06 Nisan 2014 Pazar günü Halk TV’de Sayın Ruhat MENGİ’nin sunduğu Her Açıdan isimli bir program neşredildi. Canlı olarak yayınlanan söze konu programa iştirâk eden konuşmacılardan birisi de T.B.M.M. Eski Başkanı Sayın Hüsamettin CİNDORUK idi.

Gayet düzeyli devam eden programda çok önemli konular ele alındı ve konuklar kendi fikirlerini serdetdiler.

Yayın devam ederken saat 12:12’de; Sayın CİNDORUK konuşmasının bir yerinde biz astsubaylardan müstehzi bir edayla ve hakâret kasdıyla “Başçavuş” olarak söz etdi.

image003

Programın sunucusu Sayın MENGİ, Suriye’yi Türkiye ile bir savaşa kışkırtmak için Dışişleri Bakanlığında 13 Mart 2014 tarihinde yapılan malûm görüşmenin kamuoyuna sızdırılmasından bahsetdi. Sayın MENGİ’nin sözünü keserek konuşmaya başlayan Sayın CİNDORUK, konuşmasının bir yerinde şöyle bir ifâde kullandı. “Geçin siz o konuşulanları... Başbakan, o sözleri bir Başçavuş söyledi der ve geçer!..” dedi.

Sayın Hüsamettin CİNDORUK, uzun zamanlar milletvekilliği ve bir dönem de T.B.M.M. Başkanlığı yapmış tecrübeli bir siyâsetci ve iyi bir avukatdır. Hem önemli bir siyâsi şahsiyet, hem de bir avukat olarak siyâset tarihimizin son 60 senesinin canlı şahididir. Bu sebepden dolayı biz astsubayların da yakından tanıdığı ve fikirlerine saygı duyduğu bir kişidir.

Ayrıca, muvazzafı ve emeklisiyle yüzbinlerce astsubay ve akrabaları da geçmiş dönemlerde Sayın CİNDORUK’a rey vermiş seçmen vatandaşlardır.

***

Halen Millî İstihbarat Müsteşârı olarak görev icra eden Sayın Hakan FİDAN’ın hem bir askerî hüviyeti hem de siyâsî bir hüviyeti vardır. Siyâsî duruşu ve görüşü Sayın FİDAN’ın kendi tercihidir. Ve biz astsubayları ilgilendirmez. Sayın CİNDORUK’un söze konu ifadelerinde biz astsubayları alâkadâr eden husus şudur ki Sayın FİDAN T.C. Ordusunda 15 sene hizmet etmiş bir meslekdaşımızdır, bir Astsubaydır.

En az bunun kadar açık ve bilinmesi gereken bir husus daha vardır ki Sayın FİDAN, şu an ifâ etdiği Millî İstihbarat Müsteşârlığı görevine kendisi Astsubay olması hasebiyle atanmadı. T.C.Devletini yönetmek hakkını haiz siyâsî irâdenin bir tercihi olarak Sayın Başbakan’ın Müsteşâr unvanıyla bu göreve tayin etdiği bir bürokratdır.

Sayın FİDAN, Sayın CİNRORUK’un ifadesiyle “Başçavuş” olduğu için değil fakat tıpkı Sayın CİNDORUK gibi siyâsi bir şahsiyet ve bürokrat olduğu için ve iktidar partisinin siyâsi tercihiyle MİT Müşteşârlığı görevini icrâ etmektedir. Bu cümleden olmak üzere hiç kuşku yok ki Sayın FİDAN’ın bugünkü unvanı da “Başçavuş” değil  “Müsteşâr”’dır.

Sayın CİNDORUK’un, Başbakan Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’a izâfeten ve MİT Müşteşârı Sayın Hakan FİDAN’ı kasdederek sarfetdiği “Başçavuş” yakışdırması hoş olmamışdır.

Her şeyden önce, T.C. Ordusunda “Başçavuş” şeklinde yazılan, söylenen ya bilinen bir rütbe ismi yokdur. Hiçbir zaman da olmamışdır. Bu rütbe isminin askerî mevzuatdaki hukûkî biçimi “Astsubay Başçavuş”dur. İyi ve tecrübeli bir Avukat olması hasebiyle bu hakikâti Sayın CİNDORUK’un bilmesi gerekir. Ayrıca bildiğini farz ve kabul etmek hakkımız vardır.

