Değerli üyelerimiz
Bizler, büyük bir aile olarak siyasi gücümüzü ne yazık ki kullanamadık. TEMAD yönetimi, bölge toplantılarında siyasi partilerle görüşmelerinin devam ettiğini, kontenjan alacağını ve bizlerin bölgelerimizdeki milletvekili adaylarımızı seçmemizi istemiş olmasına rağmen, yapılan mahalli ve milletvekili seçimlerinde kişisel hesaplarla şubelerin görüş ve önerilerini dahi almamış, bu konuda hiçbir girişimde bulunmadan sessiz kalmış, aday olan birçok arkadaşımıza destek verilmemiş, adaylıkları koordine edilmemiş İktidar partisinden aday olan Gn.Bşk.Yrd. desteklenmek bir yana adeta Bizans oyunları ile yönetimden uzaklaştırılarak desteksiz bırakılmıştır!
Bunun yanı sıra, siyasi partilere bir DEKLARASYON verilmesi ve bu deklarasyonun ulusal bir gazetede yayınlanması için, 'ilan ücretinin mücadeleye destek kampanyası ile karşılanması mümkün iken' bu önerilerimize yanıtı daha vermemiştir! Sonuçta assubay ailesinin bir milyon oyu heba edilmiştir. Bu seçimler bizim için bir fırsat olmasına rağmen, geçen mahalli ve milletvekili seçimlerinde olduğu gibi bu seçimde de hiçbir hazırlığın seçimin lehimize çevrilmesinin çalışması yapamamıştır.
Bu yönetimin, assubayların sorunlarının çözümü gibi bir derdi yoktur. Nitekim Gn.Bşk. Ahmet KESER ben sizden sorun çözmek için yetki almadım açıklaması ile bunu itiraf etmiştir. Muhatapları ile diyaloğu sonlandıran yönetimin sorunların çözümüne katkısının olacağına ihtimal vermiyoruz.
Değerli arkadaşlarımız, mücadele kimsenin tekelinde olmadığı için biz yönetim zafiyetinden kaynaklanan bu boşluğu doldurmaya devam edeceğiz. Seçimlerde, aile fertlerimizle birlikte bir milyon oyu temsil etmekteyiz. Bunun önemini mecliste grubu bulunan siyasi partilere hatırlatmak için "HAKSIZLIKLARIMIZ KADER OLMAMALI" başlıklı yazımızda belirttiğimiz deklarasyonu, adımızı ve mail adreslerimizi yazarak gönder tuşuna basmak suretiyle partilere göndereceğiz.
Bu önemli hususun yerine getirilmesi için lütfen gerekli duyarlılığı gösterelim. Bu maili, tüm emekli arkadaşlarımız, eşlerimiz, aile fertlerimiz olarak da imzalamak mümkündür. İnternet kullanmayan arkadaşlarımızın onayını alarak onlar adına da gönderebiliriz. Aile fertlerimiz, sınıf ve rütbesi karşısına Asb. Eşi- Asb. annesi gibi ibare yazması yeterlidir. İsmimizin yanına vatandaşlık numarasının yazılmasında yarar görüyoruz.
Herşeyin gönlünüzce olmasını diliyoruz.
SİTE YÖNETİMİ
Siyasi Partimizin Saygıdeğer Yetkilileri,
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin temel direklerinden biri olan assubaylar, mesai kavramı olmadan, nöbet, tatbikat, gece eğitimi ve özel görevler ile bir ayın asgari bir haftasını '24 saat esasına göre' tek kuruş fazla mesai ücreti almadan kışlada geçiren, meslek yaşamı hukuka aykırı disiplin yasası ve amir keyfiyeti ile tehdit altında olan, devlet hesabına okuduğu süre dikkate alınmadan tüm personel için 10 yıl mecburi hizmetle yükümlendirilen, görev süresi içinde 8 -10 kez tayin gören, bir üniforması da kefen olan, sadece göreve ve ölüme gönderilirken hatırlanan, sosyal ve ekonomik haksızlıklara uğratılarak vatanseverlik duyguları istismar edilen mesleğin mensuplarıdır!
Bugün görevi, koşulları ve sorumlulukları assubaylarla kıyaslanamayacak olan kamu görevlileri, MYO mezunu ise 9/2, lisans mezunu ise 8'nci dereceden göreve başlatılıp ¼ dereceye kadar yükselirken, bu hak sadece assubaylardan esirgenmektedir! Bir çok KİT işçi emeklisinin aldığı maaş, assubay emeklilerinden fazladır. Özellikle, büyük çoğunluğu 3. ve 2. dereceden emekli olanlar açlık sınırında maaş almakta, adeta yaşam savaşı vererek, zor koşullarda ve sosyal durumlarına uygun olmayan işlerde çalışma mecburiyetinde kalmaktadırlar!
Ülkesine ve ordusuna sadakatini ağır görev koşullarında canı, kanı ve teri ile kanıtlamış, ordumuzun temel direklerinden olan assubaylar, yıllardır ön yargılar sonucu bir çok sosyal ve ekonomik haksızlıklara uğratılmışlardır. Bizlerin talebi; imtiyaz veya daha fazlası değil adalet, eşitlik ve insan onuruna saygıdır!..
Uğradığımız sosyal ve ekonomik haksızlıklarımız için Genelkurmay Başkanlığı dahil tüm yetkili makamlar, haklılığımızı tescil eden çözüm sözleri vermekte, milletvekili adaylarının seçim bildirgelerinde yer almakta ve bizzat MSB'ı seçim gezilerinde sözler vermekte, fakat bilahare unutulmakta, unutturulmak istenmektedir!....
Dilekçelerimiz üzerine, bizlere destek veren milletvekillerimizin önerileri kabul edilmemiş, 'araştırma önergeleri haklı olduğumuz belirtilmesine rağmen!' seçimden sonraya bırakılmış, Genelkurmay ve MSB teklifleri ise işleme dahi konulmamıştır. Maliye Bakanlığı müracaatlarımıza verdiği yanıtta; assubayları, birinci dereceden maaş alan, görevi ve koşulları assubaylarla benzerliği bile olmayan kamu görevlileri ile kıyaslamaya çalışırken, 'nedense!' ilkokul mezunu KİT işçi emeklisinin yüksek okul mezunu assubaydan iki misli fazla maaş aldığı gerçeğini gözardı etme talihsizliğini göstermiştir!...
Başbakanımız ve Genelkurmay Başkanımız tarafından verilen sözler hayata geçirilmemiştir. 26 Aralık 2008 tarihinde gerçekleştirilen Birleştirilmiş Komutanlar Toplantısı'nda alınan kararların gereği olarak, ekonomik haklarımız konusunda iyileştirmeler içeren ilgili teklifler Başbakanlığa ve MSB gönderildiği basın açıklaması ile bildirilmiş ve bu durum 23 Mart 2009 tarihinde MSB'ımız tarafından da teyit edilmiş olmasına rağmen, bu konularda hiçbir ilerleme kaydedilmemiştir!
Bizler, hiyerarşiye saygılıyız. Fakat, assubayların sosyal ve ekonomik haksızlıkları hiyerarşi ile haklı gösterilemez!
Uğradığımız haksızlıklar sonucu, çalışanların moral ve hizmet verimliliği düşmüş, kurumlarına olan güvenleri kaybolmaya başlamıştır. Emeklilerimiz ise, sahipsizlik hissine kapılarak hukuka olan güvenlerini ve aidiyet duygularını yitirmiştir. Gazilerimizi, aldıkları kurşun değil bu haksızlıklar yaralamış, şehit meslektaşlarımızın aziz ruhları incitilmiştir.
Cumhuriyetimizin kazanımları belli bir kesimin değil, onu yaşatan ve uğrunda ölmeye hazır olan herkesin olmalıdır. TSK, sadece subaylardan ibaret bir kurum değildir! Personel arasındaki ayrımcılık, milletimizin gözbebeği ordudaki sevgisizlik sarmaşığını her geçen gün büyütmektedir. Vatan ve millet sevgimizin istismarına kesinlikle izin vermeyeceğiz! Her türlü yasal mücadelemizi devam ettirme kararlılığındayız...
Siyasi partilerimiz, milli iradenin oluşmasını sağlayan, demokratik bir devlet ve toplum düzeni içinde ülkemizin çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmayı amaçlayan, demokrasimizin vazgeçilmez unsunlarıdır.
Millet iradesinin yansıltıldığı ve yasama görevinin yürütüldüğü Yüce Meclis'imizde bu görevi üstlenen siyasi partilerimiz olarak, assubayların bu haklı taleplerini önemseyen, seçim bildirgelerinde yer veren ve Assubay kökenli adaylara listesinde yer veren partileri, aile fertleri ile birlikte bir milyon seçmen olarak, anayasal hakkımız olan oyumuzu kullanırken, değerlendirme kriterlerimize dahil edeceğimizi ve desteğimizin bu yönde olacağını saygı ile deklare ediyoruz. Saygılarımızla.
1) 657 Sayılı Devlet Memurları Yasası'nda belirtildiği gibi; görevin özellikleri dikkate alınarak, bazı sınıflara mensup memurlar, ortak hükümlerdeki başlangıç derecelerinden daha üst derece ve kademeden göreve başlatılmaktadırlar. Buna paralel olarak da Türk Silahlı Kuvvetleri'nin özlük haklarını düzenleyen 926 sayılı Askeri Personel Kanunu ile Harp Okulu veya Fakülte Yüksek Okul mezunu subayların göreve başlangıç derecesi 8/1'den, lise üstü 1 yıl tahsil yapan assubaylar da 10/1'den göreve başlatılmaktadır.
Ancak, bu adil uygulama ortada dururken, kendi nam ve hesaplarına yüksek okul bitirenler ile Asb.MYO mezunları için gözardı edilerek adalet ve eşitlik ilkesine aykırı uygulama yoluna gidilmiştir. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda birçok devlet memuru; MYO mezunu ise 9/2, lisans mezunu ise 8'nci dereceden göreve başlatılmasına rağmen, daha ağır hizmet koşulları ve sorumlulukları olan ve aynı süreli öğrenim gören assubaylar 'adalet ve eşitlik ilkesine aykırı olarak' daha alt kademeden göreve başlatılmaktadır.
MYO mezunu assubayların 9/2, lisans mezunlarının ise 8'nci dereceden göreve başlatılmasını...
