×

Uyarı

JUser: :_load: 932 kimlikli kullanıcı yüklenemiyor.

MİLLİ Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Türkiye Muharip Gaziler Derneği Antalya Şubesi’ni ziyaretinde, Ahmet Öztaş adlı emekli astsubay tarafından protesto edildi. Bakan Gönül’e emekli astsubayların sorunlarını iki yıldır çözmediğini belirten Öztaş, "Yazıklar olsun" dedi.

ahmet-oztas-protesto

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, bu sabah Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (ANSİAD) kahvaltısı ile başlattığı seçim çalışmaları kapsamında Antalya Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mevlüt Yeni tarafından Atatürk portreli plaketin armağan edildiği Bakan Gönül, basının Türkiye’nin gelişmesinde fevkalade rol oynayan bir sektör olduğunu belirterek, yasamanın denetleme vazifesinin çoğu kere basın yardımıyla yapıldığına işaret etti.

Bugün denetim deyince basın olmadan birşey yapmanın mümkün olmadığını dile getiren Bakan Gönül, "Basın olmadan dünyada ne olup bittiğini öğrenmek mümkün değil. Hatta o kadar ki medya kritik konularda resmi kanalların bile önüne geçiyor. En son tüm dünyada yankı yapan olayı bana resmen bildirilmeden evvel televizyondan öğrendim. Bana resmi bilgi sabah geldi. Neyi kastettiğimi biliyorsunuz" diye konuştu.

Arap ülkelerinde yaşanan iç savaşların Türkiye’nin savunma politikasına etkisinin sorulduğu Bakan Gönül, bu çatışma bölgelerinin ister istemez Türkiye’nin dış politikalarına etki ettiğini söyledi. Bakan Gönül, "Azerbaycan topraklarının yüzde 20’si Ermenistan tarafından işgal edilirse, Gürcistan Rusya ile çatışmaya girerse, Bosna Hersek’teki katliam, Makedonya’daki çatışmalar, Kosova’nın bağımsızlık mücadelesine kayıtsız kalamayız. Bu bakımdan ecdadımızın söylediği, ‘isterisen sulhi salah hazır ol harbe, hazır ol cenge, isterisen sulhe.’ Biz de hep sulh istediğimiz için, barış ve sükunet istediğimiz için hem savunmamız, hem de dış ilişkilerimiz bakımından fevkalade dikkatli ve hazırlıklıyız" dedi.

Bölgede mümkün mertebe çatışma istemediklerini belirten Bakan Gönül, İran ve diğer çatışma alanları için karşılıklı diplomasiden yana olduklarını dile getirdi. Bu bölgelerde halkın taleplerinin yerine getirilmesi ve huzurun bozulmamasını istediklerini belirten Gönül, Libya için "Hala orada 4 gemi, 1 denizaltımız, 6 tane F 16, 1 tanker uçağı, İtalya’da mevzilenmiş vaziyette. Ne için. İnsani yardım ve ambargo uygulaması için" diye konuştu.

SÖZLEŞMELİ ERDEN SONRA BEDELLİ

Bedelli askerlikle ilgili soruları yanıtlayan Bakan Gönül, şöyle dedi:

"1111 sayılı kanun, askerlik çağına gelmiş yeterli kişi askere müracaat ederse bedelli devreye girer diyor. Ancak 2003 yılında askerlik süresini üç ay kısalttık ve asker mevcudu yüzde 17 azaldı. Müracaatlar da yeterli olmadı. Yeterli olup olmadığına da zaten bakanlık olarak biz karar vermiyoruz. Genelkurmay’dır operasyonlardan sorumlu olan. Bugüne kadar ’yeterlidir’ demediği için müracaatlarla ilgili bedelliyi yürürlüğe koyamadık. Mevcut kanunu yürürlüğe koyamadık. Yeni bir kanun çıkarılabilir mi, olabilir. Çünkü TBMM, Hükümetin tasarrufu ile olabilir. Bunda da yeni bir kanun çıkarttık. Sözleşmeli er diye. Kanunun yönetmeliğini hazırladık, bakanlıkların görüşüne sunduk. En kısa zamanda yönetmeliği yürürlüğe koyup, sözleşmeli erleri almaya başlayacağız. Ondan sonra bedelliyi düşünmek daha kolay olacak."