Bundan daha vahim ve üzüntü verici olan ise bu ifade ile Sayın CİNDORUK, biz astsubayları alenen ve âşikâre tahkir ve tezyif etmişdir. Hüsamettin Bey, ömrünü vatana hasreden yüzbinlerce astsubayı ve sayıları milyonları bulan akrabalarını, analarını babalarını incitmişdir.

Bu çıplak ve basit hakikâtler ortada dururken Sayın CİNDORUK’un biz astsubaylara “Başçavuş” yakışdırması son derece talihsiz bir ifade, büyük bir gaf olmuşdur. Bugün itibariyle yaklaşık yüzbin muvazzaf ve yüz yirmi bin emekli astsubay bu ülkenin vatandaşıdır. Her ailenin bu memlekete hizmet etmek üzere bir Astsubay verdiği düşünülürse iki yüz yirmi bin aile eder. Yakınları ve akrabalarıyla ise ortalama iki milyon vatandaş Sayın CİNDORUK’un bu talihsiz ifâdesinden haklı olarak alınmışdır.

***

1492 tarihinde keşfetdikleri ve Amerika ismini verdikleri bu devâsa kıtayı sömürmeye başlayan Avrupa’lı devletler buldukları herşeyi kendi memketlerine taşıdı. Hep daha çok isteyen beyaz adam kendi gücünün yetmediği yerde köle kullanmaya başladı.

1500’lerde başlatdıkları köle ticaretini 1776 tarihinde Anayasa’yı değişdirip meşru ve resmî bir ticaret olarak kabul etdiler. Köle ticaret hakkını da sâdece beyaz adama verdiler.

Afrika’nın balta girmemiş ormanlarından cebren kaçırıp koyun gibi alıp satdıkları 50 milyondan fazla zenciyi 300 seneden fazla köle olarak öldüresiye çalışdırdılar.

Bu memleketde köleliği en son yasaklayan eyalet Mississippi’dir. İster inanın, isterseniz de inanmayın. Eyalet Kânun’unun 13’üncü maddesindeki köle ticareti burada daha geçen sene, 7 Şubat 2013 tarihinde yasaklandı.

Köle ticaretini yasak etmelerinin sebebi de zencilerin gül hatırı için değildi. Beyaz adam, öldüresiye çalışdırdığı ve öldüre öldüre bitiremediği zenci kölelerin bir gün bu memlekete efendi olacağını fark etmişdi çünkü.

Farketdiniz mi? Zenci Başkan OBAMA, bu Kanun’u imzalarken dahi Mississippi eyaletindeki zencilerin hepsi köle idi.

*  *  *

Daha şunun şurasında 50 sene evvel beyaz Coni’lerin memleketinde zenci vatandaşlar, köpek ile aynı muameleye tabi tutulurdu.

No-1 No-2 No-3 No-5
No-4

image008

Sonra ezmân tebeddül, ahkâm da tağayyür eyledi. Köpek muamelesi gören o zencilerin ülkesinde; Colin Powell isimli zenci bir asker önce Genelkurmay Başkanı oldu. Sonra da Dışişleri Bakanı oldu. Coni’ler tarihinde bir ilk defa zenci bir Genelkurmay Başkanı ve Dışişleri Bakanı gördü…

image009Şimdi de Barack Hussein OBAMA isimli zenci bir Avukat Coni’lerin en yüksek devlet makâmı olan Başkanlık koltuğunda oturuyor. Üstelik beyaz Coni’ler bu zenci Avukatı çok sevmiş olmalılar ki ikinci defa Başkan seçdiler.

Gene Coni’lerin ordusuna er olarak giren üç asker; önce astsubaylığa, sonra da subaylığa terfi etdi.image014 Ve harp okulu mezunu binlerce subayın içinden sıyrılan bu askerler en sonunda Coni’nin ordusuna Genelkurmay Başkanları oldular. (bknz.)

Bütün bu olan bitenlere Coni’nin memleketinde hiçbir siyâsetci hazımsızlık göstermedi.

Hiçbir siyâsetci bu Başkanı “Zenci bir Başkan ...” deyip hakir görmedi.

Hiçbir siyâsetci bu Dışişleri Bakanını “Zenci bir Dışişleri Başkanı ...” deyip aşağılamadı.

Hiçbir siyâsetci er rütbesinden Genelkurmay Başkanı olan bu askerlere “Er’den Genelkurmay Başkanı olmaz!” deyip hakir görmedi.

Hiçbir siyâsetci Genelkurmay Başkanı olan bu Astsubaylara “Astsubay’dan Genelkurmay Başkanı olmaz!” deyip hakir görmedi.