Lise ve 2-3 yıllık harp okulu mezun olan subayların 4 yıllık fakülte ve harp okulu mezunları ile aynı dereceden intibaklarının yapıldığı ve ¼ karşılığı 1500 gösterge rakamına yükseltildikleri gibi; Asb.MYO.öncesi mezun olan assubayların intibaklarının Asb.MYO mezunlarının başlangıç derecesinden yapılmasınının teminini .
2) Birinci dereceden emekli olanlar ile 2. ve 3. dereceden emekli olanların arasındaki fark en çok 3 yıllıktır. Hatta bir ay gibi kısa hizmet süresi olmasına rağmen, Emekli Sandığı Yasası, Madde Ek-70, 1'nci Fıkra (b) bendinde yer alan grupların oranlarındaki dengesizlikler nedeniyle, %30 ile %40 arasında maaş farkı doğmasına neden olmaktadır.
Bu adaletsiz uygulamanın düzeltilmesi için Genelkurmay Başkanlığı ve M.S.B. tarafından hükümete teklif edilen, aşağıdaki değişikliğin yapılarak adalet ve eşitliğin sağlanmasının teminini...
Md.1 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun EK-70 Md.1nci fıkrasının (b) bendinde yer alan gruplar ve oranları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir
Ek göstergesi 8400 ve daha yüksek olanlarda % 255’ına
Ek göstergesi 7600(dahil)-8400(hariç) olanlarda %215’üne
Ek göstergesi 6400(dahil)-7600(hariç) olanlarda %195’ine
Ek göstergesi 4800(dahil)-6400(hariç) olanlarda %165’sine
Ek göstergesi 3600(dahil)-4800(hariç) olanlarda %145’una
Ek göstergesi 2200(dahil)-3600(hariç) olanlarda %125’una
Diğerlerinde % 95’ine yükseltilmiştir.
Tekabül eden miktarı emekli keseneğine ve kurum karşılıklarına tabi tutulur.
Md.2 Bu karar yayım tarihinde yürürlüğe girer. Geçmişe ait maaş farkları ödenmez.
Md.3 Bu kararı Bakanlar Kurulu yürütür.
3) TEMSİL TAZMİNATI
2000 yılında sadece general ve amirallere ödenen, 2002 yılında ise yarbay ve albaylar ile bazı kamu görevlilerine ödenmeye başlanan temsil tazminatı, yasanın özüne aykırı olarak diğer askeri personele ödenmemiştir. Bu durum maaş dengelerini bozduğu gibi, küçük rütbeli personelin açlık sınırına yakın maaş alarak hayat idamelerini güçleştirmiştir. 631 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnameye istinaden çıkarılan 2002/3546 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 1'nci maddesinin iptali için açılan dava sonucunda, DANIŞTAY İdari Dava Daireleri Kurulu kararın yasaya aykırı olduğuna karar vermiştir!
KARAR GEREKÇESİ: 631 sayılı KHK 11'nci maddesi, sadece makam tazminatı alanlara değil en az 5 hizmet yılını dolduranlara da görev tazminatı ödenmesini hükme bağlamış olmasına rağmen, çıkarılan Bakanlar Kurulu Kararında “en az 5 hizmet yılını dolduran memurların yer almadığı” belirtilmiştir. Kararda ayrıca bütçe olanaklarının kısıtlı olmasının, tazminat ödenmesi öngörülen personel arasında bir ayrıma gidilmesinin gerekmediği vurgulanmıştır.
TSK personeli arasında maaş hiyerarşisinin yeniden kurulması amacıyla, Kd.Binbaşı - Binbaşı, Asb.lıktan subay olan Kd.Yzb. ve 2 Kad.Kd.Başçavuş ile Kd.Başçavuş rütbeleri, 926 sayılı Askeri personel kanununun (V) sayılı makam tazminatı cetvelinde yer almaları ve 4505 sayılı Sosyal Güvenlikle ilgili bazı kanunlarda değişiklik yapılması ve Temsil Tazminatı ödenmesi hakkındaki kanunun 5'nci Madde (a) fıkrasında yer alan “Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenecek olanlara” ibaresinin çıkarılarak tamamına verilmesi bir zorunluluktur. Bu, hiyerarşik dengeyi koruyacak, karşılıklı güven ve saygı duygularını güçlendirerek adaletin gerçekleşmesini sağlayacaktır.
2002/3546 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 1'nci maddesinin iptali ile ortaya çıkan hukuki boşluğun doldurulması için, çıkarılacak yeni kararnamede bu hususların dikkate alınarak, hukuksuzluğun önlenmesi ve mağduriyetin giderilmesinin teminini;
4) Ordu'muzda sadece subaylara ödenen 6 çeşit tazminat vardır. Bu anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır. Bu tazminatlardan görev koşulları dikkate alınarak assubaylarında yararlandırılmaları hukukun üstünlüğünü, moral motivasyonunu ve hizmet verimliliği arttıracaktır.
5) Ordu Yardımlaşma Kurumu'nun (OYAK) varlığını bugüne getiren üyelerin büyük bölümü zorunlu sebeplerle sistem dışında kalmıştır. Kuruma ayni şartlarla ayni sürede üye olanlar arasında haklar bakımından büyük farklıklar oluşmaktadır. Kurum üyelerin aidatları ile kurduğu şirketlerin karlarının tamamını üyelere nema olarak dağıtmamış büyük bölümünü yeni yatırımlara yönlendirmiştir. Bu nedenle kurum iştiraklerinde tüm üyelerin hakları olduğu gerçeği doğrultusunda her üyeye katılımları nispetinde hisse senedi verilerek adalet gerçekleştirilmeli, dileyen üyelerin birikimlerinin kurumda değerlendirilmesi sağlanmalıdır.
6) Tam teşekküllü hastaneden sağlam raporu alarak orduya giren personelden, görev koşulları ve çeşitli nedenlerle sağlıklarını kaybedenler "TSK.'nde görev yapamaz" raporu verilerek, istekleri dışında resen emekli edilmektedirler. TSK dışında sağlık nedeniyle resen emekli edilen kamu görevlisi yoktur ve emsallerinin derece ve kademesine ulaşamadıkları için mağdurdurlar. Bu personele emsallerinin derece ve kademesini geçmemek kaydı ile derece ve kademe ilerlemesi yapmalarının veya bir derece verilerek emekli edilmelerinin sağlanmasını,
7) FİİLİ HİZMET ZAMMININ DERECELERE YANSITILMASI
Gerek 5434 sayılı kanun, gerek 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı kanunun 40'ncı maddesi ile, assubaylara her 360 günlük fiili hizmetlerine karşılık ayrıca 90 gün de fiili hizmet zammı hakkı verilmekte ve bunun pirim karşılıkları yıllık olarak görev yapılan kurumlarca Sosyal Güvenlik Kurumu'na ödenmektedir.
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından fiili hizmet zam hakkım, maaş bağlanma oranı ve emeklilik ikramiyesine yansıtıldığı halde aylık derecemde dikkate alınmamıştır. Fiili hizmet zammı süremin, aylık derece ve kadememin tespitinde dikkate alınarak intibakımın tespit edilen derece ve kademeden yapılmasını ve emekli maaşımın buna göre tahakkuk ettirilmesinin teminini...
8) Türkiye Cumhuriyeti bir Hukuk Devletidir. Yasada tanımı yapılmayan hiç bir fiil suç sayılmamış ve müeyyide uygulanmamıştır. Oysa yeni Askeri Disiplin Yasası tamamen amirin keyfiyetine kalan bahanelerle alınan savunmalar karşılığında belli bir puanı kaybeden personelin TSK ilişiği kesilmektedir. Personelin çalışma güvencesini yok sayan bu uygulamanın hukuk normlarında yeniden düzenlenmesinin sağlanmasını,
9) Olağanüstü hal bölgesi ve kalkınmada öncelikli illerde görev yapan 657 sayılı devlet memurların bölgede geçen 2 yıl hizmetleri karşılığında 1 kademe verilmektedir. Bu haktan askeri personelin de yararlanmasının teminini...
10) Anayasamız ve AİHS angaryayı yasaklamıştır (angarya zorla çalıştırılmaktır). TSK personeli 1-10 yıl arasında devlet tarafından okutulmasına rağmen, istisnasız tüm subay ve assubaylar 10 yıl mecburi hizmet yükümlülüğüne tabidirler. Şartları kendisine uygun bulmayan kişilerin zorla hizmette çalıştırılması kişinin mutsuzluğu kadar hizmetlerin verimli olmamasına neden olmaktadır. Mecburi hizmetin kaldırılması veya okul süresine bağlı olarak makul seviyelere çekilmesini yada kişilerin devlete tazminat ödeyerek zorunlu hizmetten muaf tutulmalarının teminini...
11) Silahlı Kuvvetler'de sayısal oran 1/4 civarındadır. Yani bir subaya karşı dört assubay mevcudu vardır. Daha açık bir deyimle Türk Silahlı Kuvvetleri'nde 100 subay varsa 400 assubay vardır. Ancak sosyal tesisler söz konusu olunca bunun tam tersidir. Ordu evlerinden lojmana, askeri kamplara kadar tüm sosyal tesislerde hem nitelik yönünden hem sayısal olarak assubaylara sağlanan imkanlar sayılarla ters orantılıdır. Sosyal tesislerin amacına uygun ve sayılarla orantılı faydalanılmasının teminini...
12) Çağın gerisinde kalan 926 Sayılı Askeri Personel, 211 Sayılı İç Hizmet ve 477 sayılı askeri ceze kanunlarında gerekli düzenlemeler yapılmasını...
13) Günümüz koşullarında lisans seviyesinde öğrenim birçok meslek için zorunluluktur. TSK de çağın gerekleri ve hizmet verimliliğine katkıları ve fakülte mezunlarının askerliklerini er olarak yapmaları nedeniyle onlara emir ve komuta eden assubayların fakulte mezunu olmalarını zorunluluk haline getirmiştir bu nedenle Asb.MYO lisans seviyesine çıkarılmasının teminini.
Saygılarımızla arz ederiz.
"O yaşamıyor" artık dedi.
Öyle boş gözlerle bakar, konuşmaz pek.
Ne yer, ne içer biz de bilmeyiz.
Ne zaman uyur, ne zaman kalkar...
Canı gitti bir kere, Babamın.
Annem desen ondan beter.
O zamandan beri hep ağlar.
Hiç dinmedi gözyaşları, gece gündüz hep ağlar.
Elinde hep ağabeyimin resmi, uyurken bile bırakmaz.
Hep bakar, bir resme, bir de ağabeyimin üniformasına.
Canı gitti bir kere!
Canları, en büyük olan oğullarıydı.
