×

Uyarı

JUser: :_load: 6532 kimlikli kullanıcı yüklenemiyor.

Saygıdeğer Meslektaşlarım

Her zaman belirttiğimiz gibi assubaylar bu ülkeye ve ordumuza sadakatlerini teri, kanı ve canı ile kanıtlamış, karşılığında sadece adalet talep etmişlerdir.

Bizlere ön yargılarla yapılan haksızlıklar için mücaadelemizde elbette yasal temsilcimiz TEMAD yönetimidir. Bizim için umut olduğunu düşündüğümüz bu yönetime tarihinin en büyük maddi ve manevi desteğini verdik. Ancak tüzükteki görevlerini verdikleri vaatleri unutan Sn.Ahmet KESER  ne yazık ki kişisel hesaplarla hiç bir başarı elde  etmediği gibi uyarılarımızı dikkate almak yerine sırtını sıvazladığı kişilerin mücadele gönüllülerine hakaret ve iftiralarda bulunmasını adeta teşvik etti. Bir yıl önceki mücadele coşkusu, umut ve birbirimize tahammülden eser kaldı mı?

Bizlerin dışında hükümet, genelkurmay, OYAK yönetimlerine maksadı aşan eleştiriler, yardımcısının ve yandaşlarının hakaretleri sonucu kurumlarla olan ilişkilerimiz askıya alındı. Bizlerle ilgili hiç bir konuya çalışmaya müdahil olamadık.

Ben sizden sorun çözmek için yetki almadım” itirafı ile hiç bir kazanım elde edilemeyeceğini itiraf eden, "siyasi partilere deklarasyon yayınlayalım, mail kampanyalarına destek verin, muhataplarımızla görüşemiyorsak TEMAD’ın normal gelirleri dışında gönderdiğimiz milyonlarca liramız olması gerekiyor, ulusal gazetelere bilboardlara ilan verip haksızlıklarımızı yazıp kamuoyu oluşturalım, hatalardan ders alıp toplumu yeniden kucaklayın" tarzındaki tekliflerimiz yanıtsız kaldı. Yönetim adeta sessizliğe büründü!

Hoca verir talkımı kendi yutar salkımı“ dedikleri gibi "bizler tüm siyasi partilere eşit mesafedeyiz" diyen Sn.Başkan bizlerle ilgili mecliste yasa teklifi, soru ve araştırma önergesi veren CHP ve MHP'nin kapısını açmaz iken AKP'nin grup toplantılarına, İstanbul Kongre Merkezi istişare toplantılarına, seçimli genel kurullarına  anonslarla katıldı. Belki iktidara yakın olup sorunlarımızı çözer diye düşünürken iktidar partisi ile de ilişkilerini kopardı. Sn. Başkan ne düşündü ise seçimlerden önce çıktığı televizyon programında Genelkurmay ve İç İşleri Bakanı'nı kabul edilemez üslupla eleştirdi. Tüm kapıları kapatan Sn. Keser amacınız nedir? Siyaset yapacaksanız yardımcınız Yüksel Binici gibi istifa edin, siyaset yapın. Yolunuz açık olsun.

Başbakanımız 28 Ekim Malatya Mitinginde bir çok memur gibi uzman ve assubayların da sorunlarının çözüleceği, intibaklarının yapılacağı sözünü verdi. Sn.Dede Ersel Aksu yazısında Genelkurmay başkanımızın 29 Ekim resepsiyonundan sonra tüm kuvvetlerin temsilcisi assubaylarla Etiler Asb.Orduevinde bir toplantı yapıp "sorunlarınızın takipçisiyim, merak etmeyin" açıklaması yaptığını yazdı.

Bu açıklamaları duyan Sn.Keser destekçileri koro halinde "işte başkan, işte başarı", "haklarımızı alacağız", "daha güçlü olmak için üye olun, aidat yatırın", "bağışta bulunun", "her konuya itiraz edenlere bu başarı kapak olsun" tarzında kendi yalanına kendi inananlar gibi parsa kapma yarışına girdiler!

Sn.Keser fırsatı ganimete çevirmek için şube başkanlarına müjde vermeye koştu ama kendisine tazminatlar, başlangıç dereceleri gibi sorulan sorulara yanıt yerine basından hepimizin duyduğu konuları aktarıp genelkurmay ilişkileri sorgulanmasın diye de “konunun Genelkurmay ile ilgili bir durumun kalmadığını konunun siyasi otoritede olduğunu” belirtmekle yetinmiştir.

Bizi temsil edenler diplomatik bir dil kullanmak ilişkileri devam ettirmek mecburiyetindedir. Hiç kimseye hakaret ederek, maksadı aşan eleştirilerde bulunarak düşüncemizi kabul ettiremeyiz. Sn.Keser, bilinçli veya bilinçsiz olarak bu hataya düştü. Bunu tamir etmek mümkündür. Kendisi görüşemiyorsa Genelkurmay ve siyasi otorite nezdinde temaslarda bulunmak yapılan çalışmalara müdahil olmak, hızlandırmak, adaletin sağlanmasına katkı sağlayanlara minnet ve teşekkürlerimizi iletmek için TEMAD şube yönetimlerinden bir komisyonun seçilmesini ve görev almasını sağlamalıdır. Bu hizmeti  esirgemesin.

Genelkurmayın katılmadığı bir teklifin kabul edileceğini düşünmek bile abesle iştigaldir. TEMAD Gn.Başkanının açıklamadığı konu ile ilgili  Genelkurmaydan Sn.Genelkurmay assubayımız Hv.Sav.Kd.Bşçvş. Harun AĞPAK‘ın tarafıma gönderdiği bilginin ilgili bölümünü sizlere sunuyorum.

29 Ekim töreninde de Sn.Gnkur.Bşk.mızın dile getirmiş olduğu hususların içeriğini sizlere arz ediyorum;
  • 2’nci dereceden emekli olanların 1’inci dereceye, 3’üncü dereceden emekli olanların 2’nci dereceye düşürülerek intibakının sağlanması
  • Yarbay, Albay ve Generallere ödenen makam (temsil) tazminatının Kd.Bçvş.lara da ödenmesi (emeklilikte dahil),
  • Asb. MYO mezunlarının 9/2, lisans mezunlarının 8’inci dereceden göreve başlamaları, eski mezunların intibaklarının MYO mezunu gibi yapılması,

ile diğer mesleki, sosyal, maddi ve konum/algısal konular titizlikle takip edildiği Genelkurmay Başkanımız tarafından 29 Ekim 2015 tarihinde Etiler Astsubay Orduevinde vurgulanmıştır. Ayrıca yukarıda belirtilen üç konunun bizzat kendisi tarafından takip edildiği, seçim öncesi başbakana iletildiği ve sonuna kadar gerçekleşmesi için mücadelesinin verileceği belirtilmiştir.

Teklifin genelkurmay tarafından hazırlanması, komutanımızın başbakan ile görüşmesi meslektaşlarımıza takipçisi olacağım sözünü vermesi bizler için bir teminattır, minnettarlığımızı sunuyorum. Adaletin gerçekleşmemesi için hiç bir sebep kalmamıştır. Yine de komisyonlarda değişikliklere uğramaması için takibi gerekiyor.

 TÜM MESLEKTAŞLARIMIZA HUZUR, REFAH VE ADALET GETİRMESİNİ DİLİYORUM. Saygılarımla...

Değerli Arkadaşlarımız,

Yıllardır, ön yargılarla haksızlığa uğratılmış, TSK'nin değişmez personeli olan assubayların haksızlıklarını meslektaşlarımızla dile getirip adaletin sağlanması mücadelesini veriyoruz. Bu mücadeleyi daha ileri noktalara taşımakla görevli olan TEMAD yönetiminin yaptığı hatalar, kişisel hesapları nedeniyle gelinen noktanın komuta kademeleri tarafından da tepki ile karşılandığını biliyoruz.

TEMAD tabii ki bu sınıfın yasal temsilcisidir.

Ancak;

Sayın başkan 22 Ağustos seçimleri sonrası tamamen çok farklı bir yol ve söylemleri ile Genelkurmay ile köprüleri atmış, tarihinde görülmemiş bir yaklaşım ile sınıfsal bir bölünmeyi körüklemiştir.

Genelkurmay Başkanlığı'nın TEMAD'ın kurumsal kimliği ile sorunu yoktur ve bunu ifade etmişlerdir. Sayın başkanın ve bazı yöneticilerin akıl almaz yaklaşımları ile ilerleyen bir süreci durdurmaktan öte kazanımlarda kayıplara neden olmuştur.

Olumsuzlukları eleştirenlere yapılan seviyesiz hakaret ve iftiraların yanı sıra

  • Şezlong albayı
  • Rezerve paşa
  • Güzin paşa
  • Genelkurmay kapatılmalıdır
  • Çanakkale zaferi zafer değildir
  • Yaş üyelerinin mezarına tüküreceğiz
  • Sefer görev emrini iade edeceğiz

şeklindeki kabul edilemez maksadı aşan eleştiri ve hakaretler...

Yapılan bu akıl almaz  hatalar muvazzafı ve on binlerce emekliyi bu günkü durumuna getirmiş ve de umutsuzluk sarmalında bırakmıştır.

Bu günlerdeki genelkurmay başkanımızın bazı kişiler ile görüşmesinin resmi olmayan duyumlarına yapılan yorumlara da üzülmemek elde değildir.

Sıkılı yumruk ile toka yapamazsınız!

İşte tarafımızdan kurulan ve bir kaç aydır yayında olan www.askerhaklari.info web sayfamız bu birlikteliği farklı bir pencereden yaklaşarak ele almıştır.

Bu web sitesi, mevcut yönetimin yarattığı ayrışmayı, ötelenmeyi, bölünmeyi reddetmek adına bir büyük ihtiyaçtan ortaya çıktı.

Uygar, medeni gelişmiş, teknoloji ile donanmış ulus ordularında; o  orduların içinde yaşayanlar nasıl insanca, refahla, hukukla, sosyal ve insani   standart ve anlayışla yaşayabiliyor ise, uzman çavuşundan generaline kadar hepsi de hazla ve kalite ile yaşayabiliyorlar ise;

Mustafa Kemal'in Ordusu'da 1923 ten beri bunu çoktan hak etmiştir.

diyerek ve düşünerek bu web sitesi bu görev ile misyona soyundu.

Genelkurmayın kapısından giremeyenler kendilerini bulunmaz, bu toplumun ise çaresiz ve sahipsiz olduğunu düşünmesinler.

Bu sınıfın özverili mensupları vardır!

Bu sınıfın kanaat önderleri vardır.!

Yeri ve günü geldiğinde hiç kimseden icazet almadan  ne yapılması gerekir ise yapıyorlar, yapacaklardır.

Toplumun umutlarını kullanarak estirilen rüzgar bitmiştir. Bu yönetimin toplumun beklentilerine yanıt vermediği, hiçbir başarı elde edemediği basındaki gelişmeleri sahiplenmekle yetinildiği  hâttâ Temad başkanının "ben sizden sorun çözmek için yetki almadım" itirafı ile ortadadır. Emeğin sahiplenilmesi riyakarların alkışları gerçeği değiştirmeyecektir.

Yıllardır gönüllülerin mücadeleye katkıları meslektaşlarımızın malumları olup bu güne dek yapılanların yazışma belgeleri mevcuttur.

Ayrıca platformumuz yönetimin aymazlıklarından kaynaklanan olumsuzluğa çözüm bulmak adına birçok girişimlerde bulunmuştur, bulunmaya devam edecektir.