KANAL İSTANBUL’DA MONTRÖ TANINMAYACAK

’Çılgın proje’ olarak adlandırılan Kanal İstanbul projesinin, boğazların kullanımına ilişkin Montrö Antlaşması’nı etkileyip etkilemediği yönündeki soruya ise Bakan Gönül, boğazların statüsünün önce Mudanya Mütarekesi ile bağlandığını belirterek,

"Boğazların idaresi Türkiye hakimiyetine veriliyor, ama Karadeniz’e kıyıdaş olan ülkelerin de Türkiye’nin keyfine bırakılmaması diye düzene bağlanıyor. Yeni açılacak kanalla tamamen düzenleme ülkemizin getireceği kurallara bağlı olacak. Çünkü tamamen milli bir proje. Tamamen bağımsız olacak, biz öyle düşünüyoruz, başka şeyler düşünenler varsa onlarla da cebelleşiriz" dedi.

BAKANA PROTESTO

Milli Savunma Bakanı Gönül, Türkiye Harp Malulü, Gaziler Derneği Antalya Şubesi’ni ziyareti sırasında, emekli astsubay Ahmet Öztaş tarafından protesto edildi. Öztaş, "İki senedir bakansınız. Yazıklar olsun. Bize yaptığınız hizmetlere iyi bakın. Buyurun okusun sayın bakanım okusun. 1’in 4’üne yükselemeyen tek astsubaylar. 15 yıl mecburİ hizmete tutulan tek astsubaylar" diye tepki gösterdi. Korumaların ve bazı polislerin sakinleştirmeye çalıştığı protestocu, astsubaylara ilişkin şikayetlerinin yer aldığı bildiriyi gazetecilere ve vatandaşlara dağıtarak uzaklaştı.

Bakan Gönül, dernek binasında gazilerle bir araya geldi. Burada Gönül’e kalpak hediye edildi.

5 LİRAYA 4 ÇEŞİT YEMEK YEDİ

Milli Savunma Bakanı Gönül, ardından Antalya Valiliği karşısında bulunan ve 4 çeşit yemek 5 TL olan halk lokantasına girdi. Bakan Gönül, partililerle birlikte lokantada öğle yemeğini yedikten sonra öğle namazı için camiye gitti.

MAIL KAMPANYASI

Mart 14, 2011

Değerli Meslektaşlarımız,

mail-kampanyasi

Genelkurmay Başkanlığı'nda özlük haklarımız ile ilgili çalışmaların yapıldığı bilgisine ulaştık. Ekonomik haksızlıklarımız konusundaki  aşağıdaki mail kampanyasını daha önce de uygulamıştık. Temel haksızlıklarımızı, mail kampanyası ile bir kez daha duyurmamızın büyük önemi vardır!

Bizler, assubaylar olarak; yasalara, hiyerarşiye ve komutanlarımıza saygımızı hiç bir zaman kaybetmedik. Atatürk ilke ve inkilaplarına daima bağlı kaldık. Ülkemize bağlılığımızı ve TSK.'ne sadakatimizi, canımız, kanımız ve terimizle kanıtladık. Her kurum kendi personelinin haklarını iyileştirilmek için gayret gösterip, personelini bir aile olarak görürken, ne yazık ki bizler ön yargılarla tahakküme varan haksızlıklara uğratıldık!

Bizler hiç bir zaman ayrıcalık ve imtiyaz talep etmedik. Talebimiz; adalet, eşitlik ve insan onuruna saygıdır. Yıllarca haksızlıklarımızın giderilmesi için "kol kırılır yen içinde kalır" diye beklerken, kanadımız kırıldı. Bu haksızlıklar, orduda sevgisizlik sarmaşığını büyütüp, ulu çınar ordumuzun içten içe çürümesine neden olmaktadır. TSK.'ni yıpratmayı amaç edinen çevrelerin bizim sorunlarımızı istismar etmelerine izin vermedik, vermeyeceğiz! Ancak, bu haksızlıklar muvazzaf personelin moral ve hizmet verimliliğini düşürürken, biz emeklilerin de kurumumuza olan bağlılık ve saygımızı zedelediği gerçeğinin görülmesini istiyoruz!

Site Yönetimi olarak hazırladığımız aşağıdaki metni; Genelkurmay, MSB ve Kuvvet Komutanlıkları'na, 'bilgi için de' Başbakanlık'a gönderilecektir. Bu metni göndermeniz sadece birkaç dakikanızı alacaktır. Lütfen gerekli ilgiyi gösterip, internet imkanı olmayan arkadaşlarımızın 'onaylarını alarak', Onlar adına da gönderilmesini sağlayınız. Gönderilecek mail sayısı bizim gücümüzün ve kararlılığımızın göstergesi olacaktır.

İlginize teşekkür ederiz.