İlk göz ağrıları.
Aslan gibiydi...
Hakkari'nin kör bir yerinde kahpece vurulmuştu, hain bir ağustos ayında.
Vurulup öldürüldüğünde, hem anasını hem babasını da öldürmüşlerdi.
Binlerce şehidin, yaşamayan binlerce annesinden babasından birileri idiler sadece.
O gün meclisin açılışı vardı.
yemin töreni bir isme, bir soy isme takıldı gözleri.
Bir kez daha öldüler.
Aslında yaşamayan bir insanın bir kez daha ölmesi çok zordur!
Halbuki o meclis çalışsın diye "Canları" ölmüştü ...
/Levent Ulucan /
23. Dönem / 5. Yasama Yılı
76. Birleşim / 10.Mart.2011- Perşembe
Soru-cevap işlemi yapılacaktır.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
İkincisi de, dört yıllık üniversite mezunu olduğu hâlde 1'inci derecenin 4. kademesinden emekli olamayan tek grubun astsubaylar grubu olduğu iddiaları doğru mudur? Doğru ise bunun çözümü için bir çalışmanız var mıdır?
Bu astsubaylarımızın emekliliği. Bu konuda da teknik düzeyde, kurumsal düzeyde çalışmalar devam ediyor, henüz nihai bir taslak yok.
Bu arada, Türk Silahlı Kuvvetlerinin mağdur kesimi olan şerefli astsubay camiası için -emeklileri dâhil- yıllardır AKP İktidarınca sürekli söz verilip de yerine getirilmeyen hususları tekrar hatırlatırım. Şerefli astsubay camiasının sorunlarını Milliyetçi Hareket Partisi olarak tam dört yıldır dile getiriyoruz. Komisyon ve Meclis konuşmaları, soru önergeleri, kanun teklifleri verdik. Son olarak 9 Şubat 2011'de astsubaylarımızın sorunları için Meclis araştırması açılmasını teklif ettik. Sorunlarının önem ve aciliyetini dile getirdik ama onları sekiz yıldır oyalayan, her seferinde "İnşallah seçimden sonra." diye istismar eden AKP'nin oylarıyla bu önergemiz reddedildi. İnşallah bu seçim öncesinde benzer vaatlerle kimse astsubaylarımızın karşısına çıkmaz, TEMAD'lara ziyarete gitmez. Derece, kademe ilerlemesinden emekli maaşlarına, seyyanen zamma kadar hep oyalandılar, hep kandırıldılar. "Onlar için iyileştirme yaptık." diye gece elbisesi yani "mess dress" verilmesinin yazılması ise muvazzafıyla, emeklisiyle tüm astsubay camiası acı acı güldüler. İki haftadır aralarındaydım, kızgınlık, küskünlük ve öfkelerini iktidar partisine iletmeyi bir borç biliyorum.
MHP Grup Başkanvekili
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Kâmil Erdal Sipahi, İzmir Milletvekili.
Buyurun Sayın Sipahi. (MHP sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, size ve yüce Meclise saygılar sunarım.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin emir ve komuta zincirinde yer alan asli ve en önemli unsurlardan birisi de saygıdeğer astsubaylarımızdır. Ülkeleri için şerefli meslekleri uğruna bir ömrü feda eden, en ücra yurt köşelerinde canı pahasına görev yapan, aile fertlerinin de aynı kaderi kendileriyle paylaştığı bu şerefli camianın cefakâr ve fedakâr ensuplarının çok ciddi ve birikmiş sorunları acil çözümler beklemektedir.
Şerefli astsubaylarımız kimseden ulufe istemiyor, hak ettiğini istiyor. Yılların emeğinin, fedakârlığının, canı pahasına görev yapmanın karşılığını istiyor. Birçok meslek mensubuna verilip de kendilerinden esirgenen, analarının ak sütü gibi helal olanları istiyor.
Devletimizin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü uğruna canını esirgemeyen 290 astsubay şehidimizin, yüzlerce organ kaybı ve yaralanma yaşayan astsubay gazilerimizin, yüzlerce görev şehidinin hak ettiklerini istiyor.
Ben, Milliyetçi Hareket Partisi Milletvekili olarak, 71 milletvekili arkadaşımla birlikte, onların sorunlarını bu Meclis araştırmasıyla, onlarca soru önergesiyle ve Meclis onuşmalarımızda, kanun tekliflerimizle dile getirmekten, onların sesi olmaktan gurur duymaktayım. Otuz altı yıllık meslek hayatımı paylaştığım silah arkadaşlarım astsubaylarımıza, emeklisiyle, muvazzafıyla, saygıdeğer aile fertleriyle en iyi dileklerimi sunuyorum, şehitlerini rahmetle anıyorum.
"Silah arkadaşım" tabiri şu andaki hüviyetim itibarıyla bazılarına tuhaf gelebilir. "Silah arkadaşlığı" kavramı Türk'ün, Türk askerinin hasletlerinin birisidir. Silah arkadaşlığı, askerlik yemini edildiği gün başlar, mezara kadar devam eder. Evet, onlar, sekiz yıllık AKP İktidarından kendilerine söz verilip de yerine getirilmeyenlerin, seçim öncesi sahte vaatlerin, yalan beyanların, "Yaptık, yapıyoruz, merak etmeyin seçimden sonra olacak." yalanlarının hesabını soruyorlar. Onlar 100 bini aşkın muvazzaf ve 117.500 emeklisiyle, aile fertleriyle birlikte 1 milyonluk şerefli bir camia, artık aldatılmayı, kandırılmayı, sahte vaatlerde bulunulup sonra yan çizilmeyi ve oyalamayı hak etmiyorlar.
9 Ekim 2010'da, aldıkları devlet terbiyesiyle ve kendilerine yakışan bir vakar ve ciddiyetle on binlercesi, sorunlarını Ankara'da bir mitingde dile getirdiler. Kimileri bu mitingden ve bu mitingin, astsubaylarımızın atalarını ziyaretiyle başlamasından rahatsızlık duymuş olabilirler. Emekli olduklarında maaşları yarı yarıya azalıyor, yüzde 50'si ek iş, yüzde 20'si işportacılık yaparak AKP'nin kendilerini açlık sınırına mahkûm etmesinin kaderini yaşıyorlar. Derece, kademe ilerlemeleri Mecliste Komisyona getiriliyor, önce kabul edip ertesi gün AKP milletvekillerince geri çekiliyor. Emekli maaşlarına 100 TL seyyanen zam yapılacağı iki yıl önce resmen açıklanıyor ama iki yıldır ses çıkmıyor. Emekli olan veya hâlen görevde olan, lise ve dengi okul mezunu olup da fakülte ve yüksekokulu bitirmemiş olanların iki yıllık yüksekokul mezunu kabul edilmeleri için kanun teklifi verdik Milliyetçi Hareket Partisi olarak. "Fakülte ve yüksekokulu mezunu olanlara iki kademe verilmesi." dedik, aynı kanun teklifine bunu da dâhil ettik. Emekli aylıklarına 100 lira ilave için kanun teklifi verdik. Hükûmete soruyoruz: Neden bunlar gündeme getirilmiyor, neden Meclisten kaçırılıyor?
Benim silah arkadaşım, değerli astsubaylarımız neler istiyor ve bekliyorlar, özetle sıralarsak:
- Meslek yüksekokulu mezunu astsubaylar 9'un 2'nci kademesinde, lisans mezunları ise 8'e 1'inci kademesinden göreve başlatılmalıdır.
- Yüksekokul mezunu olup da 1'inci derecenin 4'üncü kademesine yükseltilmeyen tek kamu görevlisi örneği şerefli astsubaylarımızdır.
- Temsil ve hizmet tazminatları astsubaylara da verilmeli, Danıştayın iptal gerekçesi doğrultusunda yeni düzenlemeler yapılmalıdır. Bu konuya teferruatıyla tekrar değineceğim.
- Üyelerin yüzde 60'ını oluşturan OYAK ve iştiraklerinin yönetim ve de denetim kurullarında astsubaylarımız ve emeklilerinin temsil edilmeleri sağlanmalıdır.
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince yasaklanan muhakemesiz şahsi hürriyeti kısıtlayan ceza sistemi değiştirilmelidir.
- Sorumluluk ölçüsünde yetkiler artırılmalı, astsubay meslek yüksekokulları mutlaka lisans düzeyine çıkartılmalıdır. Lisansüstü ve doktora eğitimi yapan astsubaylara da başarılı her eğitim yılı için kıdem verilmelidir.
- Sosyal tesislerden astsubaylarımızın temsili oranı ve faydalanma oranı oran olarak artırılmalıdır. Astsubaylara ait tesislerin fiziki durumları düzeltilmelidir.
- Kalkınmada öncelikli illerde görev yapan kamu görevlilerine verilen kademe astsubaylarımıza da verilmelidir.
- Emniyet ve asayiş hizmetleri sınıfından olup emniyet ve asayiş görevlisi emniyet ve MİT mensuplarına ödenen 100 liralık tazminatın emniyet ve asayiş görevi yapan astsubaylarımıza verilmesi de sağlanmalıdır.
- 926 sayılı askerî personel yasasından önce sanat okulu, lise mezunu ve iki yıllık Harp Okulu mezunlarına tanınan intibak hakkı Astsubay Meslek Yüksekokulları Yasası'ndan önce mezun olan astsubaylarımıza ve emeklilerine de tanınıp bunların intibakları meslek yüksekokulu mezunu olarak yapılmalıdır.
- Emeklilerine iki yıl önce söz verilen 100 liralık seyyanen zam en kısa sürede gerçekleştirilmelidir.
- 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile beş yıldan fazla hizmeti olan tüm memurlara görev tazminatı verilmesi öngörülmüş olmasına rağmen görev tazminatı sadece ve sadece makam ve unvanı olan memurlara verilmiştir. Özellikle görev tazminatının Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde sadece subaylara verilip astsubayların bundan faydalandırılmaması kurum içerisinde hoşnutsuzluk, eş ve çocuklar üzerinde olumsuz etki yaratmasına neden olmuştur. Aynı kurumda çalışan, aynı meslek sahibi, savaşta ve barışta aynı kaderi paylaşanların, ülkenin her köşesinde külfette beraber oldukları gibi nimette de beraber olmaları Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve ülkenin bekası gereğidir. Bu eşitlik mutlaka ve mutlaka sağlanmalıdır.