  • Sayın Genelkurmay Başkanlığına, görüşme talebi iletilmiş ve bu talep olumlu yanıt bulmuştur. Görüşme gerçekleştiğinde her konu açıklığı ile web sayfalarımızda siz değerli meslektaşlarımıza iletilecektir. Ayrıca; Verilen olumlu yanıtlar ve önümüzdeki günlerdeki yapılacak olan değişikliklerin detayları tarafımıza yazılı belge ile resmi yazı ile gönderilmiştir.

Yönetime riyakarca yazılar yazıp algı oluşturanları kendi ayıbı  ile başbaşa bırakabiliriz, ancak yönetim destekli hakaret grubunun  önde  gelen kanaat önderimize kişiliklerini sergileyen saldırıları bumerang gibi kendilerine dönmektedir ve unutmasın ki mücadelenin kişiselleştirilmesi assubay tarihine kara bir leke olarak geçecek ve  bu vebali ömür boyu taşıyacaksınız.!

Yeni komuta kademesi ile yepyeni bir anlayışın gelecekteki tüm olumsuzlukları zaman içerisinde düzelteceğini hissediyoruz.

Saygı ile...

Asker Hakları Platformu
Yönetim kurulu
www.askerhaklari.info

Tarih: 29 Ekim 2015
Yer : Ankara
Mekan : Etiler Assubay Orduevi

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonundan hemen sonra,  Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Hulusi AKAR,  doğruca Etiler Orduevine gelir. Kendisi gelmeden önce,  her kuvvetten 5 assubayın da orduevinde olmasını emreder.

Kendisi, resepsiyondan hemen sonra  orduevine geldiği için, diğer personelin resepsiyondan çıkarak gelmesi biraz gecikir. Daha sonra, her kuvvetten 5'er assubayın, orduevine gelmesi üzerine toplantıya geçilir. 

Genelkurmay Başkanı toplantıda  özetle şu önemli sözleri  söyler;

Sizin sorunlarınızı biliyorum, bizzat Başbakan ile görüştüm, emeklilerin ve çalışanların intibak ve tazminat sorununu çözeceğiz

Ayrıca assubayların sorunlarının çözümü için, Genelkurmay Başkanlığında bir tuğgenerali görevlendirdiğini, "söz konusu tuğgeneralin bu konular çözümü ve takibi için çalışacağını" belirtir.

Meslektaşlarımız tarafından bize iletilen yukarıdaki görüşmenin,  doğruluğunu teyit etmek küçük bir araştırma yaptım. Araştırmam neticesinde söz konusu toplantının  yapıldığı ve mealen yukarıdaki sözlerin söylendiğini öğrendik.  Assubaylar için oldukça önemli bir gelişme.

Şahsen, Genelkurmay Başkanının yaptığı  bu görüşmeyi önemsiyorum. Assubayların, özellikle intibak ve tazminat sorunun çözmesi durumunda, kendisi yıllardır kanserleşmiş bir sorunu çözen komutan olarak, takdir edilecek ve  tarihe geçecektir.

Temennimiz daha önceki Genelkurmay Başkanlarının yapış olduğu bazı açıklamalar gibi havada kalmamasıdır.

EMUJAD

Zaten bu görüşmeden hemen  sonra,  Emekli Uzman Jandarmalar Derneği (EMUJAD) Başkanı Sn. Adnan OĞUZ, 5 Kasım 2015 tarihinde Jandarma Genel Komutanlığı,  Personel Daire Başkanı ile yaklaşık 2,5 saat süren bir toplantı yaptıklarını,

Söz konusu toplantıda;

  • Assubay emeklilerine yapılması düşünülen intibak düzenlemeye uzman jandarma emeklilerinin de dahil edilmesini,
  • Uzman Jandarma emeklileri için, TSK. tazminatının %30 kadarını, emekliliklerinde de almaya devam etmeleri hususunu,
  • Emeklilerin  maaşlarının az ve yetersiz olması nedeniyle, maaşlarında iyileştirme yoluna gidilmesi için çalışma yapılmasını,
  • Okulda gecen sürelerin hizmetten sayılmasını,
  • Assubay alım yaşının 45 olmasını, Assubay alım kontenjanının artırılmasını,
  • Kendi nam ve hesabına bitirdikleri okulların borçlanarak, hizmetten sayılmasını,
  • Lojman kontenjanın artırılması ve uzman jandarmaların, uzman  erbaşlardan,  lojman kontenjanı yönünden ayrılarak,  ayrı bir kontenjan belirlenmesini,
  • Sağlık yeteneği yönetmeliğinde,  uzman jandarmalar için haksız uygulamanın durdurulmasını, (Ayrıca EMUJAD tarafından  bu konu hakkında Cumhurbaşkanlığına  yazı gönderildiğini)
  • Orduevleri ve sosyal tesisler konusunda sıkıntıları dile getirerek, şuan il jandarma komutanlığı bünyesinde, atıl vaziyette duran bir yerin, uzman jandarmalara misafirhane olarak düzenlenmesini,
  • Son olarak yukarıdaki belirttikleri  sorunların çözümünde,  en geçerli yolun halen kaçak işçi statüsünde bulunan uzman jandarmaların, statü sorunlarının ortadan kalkması halinde sorun kalmayacağı hususunda tekliflerinin yenilendiğini,
  • Personel Daire Başkanın ise, "Arz edilen  bu konuda haklı olduklarını, ve yeni hükümetle birlikte tekliflerini yenileyeceklerini,  Tandoğan mevkiinde jandarmaya ait bir yerin, yıkılarak yeniden uzman jandarmalar ait yer yapılması hususunda, çalışmalarının olduğunu" beyan ettiğini,

EMUJAD'ın resmi internet sayfasından açıklamıştır.

EMUZDER

Yine Emekli Uzmanlar Derneği (EMUZDER) Başkanı, Sn. Esef MERDOĞLU 'da 6 Kasım 2015 sosyal medya sayfasından bazı açıklamalarda bulundu.

Sn. Merdoğlu açıklamalarında;

  • Kendilerinin siyasi ve askeri otorite ile görüşmelerinin olduğunu,
  • 3 Kasımdan itibaren, hazırlanmaya başlanan askeri yasalarla ilgili Genelkurmay ve Başbakanlık arasında çeşitli görüşmeler yapıldığını,
  • Uzman erbaşların kadroluluk sisteminin ilk adımları atılması gerektiğini, 
  • Ek göstergenin, 3000’e çıkartılması maddesinin şekillenmesinde, doğru metin yazılmazsa katkısı olmayacağını, Doğru metinden kastlarının ise, uzman erbaşlar 3ncü dereceden daha yukarı ilerleyemezlerse, yani 2 ve 1'nci dereceye çıkamazlarsa 3000 sayısı sembolik olacağını,
  • Kanunun ilgili maddesine sadece 3000 sayısı değil, aynı zamanda cetvel de değiştirilerek, 1nci dereceye ilerlememize imkân verecek şekilde değiştirilmesi gerektiğini,
  • Uzman erbaşlıktan emekli olunması durumunda, bu gün için 3'ncü dereceden normal emekli olmuş bir emekli uzman çavuş,  1700 TL emekli maaşı aldığını, (bu rakam 3 yıl önce, ek gösterge sıfır iken 1100 TL olduğunu ),  Söz konusu sistemin istedikleri gibi  yasallaşması durumunda,  1nci derece emekli uzman erbaş 2300 TL civarında bir emekli maaşına kavuşacağını,
  • Ancak 45 yaşından dolayı, 1'nci dereceye düşmenin imkansız olduğunu, 1'inci dereceye düşülse dahi sivil memurlukta gerçekleşecek ki bu durumda emekli maaşı 1750 TL civarında olacağını, bu hususun göze alınması gerektiğini,
  • Emeklilik ile ilgili, sivil memurluğa mı geçelim, yoksa uzmanlıkta mı devam edelim bunun kararını çalışanlara sorulmasını,
  • Uzman erbaş olarak devam edilecekse, idari kadrolara atanmak ve bu kadroların çoğaltılması, atanılan yerlerden başka bir görev verilmemesi, spor ve nöbet muafiyeti ile personelin yasayla inisiyatiften korunması, astlık üstlük durumunun getirilmesi maddelerinin de yasalaşması ve uygulamasının takip edilmesi gerektiğini,
  • Kıdem işaretleri rütbeden sayılmalı, TSK tazminatları ve ek gösterge rütbeye esas şekilde düzenlenmesi ve ödenmesi gerektiğini

açıklamıştır.

VE TEMAD!

Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği Başkanlığınca, üyelerine  herhangi bir açıklama ve bilgilendirme yapılmadığı için, hangi görüşmelerin olduğunu,  ne gibi gelişmelerin yaşandığını bilemiyoruz.! Tabi bir görüşme, çalışma ve gelişme yaşandıysa...

http://www.haberartiturk.com/genelkurmay-baskani-orduevinde-assubaylar-ile-ne-gorustu-1268yy.htm

Saygıdeğer Meslektaşlarımız

Her zaman belirttiğimiz gibi ”assubay olmadan bırakın ordunun savaşmasını asker karnını doyuramaz“. Peki bu gerçeğe  ve taleplerimizin de sadece adalet, eşitlik ve insan onuruna saygıdan ibaret olmasına rağmen neden ön yargılarla ve özellikle kendi kurumumuz tarafından sosyal,ekonomik ve insani haksızlıklara uğratılıyoruz? Tek nedeni var; Gücümüzün farkında değiliz ve birlik olamıyoruz.

Görevde iken tanıdığımız içimizdeki bir avuç ahlak yoksunu küçük menfaat sahipleri ile bizleri aynı kefeye koymak istediklerini acı tecrübelerle öğrendik ve ne yazık ki bir yere yaslanmadan ayakta duramayan, kişisel hesapları olan bu kişiler küçük çıkarları uğruna umutlarımıza birliğimize dinamit atarak aynı tavrı emekli olunca da devam ettiriyorlar. TEMAD önderliğindeki mücadelemizde başarısızlığımızın tek nedeni budur... 

Mücadelemizde bir milat olan 1971-1975 olaylarında günün antidemokratik ortamı yüzünden mücadele azmimizi devam ettiremedik, o fedakar meslektaşlarımıza sahip olamadık. Buna bir de sicil, tayin, ceza baskısı eklenince mücadele ateşimiz ne yazık ki küllenmek zorunda kaldı.

İletişim çağının internet'in  nimetlerinden yararlanarak bir araya gelen assubay sevdalısı arkadaşlarımızla yaptığımız “Emeğinin, alın terinin, akıttığı kanın karşılığında sadece adalet isteyen çocuklarına aydınlık yarınlar bırakmayı ve insanca yaşamayı isteyen meslektaşım,  haksızlıklara tepkisizlik yeni haksızlıklara davetiyedir, derneğimiz TEMAD önderliğinde bizler için onur olan mücadeleye desteğinizi bekliyoruz“ çağrılarımız yanıt buldu.

Bu fedakar arkadaşlarımızın katkıları ile Cumhuriyet tarihinde bir ilk olarak SABAH gazetesine haksızlıklarınızı dile getiren ilan verdik. Bir çok yazı dizisi ve davamıza inandırdığımız yazarların (Özellikle Sn. Umur TALU) desteği adaletsizlikleri dile getiren yazıların yayınlanmasını sağladık. Meslektaşımız Sn.Tuncer Küçük'ün MERZİFON-ANKARA arasında gerçekleştirdiği haksızlıkları protesto yürüyüşünü sağladık. Mail kampanyaları ile haklı taleplerimizi ilgililere ilettik. Bunlar ve diğer çalışmalarımız sunucu oluşan coşku ile çığ gibi büyüdük. Derecemizden, kadememizden habersiz olan genel merkez yönetiminin değişmesi için bu sitenin önderliğinde kurulan TEKYÜREK grubu ile YENİ OLUŞUM grubunun temellerini atıp Sn.Keser ve ekibinin göreve gelmesine katkılar sağladık.