Not:
  • Maili gönderebilmek için lütfen tüm alanları eksiksiz doldurunuz. Dileyen arkadaşlarımızın isimlerinin yanına vatandaşlık numaralarını da eklemelerinde yarar görülmektedir.
  • K.K.K.lığının ulaşabileceğimiz mail adresi olmadığından sitesindeki bilgi edindirme formuna aşağıdaki metni kopyalayıp yapıştırabilirsiniz.
  • Dileyen arkadaşlarımız faks numaralarına metnin çıktısını alıp fakslayabilir.

FAKS NO MAİL ADRESİ
Başbakanlık
0312.4251375          
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
Genelkurmay
0312.4281679 Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
MSB.

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
K. K. K
0312.4116861 
Sitesindeki  bilgi edinme formu
Dz.K.K.
0312.4173065 
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.dzkk@tsk.mil.tr
Hv.K.K.
0312.4192208 
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.beb@hvkk.tsk.tr
J.Gn.K 0312.4189208 
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

İLGİLİ MAKAMLARA GÖNDERİLECEK DİLEKÇEMİZ

Ülkesine ve ordusuna sadakatini ağır görev koşullarında canı, kanı ve teri ile kanıtlamış, ordunun temel direklerinden biri olan astsubaylar, yıllardır önyargılar sonucu bir çok sosyal ve ekonomik haksızlıklara uğratılmışlardır. Bizlerin talebi; imtiyaz veya daha fazlası değil adalet, eşitlik ve insan onuruna saygıdır.

Ekonomik konularda yaşamımızı zorlaştıran mağduriyetler yaşıyoruz. Ekonomik haklarımızla ilgili bugüne kadar yapılan müracaatlarımıza, bu konuda iyileştirmelerin yapılacağı Genelkurmay basın bildirisinde ve Sn.Genelkurmay Başkanı'mızın açıklamalarında belirtilmiştir. Ekonomik sorunlarımızın çözümü için gerekli adımın atıldığı, MSB.lığı tarafından gerekli çalışmaların Başbakanlığa gönderildiği bildirilmiş, ancak, bu konularda hiçbir ilerleme kaydedilmemiştir!

Bugün görev koşulları ve sorumlulukları astsubaylarla kıyaslanamayacak olan kamu görevlileri; MYO mezunu ise 9/2, lisans mezunu ise 8'nci dereceden göreve başlatılırken, astsubaylar daha alt kademeden göreve başlatılmaktadır. Bir çok KİT işçi emeklisinin aldığı maaş, astsubay emeklilerinden fazladır. Özellikle, büyük çoğunluğu 3. ve 2. dereceden emekli olanlar açlık sınırında maaş almakta, adeta yaşam savaşı vererek zor koşullarda sosyal durumlarına uygun olmayan işlerde çalışma mecburiyetinde kalmaktadırlar!

Adalet ve eşitliğin sağlanması için, ekonomik haksızlıklarımızla ilgili aşağıda arzettiğim hususların sağlanmasını  ve  komutanlıkça yapılacak "yasal düzenleme gerektirmeyen" çalışmalarla, personelin sosyal haklardan hakça yararlandırılmasının temini; saygılarımla arz ederim.


1) 657 Sayılı Devlet Memurları Yasası'nda belirtildiği gibi; görevin özellikleri dikkate alınarak, bazı sınıflara mensup memurlar, ortak hükümlerdeki başlangıç derecelerinden daha üst derece ve kademeden göreve başlatılmaktadırlar. Buna paralel olarak da Türk Silahlı Kuvvetleri'nin özlük haklarını düzenleyen 926 sayılı Askeri Personel Kanunu ile Harp Okulu veya Fakülte Yüksek Okul mezunu subayların göreve başlangıç derecesi 8/1'den, lise üstü 1 yıl tahsil yapan astsubaylar da 10/1'den göreve başlatılmaktadır.

Ancak, bu adil uygulama ortada dururken, kendi nam ve hesaplarına yüksek okul bitirenler ile Asb.MYO mezunları için gözardı edilerek adalet ve eşitlik ilkesine aykırı uygulama yoluna gidilmiştir. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda birçok devlet memuru; MYO mezunu ise 9/2, lisans mezunu ise 8'nci dereceden göreve başlatılmasına rağmen, daha ağır hizmet koşulları ve sorumlulukları olan ve aynı süreli öğrenim gören astsubaylar 'adalet ve eşitlik ilkesine aykırı olarak' daha alt kademeden göreve başlatılmaktadır.