Söz konusu tazminatın iki yıldır ha bugün ha yarın çıkacak söylentileri astsubaylarımızın motivasyonunu olumsuz yönde etkilemiştir. Görev tazminatının bir an önce çıkarılması onların sosyal yaşantıları, moral ve motivasyonu açısından artık kaçınılmaz hâle gelmiştir.
Evet, istekleri, talepleri, beklentileri özetle bunlar.
Şerefli astsubaylarımız imtiyaz ve ayrıcalık değil, adalet ve eşitlik istiyorlar. Terleri, kanları ve canlarıyla bu ülkeye ve Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlılıklarının, bir ömre mal olan hizmetlerinin bedelini yani haklarını istiyorlar.
Sayın Millî Savunma Bakanının milletvekillerine dağıttığı, astsubaylarımızla ilgili "Şu iyileştirmeleri yaptık." adı altında sunulan maddeler aslında Hükûmetin yaptıkları değil, Türk Silahlı Kuvvetlerinin kendi içerisinde yerine getirip yaptığı hususlardır.
Parasını kim veriyor, parasını?
İçinde AKP İktidarının payı ve katkısı yoktur.
Ödeneği kim veriyor?
Baban veriyor, baban!
Baban veriyor, baban!
Dolayısıyla konuyu, biz astsubaylarımız için şu hizmetleri, iyileştirmeleri yapmak demek, bir oyalamadır, ağza bir parmak bal sürmektir ve ciddiyet dışıdır.
Evet, örneklerine geçeyim. Neler yapılmış Millî Savunma Bakanlığımızın yazısında?
Yurt dışı yabancı dil eğitimi imkânı artırılmıştır. Genelkurmayın Yurt Dışı Kurslar Talimatı'nda değişiklik yapıldı, onun gereği. Subaylığa müracaat yılları öne çekilmiştir. Astsubay meslek yüksekokulu açıldığı için onun gereği olarak bir iç düzenlemedir. Efendim, Türk Silahlı Kuvvetleri eğitim merkezlerinden faydalanma oranları artırılmıştır. Sosyal Hizmetler Yönetmeliği gereğince Türk Silahlı Kuvvetlerin kendi iç düzenlemesidir. Efendim, Kara Kuvvetlerine mensup astsubaylara Türk Silahlı Kuvvetleri özel eğitim merkezlerinden ilave kontenjan sağlanmıştır. İç düzenlemedir. 30 Ağustos Resepsiyonu ayrı orduevleri yerine tek orduevinde astsubayların katılımıyla düzenlenmiştir. Genelkurmayın bir emridir. Yurt dışı geçici ve daimî göreve seçilebilme imkânları artırılmıştır. Yurt Dışı Görev ve Kurs Talimatında Genelkurmayın yaptığı bir kendi düzenlemesidir. İç Hizmet Yönetmeliği'nde yapılan değişiklikle yirmi dört yılını dolduran astsubaylarımızın albaylar gibi nöbet hizmetinden çıkartılması sağlanmıştır. Bunun gibi onlarca kalem sayabilirim size sayın milletvekilleri. Bunların hiçbirisi Hükûmetin yaptığı düzenlemeler değildir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin kendi iç bünyesinde yaptığı iç düzeltmelerdir, düzenlemelerdir.
Bunlardan özellikle bir tanesini vurgulamak istiyorum. Konunun ne kadar komik boyuta taşındığını sizler de kabul edeceksiniz. Türk Silahlı Kuvvetleri Kıyafet Yönetmeliği'nde yapılan değişiklik ile astsubaylara gece kıyafeti, yani mesdres verilmiştir. Yani Hükûmetimiz, astsubaylarımıza gece kıyafeti verilerek iyileştirme yapmış. Artık bu bir komedi unsuru mudur, alay unsuru mudur? Ben yüce Meclisimizin takdirlerine sunuyorum.
Gönül ister ki onların ciddi olarak çözüm bekleyen sorunları yıllardır yerine getirilseydi. Ta 2005 yılından kalan elimde vesikalar var, soru önergelerine verilen cevaplar var. Sayın Millî Savunma Bakanı diyor ki: "Astsubaylarımızın bütün sorunları tarafımdan bizzat, şahsen takip edilmektedir. Onların sorunlarını çok iyi takip ediyoruz ve en kısa zamanda çözümleyeceğiz." Aradan geçen süre beş ile sekiz yıl.
Evet, ben sözlerime son verirken değerli astsubaylarımıza, sevgili silah arkadaşlarıma, emeklisiyle, muvazzaflarıyla aile fertlerine en iyi dileklerimi sunuyorum; aziz şehitlerini rahmetle, gazilerini minnetle anıyorum. Yüce Meclise saygılar sunarım. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
Teşekkür ediyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Hüseyin Gülsün, Tokat Milletvekili.
Buyurun Sayın Gülsün. (AKP sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; astsubaylarımızla ilgili sorunların araştırılması amacıyla MHP'nin önergesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin çok önemli unsurlarından olan astsubaylarımız ülkemizin en ücra köşelerinde fedakârca hizmet etmekte, şehit vermekte, gazi olmaktadırlar. 200 binin üzerinde emekli ve hâlen görevli astsubaylarımızın sorunlarını çözmek, onların gerek özlük hakları ve gerekse çalışma şartlarını düzeltmek bizim asli görevimizdir. Bu bağlamda, yapılan, çalışmaları tamamlanan ve çalışmaları devam eden konuların bazılarını size arz etmek istiyorum. Tabii, benden önceki değerli konuşmacının "Bunlar Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yapıldı, Genelkurmay tarafından yapıldı." demesini gerçekten yadırgıyorum. Bunların hepsi hükûmete bağlıdır, devlete bağlıdır. Devlete bağlı bir kurumdur Türk Silahlı Kuvvetleri. Herhangi bir kuruma neler yapıldıysa Türk Silahlı Kuvvetlerine de o yapılmıştır ve hükûmet tarafından yapılmıştır. Bu hükûmet AK PARTİ olabilir, başka bir hükûmet olabilir. "Bunu hükûmet yapmadı, Türk Silahlı Kuvvetleri yaptı" demek bana göre yanlış bir bakıştır.
Herkes kendi bütçesini kullanıyor!
Ben müsaadenizle, yapılan işlerin bazılarını açıklamak istiyorum:
- Subaylığa müracaat yılının öne çekilmesi: Eskiden yedi-dokuz yıl hizmet yılından sonra yapılıyordu, şimdi beş-yedi hizmet yılından sonra yapılıyor.
- Yine personelin, ocak ve şubat ayları dışında temmuz-ağustos ayları içinde de takdir hakkı olmaksızın, diğer aylarda ise ilgili kuvvet komutanının uygun görmesi üzerine emekli olabilme imkânı sağlanmıştır.
- Kendi nam ve hesabına yüksek lisans öğrenimi yapan astsubaylara, subaylara uygulanan esaslar dâhilinde kıdem verilmesi sağlanmıştır.
- Her yıl 30 Ağustos Zafer Bayramı günü rütbe terfi, rütbe kıdemliliği onanan astsubayların hak kazandıkları yeni aylıklarına ilişkin maaş farklarının rütbe terfi tarihinden itibaren ödenmesi sağlanmıştır.
- Eğitim süresi dört yıla çıkan astsubay hazırlama okulu öğrencilerine harçlık ödenmesi sağlanmıştır.
- Kendi kusurları olmaksızın sözleşmesi feshedilen veya hizmet sürelerinin bitiminde ayrılan sözleşmeli astsubaylara 750 TL tutarındaki yol harcırahının ödenmesi sağlanmıştır. Eskiden bunlar yoktu.
- Son altı yıllık sicil notunun ortalaması yüzde 90 ve üstünde olan subaylara birinci dereceye yükselme imkânı tanınmıştır.
- Anadolu Üniversitesiyle protokol yapılarak lise mezunu astsubayların ön lisans eğitimine devam etme imkânı sağlanmıştır.
- Subaylık sınavını kazanan astsubayların sınıf okulu eğitimine başlamadan önce teğmenliğe nasbedilmelerine olanak sağlanmıştır.
- Rütbe bekleme süreleri yeniden düzenlenmiştir.
- Astsubaydan subay olan personele albaylığa kadar yükselme imkânı verilerek rütbe normal bekleme süreleri, yaş hadleri de dâhil diğer hususlar için muvazzaf subaylar hakkındaki hükümlerin uygulanması sağlanmıştır.
- Astsubaylara emirlerinde çalışan astlarına, birinci sicil üstü olarak sicil verme yetkisi verilmiştir.
- Yaş haddinden emekli olan astsubaylara askerî hastanelerin B polikliniğinden faydalanma hakkı verilmiştir.
- İç Hizmet Yönetmeliği'nde yapılan değişiklik ile yirmi dört yılını dolduran astsubayların albaylar gibi nöbet hizmetinden çıkarılması sağlanmıştır.
Buna benzer başka yenilikler de yapılmıştır. Tabii çalışmaları devam eden konularla ilgili de birkaç ayrıntıyı vermek istiyorum müsaadenizle.
- Lise mezunu emekli astsubaylara iki yıllık yüksekokul mezunu olarak intibak yapılması çalışması yapılmaktadır.
- Görevdeki astsubayların Türk Silahlı Kuvvetleri hizmet tazminatlarının artırılması, ayrıca emekli astsubaylara ilave 100 TL artış sağlanması çalışması yapılmaktadır.
- Ek göstergelerinin düzenlenmesi, ikinci dereceden itibaren emekli aylıklarına 158 lira iyileştirme çalışmaları yapılmaktadır.
- Astsubay hazırlama okullarının, meslek liselerinin ilgili programları ile denkliğinin sağlanması çalışması yapılmaktadır.
- İş yoğunluğu fazla olan askerî ataşeliklere astsubay kadrosu açılması sağlanmaya çalışılmaktadır.
- Güven ve asayişi ihlal eden eylemler nedeniyle yakalanan, gözaltına alınan, tutuklanan veya hükümlü bulunanların sevk ve nakillerinde görev alan astsubaylara görevi nedeniyle maruz kaldıkları yaralanma, sakat kalma ve ölüm hâllerinde nakdi tazminat ödenmesi çalışması yapılmaktadır.
- Sicil amirliği yetkisi bulunan astsubaylara ceza yetkisinin de verilmesi düşünülmektedir.
Ben bu vesileyle şerefli astsubaylarımızın her türlü iyileştirmeye layık olduklarını ifade ediyor, saygı ve sevgilerimi sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Teşekkür ediyorum Sayın Gülsün.
Milliyetçi Hareket Partisi Grup önerisinin lehinde söz isteyen Bülent Baratalı, İzmir Milletvekili.
