Değerli Meslektaşlarımız
Bu sitede özverili arkadaşlarımızla birlikte TEMAD ve mücadeleye destek misyonumuzu yerine getirdik. Yazı dizileri, makaleler, davamıza inandırdığımız yazarların destekleri, gazete ilanı, protesto yürüyüşleri ve TEMAD koordinesinde yapılan eylemlerle sesimizi sağır sultana bile duyurduk.
Ancak; Başbakan, MSB ve Genelkurmay Başkanı'nın sözlü ve yazılı açıklamalarına rağmen, adaletsiz başlangıç dereceleri ile gerçekleşen intibaklar dışında, ciddi bir şekilde sorunlarımızı çözme kararlılığı gösterilmedi!
15 Temmuz darbe girişiminden önce çözüm makamında bulunan TSK içindeki hainlerin, ön yargılı haksızlıkları özellikle assubayların aidiyet duygusunu yok ederek TSK'yı yıpratmayı amaçladıkları için yaptıkları anlaşılmaktadır.Bu gerçek göz önüne alınarak çözümün gerçekleştirileceğine inanıyoruz!
Bizler, çok zor şartlar altında, ölümle baş başa görev yapmamıza rağmen hiç bir zaman imtiyaz ve ayrıcalık istemedik. Tek talebimiz adalet olmuştur. Haklı taleplerimizi sağır sultan duysa da adalet sağlanıncaya kadar her platformda haklarımızın takipçisi olacağız. Bu nedenle bir kez daha tüm yetkililere taleplerimizi mail kampanyası ile dile getireceğiz.
Mail kampanyasına katılım kararlılığımızın göstergesi olacaktır. Bu hepimizin sorunudur. İki dakikanızı ayırmanızı, aşağıdaki metnin ilgililere ulaştırılacağı mail kampanyasına destek vermenizi bekliyoruz.
Kendisine ve mesleğine saygının gereğini yerine getiren meslektaşlarımıza teşekkürlerimizle...
EMEKLİ ASSUBAYLAR
NOT: Bilgisayar kullanmayan meslektaşlarımızın onayını alarak (mümkünse TC numaralarını belirterek onlar adına katılabilirsiniz. Bu yasal bir başvuru hakkı olduğu için lütfen nick (takma isim) kullanmayınız.
İLGİLİ MAKAMA
Biz assubaylar, bu ülkeye ve ordumuza sadakatimizi terimiz, kanımız ve canımızla ispat ettik. Karşılığında imtiyaz ve ayrıcalık değil sadece adalet talep ettik. Ancak ön yargılarla sosyal ekonomik ve insani haksızlıklara uğratıldık.
Ülkemiz ve Türk Silahlı Kuvvetleri sancılı bir coğrafyada, tarihe ibret notu düşülecek zor bir süreçten geçiyor, geçmektedir.
Maalesef, geriye dönüp baktığımızda son on yıl içinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin tüm unsurları açısından yakın tarihe ibret, esef ve acı dolu notlar düşülmüştür.
Gözünü değil, canını budaktan, kurşundan esirgemeyen TSK mensupları, düzmece iddianamelerle, terör örgütü üyelerinin gizli tanıklığı ile kurulan kumpaslarla Genelkurmay Başkanlığı yapmış komutanlar dâhil olmak üzere hapislerde süründürülmüş, bu tehlike atlatılırken bu kez bölgede güçlü bir Türkiye ve TSK olmasını istemeyen hainler devreye girmiş, TSK içerisine üniformaya saklanarak giren fetullahçı terör örgütü mensubu hainler 15 TEMMUZ'da darbe girişiminde bulunmuşlar, bu hain saldırı demokrasiye bağlı halkımızın cesurca karşı koyması ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin büyük bölümü tarafından birlik içinde göğüslenmiştir.
Çağdaş demokrasi ve cumhuriyete bağlı Türk Ordusu dimdik ayaktadır.
Bu kahpe saldırılardan en büyük maddi ve manevi zararı, ülkemiz kadar assubaylar görmüştür!
Bunca yıl HUKUK adına yaptığımız haklı ve yasal taleplerin ön yargılarla “STATÜ KANUNU”na dayandırılarak geri çevrilmesinde rol oynayanların TSK içindeki karar mekanizmasında görevli fetocu hainler olduğu ve asıl amaçlarının adaletsizliklerle assubayların moral ve hizmet verimliliğinin, aidiyet duygusunun yok edilerek TSK'yı yıpratılması olduğu ortaya çıkmıştır!
Biz assubayların kuş uçmaz kervan geçmez dağlarda, azgın denizlerde mesai mevhumu gözetmeden, ölümle burun buruna ve zor şartlarda görev yaptığmız malumlarınızdır. Bugüne kadar hiç bir zaman imtiyaz ve ayrıcalık talep etmedik. Tek talebimiz adalettir!
Buna rağmen daha göreve adım attığımız gün büro memuru statüsünde, aynı tahsile tabi bir çok kamu personelinden daha alt derece ve kademeden göreve başlatılmamız, hak ettiğimiz tazminatlardan ve sosyal haklardan mahrum bırakılmamız, her sorunumuza ön yargı ile yaklaşılması, bunun hiyerarşı kılıfı ile haklı gösterilmeye çalışılması hiç bir değer yargısı ile haklı görülemez!
Bilim ve teknoloji çağı olan 21'inci yüz yılda yaşıyoruz. Bakış açıları değişmelidir. 70 yıl öncesinin şartlarına takılıp kalmak GÜÇLÜ ORDU GÜÇLÜ TÜRKİYE’nin gerçekleşmesi önünde en büyük engeldir.
Statü Kanunu hukuki gerçekliğini yitirmiştir, zulme dönüşmüştür. TSK mevcut yasalarını adalet ekseninde çağın gereklerine uygun olarak yeniden düzenlemelidir.
Bir çok kez dile getirdiğimiz temel sorunlarımız aşağıdadır. Dileğimiz sadece ön yargısız, samimi, gerçeği anlamaya çalışarak küçük bir zaman ayırmanız ve sadece adaleti gerçekleştirmenizdir.
Takdirlerinize arz ederim.
BAŞLANGIÇ DERECELERİ
Görev koşulları ve sorumlulukları assubaylarla kıyaslanamayacak bir çok devlet memuru MYO mezunu ise 9/2, lisans mezunu ise 8'inci dereceden göreve başlamaktadır. Assubayların da aynı derece ve kademeden göreve başlatılarak intibaklarının yapılmasının teminini,
GÖREV-MAKAM TAZMİNATI
Assubaylar yasalardaki tarif ve uygulamaya göre TSK kadrolarında subayların yardımcısı olarak görev yapmaktadır. Yarbay ve üst rütbelerdeki subay/general ve amirallere verilen çeşitli tazminatlardan görev-makam tazminatları Başbakan ve Genelkurmay Başkanı'nın taahhütlerine rağmen assubaylara verilmemektedir. Assubaylığın son rütbesi olan kıdemli başçavuşlara tazminatların verilmesinin teminini
SAĞLIK NEDENİYLE EMEKLİLİK
Tam teşekküllü hastaneden sağlam raporu alarak orduya giren personelden, görev koşulları ve çeşitli nedenlerle sağlıklarını kaybedenler "TSK'da görev yapamaz" raporu verilerek istekleri dışında resen emekli edilmektedirler. TSK dışında sağlık nedeniyle resen emekli edilen kamu görevlisi yoktur ve emsallerinin derece ve kademesine ulaşamadıkları için mağdurdurlar. Bu personele emsallerinin derece ve kademesini geçmemek kaydı ile derece ve kademe ilerlemesi yapmalarının veya asgari bir derece verilerek emekli edilmelerinin sağlanmasını,
DİSİPLİN YASASI VE SİCİL AFFI
Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Yasada tanımı yapılmayan hiç bir fiil suç sayılmamış ve müeyyide uygulanmamıştır. Disiplin, askerliğin temelidir. Ancak Askeri Disiplin Yasası tamamen amirin keyfiyetine kalan, bahanelerle alınan savunmalar karşılığında belli bir puanı kaybeden personelin TSK ilişiği kesilmektedir. Personelin çalışma güvencesini yok sayan bu uygulamanın hukuk normlarında yeniden düzenlenmesinin ve geçmişte bu yüzden aldığı cezalarla mağdur olan ve bugüne kadar sadece askeri personel için uygulanmayan sicil affının sağlanmasını,
KALKINMADA ÖNCELİKLİ İLLERDE GÖREV YAPANLAR
Olağanüstü hal bölgesi ve kalkınmada öncelikli illerde görev yapan 657 sayılı devlet memurların bölgede geçen her 2 yıl hizmetleri karşılığında fazladan 1 kademe verilmektedir. Daha ağır görev koşullarında çalışan askeri personelin de bu haktan yararlanmasının teminini,
ASTSUBAY KAYNAĞININ FAKÜLTE MEZUNU OLMASI
Günümüz koşullarında lisans seviyesinde öğrenim bir çok meslek için zorunluluktur. TSK'da çağın gerekleri ve hizmet verimliliğine katkıları ve fakülte mezunlarının askerliklerini er olarak yapmaları nedeniyle onlara emir ve komuta eden assubayların fakulte mezunu olmalarını zorunluluk haline getirmiştir, bu nedenle Asb. MYO lisans seviyesine çıkarılmasının teminini.