MYO mezunu astsubayların 9/2, lisans mezunlarının ise 8'nci dereceden göreve başlatılmasını;

Subaylık kaynağı lise veya 2-3 yıllık harp okulu mezun olanların, 4 yıllık fakülte ve harp okulu mezunu olarak intibaklarının yapıldığı ve ¼ karşılığı 1500 ek gösterge rakamına yükseltildikleri gibi, astsubayların da kaynağı olan Asb. MYO. öncesi mezun olanların intibaklarının Asb.MYO mezunlarının başlangıç derecesinden yapılması ve yüksek okul mezunu olduğu halde ¼ kademeye yükseltilmeyen tek kamu görevlisi olan astsubayların da bu haktan yararlandırılmalarının teminini;

2) Birinci dereceden emekli olanlar ile 2 ve 3. dereceden emekli olanların arasındaki fark en çok 3 yıllıktır. Hatta bir ay gibi kısa hizmet süresi olmasına rağmen, Emekli Sandığı Yasası, Madde Ek-70, 1'nci Fıkra (b) bendinde yer alan grupların oranlarındaki dengesizlikler nedeniyle, %30 ile %40 arasında maaş farkı doğmasına neden olmaktadır.

Bu adaletsiz uygulamanın düzeltilmesi için Genel Kurmay Başkanlığı ve M.S.B. tarafından hükümete teklif edilen, aşağıdaki değişikliğin yapılarak adalet ve eşitliğin sağlanmasının teminini; 

Md.1 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun EK-70 Md.1nci fıkrasının (b) bendinde yer alan gruplar ve oranları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir

Ek göstergesi  8400 ve daha yüksek olanlarda       % 240’ına
Ek göstergesi 7600(dahil)-8400(hariç) olanlarda     %200’üne
Ek göstergesi 6400(dahil)-7600(hariç) olanlarda     %180’ine
Ek göstergesi 4800   “     -6400(hariç) olanlarda     %150’sine
Ek göstergesi3600(dahil)-4800(hariç)olanlarda       %130’una
Ek göstergesi2200(dahil)-3600(hariç) olanlarda      %110’una
Diğerlerinde                   % 80’ine

Tekabül eden miktarı emekli keseneğine ve kurum karşılıklarına tabi tutulur.

Md.2 Bu karar yayım tarihinde yürürlüğe girer. Geçmişe ait maaş farkları ödenmez.

Md.3 Bu kararı Bakanlar Kurulu yürütür.

3) TEMSİL TAZMİNATI

2000 yılında sadece general ve amirallere ödenen, 2002 yılında ise yarbay ve albaylara ve bazı kamu görevlilerine ödenmeye başlanan temsil tazminatı, yasanın özüne aykırı olarak diğer askeri personele ödenmemiştir. Bu durum maaş dengelerini bozduğu gibi, küçük rütbeli personelin açlık sınırına yakın maaş alarak hayat idamelerini güçleştirmiştir. 631 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnameye istinaden çıkarılan 2002/3546 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 1'nci maddesinin iptali için açılan dava sonucunda, DANIŞTAY İdari Dava Daireleri Kurulu kararın yasaya aykırı olduğuna karar vermiştir.

KARAR GEREKÇESİ: 631 sayılı KHK 11'nci maddesi, sadece makam tazminatı alanlara değil en az 5 hizmet yılını dolduranlara da görev tazminatı ödenmesini hükme bağlamış olmasına rağmen, çıkarılan Bakanlar Kurulu Kararında “en az 5 hizmet yılını dolduran memurların yer almadığı” belirtilmiştir. Kararda ayrıca bütçe olanaklarının kısıtlı olmasının, tazminat ödenmesi öngörülen personel arasında bir ayrıma gidilmesinin gerekmediği vurgulanmıştır.

TSK personeli arasında maaş hiyerarşisinin yeniden kurulması amacıyla, Kd.Binbaşı - Binbaşı, Asb.lıktan subay olan Kd.Yzb. ve Yüzbaşı, 2 Kad.Kd.Başçavuş ve Kd.Başçavuş rütbeleri, 926 sayılı Askeri personel kanununun (V) sayılı makam tazminatı cetvelinde yer almaları ve 4505 sayılı Sosyal Güvenlikle ilgili bazı kanunlarda değişiklik yapılması ve Temsil Tazminatı ödenmesi hakkındaki kanunun 5'nci Madde (a) fıkrasında yer alan “Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenecek olanlara” ibaresinin çıkarılarak tamamına verilmesi bir zorunluluktur. Bu, hiyerarşik dengeyi koruyacak, karşılıklı güven ve saygı duygularını güçlendirerek adaletin gerçekleşmesini sağlayacaktır.

