü desteği vererek assubayların sorunlarının çözümüne ve hak ettiğimiz saygınlığın kazanılmasına katkı sağlamalıyız.
Geçmiş yıllarda EMEKLİ ASSUBAYLAR.ORG sitesinde defalarca yapılan ve Keser efendinin önce hiç önemsemedigi sonradan kendine mal ettiği imza kampanyası tekrar yapılmalıdır.
Bu konu ile ilgili olan davaya gönül vermiş öneri ve çözüm üretmiş meslekdaşlarımız ve akademisyenerle derhal toplanıp bir çalıştay gurubu oluşturmalıyız.
Hedeflerimizi,akli vizyonumuzu iyi tespit etmeliyiz.
Saygımla.
Atilla ABAYLI
TSK. KURUM.
EĞİTİM ÇAĞININ GELİŞMİŞLİĞİNDE.
ÇAĞDAŞ ORTAMA,
UYUM SAĞLAMAK ZORUNDADIR.
İNSANLAR OKUYOR.
AYNI ORTAMDA,
BENZER HİZMETLERİ YAPANLARIN OKULLARINI AYIRMAKLA.
NEREYE VARILMAK İSTENİYOR?
YÖNETİMDEKİLERİN HARP OKULLU OLMASI
VE ETKİN OLMASI.
GEÇMİŞİ , HARP OKULU RUHUNU YAŞATMAKSA GAYE
BURADA BİR YANLIŞLIK VAR DEMEKTİR.
OKULLARI AYRIŞTIRARAK.
İKİ TARAF OLUŞTURULAN,
GERÇEKTE , ALT TARAF- ÜST TARAF.
( GÖRÜNTÜDE ALT STATÜ- ÜST STATÜ )
EĞİTİM VE HAK KISITLAMASI.
EŞİT SÜRELİ EĞİTİMLİ OLMALARINA RAĞMEN,
UYDURUK VE KÖKÜNDE HAKSIZ EĞİTİM DENKLİĞİ
İLE BİRİLERİNE EMEKSİZ HAK VE KAZANIM BAHŞİŞİ,
KAZANIMI VERİLMESİ.
EMEK VERİP EĞİTİM KAZANANLARA DA.
ACISI DERİN BİR SİLLE'DİR, SONUÇLAR.
BAZI AHVALDE .
DAHA ÜSTÜN EĞİTİMLİLERİN,
UYDURUK
"ALT STATÜ " YAKIŞTIRMASI İLE DONANIMLILARIN,
UZMANLAŞMIŞ EĞİTİMLİLERİN ,
ARKALARA İTİLMESİ.
SEN ÇAVUŞ' SUN.
BİLEREK GİRDİN OLDUĞUN YERDE KAL.
FELSEFESİ.
ÇAĞDAŞ DÜŞÜNCE İLE NASIL TANIMLANABİLİNİR.
DİĞER TARAFTAKİLERE
ŞEHZADE YAKLAŞIMLI DONATILMASI.
OLANAKLARIN YETKİNİN- ETKİNİN
ALTIN TEPSİDE SUNULMASI.
EŞİT SÜRELİ EĞİTİMLİLER ARASINDA
HAKSIZLIĞIN TAAA KENDİSİDİR...
OSMANLI'DAN KALMA,
OSMANLI RUHUNU YAŞATILMASI DAYATILMASI.
BOZUK DÜZEN-( ALAYLI - MEKTEPLİ ) OLGUSU
GÜNCELDE :
HARBİYELİ' LER....
VE DİĞERLERİ….
SONUÇLARINA DÖNÜŞMÜŞTÜR.
NEREYE KADAR SÜRGİT OLACAKTIR.?
KURUM YETKİLİLER.
ÇAĞDAŞ, EŞİT EĞİTİLME YAKLAŞIMINA
VE TEK OKULDA EĞİTİLME SONUÇLARINA
DÜŞÜN ORTAMINA GİRMELİDİR.