OYAK’TAKİ ADALETSİZLİK
Ordu Yardımlaşma Kurumu'nun (OYAK) varlığını bugüne getiren üyelerin büyük bölümü zorunlu sebeplerle sistem dışında kalmıştır. Kuruma aynı şartlarla aynı sürede üye olanlar arasında haklar bakımından büyük farklıklar oluşmaktadır. Kurum, üyelerin aidatları ile kurduğu şirketlerin kârlarının tamamını üyelere nema olarak dağıtmamış, büyük bölümünü yeni yatırımlara yönlendirmiştir. Bu nedenle kurum iştiraklerinde tüm üyelerin hakları olduğu gerçeği doğrultusunda her üyeye katılımları nispetinde hisse senedi verilerek gerçekleştirilmesi, dileyen üyelerin birikimlerini kurumda değerlendirilmesi sağlanmalıdır.
Saygılarımla arz ederim.
Saygıdeğer Meslektaşlarımız
Öncelikle Genelkurmay Başkanı'mız dahil tüm Kuvvet Komutanları'mıza yeni görevlerinin hayırlı olmasını diliyoruz. Bizlere uygulanan sosyal, ekonomik ve insanî haksızlıkları 'sağır sultan duymuş olsa da' dile getirmek, sorunlarımızın çözümünü bir kez daha hatırlatmak için hazırladığımız AÇIK MEKTUP'u ülkemizin içinde bulunduğu hassas dönem nedeniyle bu güne erteledik.
Biz, imtiyaz talep etmiyoruz! Bu orduya ve ülkemize sadakatimizi terimiz, kanımız ve canımızla kanıtladık. Adalet sağlanıncaya kadar yasal mücadelemiz devam edecektir.
Bir dakikanızı ayırarak yasal taleplerimizi ve bu konudaki düşüncelerimizi adınız, sınıf ve rütbenizi ve TC numaranıza yazıp gönder tuşuna basarak Genelkurmay Başkanlığı ve 4 Kuvvet Komutanlığı'na gönderilmesini sağlayabileceksiniz. Katkılarınız için şimdiden teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Kampanyaya katılım kararlılığımızın ifadesidir. Huzur ve adalet dolu günler diliyoruz.
SİTE VE ASSUBAY GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
Sayın Genelkurmay Başkanım ve Kuvvet Komutanlarım,
Sizlere bu mektubumu göreve ilk başladığınız günlerde göndermeyi planlamıştık. Ancak, ülkemizin içinde bulunduğu hassas dönemde bunu ertelemek zorunda kaldık! Yeni rütbeleriniz ve görevleriniz size ve ülkemize hayırlı olsun.
Türk Silahlı Kuvvetleri sancılı bir coğrafyada, tarihe ibret notu düşülecek zor bir süreçten geçiyor, geçmektedir.
Maalesef, geriye dönüp baktığımızda son on yıl içinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin tüm unsurları açısından yakın tarihe ibret, esef ve acı dolu notlar düşülmüştür.
Gözünü değil, canını budaktan, kurşundan esirgemeyen TSK mensupları, düzmece iddianamelerle, terör örgütü üyelerinin gizli tanıklığı ile Genelkurmay Başkanlığı yapmış komutanlar dâhil olmak üzere hapislerde süründürülmüştür. Ne yazık ki, Türk Siyaseti kendi ordusunun linç edilmesine seyirci kalmıştır!
Ancak, Türk Silahlı Kuvvetleri içeriden gördüğü, beklemediği, alışkın olmadığı bu kahpe saldırıları da tüm mensupları ile birlik içinde göğüslemiştir. Ata’sına, O'nun ilkelerine, bağlı çağdaş Türk Ordusu dimdik ayaktadır.
Türk Ordusu'na kumpas, gece yarısı TBMM’den geçirilen maksatlı bir kanunla kurgulanmıştır.
O halde “KANUN” her zaman “HUKUK” değildir.
Bunca yıl HUKUK adına yaptığımız talepler, hep bir “STATÜ KANUNU”na dayandırılarak geri çevrilmektedir.
Sayın Komutanlarım,
Assubaylar 211 sayılı yasa ve uygulamaya göre subayın en yakın yardımcısıdır. Subaylarlarla Genelkurmay Başkanlığı'na ve aynı bakanlığa bağlı olarak, tıpkı subaylar gibi savaş sanatını icra ederler. Aynı ortamda daha ağır görev koşullarında çalışırlar. Ancak bulundukları hiyerarşik yapıya saygılı olmaları ve bire bir aynı hakları talep etmemelerine rağmen nedense ön yargılarla haksızlığa, hukuksuzluğa uğratılırlar. Her kurum kendi personelini koruyup kollarken, bir emirle ölüme gönderdiğiniz personelin bu haksızlıkları önce sizlerin adalet ve vicdan duygularını rahatsız etmesi gerekirken bu haksızlık ve adaletsizliklerin kaynağı siyasi iktidarlar değil, bizzat kendi kurumumuzun olması kabul edilemez!
Hiç bir kamu kurumunda hiyerarşi ileri sürülerek personelin sosyal, ekonomik ve insani açıdan mağdur edilmesine izin verilmemiştir. Örneğin; Emniyet hizmetleri mensupları bekçisinden amirine herkes mezun olduğu okulun karşılığı dereceden göreve başlar. Görev ve makamın özellikleri dışındaki haklar istisna olmak üzere, ekonomik ve sosyal ayrımcılıkları yoktur. Diğer bakanlıkların personeli arasında da durum aynıdır.
Bizlerin hangi şartlarda görev yaptığımız malumlarınızdır. Buna rağmen daha göreve adım attığımız gün büro memuru statüsünde, aynı tahsile tabi bir çok kamu personelinden daha alt derece ve kademeden göreve başlatılmamız, hak ettiğimiz tazminatlardan sosyal haklardan mahrum bırakılmamız, her sorunumuza ön yargı ile yaklaşılması hiç bir değer yargısı ile haklı görülemez!
Cumhuriyet'in kazanımları sadece belirli kesimlerin olamaz! Bizler de Türkiye Cumhuriyeti'nin fertleri ve bir üniforması da kefen olan mesleğin mensuplarıyız. Bu mesleğimizi de ülkemizin sosyal adalet politikası şartlarında yapmamız gerektiği malumlarınızdır.