Tarihinin en büyük maddi ve manevi desteğini alan bu yönetim, önce yola çıktıkları idealistleri yolda buldukları menfaatperestlerle değişerek 11 kişilik yönetim kurulundan 8 kişinin istifası ile bizleri ilk hayal kırıklığına uğrattı. Bu arkadaşlarımız kendilerini, istifa gerekçelerini tam olarak anlatamadıkları ve alternatif bir yönetim oluşmadığı için Sn.Keser yeniden genel başkan seçildi. Bir işareti ile binler bölge toplantılarında, onbinler Ankara'da toplandık;  hamasi nutuklar, verilen  sözlerle tavan yapan umutlarımız 2014 seçimini tekrar kazanmanın güven ve  kibiri ile göreve yeniden seçilen Sn.Keser’in kişisel hesapları ile hayal kırıklığına dönüştü!

Göreve seçilmek için;

-Önceliğimiz özlük haklarının alınması için ilgili, yetkili ve etkili kurumlarla sonuç alınıncaya kadar müzakereler kararlılıkla yürütülecektir.

-TEMAD; İl, İlçe Başkanlıkları ve üyelerinin de katılımını sağlayacak demokratik bir yönetim anlayışıyla yeniden yapılandırılacaktır."

gibi vaatlerini, tüzükteki görevlerini unutan sayın genel başkan hangi amaca hizmet ettiyse Genelkurmay ile bizlerin hiç bir yarasına merhem olmayan maksadı aşan eleştirilerle diyaloğu sonladırdı. Orduevi yasağı ile ilişkiler tamamen bitirildi. Buna rağmen bu siteden verdiğimiz, şu an çevresindeki nemacıların katılmadığı toplum desteğinden kuvvet alarak hatalarını tamir etmek yerine ne yazık ki kişisel hesaplarla yanlış üstüne yanlış yaparak ve  “Ben sizden sorun çözmek için yetki almadım” açıklaması ile umutlarımızın tamamen kaybolmasına neden oldu.

Haksızlıklar karşısında susmanın yeni haksızlıklara davetiye çıkaracağı bilinci ile mücadelemizde yaşanan bu umutsuzluk ve kaos ortamına sessiz kalamazdık. Bir tek satırında hakaret olmayan yapıcı eleştirilerimize tahammül edemeyen ve başarısızlıkları olumsuzlukları gizleyip gündem değiştirmeyi amaçlayan, bu nedenle eleştirenlere hakaret ve iftiralarda bulunan haysiyet yoksunları konusunda meslektaşlarımızın duygularına tercüman olarak Sn. Ahmet KESER’e (http://www.emekliassubaylar.org/component/k2/item/1034-temad-genel-baskanligina-cagri) uyarıda bulunduk. Bu kişilerin düşük profilli, seviyesiz davranışlarının mücadeleye ve TEMAD’a zarar verdiğini, gereğinin yapılmasını rica ettik. Uyarılarımızı dikkate almak bir yana, Sn.Keser tarafından korunup ödüllendirilen, mücadeleden nemalananlar sistematik bir şekilde meslektaşlarına, genelkurmaya, OYAK yöneticilerine, YAŞ üyelerine hakaretleri hız kesmeden devam etti.
Genelkurmay'ı elbette eleştireceğiz, ancak hiç kimse düşüncesini hakaret ederek karşısındakine kabul ettiremez. Bu haysiyet yoksunlarının iddia ettiklerinin aksine, Genelkurmay diz çökmedi! Bu aymazlığın faturasını görevdeki meslektaşlarımızın geleceğini pamuk ipliğine bağlayan Askeri Disiplin Yasası, Kadrosu assubay olan komutanlıklar ve şube başkanlıklarının subay yapılması, bizler için umut olan personel yasa taslağının askıya alınması gibi olumsuzluklarla ödemek zorunda bırakıldık!

YAŞ üyelerine hakaretten yargılanan Gn. Başkan yardımcısı Sami Başkaya ve hakareti şiar edinen tayfası, hakaretten sabıkalı ısmarlama yazı yazan sözde yazar bu aymazlıkları eleştirenlere hakaretlerle "çamur at, izi kalsın" düşüncesi ile mesnetsiz  iftiralarda bulunmaktadırlar.

Son olarak bu mücadelede önemli bir misyon üstlenen, görevde iken mücadele katkıları nedeniyle çileler çeken,  sitemiz yönetimi üyesi ve yazarı Sn. Ersen Gürpınar’ı 1975 olaylarında Rize Askerlik Şubesi'nde tek assubay olarak görev yapmasına rağmen meslektaşlarını ihbar etmekle suçlayacak kadar basitleştiler. Yetmedi, TEMAD’ın Facebook resmi sayfasında ve kendi sayfalarında, tüm televizyonlarda, hepimizin facebook sayfasında, internet siteleri ve gazetelerinde irade dışı Gooole tarafından yayınlanan reklamlarda HDP reklamını (montaj da olabilir) bahane ederek aklın, mantığın, vicdanın, ahlakın kabul etmeyeceği bir şekilde site yönetimini değil, sadece yıpratmayı, bezdirmeyi amaçladıkları Ersen Gürpınar'a PKK sempatizanı suçlamasında bulundular!

Sn.Gürpınar’ın vatanseverlik duygularını sorgulamak kimsenin haddi olamaz. Üstelik TEMAD yönetiminin seçimler dolayısıyla sesimizi duyurması gerekirken bu boşluğu dolduran, sitede SİYASİ PARTİLERE DEKLARASYON kampanyasında HDP'nin yasal ve mecliste grubu bulunan bir parti olmasına rağmen teröre destek verdiği inancı ile mail kampanyasına bu partiyi dahil etmeyerek gösterdiğimiz hassasiyetimizi tüm assubay kamuoyu bilmektedir.

Her konuda ahkam kesip maydonoz olanlar, TEMAD'ın normal gelirleri dışında çocuklarımızın, torunlarımızın harçlıklarından keserek mücadeleye destek için gönderdiğimiz milyonlarca lira maddi desteğin, hazineden tanıtım için alınan yüzbinlerce liranın nereye harcandığı konusunda assubay kamu vicdanında oluşan endişeleri, başarısızlıkları, aymazlıkları sorgulamaya cesaret edemeyenlerin, yıllarca site giderlerini cebinden ödeyen yönetimin harcamalara katkı için aldığı google reklamlarından ayda ortalama 100 (yüz) lira cüzi reklam gelirini sorgulamaya hakları ve hadleri olamaz! Kaldı ki bu gelirde assubayların tek kuruş katkısı olmamasına rağmen meslektaşlarımıza saygımızın gereği bu harcamaları kuruşu, kuruşuna site mesaj panosunda her yıl sonu yayınlıyoruz. Kimse bulanık suda balık avlamaya, ahlaksızlığa tevessül etmesin. Bu açıklamaları meslektaşlarımıza saygımızın gereği yapıyoruz. Yoksa hakareti şiar edinen bu kişileri muhatap almayı, onların seviyesine inip onlara hak ettikleri yanıtı vermeyi bile zul addediyoruz!

Sn.Gürpınar’ın girişimleri ile kurulan bu sitede, adını duyuran delege ve yönetimlere seçilenlerin bir kısmının bu ahlaksız saldırıya sessiz kalmalarına "herkes kişiliğinin gereğini yapar" diyerek sadece üzüldük; ancak sudan bahanelerle fikren uyuşamadıklarını, muhalif kabul ettikleri kişileri ihraç eden, şube kapatan genel merkezin umutlarımızı, birliğimizi dinamitleyen bu kişiler için   sessiz kalmasını kabul etmek mümkün değildir.

Sn.Keser, bu kişilere ne borçlusunuz, neyi amaçlıyorsunuz? Anlamak mümkün değil! Amacınız kendine ve mesleğine saygısı gereği sorgulayan, eleştiren assubay sevdalılarını susturmak ise bu gayretiniz beyhudedir. Her hakaret, yapana ve destekleyenlere bumerag gibi geri dönüyor. Ayağınıza sıkılan kurşunun farkında değilsiniz. Sizin için fazla üzüldüğümüz söylenemez de, şahsınızda TEMAD kan kaybediyor! Bir kez daha hatırlatıyoruz; delege sizi kral olarak seçmedi. Verdiğiniz vaatleri ve tüzükteki görevleri yerine getirmeniz için bir STK örgütüne başkan seçti. Bunca maddi ve manevi desteğe rağmen toplumun önüne koyacağınız bir tek başarınız yok. Bugün sitelerinde, sayfalarında övgüler dizen, algı operasyonları yapan bu riyakar takımı ile lokal işletip para kazanmayı, assubay adından siyasi ve ticari çıkar sağlamayı amaçlamış olabilecek bir kısım yöneticilerin  alkışları ve kurucuları dahil toplam 120 kişiden oluşan KAMU-DER adlı dernek tarafından 'kişisel dostluklar nedeniyle' yılın derneği seçilmenizle kendinizi tatmin edebilirsiniz, ama yarın görev süreniz bitince sizi önce bunlar terk edecekler. İnanın adınız bile anılmayacak...

Tanınmanıza, seçilmenize büyük katkılar sağlayan, mücadele fırtınaları estiren, sosyal medyayı lütfedip muhatap almayabilirsiniz. Şubelerinize sorun, umuttan, birlik ve beraberlikten bahseden var mı? 

Yüzbinlerce kişinin vebalini yüklendiniz. Daha fazla toplumun nefretini, lanetini üzerinizde taşımayın. Hatalardan ders alarak, görev süreniz bitmeden kendilerine yeni bir efendi bulacak olan bu haysiyet yoksunlarını etrafınızdan temizlemeye başlayarak yeni bir başlangıç yapın. Ya da istifa edin.

Meslektaşlarımıza sevgi ve saygılar sunuyoruz.  

SİTE VE ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ

Barış Diye Diye

Ekim 19, 2015

Ey millet,  bunları iyi gör!
Bakın barış neymiş?

image001

Eee şimdi bu "BARIŞ"ın,   bir de Ankara'da mitingini yaptılar. Hani şu patlamanın olduğu ve Türkiye tarihinin en büyük terör eyleminin olduğu miting.

Söz konusu mitingi,  DİSK, KESK, TMMOB ve Türk Tabipler Birliği'nin de olduğu çok sayıda sendika ve meslek örgütü, Ankara'da "Emek, barış, demokrasi" mitingi adı altında düzenlemişti.

Mitingdeki patlama, toplanma yeri olan tren garı önünde saat 10.00 sıralarında  HDP, EMEP ve SDGF pankartlarının yoğun olduğu bölgede iki ya da üç kez patlama yaşanmıştı.

İşte bizim derneğimiz, patlamadan sonra buraya gitti ve patlamada ölenler için karanfil bıraktı.

Sadece karanfil bıraksa hadi neyse! İlerici yazarın yazdığına göre;  "karanfil koyma ve 'TERÖRE TELİN'  TEMAD  Genel Başkanlığının önerisi üzerine, 17 EKİM  2015  tarihinde  gerçekleştirilmiştir." diye açıklama yaptı. 

Yani İlerici yazarın dediğine göre; bu  töreni hem  TEMAD önermiş, hem TEMAD'ın  önerisi üzerine yapılmış! Hem de teröre en fazla şehidi veren Assubay sınıfının, 17 Ekim 2015 tarihinde,  Dünya Assubaylar gününde bu  "karanfil faaliyeti" icra edilmiş!