TOPLUM OKUYOR.
VE ENGELLENEMEZ.
İNSANLARIN AYDIN, DONANIMLI OLMASI DÜRTÜLERİ.
VE GÜNCEL ORTAM...
GEREKTİRİYOR, ZORLUYOR.
EĞİTİMLİ..
DONANIM KAZANIYOR.
DONANIMLI İNSANLAR DA
BU YAPMACIKLARI-
BEN YAPTIM OLDULARI YUTMAZ.
VE YUTMUYOR.
BİZLER DE İNANDIRICI OLMADIĞINI SÜREKLİ YAZIYORUZ.
BUNLARIN OKUNMASI GEREK.
BİZLER SADECE ÇAĞDAŞ YOL GÖSTERİCİYİZ. .
ÜLKE YÖNETİMİ DEMOKRASİ ORTAMIDIR.
DEMOKRASİLERDE HAKLAR DA EŞİTTİR..
DEMOKRASİLERDE,
KAST SİSTEMİ BENZERİ UYGULAMALARA.
YER YOKTUR.
Mehmet KAYALI
Şimdi bakalım,
Bu gün itibariyle sayımız ne olmuş,
15 Temmuz öncesi 358 olan general-amiral sayısı bugün 196 ya düşmüş..
Kayıp % 44.
39.280 olan Subay sayısı ise hızlandırılmış takviye alımına rağmen ancak
26. 000 yapılabilmiş.
Kayıp % 34
96.340 olan Assubay sayısı ise yine hızlandırılmış 6-8 aylık öğrenim ve eğitime
rağmen 62.700 e ancak çıkarılabilmiş.
Kayıp yine % 34 civarında
Uzman erbaşlarda ise 76.600 olan sayı yine takviye ile 50.000 ler seviyesine
yükseltilebilmiş.
Bunlar temmuz 2017 rakamları.
Ocak 2018 deyiz.
MSB.lığı muvazzaf personel açığının kapatılması için 6 aylık hızlandırılmış eğitim ve
öğrenimle birkaç yıl içinde kıtalara yaklaşık 10 bin subay ve assubayı sevk edeceğini açıkladı.
Yani….
Artık 4 yıllık harp okulu veya 2 yıllık astsubay meslek yüksek okulu öğrenim ve
eğitimi normal süreleri bir süre askıda olacak.
Üniversite mezunlarından taban puan barajı üzerinden binlerce genç muvazzaf
asker olarak hızla orduya alınacak.
Aynı işlem hava kuvvetlerine pilot yetiştirmede de uygulanacak.
Orada da sıkıntı had safhada.
Fetö darbesi TSK da büyük tahribat yarattı.
İstifa ve emeklilikler normal sayıların nerede ise 5 katına ulaştı.
Buna gözaltı, tutuklu gibi sayıları da ekleyin, korku ve endişeleri de ekleyin,
daha da artacağı kesin.
Kötü olan şu…..
TSK nın eğitimli, bilgili, çekirdek kadrosu erirken,
Mektepli denilen çekirdekten yetişme subay ve assubaylar biterken,
alaylı dediğimiz kıtada yetişen daha disiplinsiz, vasıfsız, eğitimsiz
bir kadroya dönüşüm ve kötü bir değişim yaşanacak.
Zaten askeri liselerin kaldırılmış olması ile ortadan kalkan liyakat ve
itaat ile kabiliyet ve komuta sanatı şimdi tamamen ortadan kalkmış olacak.
Yeni model de galiba yeniçeri düzen ve sistemli olacak.
Ne var ki bölgede her an hatta yarın sabah dahi bir sıcak savaş patlamak üzere.
Artık Türkiye de savaş alanının tam içinde.
Ne barış umudu, ne politik çözüm ne de tarafsızlık kalmadı. Bölünme had safhaya geldi.
Bir an önce muvazzaf kadroları %65 barış kadrolarına tamamlamak gerekecek.