Zaman zaman muvazzafların sorunlarını dile getirdiğimiz düşünülerek bundan duyulan rahatsızlık dile getirilmektedir. Adalet herkes içindir. Muvazzafın kazanımı ve kaybının emeklilere yansıtıldığı, ayrıca hiç bir kurum personeline verilmeyen sorumlulukları, bizlerin SEFER GÖREV EMRİ taşıdığımızı, her an silah altına alınıp dile getirdiğimiz haksızlıkları yaşayabileceğimiz gerçeği de göz ardı edilmemelidir.
Sayın Komutanlarım,
Bilim ve teknoloji çağı olan 21'inci yüz yılda yaşıyoruz. Bakış açıları değişmelidir. 70 yıl öncesinin şartlarına takılıp kalmak GÜÇLÜ ORDU GÜÇLÜ TÜRKİYE’nin gerçekleşmesi önünde en büyük engeldir.
Statü Kanunu hukuki gerçekliğini yitirmiştir, zulme dönüşmüştür.
Sıkıntılara birlikte katlanıyor, birbirimize sırtımızı dayayıp teröristin üzerine gidiyor, birlikte ölüyoruz, dahası var mı?
Cenazelerimizi gene biz kaldırıyoruz, ötesi var mı? Ancak, adaletsizlikler görevdeki meslektaşlarımızın moral ve hizmet verimliliğini emeklilerin kurumlarına olan aidiyet duygusunu yok etmektedir!
Bizler, kurumumuza ve hiyerarşiye saygılıyız. Bu ülkeye ve ordumuza sadakatimizi terimiz, kanımız ve canımızla ispat ettik. Talebimiz sadece ve sadece herkesin hakkı olan adalettir.
Bir çok sorunumuz yeni bir yasaya gerek duyulmadan komutanlık insiyatifleri ile çözülebilir.
Bir çok kez dile getirdiğimiz, sizin de malumlarınız olan temel sorunlarımız aşağıdadır. Çözümsüz değildir! Dileğimiz sadece ön yargısız, samimi, gerçeği anlamaya çalışarak 20 dakika zaman ayırmanızdır.
Takdirlerinize arz ederim.
TEMEL SORUNLARIMIZIN ÖZETİ;
-Görev koşulları ve sorumlulukları assubaylarla kıyaslanamayacak bir çok devlet memuru MYO mezunu ise 9/2, lisans mezunu ise 8'inci dereceden göreve başlamaktadır. Assubayların da aynı derece ve kademeden göreve başlatılarak eski mezunların intibaklarının MYO mezunu gibi yapılmasının teminini,
-Birinci dereceden emekli olanlar ile 2. ve 3. dereceden emekli olanların arasındaki fark en çok 1-3 hizmet yılıdır. Hatta bir ay gibi kısa hizmet süresi olmasına rağmen, Emekli Sandığı Yasası, Madde Ek-70, 1'inci Fıkra (b) bendinde yer alan grupların oranlarındaki dengesizlik nedeniyle, %30 ile %40 arasında maaş farkı doğmasına neden olmaktadır. Bu adaletsiz uygulamanın düzeltilmesi için Genelkurmay Başkanlığı'nın hazırlayıp M.S.B. tarafından hükümete teklif edilen değişikliğin gerçekleşmesi ile adalet ve eşitliğin sağlanmasının teminini,
-GÖREV TAZMİNATI: 2000 yılında sadece general ve amirallere ödenen, 2002 yılında ise yarbay ve albaylar ile bazı kamu görevlilerine ödenmeye başlanan temsil tazminatı, yasanın özüne aykırı olarak diğer askeri personele ödenmemiştir. Bu durum maaş dengelerini bozduğu gibi, küçük rütbeli personelin açlık sınırına yakın maaş alarak hayat idamelerini güçleştirmiştir. 631 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnameye istinaden çıkarılan 2002/3546 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 1'inci maddesinin iptali için açılan dava sonucunda, DANIŞTAY İdari Dava Daireleri Kurulu kararın yasaya aykırı olduğuna karar vermiştir! Buna rağmen adaletsiz uygulama devam etmektedir. Tazminatın KHK ve Danıştay kararına uygun hale getirilerek mağduriyetin önlenmesinin temini.
-Ordu Yardımlaşma Kurumu'nun (OYAK) varlığını bugüne getiren üyelerin büyük bölümü zorunlu sebeplerle sistem dışında kalmıştır. Kuruma aynı şartlarla aynı sürede üye olanlar arasında haklar bakımından büyük farklıklar oluşmaktadır. Kurum, üyelerin aidatları ile kurduğu şirketlerin kârlarının tamamını üyelere nema olarak dağıtmamış, büyük bölümünü yeni yatırımlara yönlendirmiştir. Bu nedenle kurum iştiraklerinde tüm üyelerin hakları olduğu gerçeği doğrultusunda her üyeye katılımları nispetinde hisse senedi verilerek gerçekleştirilmesi, dileyen üyelerin birikimlerini kurum değerlendirilmesi sağlanmalıdır.
-Tam teşekküllü hastaneden sağlam raporu alarak orduya giren personelden, görev koşulları ve çeşitli nedenlerle sağlıklarını kaybedenler "TSK'nde görev yapamaz" raporu verilerek istekleri dışında resen emekli edilmektedirler. TSK dışında sağlık nedeniyle resen emekli edilen kamu görevlisi yoktur ve emsallerinin derece ve kademesine ulaşamadıkları için mağdurdurlar. Bu personele emsallerinin derece ve kademesini geçmemek kaydı ile derece ve kademe ilerlemesi yapmalarının veya bir derece verilerek emekli edilmelerinin sağlanmasını,
-Gerek 5434 sayılı kanun, gerek 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı kanunun 40'ıncı maddesi ile, assubaylara her 360 günlük fiili hizmetlerine karşılık ayrıca 90 gün de fiili hizmet zammı hakkı verilmekte ve bunun pirim karşılıkları yıllık olarak görev yapılan kurumlarca Sosyal Güvenlik Kurumu'na ödenmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından fiili hizmet zam hakkım, maaş bağlanma oranı ve emeklilik ikramiyesine yansıtıldığı halde aylık derecemde dikkate alınmamıştır. Fiili hizmet zammı süremin, aylık derece ve kadememin tespitinde dikkate alınarak intibakımın tespit edilen derece ve kademeden yapılmasının teminini,
-Olağanüstü hal bölgesi ve kalkınmada öncelikli illerde görev yapan 657 sayılı devlet memurların bölgede geçen 2 yıl hizmetleri karşılığında 1 kademe verilmektedir. Daha ağır görev koşullarında çalışan askeri personelin de bu haktan yararlanmasının teminini,
-Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Yasada tanımı yapılmayan hiç bir fiil suç sayılmamış ve müeyyide uygulanmamıştır. Disiplin, askerliğin temelidir. Ancak yeni Askeri Disiplin Yasası tamamen amirin keyfiyetine kalan, bahanelerle alınan savunmalar karşılığında belli bir puanı kaybeden personelin TSK ilişiği kesilmektedir. Personelin çalışma güvencesini yok sayan bu uygulamanın hukuk normlarında yeniden düzenlenmesinin sağlanmasını,
-TSK personeli 1-10 yıl arasında devlet tarafından okutulmasına rağmen, istisnasız tüm subay ve assubaylar 10 yıl mecburi hizmet yükümlülüğüne tabidirler. Şartları kendisine uygun bulmayan kişilerin Anayasa ve AİHS aykırı zorla hizmette çalıştırılması kişinin mutsuzluğu kadar hizmetlerin verimli olmamasına neden olmaktadır. Mecburi hizmetin kaldırılması veya okul süresine bağlı olarak makul seviyelere çekilmesini ya da kişilerin devlete tazminat ödeyerek zorunlu hizmetten muaf tutulmalarının teminini,
-Günümüz koşullarında lisans seviyesinde öğrenim bir çok meslek için zorunluluktur. TSK de çağın gerekleri ve hizmet verimliliğine katkıları ve fakülte mezunlarının askerliklerini er olarak yapmaları nedeniyle onlara emir ve komuta eden assubayların fakulte mezunu olmalarını zorunluluk haline getirmiştir, bu nedenle Asb. MYO lisans seviyesine çıkarılmasının teminini.