Buyurun Sayın Baratalı. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; astsubaylarla ilgili olarak Milliyetçi Hareket Partisince verilen grup önerisi üzerindeki CHP'nin görüşlerini dile getirmek için söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle sizleri CHP Grubu ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; astsubaylar da ordumuzun çok şerefli unsurlarının başında gelmektedir. Hangi ordunun? Türk ordusunun. Peki, Türk ordusunun -birkaç gündür bu tartışılıyor- vasıfları nelerdir?
Değerli milletvekilleri, dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir özellik Türk ordusunda bulunmaktadır. Türk ordusu Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulduktan sonra kurulmuş ve Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı büyük bir başarıyla bitirmiş olan bir ordudur yani halkın ordusudur. Dünyanın hiçbir yerinde önce meclis, sonra ordu kurulmamıştır. Bunu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün deyişlerinde de görebiliriz. 26 Ağustos 1922'de sabaha karşı Türk ordularına "Akdeniz'dir, ileri." hedefini gösteren Gazi, aynen şöyle seslenmişti: "Türkiye Büyük Millet Meclisi orduları, ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!." Onun için, Türk ordusu hakkında burada veya dışarıda kelamda bulunan, sözde bulunan, eleştiride bulunanların bu ordunun halkın ordusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin ordusu olduğunu hiçbir zaman unutmamaları gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, cumhuriyetimizin kuruluşundan beri, Osmanlının son döneminden beri astsubaylar ordumuzda önemli görevler yapmışlardır. Küçük zabit okulları ve daha sonra kurulan astsubay okullarından mezun olanlar dün olduğu gibi bugün de şerefli görevlerini yapmaktadırlar.
Öğrenim düzeyinin yükselmesi bazı yasal düzenlemeleri zorunlu kılmış, eğitim düzeyine göre birtakım haklar verilmiş ve Anayasa'nın eşitlik ilkesi gereği emeklilik ve ücret alanında yapılan geçici düzenlemelerle haksızlığın önüne geçilmeye çalışılmıştır bugüne kadar. Benden önce konuşan AKP'li Değerli Milletvekili Arkadaşım "Yapılacaktır, edilecektir, korunacaktır." sözlerini söyledi. Sekiz buçuk yıldır iktidardasınız, "Yaptık, ettik, düzenledik." demeniz gerekirdi Sayın Milletvekili. Bunun için biz de elimizden gelen şeyleri yaptık, kanun tekliflerini verdik, önergeleri verdik, biraz sonra bunlara geçeceğim. Şimdi Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak neler yaptığımızı ve o grubun mensubu bir milletvekili olarak astsubaylar için, bu haksızlığın giderilmesi için neler yaptığımızı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi sitesinde de görülebileceği gibi CHP Grubu adına Türk Silahlı Kuvvetleri ve astsubayların içinde bulunduğu durumla ilgili defalarca kanun teklifleri verilmiştir. Bu grubun bir üyesi olarak bizzat benim hazırlayıp verdiğim kanun teklifleri yıllardır komisyonda görüşülmeyi beklemektedir yani biz bu sorunları sekiz senedir, 22'nci Dönemden beri Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve sizin huzurunuza getiriyoruz. Nedir bunlar? Sıralarını söyleyeyim: (2/30), (2/36), (2/40), (2/69) esas numaralı tekliflerim hâlâ daha komisyonlarda beklemektedir. Bunların bazılarının burada İç Tüzük 37'ye göre öne alınması ve gündeme alınması burada bütün üyelerin oylarıyla kabul edildi ama bugüne kadar hâlâ daha komisyonlarda beklemektedir. 2005 yılında makam ve temsil tazminatlarıyla ilgili verdiğim teklifim 2007 yılında yeniden Başkanlığa sunulmuştur. (2/40) esas numarası hâlen görüşülmeye beklemektedir. (2/69) esas numarasıyla o da görüşülmeyi beklemektedir, nasıplar ve intibaklarla ilgili teklifler.
Az önce Milliyetçi Hareket Partisinden arkadaşımın ifade ettiği gibi astsubayları, diğer ordu men-supları ile ve polis meslek yüksek okullarından mezun olan arkadaşlarımızla karşılaştırmada şunu görüyo-ruz: Polis meslek yüksek okul mezunları 9/2'den başlıyor, astsubay meslek yüksek okulları ise 9/1'den başlıyor.Harp Okulunu bitiren arkadaşlarımız 8'den başlıyor ama astsubay olup da üniversiteyi bitirenler bu hakları alamıyorlar.
Aynı konularda gerek Milliyetçi Hareket Partisinin gerek bazı AKP'li milletvekili arkadaşlarımızın verdiği teklifler de komisyonlarda görüşülmeyi beklemektedir. Benim 2007'de verdiğim teklife benzer bir teklifi 5/1/2011 tarihinde AKP Çankırı milletvekilinin de vermiş olduğunu TAMAD sayfalarından öğrenmiş bulunmaktayım. Şimdi, beklediğim ve beklenen ise, astsubay arkadaşlarımızın beklentisi ise bu teklife AKP Grubunun, kendi arkadaşlarının verdiği bu teklife destek vermesidir ve sahip çıkmasıdır. Değerli arkadaşım az önce sahip çıkılacağını söyledi, biraz sonra göreceğiz. Bu bir samimiyet testidir, bu konuda AKP'nin ne kadar samimi olduğunu biraz sonra sizlerin oylarıyla göreceğiz değerli arkadaşlarım.
Değerli arkadaşlarım, konuşmamı başta söylediğim gibi Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinden bitirmeye çalışacağım. Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinde oynanan onca oyundan sonra son günlerde AKP tarafından dökülen timsah gözyaşlarına da değinmeden geçemeyeceğim. Buradan iddia ediyorum, cumhuriyet tarihi boyunca kendi ordusuna bu kadar zarar veren, Türk Silahlı Kuvvetlerini toplumdan bu kadar uzaklaştırma gayreti içinde olan, ipe sapa gelmez uydurma gerekçelerle, yaşamı pahasına mücadele veren komutanları aylarca cezaevinde tutan, terfilerine bile karışarak hiyerarşik dengeyi bozan, sahte suikast ihbarlarıyla kozmik odalarda günlerce arama yapan ve darbe vesvesesiyle silahlı kuvvetleri halktan yabancılaştırmaya çalışan bir başka hükûmet olmamıştır. Şimdi, aynı kişiler, timsah gözyaşları içinde birden bire ordunun en büyük destekçisi olarak ekranlarda boy göstermektedir. Ne kadar trajikomik bir durumda olduğumuzu bu son iki gün iyice açığa çıkarmıştır.
Buradan tekrar AKP'yi samimiyet testine davet ediyorum.
Senin haddine değil.
Dokuz yıldır iktidardasınız, cak, cukları, yapılacakları, edilecekleri bırakın. İktidarda olanlar "Yapacağız, edeceğiz.", "Cak, cuk." demez "Yaptım, bitirdim, başardım" der. İktidar elde bulundurma erkidir. Elinizde bulundurduğunuz erki dokuz yıldır kullanmıyorsunuz, ondan sonra, Meclisin kapanmasına iki ay kala burada "Yapacağız, edeceğiz." diyorsunuz.
Yapacağız.
Biraz sonra göreceğiz; samimi misiniz, değil misiniz biraz sonra göreceğiz Sayın Milletvekili. Şimdi, iki yıldır ordumuz için ne yaptığınızı size soruyorum değerli arkadaşlar? Bir tane örnek istiyorum ordumuz için. Bu tekliflerimizin, on tane teklif sıraladım; Üstsubaylar konusunda büyük bir trajedi yaşanıyor. Orgeneralden kıdemli binbaşıya kadar gelen üstsubay arkadaşlarımız temsil görev tazminatı alıyorlar. Kanunda yazılmasına rağmen, binbaşılar ve onların muadili olan kademeli başçavuşlar, kıdemli başçavuşlar bundan yararlanamıyorlar. "Neden?" diye sorduğumuzda; Burada, hatırlayın, 37'ye göre getirdiğimiz zaman teklifi, şurada oturan Maliye Bakanı iki elini kaldırarak bu teklifi reddetti. Şimdi, komisyonlarda tekliflerimiz bekliyor. Eğer samimiyseniz, emekli olduklarında aktif maaşlarının yüzde 65'ine kadar kaybeden astsubay arkadaşlarımıza bu tür imkânları, bu tür olanakları verirsiniz. Onların bugüne kadar yoksun kaldığı bütün haklardan, bu fedakâr insanlardan, bu kahraman insanlardan, ordumuzun en önemli unsurlarından özür dileyerek bunu yerine getirirsiniz.
Bu düşüncelerle, verilen bu önergenin lehindeki konuşmamı bitirmeden önce -bu samimiyet testini biraz sonra zevkle izleyeceğim, herkes de görecek, astsubaylar da görecekler çünkü televizyonların başında izliyorlar- yüce Meclisi tekrar saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Teşekkür ediyorum Sayın Baratalı.
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Abdurrahman Arıcı, Antalya Milletvekili. Buyurun Sayın Arıcı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; astsubaylarımızla ilgili sorunların araştırılması amacıyla Anayasa'nın 98'inci maddesi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 104 ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis araştırması yapılması için verilen önergenin aleyhine söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
02/07/1951 tarihli ve 5802 sayılı Astsubay Kanunu ile Türk Silahlı Kuvvetlerinde astsubay statüsü belirlenmiş ve "Türkiye Cumhuriyeti ordusunun Kara, Deniz ve Hava kuvvetleriyle, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı kadrolarının ast komuta kademelerinde eğitim, sevk ve idare ile diğer idari işlerde subaya yardımcı olarak görevlendirilen askerî şahıslara 'astsubay' adı verilir." hükmü getirilmiştir. Astsubayların özlük hakları 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile düzenlenmektedir. 2003 yılında astsubay hazırlama okullarının üç yıl süren eğitim dönemleri iki yıla indirilmiş ve eğitim seviyeleri ön lisans seviyesine yükseltilerek astsubay hazırlama okullarının adı "astsubay meslek yüksekokulu" olarak değiştirilmiştir.