2002/3546 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 1'nci maddesinin iptali ile ortaya çıkan hukuki boşluğun doldurulması için, çıkarılacak yeni kararnamede bu hususların dikkate alınarak, hukuksuzluğun önlenmesi ve mağduriyetin giderilmesinin teminini;

4) Ordu Yardımlaşma Kurumu'nun varlığını bugüne getiren üyelerin büyük bölümü zorunlu sebeblerle sistem dışında kalmıştır. Kuruma yeniden üye olma şanslarını muhtelif nedenlerle kullanamayanlara kolaylıklar sağlanmalı ve kurum iştiraklerinde tüm üyelerin hakları olduğu gerçeği doğrultusunda her üyeye katılımları nispetinde hisse senedi verilerek adalet gerçekleştirilmeli; Dileyen üyelerin birikimlerinin kurumda değerlendirilmesi sağlanmalıdır.

5) Tam teşekküllü hastahaneden sağlam raporu alarak orduya giren personelden, görev koşulları ve çeşitli nedenlerle sağlıklarını kaybedenler "TSK.'nde görev yapamaz" raporu verilerek, istekleri dışında resen emekli edilmektedirler. TSK dışında sağlık nedeniyle resen emekli edilen kamu görevlisi yoktur ve mağdurdurlar. Bu personele emsallerinin derece ve kademesini geçmemek kaydı ile derece ve kademe ilerlemesi yapmalarının veya bir derece verilerek emekli edilmelerinin sağlanmasını;

6) FİİLİ HİZMET ZAMMININ DERECELERE YANSITILMASI

Gerek 5434 sayılı kanun, gerek 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı kanunun 40 ncı maddesi ile, astsubaylara her 360 günlük fiili hizmetlerine karşılık ayrıca 90 gün de fiili hizmet zammı hakkı verilmekte ve bunun pirim karşılıkları yıllık olarak görev yapılan kurumlarca Sosyal Güvenlik Kurumu'na ödenmektedir.

Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından fiili hizmet zam hakkım, maaş bağlanma oranı ve emeklilik ikramiyesine yansıtıldığı halde aylık derecemde dikkate alınmamıştır. Fiili hizmet zammı süremin, aylık derece ve kadememin tespitinde dikkate alınarak  intibakımın tespit edilen derece ve kademeden yapılmasını ve  emekli maaşımın buna göre tahakkuk ettirilmesinin teminini;

Saygılarımla arz ederim....

Adı ve Soyadı :
Sınıf ve Rütbe :
Mail adresi      :

yuzsuz-adam

Bugüne kadar ASSUBAY camiasına yapılan HAKSIZLIK ve HUKUKSUZLUKLAR topyekün olarak SUSUYORSAK kimse zannetmesin ki bu yapılanları BİLMEMEK, GÖRMEMEKTİR. Her şeyi çok iyi görüyor ve biliyoruz Ama "ÜLKEMİZDİR" deyip, Mevlana'nın dediği gibi "EĞER SUSUYORSAM, ASALETİMDENDİR. Yoksa her LAFA SÖYLEYECEK BİR SÖZÜM VAR ama BİR LAFA BAKARIM LAF MI DİYE, BİR DE SÖYLEYENE BAKARIM ADAM MI" DİYE... Yıllardır binbir entrikayla T.C. Devleti'nin en üst kademelerinde bulunan YETKİLİLERCE OYALANMAYA, KANDIRILMAYA, ALDATILMAYA çalışılan toplumun bir ferdi olarak, ASSUBAYLARA SÖZ veren DEVLET YETKİLİLERİNE Mevlana'nın deyişiyle bir çift söz söylemeyi kendimize borç bildik.

DÜN, DÜNDE KALDI CANCAĞIZIM, ŞİMDİ YENİ ŞEYLER SÖYLEMEK LAZIM....

  • Anlayabilirler mi bilemiyorum ama yine de, öncelikle Sayın Başbakan'a...
  • Sonra YILLARDIR sorunlarımızı BİLDİĞİNİ ve ÇÖZECEĞİNE dair SAYISIZ SÖZLER veren MSB'na....
  • Daha sonra da ASSUBAY DEVRİMLERİNİN MUCİDİ eski GENKUR Bşk'ı İlker BAŞBUĞ'a...