Bunlara söyleyecek söz bulamıyorum! Yazıklar olsun! 

Patlamanın olduğu on binlerce insanın katıldığı mitingde, tek bir Türk Bayrağının da  olmamasını görmezden gelerek, Yapılan "Karanfil Faaliyetine" belki, "İnsancıl! bir davranış" diyebilirsiniz!

  • Hakkari'de, sokak ortasında, kalleşçe arkadan vurularak şehit edilen uzman çavuşların, Diyarbakır'da pazar yerinde katledilen assubayın,  Silvan'da evinin önünde, eşleri balkondan bakarken şehit edilen assubay ile uzman çavuşun, Varto'da eşinin yanında kahpece katledilen binbaşının, şehit edildiği yerlere neden karanfil bırakmadınız?
  • Şehitlerimiz için neden böyle bir etkinlik önermediniz?
  • Siz hiç, beraber karanfil bıraktığınız kişilerin  veya sözde "Barış Mitingini" organize edenlerin,  askerlerimizin katledilerek şehit edildiği yerlere karanfil bıraktığını, ellerini açıp, dua ettiğini gördünüz mü?
  • Oralara gidecek, karanfil alacak paranız/paraları yok muydu?
  • O subaylar, assubaylar, o uzman j.çvş.lar, o uzman çavuşlar insan değil miydi ?  "Böylesine insancıl bir davranışı" hak etmemişler miydi?

Kimse bunun bana, "insani bir davranış olduğunu" filan anlatmaya kalkmasın. Birey olarak istediklere yere gidip, ne bırakırlarsa bıraksınlar! Ben emekli assubayım ve emekli assubay olarak bizlerin  adını kullanıp,  bu tip olayların olduğu yere karanfil bırakmalarına karşıyım. Bizler emekli assubay olsak da askeriz ve  bu konuda tarafız. Tarafımız da bellidir.

Evet teröre karşıyız ama sadece bir bölümüne değil, her türlü teröre  karşıyız.

Yaklaşık 2 yıl önce,  "Bunları eleştirdim" diye,  bu adamlar beni TEMAD'dan ihraç etmişti!

 İyi ki bunlarla davalık olup, eleştirilerime devam etmişim. Ya bunlarla beraber olsaydım?

www.emekliassubaylar.org sitesindeki "bir Google reklamı" yüzünden  demediğini bırakmayan, en ağır hakaretleri yazan  kalemşörler, bu konularda tek satır yazmaz. Dilleri tutulur lal olurlar! Çünkü onlar sadece yaz denileni yazabilir.

Aslında yazacak, söyleyecek çok sözüm var ama kamuoyuna daha fazla rezil olmamak için susuyoruz.

Aşağıdaki  fotoğrafa iyi bakınız; bu fotoğraf,   2015 yılı, "17 Ekim Dünya Assubaylar Günü"  Anıtkabir ziyaretinde çekildi. Daha önceki yıllarda,  onbinlerce emekli assubay ve ailesi, ellerinde Türk Bayrakları ile Anıtkabir Törenine katılırken,  bu yıl sadece 150-160 kişi katıldı.  Katılımın neden az olduğunu şimdi anladınız mı?

image002 

Kendilerine tavsiyem; "Karanfil Oylum Oylum" şarkısını sakin kafa ile dinlemeleri ve yaptıkları faaliyetleri yeniden değerlendirmeleridir. Zira, geçmişteki hadlerini ve maksatlarını aşan konuşmalardan sonra, şimdi de maksadını aşan faaliyetler ile uğraşıyorlar!

"Temsilcinizim" dediniz ama böyle temsilciliği kabul etmiyoruz!

Buyurun aşağıda TEMAD'ın resmi sitesinden alınan ve hiç doknulmadan buraya aktarılan paylaşım;

***

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINDAN TERÖRE TELİN
17 Ekim 2015, Cumartesi
paylaş

Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği'nin de içinde bulunduğu Teröre Hayır Kardeşliğe Evet platformu tarafından 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Tren Garı önünde terör saldırısında hayatını kaybeden vatandaşlarımızın anısına karanfil bırakılmıştır.

image004

image006

image008

image010

image012

image014

KAYNAK: http://www.temad.org/haber.php?h=lrfsjspf

ADINA "DÜNYA ASSUBAYLAR GÜNÜ" DEYİP, DÜNYAYA REZİL OLMAK!

Temad Genel Başkanlığınca dün Şubelere Kısa Mesaj (SMS) ile yapılan bilgilendirme şöyle;

17 Ekim Dünya Astsubaylar Günü Ülkemizin içinde bulunduğu şartlardan dolayı Ankara merkezli kutlanmayacaktır. Etkinlikler Şube Başkanlıklarımızca kendi mahallerinde icra edilecektir.

Tercümesini yapayım;

"Para bitti, aşk bitti" diyor,

"Paralar suyunu çekti" diyor,

"Kutlama yapacak paramız ve becerimiz yok" diyor,

"Sponsor bile bulamadık" diyor,

"Bu yıl 17 Ekim'i ayarlayabilecek ve organize edecek kapasitede kimse yok" diyor,

"Şube başkanlarını bile toplayacak mecalimiz yok" diyor!

Sn. Mustafa EROL döneminde, 5000-9000 kişi Ankara'ya toplanırken, bunlar kaç şube başkanı toplayabileceğini bile kestiremiyor.

"5 YILDIZLI OTELLERDE KONSER-KOKTEYL-KUTLAMA YAPAMAYACAĞIZ" diyorlar. Çünkü kutlamadan anladıkları sadece bu.

EVET BİZ DE KONSERLİ, ŞARKILI TÜRKÜLÜ, KOKTEYLLİ KUTLAMALARA KARŞIYIZ.

Madem bahaneniz "MEMLEKETİN İÇİNDE BULUNDUĞU DURUM" siz de buyurun, ona göre kutlayın kardeşim.

MEMLEKETİN İÇİNDE OLDUĞU DURUMU İDRAK EDECEK KAPASİTENİZ VAR İSE, KENDİ İÇİNDE OLDUĞUNUZ DURUMU BİR KENARA BIRAKARAK, MEMLEKETİN İÇİNDE OLDUĞU DURUMA GÖRE 17 EKİM'İ KUTLAYIN.

İşte size örnek bir program;

  • Toplayın Şube Başkanlarını (tabii toplayabilirseniz!),
  • ANITKABİR'i ziyaret edin,
  • 5 Yıldızlı Otel yerine CEBECİ ŞEHİTLİĞİNE gidin,
  • 5 YILDIZLI OTELDE KOKTEYL YERİNE, ŞEHİT AİLELERİNİ, GAZİLERİ ZİYARET EDİN,
  • 5 YILDIZLI KONSER YERİNE, KOCATEPE CAMİSİNDE ŞEHİTLER İÇİN MEVLÜD-Ü ŞERİF OKUTUN...

Ülkede seçim olacak, assubayları temsil edecek sivil toplum örgütleri ortada yok. Seçim zamanına denk gelen Dünya Assubaylar gününü nasıl sessiz atlatabiliriz derdindeler!

Büyük dava adamlarının! mücadeledeki son durumları bu işte. Kayaya toslamış ve darmadağın olmuş vaziyetteler. Hem kendilerini, hem de assubay sınıfını çaresizlik ve çözümsüzlük içinde bıraktılar. Yazık ettiler hem kendilerine, hem de assubay sınıfının umutlarına...

Artık bu sınıfa verebilecekleri bir şey kalmadı. Pardon! tek bir şey kaldı; en azından istifa edip, lüzumsuz yere oturdukları koltukları boşaltabilirler.

ADINA DÜNYA ASSUBAYLAR GÜNÜ DEYİP, ANKARA'DA BİLE KUTLAMA YAPAMAYACAK DURUMA DÜŞEREK, "DÜNYAYA REZİL OLMAK" BÖYLE BİR ŞEY OLSA GEREK!

Saygılarımla

Dede Ersel AKSU

NOT: Dünya Assubaylar Günü kutlamaları için canını dişine takıp çalışması gereken Basın Yayından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı çok daha başka şeylerin derdinde.

Malum kişi ve saz arkadaşları tarafından, www.emekliassubaylar.org sitesinde "Google Adsense" tarafından ve site ile ilgisi olmayan, tamamen "Google'ın" yayınladığı bir reklam nedeni ile Mücadelenin önde gelen ismi, değerli büyüğümüz, Ersen Gürpınar hakkında, yıpratma amaçlı, çok ağır yazılar yazılmakta. İlgili kişi sosyal medyadan millete laf yetiştireceğine, asıl işini yapsın. Zira bu millet onu bunun için seçti. İşini yap birader!

Konuya maksatlı olarak yaklaşan bir grup tarafından yapılan bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Assubayların tarafı bellidir ve kimse bunun aksini söylemesin. TEMAD Yüksek Disiplin Kurulu ne zaman görev yapacak merakla bekliyoruz?

TEMADNAME

Ekim 09, 2015

Önce 9 yıllık Mustafa Erol dönemini bitirmek için yeni oluşum adı altında seçime aday oldular.

Tüm çağdaş ve modern yapıya dair vaatleri sıraladılar.

Hani Sovyet politbürosunun unutulmaz ismi Leonid Brejnev'in yetmiş yaş üzeri kızıl ordu savaş kahramanları ile otuz yıl sürdürdüğü katı ve eski rejimi, yeni oluşum olarak büyük bir rüzgarla gelip yıkan yeni devrimin sesi Mihail Gorbaçov gibi;

Yeni oluşum gurubu; eski yönetimi eski yönetimin delegelerini dahi etkileyerek saf dışı bıraktılar.

Ünlü bolşevik atasözüdür. "Her devrim önce devrimi yapan evlatlarını yer.

Temad'da devrim falan olmadı tabii ki,sadece bir genç kuşak rüzgarı esti.

Sayın Cengiz Erten'in sayfa ismi misali. Eski algı ve bakış gitti.

Temad'da genç kuşak bir yeni oluşum değişim ve dönüşüm dönemi başladı.

Çağdaş, vizyonel, genç; üstelik 84 emekli kuşağı gepegenç bir nesil Temad yönetimine oturdu.

Seçime girerken yayımladıkları ilkeler ve vaatler Temad adına bir devrimdi.

Bir ilkti.

Katılımcılık, paylaşımcılık, kitlesel hareket birliği ve en önemlisi ise mutlak eylem ve kararlılıktı.

İlk üç aydaki çıkış müthişti. “Ayrı camilerden kalkan cenazeler”, “Kast sistemi" “Yarım kanatlı uçucu bröveleri“, “Bu kadarına da pes“ tişört ve şapkaları bir anda yarım asırdır bildik genelkurmay basın açıklamalarından sıkılan medyada reyting patlaması yaşanmasına sebep oldu.

Onca şube ve binlerce emekli silkinecek, harekete geçecek, sınıf mücadelesine ve hak davasına baş kaldıracaktı.

İlk üç ay sosyal medyada iyi bir örgütlenme ve organizasyon sağlayan yeni yönetim, kurduğu pes gurubunun başına mükemmel derecesinde başarılı ve organizel bir kaabiliyete sahip sayın Bülent Civan'ı getirdi. Sayın Civan rüzgar ekip fırtına biçti.

200 bin insanı sosyal medyada örgütledi ve aktif hale getirdi.