Astsubaylarımız, ordunun orta kademe yöneticileri, komutanlarıdır. Çeşitli kuvvet ve komutanlıklarda ilçe jandarma komutanı, jandarma bölük komutanı, karakol komutanı, takım komutanı, kısım komutanı, kademe komutanı, bot komutanı, bölük astsubaylığı, hareket eğitim astsubaylığı, idari işler astsubaylığı gibi önemli makam ve görevlerde bulunmakta, cansiparane bir görev anlayışıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinin önemli bir unsuru olarak çalışmaktadırlar; aile fertleriyle birlikte yaklaşık 1 milyon kişiyi bulan önemli bir toplum kesimini oluşturmaktadırlar; ülkemizde herkesin ya ailesinin içinde ya da yakın çevresinde muhakkak bu görevi yapan bir tanıdığı vardır.
Değerli milletvekilleri, bizler, astsubaylarımızın sorunlarının araştırılması ve çözümleri yolunda adım atılmasının tabii ki taraftarlarıyız ancak Meclisimizin çalışma programının yoğunluğu ve yaklaşan genel seçimler nedeniyle yaklaşık bir ay sonra Meclisin seçim tatiline girecek olması bu araştırma komisyonunun kurulması ve çalışmalarını yaparak sonuçlandırmasını imkânsız kılmaktadır. Toplumumuzun önemli bir bölümünü oluşturan astsubaylarımızın sorunlarının yaklaşan genel seçimlere malzeme yapılmadan, daha fazla zaman ayrılarak geniş çaplı bir araştırma yapılması ve daha sağlıklı kararlar alabileceğine inandığım için, bu çalışmanın 24'üncü Döneme bırakılması kanaatini bildirir, yüce heyeti saygıyla selamlarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Teşekkür ediyorum Sayın Arıcı.
Sayın Başkan, karar yeter sayısı istiyoruz.
Arayacağım Sayın Anadol.
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum ancak karar yeter sayısını arayacağım: "Kabul edenler" "Kabul etmeyenler"
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:14.32
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 62'nci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun İç Tüzük'ün 19'uncu maddesine göre verdiği önerisinin oylanmasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi öneriyi yeniden oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler; Kabul etmeyenler; Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır ve öneri kabul edilmemiştir.
ANKARA (İHA) - Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği üyesi bir grup, özlük haklarını istemek için eylem yaptı. TBMM önünde toplanan yaklaşık 50 kişilik grup, özlük haklarını istemek için eylem yaptı. Eylemci astsubaylar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a 'Bize sahip çık. Özlük haklarımızı ver' diye çağrıda bulundu. Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği Genel Başkanı Mustafa Erol, ayrımcılık yapılmasını istemediklerini ancak taleplerinin yerine getirilmesini istediklerini ifade etti. Erol, "Bizler subaylarla yan yana hatta daha ağır şartlarda görev yaptık. Subaylara emekli olunca ödenen tazminatlar bizlere niçin ödenmiyor. Biz de bu ülkenin üniversitesini bitirdik. Üniversite mezunu tüm devlet memurları 1/4 kademesine kadar yükselirken sadece astsubaylara bu hakkın verilmemesi ikinci sınıf vatandaş yerine konulmak değil de nedir. Biz hakkımızın verilmesini istiyoruz. Bizim özlük haklarımız verilsin" dedi.
17 Aralık'ta TUNUS'TA bir seyyar satıcının tezgahına yönetsel güçlerin el koyması ile başlayan ve arap dünyasını sarsan sureci birlikte izliyoruz. 25 Ocak'ta MISIR'A oradan SUDAN VE YEMEN'E giden süreç nedir.
Tunus'ta kendini yakan ve ülkede yönetimi tümden değiştiren basit bir olay değildir.
Arkadaşlar, basit gibi karşımızda duran, yöneticilerin başka bir deyimle tüm güçleri elinde tutan grupların göremediği, görmemezlikten geldiği gerçekler GÜN GELDİĞİNDE bu şekilde TOKAT GİBİ gerçeklerle karşı karşıya kalırlar.
GELİR adaletsizliği, paylaşımın yanlış ve yanlı yönetilmesi... TUNUS'ta kendini yakan bir insanın bir ATEŞİ YAKMASI ve çevreyi gördüğümüz üzere sarmasıdır.
Öyle ki Tunus ve Mısır yanı sıra isyanın yansıdığı ya da yansıma olasılığı olan öteki Arap ülkelerinde hükümetler şimdiden kollarını sıvamış durumdadır. Kimi, uygulanmakta olan ekonomik ve sosyal politikalardan çark etmeye başlamış, kimi de acil reform paketleri hazırlamaya girişmiştir.
Zamanında yapılmayan,durmadan söz verilip de ÖTELENEN reformlar, iyileştirmeler hem HÜKÜMET hem de GENELKURMAY adına BİR UTANÇTIR.
Sevgili arkadaşlarım, yukarıdaki üç aslı erkten bize artık bu ve gelecek dönemde bir fayda sağlanamayacağı noktasından budan böyle KENDİ GÖBEĞİMİZİ kendimiz keserek neler yapabiliriz?
Yukarıda belirtilen seçeneklerin işlevi ile ilgili bir ön hazırlığın tüm kafalarda olduğunu biliyorsunuz . Bu hantal yapısı ile TEMAD'ın bizlere neler kaybettirdigini, daha neler kaybettireceğini görmemek cahillik olur. TESUD ondan fazla noktada sayıları bizim dörtte birimiz olan bir sayıdaki bir askeri derneğin mensubu olduğu kitleye ve ailelerine binlerce istihdam yaratarak ekonomik güç katarken bizlerin ne acıdır ki nelerle uğraştığımız gerçeği içimizi acıtıyor. Yüz lira gibi zammın dahi çok arkadaşımız için önemini bilen bir meslaktaşınız olarak, ARTIK UYANIN, ŞU SİNDİRİLMİŞ ÇARESİZLİK GÖMLEKLERİNİZİ ÇIKARINIZ.
SUSTUNUZ BU GÜNE DEK... BU GÜNE DEK YÜZE YAKIN NOKTADAN BEŞ ON TANESİ MERKEZE TAVIR ALSA İDİ BU NOKTADA OLMAYACAĞIMIZ KESİNDİ...SUSTUNUZ, SUSUYORSUNUZ HÂLÂ ....
Çok değişik günler yaşıyoruz! DOMİNO etkisinin bizlere de OLUMLU yansıması umutları ile....
Saygılarımla...
ATİLLA ABAYLI
Assubaylara verilecek haklarla ilgili ÖNERGELERE olumsuz yanıt veren, bu ÖNERGELERİN daha detaylı ve seçime malzeme yapılmadan hazırlanması için 24. DÖNEME BIRAKILMASINI teklif eden AK Parti TOKAT Milletvekili Hüseyin GÜLSÜN ile Antalya Milletvekili Abdurahman ARICI'ya İKTİDAR oldukları dönemde ASSUBAYLARLA ilgili HANGİ İYİLEŞTİRMELERİ yaptıkları hususunda bir çalışma başlatılmasının uygun olacağını...
AK Partinin İKTİDARDA olduğu 8 yıllık süre içinde HAK eden T.C vatandaşlarına tanınan 1/4 derecenin, aynı HAKLARA sahip olmasına rağmen ASSUBAYLARA neden verilmediğini, kendi BAKAN ve MİLLETVEKİLLERİNCE kabul edilip, GENKUR tarafından yapılan BASKI sonunda nasıl geri adım atarak bir gün önce EVET dedikleri TEKLİFİ, BİR GÜN SONRA NASIL GERİ ÇEKTİKLERİNİ, bu hareketleriyle MECLİSİN BAĞIMSIZLIĞINA VE MİLLETVEKİLLERİNİN HÜR İRADELERİNE NASIL İPOTEK konulduğunu, bu davranışları nasıl izah edebileceklerini...
MSB nın her seçim döneminde "ASSUBAYLARLA ilgili çalışmaların bitirildiğini ama SEÇİM yılı oluşundan dolayı çalışma sonuçlarının uygulanmasının ETİK olmayacağını" belirttiğini, ancak bitirildiği söylenilen çalışmaların NEDENSE bir TÜRLÜ ASSUBAYLARA UYGULANMADIĞINI, UYGULANAMADIĞINI soralım ve cevaplamalarını isteyelim.
Site olarak gerekirse bu konuyu daha da geliştirerek tüm AK Parti Milletvekillerine veya MECLİSİN TÜM milletvekillerine GÖNDERELİM.
Saygılarımla.
Emeklimiz, çalışanımız diyoruz ya hepimiz, "haklarımız" diye, yarıdan çoğumuz yüksek tahsilliyiz. Peki neden alamıyoruz bu haklarımızı?
Bilgimiz mi eksik?
Beynimiz mi çalışmıyor?
Almasını mı bilmiyoruz?
Bizler hepsini biliyoruz, hakkımızı alacağız. Sosyal adaletsizliğe dur diyeceğiz. Bizler çaresizlik zincirini kıracağız, kendi kendimize söylenmeyeceğiz, sorumluluk alacağız. Genelkurmay'dan medet ummayacağız, sorunlarımızı kendimiz çözeceğiz. Açılmayan kapıyı kırk kez çalmayacağız, diğer kırk kapıyı bir kez çalacağız.
Subaylar emeklilerine sahip çıkıyor. Astsubaylar, Emekli Astsubaylardan (TEMAD’dan) çözüm bekliyor. O zaman Emekli Astsubaylar, Astsubayların sorunlarını çözmek için üzerine düşeni yapacaklar. Çalışanlarımız - Emeklilerimiz gücümüzü birleştireceğiz.
12 HAZİRAN 2011’de “Ankara’dan E.Astsb.(……..), İzmir’den E.Astsb. (………), Antalya, İstanbul, Balıkesir ve Eskişehir ’den E.Astsb. (………), ya da diğer şehirlerden en az 12 E.Astsb. Milletvekili olarak Astsubaylar’ı temsil edecekler” haberini okuyacağız. Hepimiz bilinçli kişileriz, üzerimize düşeni yapacağız. TBMM’de Astsubaylar, Astsubaylar tarafından temsil edilecekler, çalışanımıza köle, emeklimize son kullanma tarihi geçenler dedirtmeyeceğiz. TBMM’nin en önemli görevlerinden biri, ülkemizin huzurlu bir ortamda olmasını sağlayacak gerekli şartların oluşturulmasına zemin hazırlamaktır, ama Astsubaylarla ilgili yapılan çalışmalar ortadadır, çalışanımız-emeklimiz huzursuzuz.
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” anlayışının yerine getirilmesi ve onur savaşımız için bir araya gelerek tek bilek olmalıyız, kendimizi temsil etmeliyiz. Gücümüzü birleştirmek, tek başına çözülemeyen sorunlarımızın çözüm yoludur.
Ya tozu dumana katarız, ya da tozu dumanı yutarız.