Saygılarımla arz ederim.
Adı ve Soyad:
Sınıf ve rütbesi:
Mail kampanyamız sona ermiştir. Katılımınız için teşekkür ederiz...
Değerli üyelerimiz
Bizler, büyük bir aile olarak siyasi gücümüzü ne yazık ki kullanamadık. TEMAD yönetimi, bölge toplantılarında siyasi partilerle görüşmelerinin devam ettiğini, kontenjan alacağını ve bizlerin bölgelerimizdeki milletvekili adaylarımızı seçmemizi istemiş olmasına rağmen, yapılan mahalli ve milletvekili seçimlerinde kişisel hesaplarla şubelerin görüş ve önerilerini dahi almamış, bu konuda hiçbir girişimde bulunmadan sessiz kalmış, aday olan birçok arkadaşımıza destek verilmemiş, adaylıkları koordine edilmemiş İktidar partisinden aday olan Gn.Bşk.Yrd. desteklenmek bir yana adeta Bizans oyunları ile yönetimden uzaklaştırılarak desteksiz bırakılmıştır!
Bunun yanı sıra, siyasi partilere bir DEKLARASYON verilmesi ve bu deklarasyonun ulusal bir gazetede yayınlanması için, 'ilan ücretinin mücadeleye destek kampanyası ile karşılanması mümkün iken' bu önerilerimize yanıtı daha vermemiştir! Sonuçta assubay ailesinin bir milyon oyu heba edilmiştir. Bu seçimler bizim için bir fırsat olmasına rağmen, geçen mahalli ve milletvekili seçimlerinde olduğu gibi bu seçimde de hiçbir hazırlığın seçimin lehimize çevrilmesinin çalışması yapamamıştır.
Bu yönetimin, assubayların sorunlarının çözümü gibi bir derdi yoktur. Nitekim Gn.Bşk. Ahmet KESER ben sizden sorun çözmek için yetki almadım açıklaması ile bunu itiraf etmiştir. Muhatapları ile diyaloğu sonlandıran yönetimin sorunların çözümüne katkısının olacağına ihtimal vermiyoruz.
Değerli arkadaşlarımız, mücadele kimsenin tekelinde olmadığı için biz yönetim zafiyetinden kaynaklanan bu boşluğu doldurmaya devam edeceğiz. Seçimlerde, aile fertlerimizle birlikte bir milyon oyu temsil etmekteyiz. Bunun önemini mecliste grubu bulunan siyasi partilere hatırlatmak için "HAKSIZLIKLARIMIZ KADER OLMAMALI" başlıklı yazımızda belirttiğimiz deklarasyonu, adımızı ve mail adreslerimizi yazarak gönder tuşuna basmak suretiyle partilere göndereceğiz.
Bu önemli hususun yerine getirilmesi için lütfen gerekli duyarlılığı gösterelim. Bu maili, tüm emekli arkadaşlarımız, eşlerimiz, aile fertlerimiz olarak da imzalamak mümkündür. İnternet kullanmayan arkadaşlarımızın onayını alarak onlar adına da gönderebiliriz. Aile fertlerimiz, sınıf ve rütbesi karşısına Asb. Eşi- Asb. annesi gibi ibare yazması yeterlidir. İsmimizin yanına vatandaşlık numarasının yazılmasında yarar görüyoruz.
Herşeyin gönlünüzce olmasını diliyoruz.
SİTE YÖNETİMİ
Siyasi Partimizin Saygıdeğer Yetkilileri,
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin temel direklerinden biri olan assubaylar, mesai kavramı olmadan, nöbet, tatbikat, gece eğitimi ve özel görevler ile bir ayın asgari bir haftasını '24 saat esasına göre' tek kuruş fazla mesai ücreti almadan kışlada geçiren, meslek yaşamı hukuka aykırı disiplin yasası ve amir keyfiyeti ile tehdit altında olan, devlet hesabına okuduğu süre dikkate alınmadan tüm personel için 10 yıl mecburi hizmetle yükümlendirilen, görev süresi içinde 8 -10 kez tayin gören, bir üniforması da kefen olan, sadece göreve ve ölüme gönderilirken hatırlanan, sosyal ve ekonomik haksızlıklara uğratılarak vatanseverlik duyguları istismar edilen mesleğin mensuplarıdır!
Bugün görevi, koşulları ve sorumlulukları assubaylarla kıyaslanamayacak olan kamu görevlileri, MYO mezunu ise 9/2, lisans mezunu ise 8'nci dereceden göreve başlatılıp ¼ dereceye kadar yükselirken, bu hak sadece assubaylardan esirgenmektedir! Bir çok KİT işçi emeklisinin aldığı maaş, assubay emeklilerinden fazladır. Özellikle, büyük çoğunluğu 3. ve 2. dereceden emekli olanlar açlık sınırında maaş almakta, adeta yaşam savaşı vererek, zor koşullarda ve sosyal durumlarına uygun olmayan işlerde çalışma mecburiyetinde kalmaktadırlar!
Ülkesine ve ordusuna sadakatini ağır görev koşullarında canı, kanı ve teri ile kanıtlamış, ordumuzun temel direklerinden olan assubaylar, yıllardır ön yargılar sonucu bir çok sosyal ve ekonomik haksızlıklara uğratılmışlardır. Bizlerin talebi; imtiyaz veya daha fazlası değil adalet, eşitlik ve insan onuruna saygıdır!..
Uğradığımız sosyal ve ekonomik haksızlıklarımız için Genelkurmay Başkanlığı dahil tüm yetkili makamlar, haklılığımızı tescil eden çözüm sözleri vermekte, milletvekili adaylarının seçim bildirgelerinde yer almakta ve bizzat MSB'ı seçim gezilerinde sözler vermekte, fakat bilahare unutulmakta, unutturulmak istenmektedir!....
Dilekçelerimiz üzerine, bizlere destek veren milletvekillerimizin önerileri kabul edilmemiş, 'araştırma önergeleri haklı olduğumuz belirtilmesine rağmen!' seçimden sonraya bırakılmış, Genelkurmay ve MSB teklifleri ise işleme dahi konulmamıştır. Maliye Bakanlığı müracaatlarımıza verdiği yanıtta; assubayları, birinci dereceden maaş alan, görevi ve koşulları assubaylarla benzerliği bile olmayan kamu görevlileri ile kıyaslamaya çalışırken, 'nedense!' ilkokul mezunu KİT işçi emeklisinin yüksek okul mezunu assubaydan iki misli fazla maaş aldığı gerçeğini gözardı etme talihsizliğini göstermiştir!...
Başbakanımız ve Genelkurmay Başkanımız tarafından verilen sözler hayata geçirilmemiştir. 26 Aralık 2008 tarihinde gerçekleştirilen Birleştirilmiş Komutanlar Toplantısı'nda alınan kararların gereği olarak, ekonomik haklarımız konusunda iyileştirmeler içeren ilgili teklifler Başbakanlığa ve MSB gönderildiği basın açıklaması ile bildirilmiş ve bu durum 23 Mart 2009 tarihinde MSB'ımız tarafından da teyit edilmiş olmasına rağmen, bu konularda hiçbir ilerleme kaydedilmemiştir!
Bizler, hiyerarşiye saygılıyız. Fakat, assubayların sosyal ve ekonomik haksızlıkları hiyerarşi ile haklı gösterilemez!