ASSUBAY CAMİASI OLARAK YILLARDIR; aynı SÖZLERİ SÖYLEMENİZDEN, YAPMAYACAĞINIZI BİLEREK VERDİĞİNİZ SÖZLERİ DİNLEMEKTEN BIKTIK, USANDIK.

SİZLER HÂLÂ AYNI YERDE, AYNI NAKARATLARI SÖYLEMEKTEN USANMADINIZ, BIKMADINIZ!

SİZLERİ GÖRDÜK,TANIDIK. SAYENİZDE "SÖZÜN VE ADAM GİBİ ADAM OLMANIN" NE DEMEK OLDUĞUNU ÇOK İYİ ANLADIK, GÖRDÜK.

LÜÜTTFFFEEEEN!.. ARTIK SİZLER DE KENDİNİZİ BİRAZ GELİŞTİRİN VE YENİLEYİN. BUNA ÇOK İHTİYACINIZ VAR.

ARTIK FARKLI ŞEYLER SÖYLEYİN, BİZLER İÇİN OLMASA DA KENDİNİZ İÇİN YAPIN LÜTFE N N N N..... ÇÜNKÜ ESKİDİNİZ, SİZLERE OLAN GÜVEN VE İNANCI DAVRANIŞLARINIZLA SİLDİNİZ, YOK ETTİNİZ.

CAMİA OLARAK HAKLARIMIZIN SİZLER TARAFINDAN VERİLMEYECEĞİNİ, ANAYASANIN BİZLER İÇİN UYGULANMAYACAĞINI, EVRENSEL İNSAN HAKLARI BEYANNAMESİNDE BELİRTİLEN HUSUSLARIN ASSUBAYLARI KAPSAMADIĞINI, BİZLERİN ÖTEKİLEŞTİRİLİP, SAYENİZDE TOPLUMDA İKİNCİ SINIF VATANDAŞ OLDUĞUMUZU ANLADIK. BUNLARI BAŞARDINIZ! AMA;

VATAN MÜDAFAASI VE VERECEĞİNİZ GÖREV İÇİN İLK AKLA GETİRECEĞİNİZ KİŞİLER CAMİA MENSUPLARIMIZDIR.

SİZLER ZATEN BUNU ÇOK İYİ BİLİYOR VE UYGULUYORSUNUZ.

BİZLER ÜLKENİN KÖTÜ VE SIKIŞIK GÜNLERİNDE HATIRLANIYOR, O ZAMANLAR BU ÜLKENİN VATANDAŞLARI VE SİLAH ARKADAŞLARI OLUYORUZ.

BİZİM VATANDAŞLIĞIMIZIN HATIRLANILDIĞI GÜNLER, ÜLKENİN SIKINTI VE TEHLİKE İÇİNDE OLDUĞU GÜNLERDİR.

BİZLER O GÜNLERDE VATANDAŞ VE SİLAH ARKADAŞI OLMANIN MUTLULUĞUNU YAŞIYORUZ.

ÜLKENİN SIKINTILARI SONA ERİP, RAHATLADIĞINDA BİZLERİN SIKINTI VE RAHATSIZLIĞI YENİDEN BAŞLAMAKTADIR.

ÇÜNKÜ ÜLKEDE SORUNLAR BİTTİĞİNDE BİZLER YİNE UNUTULUYOR, İKİNCİ SINIF VATANDAŞ MUAMELESİNE MARUZ KALIYOR VE ANAYASANIN VE İNSAN HAKLARININ KAPSAM ALANLARI DIŞINA ÇIKARILIYORUZ.

ÜLKENİN BİZLERE İHTİYACI OLACAĞI ZAMANLARDA HATIRLAYAN VE SİLAH ARKADAŞI OLDUĞUMUZU SÖYLEYENLER NORMAL DÖNEMLERDE HAK TALEPLERİMİZİ YOK SAYIP YASAKLAMAKTADIRLAR.

ÇÜNKÜ BİZ ASSUBAYLAR SADECE GÖREV VE FEDAKARLIK ZAMANININ GÜVENİLİR VE VAZGEÇİLMEZ "ADAM GİBİ ADAMLARIYIZ".

ÇÜNKÜ BİZ ASSUBAYLAR ÜLKENİN KÖTÜ GÜNLERİNİN İYİ VE ARANAN, İYİ GÜNLERİNDE DE UNUTULAN VE TANINMAYAN, YOK SAYILAN İSİMSİZ KAHRAMANLARIYIZ.

BİZLER T.C.' NİN İYİ GÜN DEĞİL, KÖTÜ GÜN DOSTLARI VE GÜVENİLİR, FEDAKAR, CEFAKAR ASSUBAYLARIYIZ.