Başarmak için;
Tüm Astsubay ve aileleri TEMAD çatısı altında birleşmeliyiz. Çalışan meslektaşlarımız gelişmeleri iletişim araçlarından takip etmelidirler.
Nasıl? Kimlerle? Bu soruların cevabını sizlerle ileriki zamanlarda paylaşacağım.
BEN SADECE BİR KİŞİYİM.
AMA GENE DE BİRİYİM.
HER ŞEYİ YAPAMAM AMA, GENE DE BİRŞEYLER YAPABİLİRİM.
O YAPABİLECEĞİM BİR ŞEYLERİ ASLA REDDETMEYECEĞİM.
Hamza DÜRGEN
E.Hv.Kd.Bşçvş.
Biliyorum, duyuyorum, okuyorum yüzlerce arkadaşımız "NE YAPTIK DA BU YÖNETİMİ seçtik?" diye dövünüyorlar. Heba olan yıllar, kaybolan umutlar, acılar....
BİR ÇÖKÜŞ HİKAYESİDİR BU YAŞANAN.....
TAM BİR BECERİKSİZLİK...
TAM BİR VASIFSIZILK...
TAM BİR YÜZSÜZLÜK...
değil mi şu yaşananlar genel merkez adına, söyler misiniz?
"YETTİ ARTIK" deyip feryat ettik. "BU İŞ SİZLERLE olmuyor" diye YAZDIK - ÇİZDİK duymadınız, anlamadınız.
9 EKİM SONRASI EYLEM DEVAMLILIĞINI, İCAZET ANLAYIŞI İLE UYGULAMADINIZ, UYGULAYAMADINIZ!
Bu gün 9 ŞUBAT. Çok ilginçtir, 9 EKİM YÜRÜYÜŞÜMÜZDEN bu yana geçen tam dört ay.. Gelinen nokta geçmiş yıllardan hiç farkı olmayan ancak, birileri tam yolla ilerlerken TOZU YUTAN BİR SINIF yarattınız.
Hâlâ o koltukta oturuyor, aynı dosyayı çeşitli illerde ve yerlerde açarak TAMAMEN AYNI cümlelerle HİKAYE anlatıyorsunuz.
REDDEDİLDİK! DIŞLANDIK! BİR BAŞKA BAHARA KALDIK!.....
BU ESER SİZİN VE YÖNETİM KURULUNUZUNDUR BAŞKAN... SIFIR SONUÇ... HÜSRAN VE YIKILAN UMUTLAR...
Şu var ki; bu resimde sadece sizleri suçlamak haksızlık olur. 90 civarı şube başkanlarına da daha önce; "Genel merkeze bakış açınızı çekinmeden deklare edin ki onlar da bu memnuniyeti yahut memnuniyetsizliği görerek tavır alsınlar" dedik. Bir nokta hariç HİÇ BİRİNİZ O ASİL DURUŞU GÖSTEREMEDİ!!!
BU NOKTADAN SONRA KASIM AYI BEKLENECEK Mİ? YAZIK DEĞİL Mİ? DAHA SEKİZ AY VAR...
BU BAŞARISIZLIKTAN SONRA GENEL MERKEZ VE YÖNETİMİ HEMEN İSTİFA ETMELİDİR! HEMEN, HEMEN...
Değerli arkadaşlarım,
Bakınız bu yaşananlara; Akparti milletvekili bizler için bir kanun teklifi hazırlıyor. Daha doğrusu TEMAD bölge toplantılarında "bu teklifi biz hazırladık" diye övünüyor ama teklifin geçersizliğini 9/1 adaletsizliğini gizliyor! Çünkü, teklifin gerçek anlamda işlevi için grup başkanvekilleri ve başbakanın onayı gerekiyor. Sn. AKMAN her halde yine kasım seçimlerimizde Ankara'da sayın başkanı destekleme ve AKP adına SHOW yaptı, denebilir.
ŞU GERCEGİ LÜTFEN UNUTMAYALIM!...
O tarihten bu yana AKP ve başbakan bize tavır almış, bir çok sınıfa defalarca iyileştirme yapılır iken bizler ÖTEKİLEŞTİRİLMİŞ olduk ve bu yönetimimiz bunun sorumlusudur. Başka bir asker olan TESUD bu önemli konuda TÜM NOKTALARINA fikirlerini sorarak "NE GENELKURMAYIN NE DE HÜKÜMETİN arkasında olmayız" demiştir.
ZAFERLER YA DA YENİLGİLER, LİDERLERİN TUTUMLARI İLE BELİRLENİR...
İSTİFA MEKANİZMASI bu gibi noktalarda BİR ASİL DURUŞU İFADE EDER VE DE BİR ERDEMDİR.
Problemler çözülmek içindir. Çözülecektir. Bu böyle biline...
GÜN GELDİĞİNDE "B PLANI" UYGULANIR.... Tek tesellimiz hiç olmazsa sesimizi duyuran bir sitemizin olmasıdır.
BU YIL DA BİTTİ.... SEÇİM - YENİ HÜKÜMET - YAZ TATİLİ - YENİ BÜTÇE.... TEBRİKLER GENEL MERKEZ !!
BÜYÜK BİR MESLEK GRUBUNUN VEBALİNİ ALDINIZ. SİZİ AFFETMEYECEĞİZ!
SAYGILARIMLA.
ATİLLA ABAYLI
Daha öncesini de hatırlamıyorum. Benim akranım çoğu meslektaşım gibi ben de, daha çocuk yaşta, meslek seçme konusunda bir arayışa hiç fırsat bulamadan kendimi askeri okul üniforması içinde bulanlardanım. Üniforma altına giriş o giriş ömrümüzün ondan sonrası hep bir arayış içinde, bir şeyleri bulmaya çalışmakla geçti. Daha o yaşta sılamızı, anamızı babamızı aradık. Kendimize en uygun candan arkadaşlarımızı aradık. Okuldan mezun olduk kendimize uygun tayin yeri aradık. Gün oldu oturacak ev aradık. Vakti geldi dedik eş aradık. Eşi bulduk çoluk çocuk sahibi olduk, onlara uygun okul aradık. Uygun okulu bulduk, bulamadık, onlara uygun meslek ve iş aradık. Aradık da aradık. Emekli olduk ama arayışlarımız bitmedi, hala bir şeyler aramaya bu gün de devam ediyoruz.
Bu sıralama tabi ki bir genel sıralama. Şayet kişisel olarak, çalışma yaşamınız boyunca sizin “arama” kelimesiyle en çok yan yana getirdiğiniz kelime ne olabilir diye sorulsa, cevabım tereddütsüz “arıza” olurdu. Çalışma yaşamım hep arıza aramakla geçti desem yeridir. Amerikan hurdası elektronik cihazlarda arıza aramayı kastediyorum.
Benimle aynı dönemlerden olan meslektaşlarımın ne demek istediğimi çok iyi anlayacaklardır. Meslek yaşamımın son yıllarına doğru sıfır kilometre cihazlar tek tük yaşamımıza girmeye başlamış olsa da, ömrümüzün büyük bölümü, en az otuz kırk yaşında olan Amerikan gemilerinin ömürlerini tamamlamış hurda elektronik cihazlarıyla boğuşmakla, onların hiç bitmeyen arızalarını aramakla geçti. Yazılı hiçbir kuralı kitabı istatistiği yoktu ama, bu yaşlı cihazlarla uğraşırken kendi kendime benim vicdani ölçülerim vardı. Diyordum ki bu 30 yıllık cihazların performansını ne kadar yükseltmeye çalışırsam çalışayım, her şeyini eksiksiz hale getirsem bile, yıpranmışlıkları nedeniyle en iyimser şekliyle yüzde seksenin üzerine çıkarabilmek teorik olarak mümkün değildir. Sen herhangi bir anda bu cihazları, bu yüzde seksenin yüzde yetmişinden yararlanabilecek şekilde faal tutabilirsen sen görevini fazlasıyla yapmış olursun, başarılı sayılırsın.
Emekli olduk, artık o ikinci el Amerikan cihazlarıyla boğuşma günlerimiz geride kaldı, ama maalesef arayışlarımız hala devam ediyor.
Şüphesiz daha öncesi de var. Bu site kurulalı beş yıl geçti. Bu sitenin üyesi meslektaşlarımızın çok yakından bildiği gibi, sorunlarımızı 2006 yılından beri bir yerlere duyurabilmek için her gün bu platformlarda haykırıyoruz. Amacımız sesimizi sorunlarımızı çözmek durumunda olanlara duyurabilmek, onları harekete geçirebilmek. Bizim mesleğimiz dışında kimileri seslerini bir yerlere duyurmuş olacaklar ki onların sorunları çözüm yoluna girdi. Ama bilindiği üzere biz altı yıldır bir adım bile ileri gidemedik.
Birinci ayak olan Genelkurmay, bu güne kadar, ister çalıştığımız dönemde isterse emekli olduktan sonra, haklarımız konusunda bize hiç bir zaman bir baba olarak davranmamış, bizi kendisinden saymamış, silah arkadaşı sözü lafta kalmış, kendisini adeta patron, bizi de üzerinden tasarruf ve kâr edilmesi gereken çalışan olarak görmüştür. Yanlış anlaşılmasın, bizim şerefli mesleğimize, hireyarşiye assubaylığımıza bir diyeceğimiz yoktur. Bütün dünya ülkelerinin ordularında olduğu gibi, Türk Ordusu’nda da mutlaka subay da, assubay da olacaktır. Bizim itirazımız bu güne kadar bizi ikinci sınıf insan gören bazı hakkaniyetsiz uygulamalara. TSK personeline tanınan haklardan, bizim zümremize düşenden ne kadar kısılırsa birilerinin kendilerinin daha çok hak elde edeceklerine, daha rahat içinde yaşayacaklarına inananlara. Sanki bizim zümremize insanca yaşamaları için hak tanınırsa sanki bizim şımaracağımıza ve kendileri hak kaybına uğrayacaklarmış gibi davranış sergileyenlere.