Uğradığımız haksızlıklar sonucu, çalışanların moral ve hizmet verimliliği düşmüş, kurumlarına olan güvenleri kaybolmaya başlamıştır. Emeklilerimiz ise, sahipsizlik hissine kapılarak hukuka olan güvenlerini ve aidiyet duygularını yitirmiştir. Gazilerimizi, aldıkları kurşun değil bu haksızlıklar yaralamış, şehit meslektaşlarımızın aziz ruhları incitilmiştir.
Cumhuriyetimizin kazanımları belli bir kesimin değil, onu yaşatan ve uğrunda ölmeye hazır olan herkesin olmalıdır. TSK, sadece subaylardan ibaret bir kurum değildir! Personel arasındaki ayrımcılık, milletimizin gözbebeği ordudaki sevgisizlik sarmaşığını her geçen gün büyütmektedir. Vatan ve millet sevgimizin istismarına kesinlikle izin vermeyeceğiz! Her türlü yasal mücadelemizi devam ettirme kararlılığındayız...
Siyasi partilerimiz, milli iradenin oluşmasını sağlayan, demokratik bir devlet ve toplum düzeni içinde ülkemizin çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmayı amaçlayan, demokrasimizin vazgeçilmez unsunlarıdır.
Millet iradesinin yansıltıldığı ve yasama görevinin yürütüldüğü Yüce Meclis'imizde bu görevi üstlenen siyasi partilerimiz olarak, assubayların bu haklı taleplerini önemseyen, seçim bildirgelerinde yer veren ve Assubay kökenli adaylara listesinde yer veren partileri, aile fertleri ile birlikte bir milyon seçmen olarak, anayasal hakkımız olan oyumuzu kullanırken, değerlendirme kriterlerimize dahil edeceğimizi ve desteğimizin bu yönde olacağını saygı ile deklare ediyoruz. Saygılarımızla.
1) 657 Sayılı Devlet Memurları Yasası'nda belirtildiği gibi; görevin özellikleri dikkate alınarak, bazı sınıflara mensup memurlar, ortak hükümlerdeki başlangıç derecelerinden daha üst derece ve kademeden göreve başlatılmaktadırlar. Buna paralel olarak da Türk Silahlı Kuvvetleri'nin özlük haklarını düzenleyen 926 sayılı Askeri Personel Kanunu ile Harp Okulu veya Fakülte Yüksek Okul mezunu subayların göreve başlangıç derecesi 8/1'den, lise üstü 1 yıl tahsil yapan assubaylar da 10/1'den göreve başlatılmaktadır.
Ancak, bu adil uygulama ortada dururken, kendi nam ve hesaplarına yüksek okul bitirenler ile Asb.MYO mezunları için gözardı edilerek adalet ve eşitlik ilkesine aykırı uygulama yoluna gidilmiştir. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda birçok devlet memuru; MYO mezunu ise 9/2, lisans mezunu ise 8'nci dereceden göreve başlatılmasına rağmen, daha ağır hizmet koşulları ve sorumlulukları olan ve aynı süreli öğrenim gören assubaylar 'adalet ve eşitlik ilkesine aykırı olarak' daha alt kademeden göreve başlatılmaktadır.
MYO mezunu assubayların 9/2, lisans mezunlarının ise 8'nci dereceden göreve başlatılmasını...
Lise ve 2-3 yıllık harp okulu mezun olan subayların 4 yıllık fakülte ve harp okulu mezunları ile aynı dereceden intibaklarının yapıldığı ve ¼ karşılığı 1500 gösterge rakamına yükseltildikleri gibi; Asb.MYO.öncesi mezun olan assubayların intibaklarının Asb.MYO mezunlarının başlangıç derecesinden yapılmasınının teminini .
2) Birinci dereceden emekli olanlar ile 2. ve 3. dereceden emekli olanların arasındaki fark en çok 3 yıllıktır. Hatta bir ay gibi kısa hizmet süresi olmasına rağmen, Emekli Sandığı Yasası, Madde Ek-70, 1'nci Fıkra (b) bendinde yer alan grupların oranlarındaki dengesizlikler nedeniyle, %30 ile %40 arasında maaş farkı doğmasına neden olmaktadır.
Bu adaletsiz uygulamanın düzeltilmesi için Genelkurmay Başkanlığı ve M.S.B. tarafından hükümete teklif edilen, aşağıdaki değişikliğin yapılarak adalet ve eşitliğin sağlanmasının teminini...
Md.1 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun EK-70 Md.1nci fıkrasının (b) bendinde yer alan gruplar ve oranları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir
Ek göstergesi 8400 ve daha yüksek olanlarda % 255’ına
Ek göstergesi 7600(dahil)-8400(hariç) olanlarda %215’üne
Ek göstergesi 6400(dahil)-7600(hariç) olanlarda %195’ine
Ek göstergesi 4800(dahil)-6400(hariç) olanlarda %165’sine
Ek göstergesi 3600(dahil)-4800(hariç) olanlarda %145’una
Ek göstergesi 2200(dahil)-3600(hariç) olanlarda %125’una
Diğerlerinde % 95’ine yükseltilmiştir.
Tekabül eden miktarı emekli keseneğine ve kurum karşılıklarına tabi tutulur.
Md.2 Bu karar yayım tarihinde yürürlüğe girer. Geçmişe ait maaş farkları ödenmez.
Md.3 Bu kararı Bakanlar Kurulu yürütür.
3) TEMSİL TAZMİNATI
2000 yılında sadece general ve amirallere ödenen, 2002 yılında ise yarbay ve albaylar ile bazı kamu görevlilerine ödenmeye başlanan temsil tazminatı, yasanın özüne aykırı olarak diğer askeri personele ödenmemiştir. Bu durum maaş dengelerini bozduğu gibi, küçük rütbeli personelin açlık sınırına yakın maaş alarak hayat idamelerini güçleştirmiştir. 631 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnameye istinaden çıkarılan 2002/3546 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 1'nci maddesinin iptali için açılan dava sonucunda, DANIŞTAY İdari Dava Daireleri Kurulu kararın yasaya aykırı olduğuna karar vermiştir!
KARAR GEREKÇESİ: 631 sayılı KHK 11'nci maddesi, sadece makam tazminatı alanlara değil en az 5 hizmet yılını dolduranlara da görev tazminatı ödenmesini hükme bağlamış olmasına rağmen, çıkarılan Bakanlar Kurulu Kararında “en az 5 hizmet yılını dolduran memurların yer almadığı” belirtilmiştir. Kararda ayrıca bütçe olanaklarının kısıtlı olmasının, tazminat ödenmesi öngörülen personel arasında bir ayrıma gidilmesinin gerekmediği vurgulanmıştır.
TSK personeli arasında maaş hiyerarşisinin yeniden kurulması amacıyla, Kd.Binbaşı - Binbaşı, Asb.lıktan subay olan Kd.Yzb. ve 2 Kad.Kd.Başçavuş ile Kd.Başçavuş rütbeleri, 926 sayılı Askeri personel kanununun (V) sayılı makam tazminatı cetvelinde yer almaları ve 4505 sayılı Sosyal Güvenlikle ilgili bazı kanunlarda değişiklik yapılması ve Temsil Tazminatı ödenmesi hakkındaki kanunun 5'nci Madde (a) fıkrasında yer alan “Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenecek olanlara” ibaresinin çıkarılarak tamamına verilmesi bir zorunluluktur. Bu, hiyerarşik dengeyi koruyacak, karşılıklı güven ve saygı duygularını güçlendirerek adaletin gerçekleşmesini sağlayacaktır.
2002/3546 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 1'nci maddesinin iptali ile ortaya çıkan hukuki boşluğun doldurulması için, çıkarılacak yeni kararnamede bu hususların dikkate alınarak, hukuksuzluğun önlenmesi ve mağduriyetin giderilmesinin teminini;
4) Ordu'muzda sadece subaylara ödenen 6 çeşit tazminat vardır. Bu anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır. Bu tazminatlardan görev koşulları dikkate alınarak assubaylarında yararlandırılmaları hukukun üstünlüğünü, moral motivasyonunu ve hizmet verimliliği arttıracaktır.