Yıllardır tv.'lerde bir kanalı dahi göremeyen Temad flaması yeni oluşum ve başındaki genç dinamik, sözünü sakınmayan dili arı gibi keskin genel başkan sayın Ahmet Keser sayesinde medya kanallarına yetişemez oldu. Ülkenin gündemi bir anda assubaylar ne istiyor İnfialine ve nerede ise bir assubay devrimine hâttâ patlamasına dönüştü.

Gündem o kadar hızlı gelişti ki Genelkurmay dahi ne tür bir önlem geliştireceğini kestiremez ve tedbir alamaz oldu. Başbakan, Assubay kökenli mit müsteşarı sayın Hakan Fidan'ı acilen bu konuya görevlendirdi.

Ergenekon ve Balyoz davasının tutuklamalarının getirdiği öz güvenle hükümet; TSK. hiyeraraşik yapısının ve katı statükosunun dağılmasında bir gedik daha açılmasından oldukça memnun ve mutlu olarak bakanlıkları vasıtasıyla Temad genel başkanlığını, meselelerinin halli adına görüşmelere davet ederek hem hükümet hem de parlamento kanadında en içten ve samimi konukları arasına aldı.

Bu tavır pamuk ipliğine bağlı durumdaki genelkurmayı harekete geçirdi. Tepki sert oldu, karşılığı da gecikmedi. Temad genel başkanı hakkında TSK personeli arasında ayırımcılık yapmak, manevi birlik ve beraberliği tehdit ve tahrik etmek, çalışan assubayları üst, amir ve ordudan soğutmaya çalışmak suçlaması ile hakkında genelkurmay askeri savcılığınca suç duyurusunda bulunuldu.

Osmanlı’nın Avrupa’da en son gittiği ve büyük Kanuni’nin o toprakta vefatı ile görebildiği en son yer olan Zigetvar kalesi misali bu suç duyurusu da Temad’ın çığ gibi büyüyen nefesini ve sesini bir anda kesmeye yetti, ilerleme ve şahlanış birden durdu.

Hükümet vahameti görünce acilen Genelkurmay başkanına giderek, bir protokol yapma ihtiyacı hissetti. Bundan böyle Assubayların ve emeklilerin tüm hak ve insani talepleri Genelkurmayın alacağı bir tedbir ile doğrudan MSB.lığı üzerinden hükümete iletilecekti. Asla dışarıdaki dernek ve oluşumlar kaale alınmayacaktı.

Genelkurmay acilen ve apar topar ordudaki assubayları dizginleme ve Temad’dan uzaklaştırma adına iyi düşünülmemiş, her zamanki kurmay ve şablon çalışması ürünü bir projeyi medyaya açıkladı.

Günlerden pazartesi idi. NTV kanalında iki kıdemli başçavuş öğlen saatinde bir ilk olarak resmi üniformaları ile basın açıklaması yapıyor; Genelkurmay başkanının özel görevi ile assubayların özellikle kıtalardaki assubayların sorunlarının tespit ve tayini işine ombudsman olarak atandıklarını, bu sebeple bundan sonra hiç bir çalışanın Temad’ı kaale almamasını, artık yeni teşkil ve yetkili birimin kendileri olduğunu açıklıyorlardı.

O gün NTV. televizyonunun öğlen verdiği bu flaş haberle hem MSB.lığı hem de genelkurmay başkanlığı Temad’ın ipini bir günde çekiveriyor;  bu tedbire; ne gariptir ki Temad genel merkezi de bütün frenlerine basarak bir anda adeta destek veriyor, İlk etapta sayın Bülent Civan görevden alınıyor, iki yüz bin kişilik pes gurubu dağıtılıyordu.

Bir anlamda yelkenlerin şişmiş bezleri alabanda edilerek kapatılıyordu. Büyük olasılıkla da burada Mit müsteşarı devreye giriyor, Temad  Genel başkanını  başına gelebilecekler konusunda  ciddiyetle  uyarıyor,  “yeter, tamam artık dur“ diyordu.

Tehlikenin boyutunu gören sayın Keser assubay hareketinde frene basma sözünü verince de suç duyurusu geri çekiliyor ve soruşturmaya şimdilik gerek yok gerekçesi ile infaz durduruluveriyordu.

Temad’ın dışlanması ve hızının kesilmesi kendi kamuoyunda sert bir iç çekişme ve kavgaya dönüşüyor, bu kavga büyüdükçe genel merkezdeki huzursuzluk da o oranda artıyordu.

En sonunda assubay tabanının ve güçlü, etkili sözü dinlenen, genel  merkezin “azılı muhalif“  ilan ettiği kesiminin, artan huzursuzluğu ve yükselen seslerini  yatıştırmak adına bir eylem planlandı, bu ilk pasif eylemin adresi muvazzaf assubaylardı.

Tüm askeri kantinler, işletmeler, gazinolar ile özellikle ordu evleri ailecek boykot edilecek tam bir ay alış veriş yapılmayacaktı.

Planlayan genel merkezdi, ama genelkurmayın sopası her an genel başkanın tepesinde Hz. Ali’nin küheylanı gibi duruyordu. Bu eylem tabanı rahatlatmalı, gazını almalı, ama genelkurmaya verilen Ahmet Keser sözüne de uygun olmalı idi.

Onun da çaresi hemen bulundu. Bu eylemi Temad genel başkanlığı değil; küçültülmüş haliyle yeni pes gurubu üstlendi, sorulduğunda cevap tek idi.

Temad ın ve genel merkezin bu boykotla hiç bir ilişkisi yoktur. muvazzaf personelin bir eylemidir.

Bu savunma medyaya beyanla verilince bu sefer de muvazzafların öfkesi sel oldu taştı. Öyle ya emekli koskoca insanlar bu eyleme girmeyecek, hele ki Temad genel merkezi üstlenmeyecek, eşinin kolundaki bilezikleri bozup da bağış yapan ve Temad’ı gözünde bir kahraman haline getiren , yasal ve hukuki açıdan cezai sorumluluğu olan çalışan Assubaylar eylem yapacak, üstelik bir de ordudan atılma, ceza alma mesleğini kaybetme pahasına ortada yalnız ve sahipsiz, savunmasız kalacaktı.

Bu yanlış ve bencil anlayış çalışanı Temad’a bir anda küstürüverdi. Çalışan binlerce assubay, derneklerinin kendilerini bir anda böyle ortada bırakmasını anlayamadılar ve bu durumu hazmedemediler.

Bu iki yüzlü davranış Genelkurmayın da gözünden kaçmayacak ve Temad genel başkanı hakkındaki kesin hükmünü verecekti. Toplumunu ve çalışanını öne itip kendisini  derneğinin tüzel  konumunun arkasına gizleyen ,  kurumunu  ve emeklileri ile çalışanlarını ortada bırakan “benim haberim yok“ diyen bir şahsi hükmiyet  ve kişi  asla assubaylar adına genelkurmay ile istişarede bulunamaz ve assubayları temsil ederek bize muhatap olamaz algısına dayanarak Temad’ın ipini çekiverdi.

Yaptığı yanlışın sonunda etkisizleşen genel başkan  sonrasında ise zaten hiç birlikte çalışmadığı  on iki kişilik ekip bütünlüğünü ve blok çalışma anlayışını artık tamamen terk ederek, yanındaki sadık ve biatçi üç adamı ile beraber, derneği ve çalışmaları verilen taviz oranında tamamen durgunluğa, sessizliğe, suskunluğa söylemsizliğe  doğru yönlendirmeye başladı.

Alel acele planlanan ve hükümetin de buna sıcak bakarak “sizi ve emekliyi oyalar sevindirir, gazınızı da alır“ dediği “17 ekim dünya assubaylar günü“ projesi eldeki son koz ve gönül alma eylemi olarak durumu ve günü kurtarma adına devreye sokuldu.

Ne var ki bu  “U“  dönüşünün ve bir anda toplumu ile her türlü irtibatı kesmenin yarattığı huzursuzluk gün geçtikçe artarak, durdurulamaz boyutlara varınca, bunu önleme adına “bilgilendirme toplantıları” adı altında Konya, İstanbul, Balıkesir, İzmir, Samsun, gibi büyük illerde kapalı salon toplantıları yapılarak bildik, aynı söz ve ifadelerle toplumun enerjisi boşaltılarak emeklilerin gazı alınmaya başlandı.

Gelinen nokta itibariyle Temad hem siyaseten  hükümet nezdinde , hem de Genelkurmay katında artık dışlanmıştı,  Astsubay sınıfının, eylemsel gücünün  ve coşkusunun defteri dürülmüştü.  Temad da artık kamu yararına  statülü eski tas eski hamam bir usülen ehven bir dernekti.

Aynı sayın Erol dönemindeki gibi tekrar çok eleştirdikleri o noktaya geri gelip oturmuşlardı.

Eski vizyonuna ve eylemsel söylemlerine döndüğünde genel başkanı bekleyen cezanın düğmesine anında basılacağı kendisine gizli uyarı ile defaten anlatılmıştı. Artık Temad’ın manevra alanı daralmış, Genelkurmay ile köprüler radikal çıkış ve söylemler ile muvazzaflara yaptırılan bu saçma ve komik eylem sebebiyle çoktan atılmıştı.

Nihayetinde; toplumun hak ve adalet taleplerindeki artan şiddetteki yüksek sesler genel merkezde büyük sıkıntılara sebep olunca  sayın Keser’in yönetimdeki arkadaşlarının sadece bir kısmı ile oluşturduğu otoriter yönetim ve ben bilirim şeklindeki (T.Erdoğan kopyalı) tavrı  ve dışlamayı daha fazla kaldıramayan yönetim kurulunda önce kapılar herkesin karşılıklı yüzüne kapanacak,  sonunda ipler kopacak büyük bir kavga ile genel sekreter ile  genel başkan yardımcısı istifa edecekti.

Bu iki önemli yönetici; istifa sebeplerini yönetim adına genel başkanın değiştirmeden okuyarak toplumu ile paylaşması taleplerine genel başkan  yasak koyacak ve ikisi de toplumları karşısında Temad’a ihanet eden kişiler olmayı kabullenmek durumunda kalacaklardı.

Sosyal medya ve platformların tüm ısrarlarına karşın bu iki yönetici istifa sebeplerini uzunca bir süre açıklamayacaklardı.

Ne var ki,  bu iki istifa genel merkezde suları durultmaya yetmiyordu;  çünkü sorun iki kişi değil genel başkan ve çevresindeki üç kişinin   kurduğu otoriter, kendi bildik, doğru ve bakış  algısından  derneği yönetmek zaafiyeti idi.

Nasıl olsa T.Erdoğan modeli vardı ve iyi çalışıyordu. Genel başkan da bu modeli benimsedi, ne de olsa taban da Ak parti tabanı gibi şükürcü ve sessizdi. Bir iki yırtık ve yalnız kalemin, söylemin kaale alınmayacağını sayın genel başkan iyi biliyordu. Her gittiği yerde “ben sosyal medyayı görmemeye çalışıyorum ve okumuyorum, gayet rahatım“ diyerek kopan taban bağının izahını böyle savunmaya çalışıyordu.

Coşku ve heyecan sönüp köz bitince,  tabandaki hesap tuttu, toplum sustu.

Yeniden beklemeye ve umut tüketmeye başladı, ne var ki genel başkanın yanındaki ekip toplumu susturmaya ve eylemden soğutarak davaya sırt çevirmeye yönelik bu güdülen taktik ve stratejinin farkındaydı.

Yönetim kurulu çoğunluğu, susmak yerine son sözü söylemeyi tercih etti. Genel başkan; ekibinin  büyük kısmının defalarca yaptığı uyarıyı da kaale almayınca ipler yeniden koptu ama bu sefer kökünden.