Şu anda % 45 ile yürüyen bir TSK var.
İyi olana gelince.
Geçici de olsa;
TSK ya hızlandırılmış öğrenim ve eğitimle istihdam edimek üzere alınacak olanların
hepsi de 4 yıllık sivil fakülte mezunu olacak.
Dolayısı ile Assubay olacaklar göreve 9/3 den başlayacaklar.
Adaletsiz de olsa Başlangıç dereceleri değişecek.
O zaman artık bizlerin de 9/2 söylemimizi artık terk edip 9/3 olarak siyasete
sunma ve talep etme hakkımız otomatik olarak doğmuş olacak.
Aynı emsal değişimi İçişleri bakanlığının kuvvesi olan jandarma ve sahil güvenlik
Komutanlığının akademi ismine geçişten de umutla bekleyeceğiz.
Umuyoruz ki bu bakanlığa bağlı Assubaylar 4 yıllık akademi eğitimi alacaklar.
Bu çok iyi bir şey.
Bazen iyilikten maraza değil, maraza dan iyilik doğarmış ya ….
Bu da inşallah öyle bir şey olacak.
Dün de M.S Üniversitesi rektörünün apar topar Cumhurbaşkanı ile görüşmesinin
ana konularından ve sıkıntılarından birisi de neden bu olmasın…?
Benim ki bir olasılık problemi sadece, denklem değil henüz.
Bir de umut garibin ekmeği hikayesi….
“Ye babam ye “ misali.
Saygımla.
Adnan Fuat ÖZDEMİR
Türkiyenin ve Genç Cumhuriyetimizin ilk uçak mühendisi, ilk savaş uçağı tasarımcısı
ve üreticisi Assubay Vecihi Hürkuş.
Onu yıllar sonra bu ülkeye kim hatırlattı dersiniz ?
Assubaylar.
Tanıttık ta ne değiştirdik…?
Ne olduğumuz, soyumuz, nesbimiz, kökümüz, kimlerden bu güne kadar geldiğimiz
konusunda bir basamak olsun kazancımız oldu mu….?
Olmadı.
Aksine daha kötü oldu.
Kızları “babamıza Assubay demeyin utanıyoruz o mühendis “ dediler.
Olsun, Onurlandırırız ve daha çok onurlanırız dedik ama,,,,
Yanlış kafalara ters geldik.
Vazgeçtik onuru, haysiyeti…
Devleti aliye nin hükmünde İmajımız ve popülatüremiz dahi bir milim olsun
artmadı;Assubay adından bir zıkkım bir şey olmadı.
Ne cumhuru, ne meclisi ne de devletin ricali , Assubayları daha farklı falan görmedi.
Aradan 90 sene geçti
Cumhuriyet gelişti.
TSK da çok değişti,
Uçaklarımız ABD ve Almanyadan,
Tanklarımız da İsrailden gelmeye başladı.
1951 yılında da Assubaylara subay yardımcısı denilmeye başlandı.
Göreve sıra gelince mazlumlar anımsandı.
2016 da kanlı bir darbe yaşadık.
Adı Ömer Halisdemir olan bir başka Assubay ,hem iktidarı, hem cumhuru, hem de rejimi
kurtaracak bir hamle yaptı;İhanet eden bir generali gözünü kırpmadan öldürdü.
Kendisi de şehit oldu.
Bir süre rahmetli kardeşimize methiyeler düzüldü.
Memleketindeki Niğde üniversitesinin adı ona bahşedildi.
Assubaylığı önemsenmedi. Bu sınıfı zul olduğu yerden yine kurtaramadı.
Sadece, adı ile yad edilir oldu.
O da statüye takılı kaldı.
Bu kahramandan da Assubay toplumuna bir merhem ile ilaç ne acı ki olmadı.
Bir tanesi ülkesine göklerdeki istikbali getirdi. Atasının hedefini gerçekleştirdi.