5) Ordu Yardımlaşma Kurumu'nun (OYAK) varlığını bugüne getiren üyelerin büyük bölümü zorunlu sebeplerle sistem dışında kalmıştır. Kuruma ayni şartlarla ayni sürede üye olanlar arasında haklar bakımından büyük farklıklar oluşmaktadır. Kurum üyelerin aidatları ile kurduğu şirketlerin karlarının tamamını üyelere nema olarak dağıtmamış büyük bölümünü yeni yatırımlara yönlendirmiştir. Bu nedenle kurum iştiraklerinde tüm üyelerin hakları olduğu gerçeği doğrultusunda her üyeye katılımları nispetinde hisse senedi verilerek adalet gerçekleştirilmeli, dileyen üyelerin birikimlerinin kurumda değerlendirilmesi sağlanmalıdır.
6) Tam teşekküllü hastaneden sağlam raporu alarak orduya giren personelden, görev koşulları ve çeşitli nedenlerle sağlıklarını kaybedenler "TSK.'nde görev yapamaz" raporu verilerek, istekleri dışında resen emekli edilmektedirler. TSK dışında sağlık nedeniyle resen emekli edilen kamu görevlisi yoktur ve emsallerinin derece ve kademesine ulaşamadıkları için mağdurdurlar. Bu personele emsallerinin derece ve kademesini geçmemek kaydı ile derece ve kademe ilerlemesi yapmalarının veya bir derece verilerek emekli edilmelerinin sağlanmasını,
7) FİİLİ HİZMET ZAMMININ DERECELERE YANSITILMASI
Gerek 5434 sayılı kanun, gerek 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı kanunun 40'ncı maddesi ile, assubaylara her 360 günlük fiili hizmetlerine karşılık ayrıca 90 gün de fiili hizmet zammı hakkı verilmekte ve bunun pirim karşılıkları yıllık olarak görev yapılan kurumlarca Sosyal Güvenlik Kurumu'na ödenmektedir.
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından fiili hizmet zam hakkım, maaş bağlanma oranı ve emeklilik ikramiyesine yansıtıldığı halde aylık derecemde dikkate alınmamıştır. Fiili hizmet zammı süremin, aylık derece ve kadememin tespitinde dikkate alınarak intibakımın tespit edilen derece ve kademeden yapılmasını ve emekli maaşımın buna göre tahakkuk ettirilmesinin teminini...
8) Türkiye Cumhuriyeti bir Hukuk Devletidir. Yasada tanımı yapılmayan hiç bir fiil suç sayılmamış ve müeyyide uygulanmamıştır. Oysa yeni Askeri Disiplin Yasası tamamen amirin keyfiyetine kalan bahanelerle alınan savunmalar karşılığında belli bir puanı kaybeden personelin TSK ilişiği kesilmektedir. Personelin çalışma güvencesini yok sayan bu uygulamanın hukuk normlarında yeniden düzenlenmesinin sağlanmasını,
9) Olağanüstü hal bölgesi ve kalkınmada öncelikli illerde görev yapan 657 sayılı devlet memurların bölgede geçen 2 yıl hizmetleri karşılığında 1 kademe verilmektedir. Bu haktan askeri personelin de yararlanmasının teminini...
10) Anayasamız ve AİHS angaryayı yasaklamıştır (angarya zorla çalıştırılmaktır). TSK personeli 1-10 yıl arasında devlet tarafından okutulmasına rağmen, istisnasız tüm subay ve assubaylar 10 yıl mecburi hizmet yükümlülüğüne tabidirler. Şartları kendisine uygun bulmayan kişilerin zorla hizmette çalıştırılması kişinin mutsuzluğu kadar hizmetlerin verimli olmamasına neden olmaktadır. Mecburi hizmetin kaldırılması veya okul süresine bağlı olarak makul seviyelere çekilmesini yada kişilerin devlete tazminat ödeyerek zorunlu hizmetten muaf tutulmalarının teminini...
11) Silahlı Kuvvetler'de sayısal oran 1/4 civarındadır. Yani bir subaya karşı dört assubay mevcudu vardır. Daha açık bir deyimle Türk Silahlı Kuvvetleri'nde 100 subay varsa 400 assubay vardır. Ancak sosyal tesisler söz konusu olunca bunun tam tersidir. Ordu evlerinden lojmana, askeri kamplara kadar tüm sosyal tesislerde hem nitelik yönünden hem sayısal olarak assubaylara sağlanan imkanlar sayılarla ters orantılıdır. Sosyal tesislerin amacına uygun ve sayılarla orantılı faydalanılmasının teminini...
12) Çağın gerisinde kalan 926 Sayılı Askeri Personel, 211 Sayılı İç Hizmet ve 477 sayılı askeri ceze kanunlarında gerekli düzenlemeler yapılmasını...
13) Günümüz koşullarında lisans seviyesinde öğrenim birçok meslek için zorunluluktur. TSK de çağın gerekleri ve hizmet verimliliğine katkıları ve fakülte mezunlarının askerliklerini er olarak yapmaları nedeniyle onlara emir ve komuta eden assubayların fakulte mezunu olmalarını zorunluluk haline getirmiştir bu nedenle Asb.MYO lisans seviyesine çıkarılmasının teminini.
Saygılarımızla arz ederiz.
Saygıdeğer Arkadaşlarımız
Her zaman ifade ettiğimiz gibi; Biz bu Ülkeye ve Ordumuza sadakatimizi, özveri ile çalışarak terimiz, kanımız ve canımızla ispat ettik.
Hizmetimizin karşılığını aldık mı? Elbette hayır! Önyargılar ile sosyal, ekonomik ve insani haksızlıklara uğratıldık.
Yasanın tarifinde ve uygulamada subayın en yakın yardımcısı olmamıza rağmen, rakip, hatta bazı art niyetliler tarafından düşmanı gibi görüldük. Sistemi ve yasaları kişisel çıkarları için kullananlar tarafından birçok arkadaşımız baskılara, haksızlıklara uğratıldı
Biz, subaylara altın tepside sunulan ayrıcalıkları, imtiyazı değil, adalet, eşitlik ve insan onuruna saygıyı talep ettik.
Sn. Eski Genelkurmay Başkanı İlker BAŞBUĞ bizlere sancak önünde sözler verdi. Basına yaptığı açıklamalarda, TSK personeli arasında ayırım yapılmasının söz konusu olmadığını, ordunun büyük bir aile olduğunu vurguladı. Genelkurmay Başkanlığı basın bilgilendirmelerinde ve MSB açıklamalarında adaletin gerçekleşeceği yönünde sözler aldık. Görevi devreden K.K.K Org. Kıvrıkoğlu Ege Ordu Komutanı iken Balçova Şubesinde Ersen Gürpınar’ın “Çalışma koşullarımızı biliyorsunuz. Bir üniforması da kefen olan assubayların, büro memuru statüsünde görülüp bir çok kamu görevlisinden daha alt kademeden göreve başlatılmasını, KİT işçi emeklisinden daha az maaş almasını içinize sindiriyormusunuz?” sorusuna “Bu kabul edilemez!”diyerek not almalarına kuvvet komutanı iken adaletin sağlanacağı sözlerine rağmen, haklı taleplerimizin, verilen sözlerin hiç biri hayata geçmedi.
Yasal taleplerimizi sağır sultana duyurduk bir kez daha yeni göreve gelen kuvvet komutanlarına aşağıdaki mektup ile iletiyoruz. Arkadaşlarımız Ad Soyad, Sınıf ve rütbesini yazarak GÖNDER tuşu ile bu mektubu gönderebilir.