Önce altı yönetim kurulu üyesi arkasından da dernek avukatı olan hukuk müşaviri üyesi istifa edince Temad yönetimi de düşmüş oldu.

22 Ağustos tarihinde yapılan seçimli olağan üstü genel kurula bulaştırılan entrikalar ile oda ve kulis faaliyetleri, divan heyetinin hataları, genel merkezin seçimi tarafsız bir ciddiyetle savunmayıp; yönetmeye kalkması seçimlere gölge düşürdü ve sonunda derneği belki de bir kayyum atamasına götürecek talihsiz bir sürecin başlamasına sebep oldu.

Üç ayda yıldızı parlayan derneğin çöküş ve yıpranma süreci o kadar hızlı oldu ki; hiç kimse gelinen bu vahametin sorumluluğuna yanaşmaya tenezzül etmedi, sorumlu ve cesur davranmadı.

Kendisine 2011’de 36 ay süre verilen bir genel başkan dava arkadaşlarına ve yeni oluşum birlikteliğine ancak 22 ay dayanabildi.

Bildiğini okudu. Sezar gibi kendisi yönetmeye kalkıştı ve ekibin yarısını yok saydı.

2011’de yapılan seçime genç kuşak emekli assubaylar adına başkan adayı sıfatı ile katılan ve alkış alan sayın Cengiz Erten seçime az bir süre kala kendisi başkan adaylığından vazgeçip Astsubay davasının mücadelesine en hazır olan tek ekibini güven ve strateji amacı ile  yardımcısı Zafer Çimen’e  teslim edince, zayıf ve iradesiz olan Zafer Çimen de bu hazır ekibi başka ittifakların sahte barış eline teslim ediverdi. Güç ve blok çökünce seçim arenası yine  sayın Keser’in avuçlarına teslim edildi.

Sekiz kişilik istifa bayrağını açan ve seçimi ortaya getiren sayın Ayhan Yıldırım ve gurubu genel başkanın onca ağır itham ve suçlamalarına bir tek kelime dahi edemeden salonu terk ettiler, doğru olduğuna inandıkları etik değerleri izah edemediler. Ahmet Keser’in tüm yanlışlıklarını bir kelime olsun seçim salonunda bu topluma açıklayamadılar.

Neticede bu seçimi de Ahmet Keser’e pasta kutusu ile ikram ettiler.

Ne acıdır ki AHMET KESER yönetimi, 4 yıl boyunca hep kendilerine güç veren, destek veren, uyaran, tüm vefalıları bir bir öğütüp başlarını yedi.

Bu davanın en saygılı ve sevgili büyükleri ağır ithamlarla aşağılandı, hedef gösterildi. Sayın ERSEN GÜRPINAR ve sayın ATİLLA ABAYLI ihraç edildi, düşman ve hain ilan edildi. 200 bin kişinin birliğini sağlayan sayın  BÜLENT CİVAN   ilçe başkanı  sayın HAMDİ ÖYKE, yine bir başka ilçe başkanı sayın ŞEREF ALKOÇ,  bu davanın gelmiş geçmiş en büyük mücadele insanlarından olan sayın ADİLHAN ŞANLI, yine bir başka ilçe başkanı olan sayın CANAN BIYIKLI, Balıkesir il başkanı sayın ZAFER ÇİMEN,  assubay meselesini en ciddi anlamda irdeleyip kitapçık haline getiren sayın DEDE ERSEL AKSU, başarılı ve pırıl pırıl bir sima olan İstanbu il başkanı sayın İBRAHİM KOLDAMCA, bilahare  onun yönetim kurulu üyeleri olan sayın ŞENER ÖZMERAL, sayın YAKUP TAŞDEMİR, sayın ERGÜN SEVİMSOY, sayın REYHAN YETİŞ,

Bilahare asker sendikasına dair çalışma yürütmemiz  sebebiyle, şahsım ben ADNAN FUAT ÖZDEMİR ve GENÇ KUŞAK EMEKLİ ASSUBAYLAR HAREKETİ kurucusu ve Temad genel başkan adayı sayın CENGİZ ERTEN,  yine güçlü bir kalem ve dava insanı olan sayın LEVENT ULUCAN  tek tek ihraç edildiler.

TEMAD, tarihinin en büyük üye kıyımı bu başkanla gerçekleşmiş oldu, hem de savunmalar alınmadan, disiplin kurulları çalışmadan, sultan keyfiyeti ile.

Oysa çok değil daha iki yıl önce bir yemin etmişti bu oluşum.

Biz yeni oluşum hareketiyiz, yeni umut ve vizyonuz”   diyerek.

  • Şubelere telekonferans sistemleri getireceklerdi.
  • İl ve ilçe başkanlıklarını yeniden yapılandıracaklardı.
  • Genel merkezde bir üst danışma kurulu kuracaklardı.
  • Yönetim kurulu üyeleri hep birlikte çalışacaklar, dışarıdan kimseyi birbirlerinden üstün olarak yönetimin içine sokmayacaklardı.
  • Yönetim kurulunun 12 adamı evet demeden hiç bir kararı almayacaklardı.
  • Etkin ve katılımcı bir internet sitesi kuracaklar, hâttâ Temad adına tescilli bir radyo istasyonu kiralayıp tüm assubaylarla buluşacaklardı.
  • İç işleyiş ve bürokrasi dahil tüm hizmetler mükemmel paylaşılacak herkesin yetki ve sorumlu olduğu alana saygı duyularak müdahale edilmeyecekti.
  • Tüm öncelik özlük hakları ile emeklinin maaş adaletsizliğine yönelik olacak asla bu öncelikten vazgeçilmeyecekti.

Ama hiç birisi olmadı, olamadı!

  • Ne disiplin yasasına ne de personel yasasına müdahale edilebildi.
  • Oyak konusunda hiç bir çalışma yapılamadı.
  • Özlük hakları ile ilgili kapsamlı bir çalışma dosyası asla hazırlanmadı.
  • Yönetim kurulunun fikir ve düşüncelerine katılımcı anlamda asla başvurulmadı.
  • Tüm faaliyet ve organizasyonlar genel başkan ile aynı iki kişi arasında yürütüldü ve paylaşıldı. hiç bir denetleme kurul raporu yönetim kurulunda hiç görüşülmedi.
  • Bilanço ve harcamalar hiç bir zaman yönetim kuruluna sunulmadı.
  • Gayrimenkullerle ilgili olarak ne şube başkanlıklarına ne de emekli kamuoyuna hiç bilgilendirme yapılmadı, hâttâ bazılarının eşya deposu olarak kullanıldığı dahi gizlendi.
  • Yapılan büyük harcamalara ve alımlara ilişkin olarak ihale usul ve yönetmeliği asla uygulanmadı.
  • 10 bin adet olarak basılan yeni yüzyıl dergisi depolarda bekletildi ve geliri hakkında ne yönetim kuruluna  ne de genel kurula hiç bir açıklama yapılmadı.
  • Yapılan ve satılan ajandaların gelirleri de ne yönetim kuruluna  ne de genel kurula hiç açıklanmadı.
  • Özlük hakları konusundaki çalışmalar, ötekileştirici ve nefreti daha da körükleyici  kıstas ifadelerle yapılarak genelkurmay ile ipler lüzumsuz yere gerildi.
  • Asla hukuki ve sosyal açlık yönünden hukuk ilkelerine değinilerek Hak ve adalet talebinde bulunulmadı, direkt subaya yöneltilen bu nefret söylemleri çalışan muvazzaf kardeşlerimiz üzerinde şiddetli bir baskı kurulmasına yol açtı.
  • Subayın değil subaya sağlanan hukuki ve anayasal argümanlar üzerinden bir hak talebi yapılmadı, yanlış strateji izlendi.
  • Sosyal medyada sınıfsal hak ve taleplerimizi ifade etmede hangi dil ve iletişim metodlarını hangi sosyal etkileşim yolları ile ifade etmeliyiz“  tarzında bir genel kurul karar ve konuşması ile fikir birliği hiç konuşulmadı.

Bunları ben Adnan Fuat Özdemir söylemiyorum. Sayın Ayhan Yıldırım söylüyor, gecikmeli de olsa, çok geç kalınmış da olsa o söylüyor.

Hem de resmi tutanaklardan, belgelerden…

Sekiz arkadaşının imzalarını attığı belgelerden okuyarak gösteriyor.

Keşke zaman varken dinleyebilseydik.

Zaman varken anlayabilseydik.

Keşke hemen anlatabilseydik.

Keşke algılayabilseydik.

Keşke duyabilseydik.

Bilebilseydik.

Çünkü zaman bu toplumun tek silahı, fazla da barutumuz yok.

Bu yaşananlar,  sadece EKİM 2011-AĞUSTOS 2012  arasındaki 10 aylık kısacık bir zamanın eseridir.

Ama;

Binlerce Assubay ailesinin  6 ayda  inanılmazı gerçekleştirip  bir adalet ordusu yarattığı;

Ruhundan, umudundan, feryadından taşırıp, karlı ve terli yollarda Ankara’ya götürdüğü;

Bir çılgın şahlanışın gurur ve onur  hikayesi ile başladığı;

Bir genel başkanın egosunun, bir diktatör ruhlunun, bir sultan azametli tutkunun, haris bir kişilikle ve korku ile bir günde bitirdiği,  kutsal bir davanın geldiği, düştüğü bir hazin sonuçtur aslında…

Hayatın neresinde olursak olalım, hangi deneyim küpüne bulanırsak bulanalım, her zaman bir yerimiz noksan, bir parçamız çıplak, bir yüzümüz utanç içinde olmaya mahkum olacağız. Nihayetinde ademi beşeriz. Bazen  şaşarız, bazen de düşeriz.

Bu gün bu yanlışların üstünde doğruları, tutarlılıkları inşa etmeye çalışıyoruz. Bu toplumun çabasını yere, çamura düşürenlerin de bizlerden, içimizden  birisi olduğunu artık biliyoruz, yeniden düşmemek için de geçmişi asla sil baştan yapmıyoruz. Hep  tekrardan yaşıyor  hep anımsıyoruz.

İşte bu yüzdendir ki, Asker hakları platformu web sayfası (askerhaklari.info) kırılan küstürülen anlayışları tamir etme adına, ASSUBAYI SUBAYA,   SUBAYI ASSUBAYA nefret odaklı kılmamak adına, içtenlikli bir  sevgi adına, kalben adalet adına, bir vizyonu ve bir projeyi yürütüyor.

Tüm eksik taşları da yerine koyarken TSK. ruhu adına, birlik adına koymak üzere bir insanlık algısı yürütüyor.

 Ve bu platform  şunu söylüyor,

Dün  sizler   mutlu olurken bizler  nasıl  mutsuz görünmemeye  çalıştı isek;   bu gün de bizler mutlu olmaya çalışırken sizler mutsuz görünmeye çalışmayın.”  diyerek.

Biliyoruz ki;   aynı eşlere, aynı çocuklara babalık ediyoruz, aynı onurlu yüreklere sahibiz, aynı cesarete, aynı akla, aynı vatan ülküsüne.

Aynı şehadete,  aynı musallaya.

Aynı rızka, aynı lokmaya, aynı havaya.

Saygılarımla.

Adnan Fuat ÖZDEMİR.