Diğeri Cumhuriyeti de, devleti de,meclisi de, sarayı da içindekilerle beraber kurtardı.
Bedenine 40 mermi yeme pahasına.
Assubay oldukları içinde hayalleri ile beraber o hayallerinde ebedi alemde havada asılı kaldılar.
Bu gün 12 Ocak 2018,
Bakıyoruz ki……
Hala 10 sene öncesinden sayın Mustafa Erol başkanımızın bizzat dönemin
başbakanı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğana yüz yüze ilettiği 9/2 başlangıç derecesi
hakkımız ile , iki kalem olsun emeklilere ve çalışanlara yansıtılacak tazminatlar
konusunda dahi hala en baştayız.
Hala komisyonlarda, bakanlıklarda, buna dair en ufak bir kanun teklifi
ve tasarısı ne acı ki bulunmamakta.
Bırakın 4 yıllık Assubay fakültesi yasasını, sicil affı düzenlemesini,
nasıp iadesini, sosyal ayırımcılığı, görev statüsünü,
Vazgeçtik insanlıktan,,,,,
Tek derdimiz açlık,yokluk artık.
Hala dön başa,dön başa yörüngesinde bir toplum…
Assubay adı mı uymaz vatana,?
Ünvanı mı, kolundaki sarı sırması mı batar yüzümüze bakana ?
Bir türlü bilinmez.
Boşa harcanan ömür, terk edilen dava, atılmayan zırnık adımlar. Yalanlar.
Şimdi Yeni yönetim kurulumuz kapıları, bacaları yeniden inatla zorlamakta.
Bir saatlik KHK. ile çözülebilecek bu kadar basit iki mevzuya rağmen.
Devletin azılı mahkumlarına bile 4 defa af gelirken % 96 sı Assubaydan mürettep
tam 24 bin nasıp kayıplı, eksik kademe ve dereceli askere emekliliğinde dahi
yokluk ve yoksulluk utancı yaşatılmakta iken .
Dünyada böyle bir kasti ayırımın ve alayın eşi emsali yok iken.
Cumhuriyetin Assubaylarını ve emeklilerini “ Müslüman kardeşler “ yapmak ve
görmek arzusu ve basireti mi acaba bu ard niyetler…” demekten bazen kendimizi alamıyoruz.
Biz kendi kurban olmuş halimize utanıyoruz,
Sorumlu ve sorumluluk gerektiren makamlarımız utanmazken….
Bu nasıl bir anlayış ,nasıl bir bakış diye şaşırırken.
İmama, hacıya, hocaya, Suriyeliye, ıraklıya, gazzeye, kudüse, trilyonlar akarken,
görünmez eller maliye ile yastık altı bütçe ve ödenekten bir talimatla yardımlar akıtırken….
Sayın Bakanımız, söyler misiniz…?
Önünüze hangi iyi niyeti ,hangi sadakati koyamadık acep…?
Hangi, kanı, hangi kefeni….?
Saygımla.
Adnan Fuat Özdemir
Yıllar yılları takip ederken insan oğlunun gerçekler ile yüzleşmesi ve konulara yazar çizerlerin
aktarımları ile bir noktada resimi aktararak gerçekleri görmesi sağlanıyor.
Vatan denince akan sular dururdu, ne oldu bu insanlara? Neler oluyor?
Ne icraatlar, ne inanılmaz işler yapılırken... Herkes sessiz, suskun, susturulmuş.
Bezgin, umutsuz du taki yeni Temad yönetimi direksiyona geçinceye dek.
TSK içindeki akıl almaz gelişmeler yıllardır komuta kademesinin biz Assubaylara yaklaşımı her anlamda
akıl tutulması gibi.
Tsk ‘nın olmasa olmazı bizler YETER diye yıllardır haykırıyoruz.
Bu coğrafya ilk bakışta bir kara parçasıdır.
Bu kara parçası tehlikeye girdiği zaman, uğrunda kanlar dökülür, canlar verilir.