Biz haklı taleplerimiz konusunda kararlılığımızı her şeye rağmen sürdüreceğiz;
Bu metni bilgisayar kullanmayan arkadaşlarımızın onayını alarak onlar adına da ayrıca gönderebilirsiniz.
Onur mücadelesine destek veren arkadaşlarımıza minnettarlığımızı ve saygılarımızı sunuyoruz.
SİTE ve E.ASB.GÜÇBİRLİĞİ PLATFORMU
Sn.Kuvvet Komutanımız,
Yıllardır emek verdiğiniz Türk Silahlı Kuvvetleri'nde, en yetkili makam olan Kuvvet Komutanlığı'na atanarak göreve başlamanız nedeniyle sizleri kutluyoruz. Size, ordumuza ve ülkemize hayırlı uğurlu olsun!
Biz assubaylar, bu ülkeye ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yıllarca sadakatla, özveriyle hizmet ettik. Bir üniformamızın da kefen olmasına rağmen,büro memuru statüsünde görülerek mahalle bekçileri, ziraat teknisyenleri, ev ekonomistleri gibi kamu görevlilerinden daha alt kademeden göreve başlatıldık. Hak ettiğimiz tazminatlarımız verilmedi! Emeklilerimiz, KİT işçi emeklilerinden daha az maaş alarak yaşam mücadelesi vermektedir.
Sosyal ve ekonomik haksızlıklarımızın önlenmesi için 'kol kırılır yen içinde kalır' diye beklerken, ne yazık kanadımız kırıldı. En acısı da bizim haksızlıklarımızın kaynağı kendi kurumumuzdur! Subaylarını NATO subaylarının bir gömlek üzerine çıkarmayı amaçlayan, bunun için milyon dolarlar harcıyan ordumuz, assubaylarından NATO ordusu assubaylarının standartlarını esirgemektedir.
Bizler, hiyerarşiye saygı içersinde kalarak, ordumuza ve ülkemize sadakatimizi terimiz, kanımız ve canımızla ispat ettik. Taleplerimiz adalet, eşitlik ve insan onuruna saygıdan ibarettir. Muhtelif vesilelerle komuta kademesine ilettiğimiz 'sizlerce de malum olan' taleplerimizin karşılanacağına yönelik sözleri verildi. Başbakanlığa, "saldım çayıra mevlam kayıra" misali takip edilmeyen iyileştirme teklifleri sunuldu. Hatta Eski Genelkurmay Başkanı'mız sancak altında haklarımızın verilmesinin yanı sıra reform niteliğinde iyileştirmeler ve düzenlemeler yapılacağının sözünü verdi. Bir ulusal gazete “Assubay Devrimi” diye manşet attı. Ne yazık, dağ fare doğurdu! Olan sadece, sosyal tesislerde bazı bölümlerin düzenlenmesi ve pantolonlardan siyah şeritlerin kaldırılıp şapka sakındıraklarının ise siyahtan sarıya çevrilmesi oldu!
Sonuçta; “Assubay Devrimi” Afrika’daki kabile devletlerinde devrim ne kadar olabilirse, o kadar oldu! Öyle de kaldı.
Haklı taleplerimizin karşılanması, ordudaki personel arasındaki ayrımcılığın sona erip sevgisizlik sarmaşığının büyümemesi için yeni hazırlanan personel yasası bir şanstır. Yürekli, adil bir komutanın önyargılarla oluşan adaletsizlikleri önleyeceği konusunda umudumuzu hiç bir zaman kaybetmedik. Sizlere önyargılarla oluşan haksızlıklarımızın giderilmesini ve adalet talebimizi bir kez daha .iletiyoruz.
Siz Sayın Kuvvet komutanlarımız, bu makama gelirken sizinle birlikte emek veren ama her şeye rağmen üvey evlat muamelesi gören assubaylarla ilgili bir vicdan muhasebesi yaparmısınız?
Emeklilerimiz açlık sınırında, kurumlarına aidiyet duygusun yitirmiş durumdadır. Birliklerinizde, karargahlarınızda herkesin kendi düşüncesini özgürce ifade etmesine imkan tanıyan bir anket düzenleseniz, görevdeki uzmanlar ve assubaylarınızın bu mesleğin mensubu olmaktan mutlu olup olmadıklarını, moral motivasyonlarını, haksızlıkların hizmet verimliliğini etkileyip etkilemediğini sorgularsanız gerçekleri daha net görme imkanına kavuşursunuz.
Kararınız adaletin gerçekleşmesinin yanı sıra muvazzafı, emeklisi ve aile fertleri ile birlikte yüzbinlerce kişinin yüreğinde değerlenecektir.
Saygılarımla
(Kampanyamız 07.09.2013 tarihinde sona ermiştir!)
Saygıdeğer Meslektaşlarımız
Bizler, verilen her görevi 'tüm zorluklarına rağmen' yerine getirdik. Bunu yaparken daima hiyerarşiye saygı içerisinde kaldık. Bu ülkeye ve ordumuza sadakatimizi terimiz, kanımız ve canımızla kanıtladık; ancak her kurum kendi personelini koruyup kollarken, TSK hiç bir kurumun personeline yapmadığı haksızlığı, assubaylara yaparak karşılık vermiştir!
Yıllardır bizlere yapılan haksızlıkları muhtelif platformlarda dile getirdik. Yasal temsilcimiz olan TEMAD muhataplarımıza sorunlarımızı iletti. Açıklamalar yapılıp bizlere sözler verildi, ama ne yazık ki hiç biri hayata geçirilmedi!
Yeni hazırlanmakta olan Personel Yasası ile haksızlıkların giderileceğini umutla beklerken yasada yine bir çok haksızlık ve olumsuzlukların devam ettiğini üzülerek öğrendik. Bunlardan en önemli olanı ise Genelkurmay Başkanlığı Basın Bilgi Notunda ve MSB'nın soru önergelerine verdiği yanıtlarda subay, assubay ve uzmanların göreve başlangıç derecelerinin tespitinde 4 yıllık fakülte ve yüksek okul mezunlarının 8/1'den, 2 yıllık yüksek okul mezunlarının 9/2'den lise mezunlarının 10/1'den göreve başlatılacakları taahhüt edilmesine rağmen bizi mahalle bekçisi, ziraat teknisyeni, ev ekonomisti, meclis stenoğrafı gibi memurlardan daha önemsiz kabul ederek daha alt kademeden göreve başlatılmamız düşünülmektedir. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir!
Tüm sorunlarımız bazılarımızı kişisel olarak ilgilendirmese de ortaktır. Bu konuda hakkında site yönetimi tarafından hazırlanan mail kampanyasına lütfen destek veriniz.
Aşağıdaki metni Gnkur., MSB. ve Kuvvet Komutanlıklarına göndermek için ilgili bölümleri doldurarak GÖNDER tuşuna basmanız yeterlidir.
Verdiğiniz destek için meslektaşlarımız adına teşekkür eder sevgi ve saygılar sunarız.
E.ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU
İLGİLİ MAKAMA
İLGİ : (a) Genelkurmay Başkanlığının 28 Mayıs 2012 tarihli basın bilgi notu açıklaması
(b) MSB.lığının 11 OCAK 2013 tarih ve MAİY : 2012/7037/Kan.Kar.D.Tetkik ve İşl.Ş. sayılı yazısı
Astsubay kaynağı olan Astsubay Meslek Yüksek Okulu Yasası ile göreve başlangıç derecelerimiz belirlenmiştir. Görev koşulları ve sorumlulukları astsubaylarla kıyaslanamayacak bir çok devlet memuru bizden daha üst kademeden göreve başlamaktadır. Bu hukuksuzluğu ve bu durumun doğurduğu psikolojik sonuçları yıllarca dile getirdik.