Saygıdeğer Meslektaşlarım

Yıllardır bizi manevi olarak onurlandıracak  ASSUBAY GÜNÜ ve ASSUBAY MARŞI’mızın olmasını arzu ederek bu dileğimizi yasal temsilcimiz TEMAD yönetimlerinden ve Genelkurmaydan talep ettik. TEMAD yönetimi tarafından ilk kez 2012 yılında  17 EKİM  tarihinin Assubaylar Günü’nü (üstelik uluslararası bir etkinlik olarak) DÜNYA ASSUBAYLAR GÜNÜ olarak  kutlama kararına ilk desteği bu site ve üyeleri vermiştir.

Bu konuda maddi destek kampanyaları yaptık, üyelerimizin ekonomik ve sağlık sorunlarına rağmen katılımın kararlılığımızın göstergesi olduğunu belirterek katılmalarını teşvik ettik. Hâttâ ikinci yıl kutlamalarından önce TEMAD Gn.Mrk. kontrolunda olan 17 EKİM DÜNYA ASSUBAYLAR GÜNÜ FACEBOOK SAYFASI yönetimi sitemizde yayınlanan bir yazısı ile verdiğimiz desteğe minnettarlık duyduklarını belirterek yeni etkinlikler için desteğimizi talep etmiş ve bu talep zaten TEMAD ve Mücadeleye destek misyonunu üstenmiş olan sitemiz ve üyeleri tarafından olumlu karşılanarak her türlü destek sunulmuştur.

Sadece bizleri onurlandıran bu etkinliklere değil, haklarımızın savunulmasında rol oynayan her türlü çalışmanın destekçisi olduğumuz assubay kamuoyunun malumudur. 

TEMAD yönetiminin üyelerine teşkilatlarına danışmadan aldığı ÖLÜM ORUCU kararında bile; Sosyal ve ekonomik haklar için "Dünya’da ÖLÜM ORUCU kararı alan hiçbir STK yoktur. Bu kararın uygulanması mümkün değildir. Bununla neyi amaçlıyorsunuz?" diyen sorgulamalara  sitede mevcut yazılarımızdan görüleceği gibi  “Her şeye rağmen kararlıyız, TEMAD genel merkez yönetiminin aldığı karara katılacağız, sonuçları ve vebali bu adaletsizlikten öte vicdansızlığı yapanlara ait olacaktır.” Açıklamalarımızın yanısıra sitemiz yöneticisi ve yazarımız Sn. Hüseyin SAVCI basında yer alan haberlerle ilgili olarak  hepimizin düşüncesine tercüman olan yazısında Eylem kararını "üç kuruş için canlarına kıyacaklar" şeklinde algılayan, basit düşünen, algı yoksunu, empati özürlü, sığ düşünceli insanlar "Bu bir para sorunu değildir; Bu bir onur,bu bir haysiyet,bu bir toplumun yıllarca sesini duyuramayışına baş kaldırı sorunudur.” değerlendirmesi ile TEMAD yönetiminin yanında yer aldığımızı belirtmiştir.

Bu yönetim tarihinin en büyük maddi ve manevi desteğini almasına rağmen neyi başarmıştır? Hiçbir şey başaramamıştır...

Sn.Ahmet KESER'in listesini görmeden, bilançoyu incelemeden gözü kapalı oy veren yönetici ve delegelerin varlığını görünce ben neymişim be abi havaları ile "Ben sizden sorun çözmek için yetki almadım" açıklaması ile Tüzük'teki görevlerini seçilmek için verdiği vaatleri unutarak hiçbir başarı elde etmeden saltanatına devam edeceğini belirtmiştir; Bunun Vebali olumsuzlukları, başarısızlıkları, kişisel hesapları sorgulamayan biat eden, riyakarca alkışlayanlara aittir.

Yönetimlerdeki insanlar da hata yapabilir, hatadan dönmek eleştirileri saygı ile karşılamak fazilettir.

Haklı eleştirilere tahammülü olmayan yönetim destekli ahlaksız müfterilerin meslektaşlarına hakaret ve iftiraları yüzünden mücadele umutları erezyona uğratılarak toplum birbirine tahammülsüz hale getirilmiştir. Çevrenize bir bakın, umuttan mücadeleden birbirimize tahammülden eser var mı?..

TEMAD Gn. Başkanı Ahmet KESER havuz medyasının desteği ile çıktığı televizyon programlarında  birilerine mesaj göndermek adınaGenelkurmay'a yaptığı maksadı aşan eleştirilerle Genelkurmayla diyaloğu sonlandırılmış; Ardından tek mahareti başkanın çantacısı ve sırdaşı olduğu için Gn.Bşk. yardımcısı yapılan kişinin "SEFER GÖREV EMİRLERİ'ni kabul etmiyoruz, Genelkurmayın kapısına bırakacağız, YAŞ ÜYELERİNİN MEZARINA TÜKÜRECEĞİZ"; satılmış kalemin OYAK'taki haksızlıkları eleştirmek yerine yöneticilerine "sülükler, paramızla kıç büyütün asalaklar" tarzındaki kendi kişiliklerini ortaya koyan kabul edilemez hakaretleri ile assubay toplumuna büyük bir tepki oluşmasına sebeb olmuşlardır.

Bu tepkilerin sonucu olarak hukuksuz "Disiplin yasası" ile muvazzaf meslekdaşlarımızın  meslek hayatı pamuk ipliğine bağlanmış ,assubayların geçmişte elde ettiği bir çok kazanım kaybedilmeye başlanmış, emeklilere nefes aldıracak personel yasa taslağı askıya alınarak sorunların çözümü rafa kaldırılmıştır... Birçok meslekdaşımız ve aileleri güç koşullarda yaşam savaşı vermektedir.

Şimdi bu şartlarda ayranı yok içmeye tahtıravanla gider mıçmaya dedikleri gibi Dünya'da bizden başka kimsenin kutlamadığı DÜNYA ASSUBAYLAR GÜNÜ'nü sadece Türkiye olarak kendi, kendimize kutluyacağız, öyle mi?

Hiç sanmıyorum, ne kişisel hesaplarla mesaj verilecek bir yer, ne de kutlamaları organize edecek para ve moral  kaldı...

Bunu yönetim de bildiği için sahibinin sesi kalemlere yazdırdıkları ısmarlama yazılarla  ay sonundaki seçimleri bahane ederek  "Bu yıl  Dünya Assubaylar Günü'nü  sade törenlerle masrafını da sponsorların karşılıyacağı  etkinlikler ve şubelerimizin Atatürk anıtlarına  çelenk koyması  ile kutlayalım" demeye başladılar.

SEVSİNLER SİZİN SADELİĞİNİZİ, DENİZ BİTTİ UMUT BİTTİ.

Ankara'ya on binleri getirmeniz mümkün değil, işte bu topluma verdiğiniz tek şey UMUTSUZLUK, oturun bunu kutlayın, hâttâ riyakar takımını alın Ankara DEDEMAN ya da HİLTON'da kutlama adına kendinize ziyafet verin, YAKIŞIR ...

Televizyonlardaki ateşli konuşmalarının ardından insanları umutlandırıp,

On binlerce insanı Ankara'ya mitinge çağırıp, umutlarını bir yalancı bakanın bir mesajıyla bitirip, hiç kimseye hiç bir bilgi vermeden bu camianın mahzun  insanlarını geri gönderdiğinde ilk notunu vermiştik,

Potansiyel olarak en üst noktaya ulaşmışken, haklar konusunda her şeyi göze almışken, yıllarca şehit verdiğimiz terörist gurupla simgeleşmiş eylemlerini yapma kararını aldığında endişelenmiştik,

"Ölüm orucu" diye saçma sapan bir eylemi piknik havasında geçirip, tüm Türkiye'nin gözünün içine bakarak ambulanslarda ölüyor numarası ile kandırmaya çalıştığında üzülmüş, kahrımızdan gülmüştük,

Genkur'un, gerici odakların kumpas saldırılarına hedef olduğunda "Genkur kapatılsın" ve benzeri  açıklamalarınla haklarımız ve onurumuz ile hiç bir ilgisi olmayan kimlere hizmet ettiği, kime ait olduğu belirsiz yıkıcı saçma sapan tespitler yaptığında Temad'ı nasıl bir ateş çemberine attığını anlamıştık,

Tam 13 yıl tek başına iktidarda olup hiç bir zaman assubayları görmeyen, en insancıl isteklere bile gözlerini kapatan AKP iktidarına ve onun mesaj verip yıllarca bizi oyalayan savunma bakanına tek laf edemediğinde, yardımcının da bu partiye vekil adayı olduğunda nasıl planlarının olduğunu az çok kavramıştık,

Temad'ı tam bir tur operatörüne çevirip, genel başkanlığı yeme içme gezme sanıp, ülkenin en sancılı döneminde onlarca meslektaşımızı şehit verirken  en büyük turla gizli saklı bir kaçak gibi Avrupa'ya gittiğinde nasıl bir lider seçtiğimizi göstermiş oldun,

Kendine karşı çıkan herkesi, disiplin kurulu başkanını bile by-pass ederek ihraç edip, bu konuda rekor kıran başkan olarak kara bir  tarihe geçtin, kendine karşı olan şubeyi hukuk tarihinde görülmeyecek kirli entrikalarla delegene dava açtırıp, genel merkezi davalı duruma düşürüp mahkum ettirdin, İstanbul İl Başkanlığı'nın yüzlerce üyesini kapı dışarı ettiğinde "sen yoksan bir kişi eksiğiz" yalanını tam anlamıyla anlamış olduk,

Assubay camiasının en ahlaksız adamlarını sırf sana tetikçilik yapsınlar diye kollayıp, besleyip ödüllendirdin, hakkımızda en iğrenç iftiraları atanlarını,

En küfürbazını kendine yardımcı, onun uzantılarından kendine ısmarlama yazarlar yarattın,

Senin bu 8. sınıf mafya yöntemlerinle bu davaya kafa yoran, emek veren herkesi en son olarak bu camianın en saygın, en büyük, en değerli abimizi çirkin adamlarının kirli iftiralarıyla Temad'dan uzaklaştırdın,

Bir keresinde yüzüne yardımcının yanında adamlığınla ilgili bir şey söylemiştim, bu senin için pek önemli değil biliyorum,

Ama şu bizim için çok önemli,

Assubay hiç değilsin,

TEMAD'a bu kadar açık ve net bir şekilde zarar veren bir adama bu kadar sessiz ve çaresiz kalan şube başkanlarına, üyelerine hiç bir şey söylemiyorum,

Koltuğunuzda oturun, keyfinize bakın,

Vicdanınızı içinize gömün,

Sesinizi çıkarmayın...

HADİ GÖRELİM YÜZÜNÜ, NEDEN SAKLANIYORSUN?

Assubayların estirdiği rüzgarla,

bir zamanlar bülbül gibi idin görsel basında..

Şimdi sus pus oldun, tv'ye çıkmak mahareti sendeyse, konuşsana..

Bütün assubay toplumu maddi manevi desteğindeydi o günler...

Mücadele gönüllüleri arkadaşların bir bir yanından kaçıyor Ahmet Bey!

Mesela;

Zeynel Abidin Kandemir.

O rüzgar kolay yakalanmadı.

Çok emek verildi herkes tarafından. Camia belki tarihinde ilk kez böyle büyük bir kenetlenmeye tanık oldu.

Sonra?

Hüsran...

Sebep?

Saymakla bitmez...

Sonuç?

Küsmüş onlarca meslektaş...

Kim neyi kazandı?

TEMAD ve camia neleri kaybetti?

3 gün önce bir soru sordum diye Sn. Başkaya beni siliyor.

Bundan önce soranları da, il Başkanlığı'ndan atmak, üyelikten çıkarmak, polis zoruyla şube boşaltmak suretiyle ayıkladın. Ne oldu, kazandın mı?