MAKALEDE KENDİLERİNİ İLGİLENDİREN KISIMLARDAN İNSAN OLMAYA, İNSAN HAKLARINA, ANAYASAYA, YASALARA KARŞI SAYGILI OLMALARINI DİLERİM.

ÇÜNKÜ ÖN YARGISIZ DÜŞÜNEBİLENLER "YAŞANILANLARDAN DERS ALABİLEN" SAĞLIKLI İNSANLARDIR.

SAYGILARIMLA.

NEFRETLE KINIYORUZ…

Şubat 22, 2011
KINAMA

Sayın Milli Savunma Bakanı Şırnak’ta erleri rizikoya atarak gösteri yapan Yüzbaşıyı nefretle kınıyormuş. Haberi okuyunca bu kelimeye takıldım. Aynı haberde Sayın Bakan’ın resmi de vardı. Ben de resmine baktım ve “Nefretle kınıyorum.” dedim.

Yüzbaşı’nın yaptığı hareket risk taşıdığı için elbetteki haklı olarak eleştirilir. Bu konu hakkında sadece birlik komutanının haberi olsaydı en fazla Yüzbaşının dikkati çekilecek ve bir daha böyle bir olay yaşanmaması için uyarılacaktı.  Ancak konu medyaya taşınınca iş değişti. Yüzbaşının alacağı cezanın artmasından tutun da yargı süreci sona ermeden bir bakan tarafından nefretle kınanmasına kadar gitti. Sayın Bakanım gerçekten nefretle kınıyor musunuz? Yoksa medyaya yansıdığı için nefretle kınama ihtiyacı mı duydunuz? Yani siz aslen bu musunuz? Yoksa yine rol mü yapıyorsunuz?