Galibiyetleri, mağlubiyetleri, günahları ve sevaplarıyla sevip sahiplendi bu zenci vatandaşlarını ve askerlerini.

*  *  *

Son Alman imparatoru Almanya’yı birinci dünya savaşına sokdu ve kaybetdi. İngilteresi, Fransası Rusyası... Almanya’nın bütün limanlarına girdi. Bütün kalalerini teslim aldı. Alman hazinesindeki son fenik parayı da savaş tazminatı olarak alıp Alman millleti korkunç bir açlık ve safelete sürüklendi.

image017Bu korkunç mağlubiyetin üzerinden henüz daha yirmi sene bile geçmemişdi. Adolf isimli bir Alman vatandaşı çıkdı siyâset sahnesine. Hans’ın ordusuna Onbaşı rütbesiyle giren Adolf, kısa zamanda ülkeye önce Başbakan oldu. Sonra da Führer...

Adolf, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir kalkınma, silahlanma ve büyüme hamlesi başladı. Eşi benzeri görülmemiş silahlar üretdi. O zamana kadar kimsenin hayal bile edemeyeceği silahları, uçakları, denizaltıları, tankları, topları, tüfekleri bombaları, gemileri, füzeler ve uzaya kadar gidebilecek roketler yapdırdı.

Coni’lerin, Yoldaş’ların, Frenk’lerin ve Tomi’lerin bugün dahi sahiplendiği silah teknolojisinin hepsini Adolf HİTLER icât etdirdi.

Führer unvanıyla kendi memleketi Almanya’yı bütün zamanların gelmiş geçmiş en büyük İkinci savaşına sokdu. Üç, dört, beş... Belki de on beş cephede aynı anda harp etdi. Bütün dünyaya meydan okudu. Bütün dünya milletlerini korkudan titretdi. İki ay daha dayanabilseydi atom bombasını ilk patlatan devlet Almanya olacakdı. Üstelik Coni’lerin New York şehrinin üzerine atacakdı. İkinci Dünya savaşını kıl payı kaybetdi.

Harpde galip gelen kahraman olur.

Mağlup edilene ise ne dersen de!..

Kötü mânâda her türlü yakışdırmayı yapmak mübah oluyor.

Hans’ın memleketinde Adolf’un bu yapdıklarına hiçbir Alman siyâsetci hazımsızlık göstermedi.

Onbaşı’dan Başbakan mı olur, demedi.

Onbaşı’dan Führer mi olur, demedi.

Onbaşı Almanya’yı mahvetdi demedi...

Hiçbir siyâsetci bu Başkanı “Bir Başbakan ...” deyip hakir görmedi.

Hiçbir siyâsetci Adolf’a “Bir Führer ...” deyip hakir görmedi.

Galibiyetleri, mağlubiyetleri, günahları ve sevaplarıyla; Eva BROWN ile yaşadığı aşkı ile sevip sahiplendi Adolf’u Almanlar.

*  *  *

Sayın Hüsamettin CİNDORUK ve Sayın CİNDORUK gibi düşünen muhterem vatandaşlarımıza sesleniyorum;

İleri demokrasi deyip idare şekline öykündüğünüz ülkelerin Astsubayları;

  • Genelkurmay Başkanı, Başbakan oluyorsa
  • Zenci vatandaşları Genelkurmay Başkanı ya da Başkan oluyorsa

Sizin namusunuzu korumak için ölmeye yemin etmiş bu ülkenin Astsubayları niçin;

  • Müsteşar,
  • Genelkurmay Başkanı,
  • Başbakan,
  • Cumhurbaşkanı olmasın?

Demokrasi putperestliği yapıp o ülkelere taparken aynı ülkelerde Astsubayların neleri başardıklarına, ne durumda olduklarına, kimleri yönetdiklerine, nasıl itibar gördüklerine niye kör bakarsınız?

Bugün T.C. Ordusunda vatan görevi icrâ eden biz Astsubaylar gâvur değiliz. Üstelik derimizin rengi de siyah değil. Sayın CİNDORUK’un derisi gibi biz astsubayların da derisi beyaz.

Devletin hiçbir makâmı, hiçbir memuriyeti hiçbir rütbesi kimsenin uhdesinde ve şahsında mündemiç değildir.

Hırsızlık ve yolsuzluk!!!

Afedersiniz....