Son istifa neyse de, kolonyalı mendili-peçeteyi kim taşıyacak merak ediyorum!

diye yazmış sayın Kandemir.. 

Bu mücadeleye kendini adamış, size en büyük desteği veren, trilyonluk kampanyayı başlatan Ersen Gürpınar aymazlıklarınızı, kişisel hesaplarınızı görünce uyarılarda bulundu. Baktı ki olmuyor, yönetimden desteğini çekti.

Önerilerinden eleştirilerinden yararlanmak yerine kibirinize yenildiniz, ahlaksız küfürbazlarınız devreye girdi.

Adı mücadele ile anılan birçok başkan ve arkadaşımız kırıldılar umutlarını yitirdiler ve şimdi yoklar.

Bunlar sadece binlerce öfke sesinden birkaçı...

İŞTE BÖYLE!...

Murat Mungan'ın sözü seni anlatıyor sanki!

Kendinden kaçanlara
saklanacak yer kalmaz dünyada
gün gelir kendileriyle tanışırlar
asıl yalnızlık o zaman başlar
hayata geç kalmıştır kendine geç kalan...

ÇIK KONUŞ ANLAT BAKALIM BAŞARILARINI!...

Bunca zamanda hiçbirşey başaramadın; Temad'ımızı bir kiradan, sığıntıdan kurtaysaydın bari..

Ne yaptın onca trilyonluk bağışı gelirini? Yasal zorunluluğu katkı sağlayanlara saygı gereği neden açıklamıyorsun?

Daha doğrusu neden açıklıyamıyorsun?

Harcadın,  bilgilendirme,  iştişare gezilerine maliye bakanın yanında ye, iç, gez sadece anlat.

Kime?  Meslektaşlarına. Kurdunmu istişareni devletle, hele ki  Genelkurmayla?

Bir defasında İzmir'de kalmış ve suit oda tercih etmiştiniz bir gece 615.00 TL. Yakışır başkanıma bunca başarıdan, sınıfımıza katkılarınızdan bir gecelik suit uykusuna. Bu da paramı yani! Güzel uykularına feda olsun emeklilerin alın teri.

ne-bekliyorsun-2Yaşasın Büyük Avrupa Turu!

Ankara'dan bir hafta sonu, ta en batıdaki bir noktada tüm cemaat, şömine önünde ailecek!

Zevk-i sefa çoktan hak edildi, haklısınız!

Fotoğraflar maşallah pek sosyetik!

Bizlerde tabi ki "sen yoksan bir kişi eksiğiz" sloganı ile yardım ederiz sizlere.

DÜN DOST, BUGÜN DÜŞMANSINIZ. İŞTE HAYAT!...

Yaşamda fikir ayılıklarını düşmanlığa döken görüş acıskıyla yol alanlar ile fikir ayrılıklarını belirli zeminlerde olması gereken düzeyde tartışanların farklı dünyaları.

Körü körüne biat ve yanlışı göz göre göre tescillemek.

Genel merkez yönetiminden kimler geldi  kimler geçti, bir bakalım;

  • Ayhan YILDIRIM
  • Mehmet Ali SARIKAYA
  • Naim ERENGÜL
  • Yalçın KAÇAR
  • Fevzi AKSOY

arka arkaya senle olmaz diyerek yanlış rotadan çıktılar.

Sonrası belli, bir bir dökülen yapraklar misali yönetim değişiklikleri...

Hadi gari ver kararını, seninle olmayacak bu iş...

Nefret tohumlarını sökerek, sevgi tohumları ekmek için yola koyulduk. Kin, intikam ve nefret dalgaları içinde hareket eden geminin limana varamayacağını biliyorduk. Bir sevgi, hoşgörü ve dayanışma yaklaşımı ile bir çok kesime Türk Silahlı Kuvvetleri bir bütündür mesajı vererek birlikteliğimizi göstermeliyiz.

Sen orada oldukça olmaz bu iş!

BOŞALT KOLTUĞU, YETER!

Bizler mesleki sorunlarımız yanında ülke sorunlarının da takipçisiyiz. Assubayların ilk andı yemini. Vatan, millet, bayrak aşkını Atatürk ilkeleri ile yoğurarak Cumhuriyetin hizmetine sunmaktır. Rotamız, Atamızın çizmiş olduğu çağdaş ve aydınlık uygarlık yoludur.

İnanıyoruz ki; bu çatlamış, hatta kırılmış birliktelik TSK.’nın düşmanlarının en büyük hayali ve bu alçak hayalin bir paranoyasıdır. Bugüne değin sürdürülegelen, körüklenen düşmanlıkta alçakça bir komplo teorisidir.

Silivri davası ile yıpratılmaya çalışılan TSK maksadı aşan eleştirilerle katkı sağladın.

"Genelkurmay lağv edilsin, gereksizdir" dedin. Sen ne yaptın? Kime hizmet ediyorsun?

Hangi siyasi zihniyete, hangi ordu düşmanı anlayışlara farkındamısın.

Astsubay toplumunun değil, yardımcınla beraber iktidarın payandası oldun.

İktidarın toplantılarında, aday listelerinde koşturup durdun.

Yıllarca emek verildi. Gönderilen 5 teklif sümen altı edildi. Neden tek kelime etmedin?

Tüm insanlar şu günlerde terör belası için sokaklarda. Uyarılar umrunda değil.

Eyy fareli köyün kavalcısı Ahmet efendi.

Eyy TEMAD levhası taşıyan, vatana, şehide, bayrağa sahip çıkamayan ayrık otu misali yöneticileri.

Eyy Ahmet Sultan'ın kapıkulu vezirleri.

Bir kaç kahraman ve yürekli şube hariç kalan vesayet taburu, oturmaya, goy goya devam.

Okey oynamaya devam. Gezilere devam eğlenceye devam.

Başkan yardımcın bile facebookta "Temad yönetimi ne düşünüyor? Yine susacak mı?" diyorsa,

Yazıklar olsun biat eden tüm başkanlara, yazıklar olsun işgal ettiğiniz o makamlara asla yakışmayan sıfatlarınıza...

Ne beklersiniz, neyi hedefler, neyi öngörürsünüz?

Eyvah ki siz ne iş yaparsınız? Ne iş yaparsınız?

Yakaladığınız garibana rozet takıp, selfie mi yaparsınız?

Sivil toplum örgütü assubayın temsilcisi olamadıysanız o zaman o koltuklarda ne ararsınız?

O makamlara yakışmıyorsunuz.

Ülke kan ağlarken, terörün acılarını yaşarken...

  • Bugünlerde tüm vatan topraklarında binler, onbinler teröre lanet etkinliğinde haykırır iken neden diğer STK.lar ile birlikte hareket etmezsiniz?

YAZIKLAR OLSUN BİZE

Memleket vatan evlatlarının kanıyla yoğruluyorken; Sivil toplum örgütlerimiz neredeler?

Rakı kadehi tokuşturup Atatürk'ün gölgesinde popolarını koltuktan kaldırmayan ahkam kesiciler neredeler?

Sadece o bildik, ukala söylemlerimizle fecebok sayfalarında geyik muhabbeti yapıyoruz.

Demokrasi platformları neredeler, tatillerinden dönmediler mi?

Yazıklar olsun bizlere. Ortak hedeflerimiz altında birleşemedik. Yazıklar olsun...

Milletsiz ordu, Ordusuz millet olmaz. TSK'leri bu milletin bağrından çıkmıştır ve gözbebeğidir.

Hangi akıl, hangi duygular ile "sefer görevini yırtıp genelkurmayın suratına atacağız. YAŞ üyelerinin mezarlarına tüküreceğiz" sözlerine sessiz kalırsın?

Sen kimsin Ahmet KESER? Özel bir provakatör olarak mı duruyorsun o koltukta?

Görevini, verdiğin vaatleri unutup "ben sizden sorun çözmek için yetki almadım" diyerek, başarısızlığı itiraf ettin!

Bu sınıfın başına gelmiş en büyük FELAKETSİN Ahmet Keser!

  • TEMADDAN NEMALANAN, HİÇ BİR ÖZELLİĞİ OLMADAN BEŞ YILDIZLI OTELLERDE ZIKIMLANANLAR...
  • TEMAD PARASI İLE GEZİP MÜCADELENİN KAHRAMANI HAVASINDA OLANLAR...
  • MÜCADELEYİ ASSUBAY ADINI TİCARİ VE SİYASİ ÇIKARI İÇİN KULLANANLAR...
  • BU MAZLUM ZÜMRENİN ÇOCUĞUNUN SÜT PARASI, TORUNUN HARÇLIĞINDAN KESTİĞİ PARALARI ÇARCUR EDEREK TEK KAZANIM ELDE ETMEDEN KOLTUĞU İŞGAL EDENLER...
  • FEDAKAR ASSUBAYLAR ORDUEVİNDE YER BULAMAYIP ANKARADA SABAHÇI KAHVESİNDE SABAHLARKEN EŞİ, DOSTU VE ÇOCUKLARINI HİLTONLARDA ASSUBAYIN MÜCADELE PARASI İLE AĞIRLAYANLAR...
  • KAMU YARARINA DERNEK GÖREVİ DİYEREK ANTALYA-ALANYA OTELLERİNDE BİRİLERİNİ MUTLU EDECEĞİNİZE OKUMA GÜÇLÜĞÜ ÇEKEN ASSUBAY YETİMLERİNE GARSONLUK YAPAN ASSUBAYLARA DESTEK OLMAYANLAR...

Bunun vebalini mutlaka ödersiniz

Kendinize  olan güvensizliğimizden bulunduğumuz ortamı, çevremizi sorumlu tutarak kalemşörlerinizi kullanıyorsunuz. Ancak, değişiklik çevrede değil sizin çevreyi nasıl yorumladığınızda, nasıl algıladığınızdadır.

Özetle, kendinize olan güvensizliğinizi, ekibinizin sessizligi ile sürdürmektesiniz.

Genel Merkez yönetim kurulları üslendikleri konular ile ilgili bugüne dek ne yaptılar?

Başkan yardımcılarınız var. Bakıyorlar, ne yapıyorlar?

Örneğin;

Sosyal Projeler Başkan Yardımcısı.

Arge Başkanlığı Yardımcısı.

Eğitim Projeler Başkan Yardımcısı bugüne dek neler yaptılar?

Temad'ı sadece daha çok paraya kavuşturdunuz, bu doğru. Ama o parayı da kendinize, kesenize, zevkinize, beş yıldızlı lüksünüze harcadınız. Var mı beş kuruşluk astsubay posteriniz, broşürünüz, filminiz, bir tek gazete ilanınız?

ne-bekliyorsun-3Yazıklar olsun ey Ahmet KESER gezine, tozuna, lüksüne ve makamına!

Üstündeki dernek kasasından giydiğin Beymen, Kığılı takımlara.

Seçilmenizde katkım olduğu için yüzüm kızarıyor bunu bil.

Ülke yangın yerindeyken Avrupa Turu kesmedi,

EMEKLİ ASKERLER FEDERASYONU'nun yurt dışı gezilerine çantacın kitap satcısı ile katılmışsın.

Her zaman ki gibi bir tek bildiri sunmadan bedava Polonya Turu'da gerçekleşti. Büyük bir eksikliğimizde böylece giderildi!

Meslekdaşlarım bu aymazlıkları lütfen iyi değerlendirsin. Her gün ömürden bir sayfa, hakları görmeden kapanıyor!

Saygı ile...

Atilla ABAYLI

Son Eklenenler

Copyright © 2006 Emekli Assubaylar. Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım İhsan GÜNEŞ