Sayın Bakan medyatik kınamalar yapadursun bakalım biz sesimiz çıkabildiğince neleri nefretle kınamışız?
  • OYAK diye bir gündemimiz var. Sayın Yönetim Kurulu Başkanı bir açıklama yapmış. Konuşmasının bir yerinde OYAK’ı eleştirenleri terbiyesizlikle suçlamış. Ayrıca izlediklerini de sözlerine eklemiş. Tabii ki bu sözlerinden dolayı nefretle kınanmayı hak etti.
  • Elazığ’ın Karakoçan ilçesinde bir askerin eline el bombası veren Teğmenin dört askerin ölümüne sebep olduğunu ve hukuki sürecin devam ettiğini biliyoruz. Biz bu Teğmenin cezasının hukuk tarafından verildiğine inanıyor ve susuyoruz. Ancak bu olayı mizanse ederek Kırık Kalpler dizisinde yayınlayan Samanyolu TV’yi de nefretle kınadık.
  • Merzifon’da bir Filo Komutanı konumundaki binbaşı rütbesindeki şahsın assubaylar hakkında sarf ettiği sözleri nefretle kınadık. Ancak şahsın kendisi bir meslek grubuna ağza alınmayacak küfürleri edip, üst rütbeye yükselip yarbay olarak emekli olurken, bir nöbet parolası çizelgesinde “adi” ve “başbakan” kelimelerini yan yana getirilmesinde en üst düzeyde mesul kabul edilen Assubayın meslekten ihraç edilmesini nefretle kınadık.
  • Polisiye dizi Gece Gündüz’ de bir tavuğa başçavuş ismi verip ileri geri laf eden sipsi rolündeki kişi şahsı, yapımcıyı ve yayınlayan Kanal D' yi nefretle kınadık.
  • Assubaylara , askere eziyet ettikleri iddiasında bulunarak hakaret eden Burdur Milletvekili Mehmet Alp’i nefretle kınadık.
  • Assubayların anayasal ve özlük haklarındaki iddialarında haklı olduklarını kabul eden, ancak seçim yatırımı olmaması için seçimden sonra mutlaka gerekli düzenlemelerin yapılacağını söyleyerek avutan, daha sonra da unutan, bizim özlük haklarımızla ilgili taleplerimiz ortada tüm haklılığınca dururken, bizden başka tüm emeklilere 100 TL seyyanen zam veren hükümeti  nefretle kınadık.
  • Assubayların anayasal hakları ve özlük haklarında görülmemiş derecede öteleme yapanlara karşı mücadele etmeyen, sanal kahramanlara sığınan, Merzifon’dan Ankara’ya “Onurumu istiyorum.” diyerek yürüyen meslektaşımızı Ankara’ya ulaşmasına birkaç kilometre kala üyelikten çıkaran,  E-muhtıralarda "postalımızı giydik. Emir bekliyoruz" diyebilen, Genelkurmay Başkanına, haklarını haykıran emekli assubaylar için “onlar bizden değil” diyebilen, Partilerle arasındaki mesafeyi eşit tutamayarak devamlı MHP milletvekilleri ile dirsek teması halinde olarak MHP’li bir dernek görünümü veren, AİHM’de dava açtığımız OYAK’a, dönemin Genelkurmay Başkanının girişimleri ile rüşvet misali birkaç isim verilerek Astsubay hakları için değil birkaç yakının menfaati için mücadele eder görünümü veren TEMAD yöneticilerini nefret etmeden şiddetle kınadık. (İnsan kendi derneğinin yöneticilerinden nefret eder mi? Ederse 12. Madde geçerlidir.) Aynı şekilde 9 Ekim 2010 günü yaptığımız şanlı yürüyüşümüze katılma imkanı olduğu halde  “armut piş ağzıma düş” düşüncesiyle veya atalet içinde katılmayan meslektaşlarımızı da üzüntü ile kınadık.
  • Yetmişli, seksenli ve doksanlı yıllarda da insan hakları adına bir çok kez hakkımız yenmiş idi. O yıllardan beri bir çok mağduriyetimizi seslendiriyoruz.  O zamanlar da bize karşı haksız saldırılar yapanlar olmuştu. O zamanlar da ötelenmişlikler yaşıyorduk. Bize yapılanları, reva görülenleri biliyoruz. Bunları yapanların ve reva görenlerin dünya görüşlerinin ne kadar dar ve basit olduğunu biliyoruz. Ancak  biz hiçbir zaman pes etmedik. Haklarımızı hep seslendirdik. Yapılan haksızlıkları hep söyledik ve söyleyeceğiz.  Nefretle kınadıklarımızı unutmayacağız. Bizi ötekileştirenlerin Türkiye Cumhuriyetinin Demokrasisinin köküne benzin döktüklerini düşünmeyecek kadar sığ düşünceli insanlar olduklarını biliyoruz. Bundan dolayı Türk ordusuna ve onun emektarlarına saldıran, diş bileyen, hazımsızlık yapan herkesi ve her kurumu tekrar tekrar nefretle kınıyoruz.
  • …. Veee Emrah UÇAR’ın ölümüne sebep olan yasakçı zihniyetin katı uygulamalarının son verilmesini temenni ediyor, böylesi kuralları hala koruyan taassup  zihniyetini de kınıyoruz.
  • Yazımı  hazırlarken bir haber duydum. TEMAD Başkanı Dikmen Kapısında basın açıklaması yapacakmış. Yine yazımı hazırlarken TEMAD başkanı Dikmen kapısında basın açıklaması yaptı. Ben ne kadar yavaş yazı hazırlıyorum diye kendi kendimi şiddetle kınadım.

Latife bir tarafa, Sayın meslektaşlarım nedir bu? Ne oldu? Neden bir gün önce açıklama yapılıp ertesi gün uygulanıyor? Bu kadar dar süre içinde Sayın Konya Eski İl Başkanı alelacele herkesi oraya davet ediyor. Ancak talihsiz bir hata yapıyor. TEMAD panosuna yazdığı mesajdaki gün hatası neden mesaj panosunun editörü tarafından düzeltilmiyor? Sayın TEMAD Başkanını ivedi harekete geçiren karar nedir? Koskoca genel Merkez böylesi bir ani kararda bile oraya en az 500 kişiyi dikebilmelidir. Dikmen kapısında toplananları görünce şu soruyu da sormam gerekir. Acaba az kişi olalım, fazla kalabalık olmayalım diye bir strateji mi geliştirildi? Sayın Başkanın maaşallah ne yapacağı belli değil. Oturuyor oturuyor bir bakıyorsun "verin bana postallarımı, eyleme gidiyorum" diyor. Peşinden yetişmek mümkün değil.  Bir de bakıyorsun ki açıklama metnini yazmayı unutmuş. Ezberden döktürüyor. Basından öğrendiğim basın açıklamasında “Başbakan bildiğim kadarıyle sözünü yerine getiren insandır.” diyor. İzlediği taktik hep aynı. “Ürkütmeyelim, Kızdırmayalım…

Bu son gelişmeyi de usul yönünden ben kendi adıma kınıyorum.

Saygılarımla…
Sayfa 2 / 2

Son Eklenenler

Copyright © 2006 Emekli Assubaylar. Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım İhsan GÜNEŞ