Nice analar yavrularını, nice gelinler yiğitlerini yitirir. O zaman bu coğrafyanın taşı, toprağı, dağı, ırmağı
başka bir anlam taşır. Bu millet en çaresiz sanıldığı zamanlarda şahlanır.
Her biri düşmana aşılmaz bir engel ve bir uçurum olur.
O toprak parçası hemen baş tacı edilir.
Bu cansız coğrafya, her karış toprağı şehit kanlarıyla sulanmış bir vatan olur.
Peki bu sistemde neden TSK komuta kademesinin yaklaşımı bu denli negatif.
Reform söylemlerinin bir dönem ön plana çıktıgı günler geride kaldı,sessizlik hakim bu günlerde.
Her ne kadar bir emekli assubay olarak silahlı kuvvetlerimizle övünsek de ve bu gücün içinde yirmi beş yıl
emek vermiş bir kişi olarak, GENELKURMAY BU YÜZYILA YAKIŞIR, SİLAHLI KUVVETLERİMİZE YAKIŞIR,
REFORMİST ATILIMLARDA ÇOK GEÇ KALMAMIŞMIDIR.?
Bu bir gercektir ve karşımızda tüm çıplaklığı ile DURMAKTADIR..
Üstelik verilen sözler net biliniyor arşivlerde duruyor,tozlu raflarda bekliyor.
Ana konu sadece ve sadece sosyal adaletin temini değilmi ? Yani paylaşımda biraz insaf .
Ekonomik değerlerin dağılımındaki dengesizliklerin giderilmesini, sosyal planda imtiyazlı durumlara gelen
kesimin sebeplerin ortadan kaldırılmasını öngören ilke; sosyo-ekonomik hayatta sağlıklı, dengeli bir düzenin
kurulup işleyebilmesi için adalet beklemek hakkı değilmi?
Biz Assubayların. BU YIL BU KONU AÇIKLIYA KAVUŞMALI VE KÜLFETTE VE NİMETTE ADALET SAGLANMALIDIR.
Biz Assubaylar bu vatan topraklarının yılmaz savucuları olarak duruyoruz.
Bizlere uygulanan inanılmaz ayrımcılık yüregimizi kanatırken bile tereddütsüz bu ülke ve ordumuz için terimizi,
kanımızı döktük canımızı feda ettik etmeye de devam edeceğiz.
Tarih bu yaşananları not etti.
Yıllar yılları takip etti şimdi yaşanan resmi acaba nasıl okuyorlar komutanlar...
Artık bu ülkede her konu biliniyor. Önyargılarla sosyal ekonomik ve insani haksızlıklara uğratılıp sadece göreve
ve ölüme gönderilirken hatırlanan dağbaşı karakollarında imkansızlıklarla kahramanca görev yapan Assubayları da.
Üstelık sıfır tazminat ile bıraktıgınız yüzbinleri rahatmısınız! hükümetler,komutanlar.!
Tüm tazminatları alır iken, doğuda teneke barakalarda büro memuru statüsünde altında görülüp tazminatsız
görev yapan vatandaş assubaylar kimin umurunda? Türkiye'de "adalet bu mudur?" ya da
"adaletin terazisi mi şaştı?" gibi soruları gündeme getiriyor.
Demokratik ülkelerde 'güven' denildiği zaman akla gelen sosyal adalet degilmi ?
TBMM de bizim ile ilgili yasalar tozlu raflarda bekletilirken, konu ülkenin öz evlatları olunca bir gecede her şey bitiyor.
İşte size demokratik ülkede güven duygusunun geleceği nokta! Daha taze bu günlerde pilotlarımıza bir çırpıda
her zaman oldugu gibi 10.000 TL İLAVE verilen parada gözümüz olamaz AMMA insaf be diyoruz..
Kime güveneceğiz, söylermisiniz? Assubaylar TSK’nın renğidir,ana direğidir,olmasa olmazıdır.
ATİLLA ABAYLI