Saltanat, rütbe ve makâm ancak hânedanlıklarda babadan oğula intikâl eder. Dilinize pelesenk etdiğiniz ve aslında cumhuriyet kavramının Yonanca’sı olan demokrasi hakkında söylediklerinizde samimi iseniz bu hakikatlere kör bakamazsınız.image018

Abi dediğiniz koyun çobanı bir vatandaşımız bu memleketde altı kere Başbakan sonra da Cumhurbaşkanı oluyorsa,

İmamlık yapmış vatandaşlarımız milletvekili, Bakan, Başbakan Yardımcısı ve Meclis Başkanı ve hattâ Başbakan oluyorsa

Bırakınız Astsubaylar da Müsteşar olsunlar!..

Astsubaylar, bugün o makâmlara getirilen ya da seçilen asker ve siyâsetçiler kadar bilgi birikimi, eğitim, tecrübe ve sair niteliklere sahip asker kişilerdir.

Sayın CİNDORUK,

Sizin milletvekili olarak Meclis’de mesai yapdığınız senelerde

Askerî vesâyetin

Biz Astsubaylara yüksek tahsili tam 50 sene yasak etdiğini biliyor musunuz?

Oturduğunuz yerden elinizi kaldırıp da bu konuda bir tek soru sordunuz mu?

Allah uzun ve sıhhatli ömür versin,sener-battal

Sayın Şener BATTAL bunu yapdı, biliyor musunuz?

Bütün bu yasaklara rağmen

Bugün

Milletvekili olan astsubaylar var, Profesör olan astsubaylar var...

Başçavuş dediğiniz o Astsubayların sizinle aynı üniversiteden mezun olup aynı diplomayı aldığını biliyor musunuz?

Gereken vasıfları haiz her T.C. vatandaşının devletin her kademesinde görev yapma hakkı vardır.

Anayasa’nın her Türk vatandaşına verdiği hakları biz Astsubaylar da kullanarak sizler gibi Genelkurmay Başkanı, Başbakan ya da Cumhurbaşkanı da olmak istiyoruz.

Birgün gelecek bu makâmlara, bu rütbelere yükselmiş astsubayları mutlaka göreceğiz.

Bu hedeflerine ulaşmak için Astsubayların sizden bir istekleri vardır; eşit fırsat ve âdil ve şeffaf rekâbet!..

Hepsi bu kadar...

Biz Astsubaylar, mesleğimizle, rütbemizle, unvanımızla gurur duyuyoruz.

Anayasa’dan gelen hakkını kullanarak Müsteşar makamına kadar yükselen Sayın Hakan FİDAN’a hakârethamiz bir üslupla ve aşağılamak kasıdıyla “Bir Başçavuş’dur, boş ver!” deme hakkınız yokdur.

Hâl böyleyken gâvurun gâvura yapmadığını Türk’ün Türk’e yapması da ne oluyor?

Kendisi adına talihsizliğine bakınız ki ömrünün son deminde yapdığı bu gafıyla Sayın CİNDORUK kendisini iki yüz yirmi bin Astsubayın karşısında buluverdi.

*  *  *

Sayın Hüsamettin CİNDORUK,

Biz Astsubayları

Sivil vesâyet ile askerî vesâyet arasına hapsetmek kimsenin haddine değildir.

Her ikisini de

Şiddetle ve kökden reddediyoruz!..

Asker vesâyetinden şikâyet edenler sivil vesâyeti himâye edemezler!

Askerin siyâsete müdahale etmesini istemeyen siyâsetciler, askeri siyâsete konu etmemelidir.image020

Siyâsi eşhas astsubayları lafzen de olsa konuşmasına konu etmemeli, ucuz kahramanılık uğruna astsubayları dolgu malzemesi yapmamalıdır.

Belki farkında değilsiniz. Siz şu anda evinizde rahat koltuğunuzda otururken bir Astsubay meslekdaşımız sizin namusunuzu korumak ve huzurunuzu temin etmek için belki bugün şahadet şerbetini içecek...

Astsubayları kasdederek canlı televizyon yayınında sarfetdiğiniz “Başçavuş” yakışdırması sebebiyle biz astsubaylara özür borcunuz var!..

Biz Astsubaylar bu gafınıza hüsnüzan ile yaklaşıyor ve bir sürç-ü lisân etdiğinizi düşünüyoruz.

Tavrınız ve kararınız bu gafınız konusundaki gerçek niyetinizi ortaya koyacakdır.

 brove

 

 

 

 

Şükrü IRBIK
(E) SG Tls.Astsb. III Kad.Kd.Bçvş.

Son Eklenenler

Copyright © 2006 Emekli Assubaylar. Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım İhsan GÜNEŞ