Bu anlattıklarım bize reva görülen uygulamaların maddi yönüydü. İşin insanlıktan uzak manevi yönleri de var. Bize hep açıklanması güç ön yargılarla davranılmıştır. İşte çoğu meslektaşımın bana katılacağını sandığım, çok sık karşılaştığım, çarpıcı bir örnek. Altmış yaşındayım. Hala ne zaman bir emekli subayla tanışsam çoğunlukla aynı şeyleri yaşamışımdır. Bildiğiniz gibi toplumumuzda, iki kişi ismen tanıştıktan sonra karşılıklı ilk hitaplar, hep " Ahmet Bey - Mehmet Bey" şeklinde başlar. Tanıştığım zat şayet işlerine geldiğinde, külfet paylaşılacaksa bizi silah arkadaşı kabul eden, ama nimet paylaşılacaksa yok sayan sınıftan emekli biriyse, ne zaman ki benim emekli assubay olduğumu öğrenir, öğrenmez çoğunlukla ismimin önündeki "Bey" sıfatını kaldırmış sadece "Mehmet" şeklinde hitap etmeye başlamıştır. Bu ne biçim paradigmadır? Bu paradigma bu insanlara nasıl bir eğitimle kazandırılır ki; ben yaş olarak kendisinden yirmi yaş büyük olsam dahi, bu eğitimden geçen insanlar sırf benim otuz yıl geride kalan mesleğim yüzünden kendilerini böyle davranmak zorunda hissederler?
Bu bizi ezmeye odaklanmış duygular, bu ön yargılar nedeniyle bu güne kadar çok kayıplar yaşadığımıza inanıyorum. Ülkede diğer devlet memurlarının bağlı olduğu bakanlıkların üst düzey yetkilileri gerekli yasal düzenlemeleri tamamlattırıp, AÖF ile protokoller yapıp kendi personelinin yıllar önce ön lisans mezunu olmasına ön ayak olurlarken, biz assubayların önünün tıkanması için her şey yapılmıştır. Kendi olanaklarıyla okumaya kalkan assubaylara bile, haklarını vermeyi geçtim, düne kadar, "devletin mesaisinden çalıyorsunuz" diyerek maalesef cezalandırılmışlardır. Sözün kısası; bu cenahtan bize sahip çıkan yoktur. Son polislerin askerlikten muafiyet yasasının çıkmasında ilgili bakanlığın personelinin haklarını hükümet nezdinde takipçiliğini yapması örneğinde olduğu gibi, sahip çıkmak isteyen de kendi personelinin haklarına sahip çıkabilmektedir. Bizim haklarımızı korumaları beklentisinde olduğumuz ilgili cenahlar bu güne kadar yanımızda durmayı asla tercih etmedi. Bu gün ise ülkenin içinde bulunduğu bilinen şartlar nedeniyle, bu çevreler bambaşka malum sıkıntılar içinde olduğundan, bizim sorunlarımızın çözümü için haklarımızı kovalamaları çok çok daha zordur.
Siyaset ayağına gelince; yetişme tarzımız nedeniyle her ne kadar bizlere ters gelse de, maalesef, siyaset ve siyasetçi bir icraat yaparken, bu işin kendisine ne kadar oy getireceğine de baktığı bir gerçektir. Bu dün böyle olmuştur, bu gün de akıl almaz şekilde böyledir. Bu gün bizim dışımızda sorunları iktidarda yankı bulup çözüme kavuşmuş kesimlere bakıldığında edinilen izlenim, yapılan icraatların klasik “oy getirme” ölçüsünün yanına bir de “benden olan, benden olmayan” ölçüsünün eklendiğidir. Meclisten çıkan son yasalar ve Ankara'da sorunlarımızı içeren dosyalarla ilgili oynanan "ortada sıçan" oyunları bunun göstergesidir. Durum, maalesef iktidarın kafasında oluşturduğu “benden olanlar- benden olmayanlar” listelerinde camiamızın yerinin, “benden olmayanlar” listesinde olduğunu işaret etmektedir. İşimiz siyaset ayağı açısından da çok zordur.
Genelkurmayın sorunlarımıza sahip çıkmaması ve hakkımızdaki ön yargıyı yıkmanın atomu parçalamaktan daha zor olduğunu biliyorum. Bununla ilgili yapılması konusunda bir öneride bulunamıyorum. Siyasetçilerin bize ilgisiz kalışları, uzak durmaları konusunda ne yapılması gerektiğini herkesin benden daha iyi bildiğine inanıyorum. Bu konuda yapılacak en akla yatkın öneri, Sayın Meslektaşım Özcan Savtur’un (02 Şubat 2011) mesaj panomuza yazdığı mesajındaki öneriler gibi geldi.
Sorunlarımızla ilgili diğer ayakları böylece kısaca özetledikten sonra benim asıl arayışlarım TEMAD üzerine olacak.
Bilinen konu ama, saptama yapmak için burada bir daha tekrarlayalım. Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD), üç beş müteşebbis emekli assubayın bir araya gelip, haydi bir dernek kuralım demesiyle değil, devletin 2847 sayılı yasası gereği kurulan, tüzüğü Milli Savunma Bakanlığı tarafından onaylanmış yarı resmi bir dernektir. Yani bir anlamda, devletin, kendi üyelerini zaptı rapt altına alsın diye görev verdiği, özel yasası olan, bu konuda esnaflıkla iştigal edeceklerin üye olmak zorunda oldukları, elektrikçiler odasına benzer bir kurum. Bu sahada ikinci bir dernek kurulması dahi yasak: Bakınız ilişikteki link. (http://www.dernekler.gov.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=76%3A2847-sayl-kanun-genelge-200553&catid=34%3Agenelgeler&Itemid=46&lang=tr)
Bu yönden TEMAD’ı sıkıntılarımızı çözmeye katkısı, haklarımızı savunması açısından, kuruluş yasasındaki kısıtlamalar nedeniyle, ne kadar faal olurlarsa olsunlar, benim meslek yaşamım boyunca uğraştığımı söylediğim, performansları sınırlı, hiçbir zaman yüzde yüze verimliliğe ulaşamayacakları daha baştan belli ikinci el Amerikan cihazlarına benzetebiliriz.
Biliyorsunuz yolcu otobüsle, yük kamyonla taşınır. Ama bu demek değildir ki iyi niyetli, dirayetli, yolculardan yana davranan bir şoför imkanları zorlar, zorunlu hallerde, örneğin bir dereyi geçerken, bir dağı aşarken, bir kamyonla yolcuları bir yerden bir yere taşıyarak selamete erdiremez; tabii ki de bal gibi de taşınabilir.
Ancak, zor durumda kalmış yolcuları taşıyacak kamyona iyi niyetli, dirayetli bir şoför, ikinci el Amerikan cihazına gerçeklerin farkında olan bir teknisyen gerektiği gibi, TEMAD örgütünün başında da yetenekli, sınırları zorlayabilecek yöneticiler getirilirse sorunlarımızın çözümüne katkısı mevcut durumdan çok çok daha fazla olur inancındayım.
Üyelerin beklentilerine cevap veremeyen bu yetersizlikler, dernek üyesi bir çok meslektaşlarımız tarafından, bu sitenin platformlarında yıllardır dile getirilmektedir. Bunları hariç burada tekrar teker teker sıralamaya gerek görmüyorum. Sadece tek bir örnek vereceğim. Bir ulusal TV kanalına çıkabilmek TEMAD Genel Başkanı için sık ele geçen bir fırsat olmadığını hepimiz biliyoruz. Bir TEMAD Genel Başkanı böyle bir fırsatı eline geçirdiğinde, bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirebilmek, başkanı olduğu derneğinin üyelerinin sorunlarını kamuoyuna anlatabilmek için, belirli bir strateji içinde hareket etmeli, bu işlerin uzmanlarından yardım almaktan çekinmemelidir. Geçen yıllarda yapıldığı gibi, bir TEMAD Genel Başkanı, üyelerinin çoğunluğu üniversite mezunu oldukları için, üniversite mezunlarının karşılığı olan haklarını istemek üzere televizyona çıkmışken, kamuoyuna bunu anlatmak yerine, “aslında ben ortaokul mezunuyum” deyip, nasıl lise fark dersi sınavına katıldığını anlatmamalıdır. Ben bu nedenle, bir dernek üyesi olarak, mevcut TEMAD Genel Başkanı’nı hakkımı savunabilme, sıkıntılarımızı kamuoyuna mal etme yönünden başarılı bulmuyorum.
Sorunlarımızın çözümünün üç ayağından ikisi olan Genelkurmay ve siyaseti tek başımıza doğrudan harekete geçirebilmesi biz üyelerin inisiyatifi dışındadır. Bulunduğumuz coğrafyada, çevre ülkelerde ve ülkemizdeki gelişen olayları değerlendirdiğimizde, toplumun her kesiminde olduğu gibi bizim zümremizde de örgütlü olmaya, yarın bu günden çok daha fazla gereksinme duyacağımız inancındayım.
Tek yasal temsilcimiz TEMAD'ı performansın en üst düzeyde tutma görevimiz, siyaseti ve Genelkurmay'ı harekete geçirmeye çalışmaktan önce gelmektedir. Bu iki ayaktan şikayet etmeye başlamadan önce mutlaka kendi kapımızın önünü temizlememiz, ayakta durmak için bastığımız zemini sağlam tutmamız gerekmektedir. Bunun inisiyatifi ise bizim kendi elimizdedir. Bildiğim kadarıyla bu yıl, siyasette olduğu gibi aynı zamanda TEMAD Genel Merkezi yönetiminin yenilenme yılıdır. Camia olarak birbirimizin gırtlağına sarılıp, birbirimizi yemeye çalışmak yerine, bu görevlere gönüllü, bu işin altından en iyi şekilde kalkabilecek meslektaşlarımızı içimizden bulup, eskilerine bu güne kadar yaptıkları için teşekkür edip, buraları daha iyi doldurabilecek yeni kişileri görevlendirmeyi biz TEMAD üyesi emekli assubaylar, mutlaka başarmalıyız. Eğer öncelikle biz bunu kendi aramızda başaramazsak, önümüzdeki yıl bu günlerde bu platformlarda yine TEMAD’ı tartışıyor olacağız ve kimseden şikayet etme hakkımız kalmayacaktır.
Peki bu nasıl olacak derseniz, bu konudaki naçizane önerilerim gelecek yazıya...
Saygılarımla...
Değerli arkadaşlarım.
Assubaylarla ilgili kanun tekliflerinin konum ve durumlarını bilmek istiyorsanız buyrun görün. Her şey ortada. Önümüzde seçim var ya, nasıl olsa yine kandırır, aldatır, oyalarız düşüncesini uygulayıp, ÜÇ MAYMUNU oynayacaklar.
Maaş promosyonu geneli kapsadığı için belki çıkar. Ama korkarım burada yine önceki iyileştirmelerde olduğu gibi ASSUBAYLARI unutmazlar veya özellikle KAPSAMDAN çıkarmazlar.
Saygılarımla.