Genelkurmay Başkanlığının Basın Bilgi notu ile Milli Savunma Bakanlığının TBMM Başkanlığına gönderdiği soru önergesi yanıtında aşağıdaki açıklama yer almıştır.
“1. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)'nde görevli subay, astsubay, uzman jandarma ve uzman erbaşların özlük haklarının eğitim seviyesine göre düzenlenmesi yönünde hazırlanan ve halen Başbakanlıkta bulunan 926 sayılı TSK Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Taslağına ilişkin yasal düzenleme çalışmaları devam etmektedir. Taslak ile;
a. Subay, astsubay, uzman jandarma ve uzman erbaşların öğrenim durumlarına göre göreve giriş derece ve kademeleri yeniden düzenlenerek, 4 yıllık fakülte ve yüksek okul mezunu olanların 8/1'inden, 2 yıllık fakülte ve yüksek okullardan mezun olanların 9/2'sinden, lise ve dengi okul mezunlarının 10/1'inden göreve başlamalarının sağlanması,
b. Subay, astsubay, uzman jandarma ve uzman erbaşların durumlarına göre yükselebilecekleri en son derece ve kademelerinin yeniden düzenlenerek; iki yıl ve daha fazla yüksek öğrenimi bitirenlerin 1/4'üne, lise ve dengi okulları bitirenlerin 2/6'sına, ortaokul ve dengi okulları bitirenlerin 3/8'ine kadar ilerlemesi,
c. Yüksek lisans ve doktora yapanların kademe ilerlemesi yapabilmeleri amaçlanmaktadır.”
Genelkurmay ve MSB.lığının daha önceki açıklamalarına rağmen, hazırlanmakta olan yeni Askeri Personel Yasası Taslağında birçok haksızlık giderilmediği gibi; Göreve başlangıç dereceleri, (Taslak Md.77) görev koşulları ve sorumlulukları assubaylarla kıyaslanamayacak bir çok devlet memurundan (mahalle bekçisi ve ziraat teknisyeni, ev ekonomisti vb.gibi) daha alt kademeden uygulanması ve mevcut uygulamadaki MYO mezunlarının 9/1, lisans mezunlarının 9/3 kademeden göreve başlatılma adaletsizliğinin aynen korunması, görevdeki personelin moral motivasyonunu, emekli personelin de kuruma olan aidiyet duygusunu sarsmıştır.
Bu, sadece ve sadece TSK düşmanlarını sevindirecektir. Milletin ordusu adalet ile ayakta kalır.
Genelkurmay ve Bakanlık açıklamasında belirtildiği gibi 'görevi, koşulları ve sorumlulukları astsubaylarla kıyaslanamayacak birçok devlet memurunun göreve başlangıç derecelerinin de olduğu gibi' MYO mezunu astsubayların 9/2, lisans mezunu astsubayların 8/1 dereceden göreve başlatılmasının ve diğer haksızlıklarımızın giderilmesinin teminini saygılarımla arz ederim.
Adı Soyadı:
T.C. No :
Sınıf ve Rütbesi:
Saygıdeğer Meslektaşlarımız
TSK'nın olmazsa olmazı DİSİPLİN'in tarifinde "ast'ın ve üst'ün hukukuna riayet" ilkesi vardır. Ancak, bu ilke kağıt üzerinde kalmakta, kast sistemi ile disiplini sağlamaktan ziyade, astların sorgulamasını engellemek ve onları baskı altında tutmak için âmir keyfiyetine bırakılan cezalar uygulanmaktadır!
AİHM'de "şahsi hürriyet ancak hakim kararı ile kısıtlanabilir" kararı verilmesi, Türkiye'yi bir çok kez bu konuda mahkum etmesine rağmen bu gerekçeye dayandırıldığı bildirilen yeni DİSİPLİN CEZA YASASI'nda hukukun üstünlüğünü hiçe sayan yeni düzenlemelerle eskiyi aratan bir yasa teklifi meclise sunulmuş ve gündeme alınmıştır.
Hiç kimse emeklileri ilgilendirmiyor gerekçesi ile bizi buna karşı çıkmaktan alıkoyamaz. Bizler, bu hukuksuzlukların acılarını çektik diye görevdeki meslektaşlarımızın da çekmelerine seyirci kalamayız. Kaldı ki bizler, emekli olduktan sonra SEFER GÖREV EMRİ alıyoruz. Her an göreve çağırıp bu yasa dışı ceza uygulamasına tabi olabiliriz. Haksızlığa, hukuksuzluğa sessiz kalmak ona ortak olmaktır. Bu nedenle metini Genelkurmay Başkanlığına, tüm milletvekillerine ve diğer yetkililere göndermek için adınızı, soyadınızı (uygun görenler adının yanına TC.kimlik numaralarını yazabilirler) yazıp GÖNDER tuşuna basınız ve bu adaletsizliğe karşı görevinizi yapınız.
Saygılarımızla.
E.ASB.GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU
Sayın Milletvekillerimiz ve yetkililer;
AİHM, mevcut TSK disiplin kanunundaki göz ve oda hapsi cezalarını "şahsi hürriyet ancak hakim kararı ile kısıtlanabilir" kararı ile Türkiye'yi müteaddit defalar tazminata mahkum etmesine rağmen bu husus gerekçe gösterilerek sözde yasada değişiklik getiren teklifte cezaların ismi değiştirilerek daha ağır müeyyidelerle hukuksuzluğun devamı amaçlanmıştır.
Kast sistemini yasalaştıran Yüksek Askeri Şûra'nın hukuksuzlukla askeri personeli TSK’dan ayıran gücü, yeni “TSK Disiplin Mahkemeleri Kanun Taslağı” ile Disiplin Kurullarına devrediliyor.
Hukuksuzluğun yasalaştırılmaya çalışıldığı düzenlemeleri kabul edilemez buluyoruz.
Yasa teklifinin red edilerek, geniş bir katılımla "hukukun üstünlüğü" ilkesine göre yeniden hazırlanmasının teminini saygılarımla arz ederim.
“Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu Tasarısı” adı altında TBMM Başkanlığı’ na sunulan mevzuat hakkında, bir dönemin muvazzaf astsubayları ve halen aynı camianın temsilcisi sivil toplum örgütü olmamız sebebiyle yaptığımız incelemelerde ve gerek halen muvazzaf olarak TSK'nde göreve devam eden ve gerekse emekli üyelerimiz ile yaptığımız istişare neticesinde, tasarının aşağıya alıntı yapılan bir kısım maddelerinin, evrensel ceza hukuku yasaları ve Uluslararası İnsan Haklarına ilişkin metinlere uygun olmadığı ve bu haliyle TSK'nde disiplin anlayışının süregelen yanlışlarını düzeltmeye yeterli olamayacağı, aksine âmir, üst ve ast arasındaki saygı ve sevgi ortamını zedeleyeceği, TSK’nden ayırma işlemlerine esas idari takdir yetkisinin genişletilmesi suretiyle personelin aidiyet duygusunu zedeleyici nitelikte düzenlemelere yer verildiği tespit edilmiştir.
Bu sebepler ve aşağıda açıklanan gerekçeler dikkate alındığında; TSK Disiplin Hukuku’ nun yazılı kaynaklarından olup 1930 yılından bu yana yürürlükte olan 1632 sayılı “Askeri Ceza Kanunu” ve 1964 yılından bu yana yürürlükte olan “Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkındaki Kanun” un lafzından kaynaklanan ve ülkemizin AİHM nezdinde defalarca kez ve on binlerce euro tazminata mahkum edilmesi ve Avrupa Birliği ve Evrensel Çağdaş Ceza Hukuk Sistemi karşısında kaybettiği prestijin tekrar kazanılmasını ve iç hukukta yargı birliğini sağlamayacağı gibi düzenlemenin doğrudan muhatabı olan TSK personeli arasında da birlik ve beraberlik ile aidiyet duygusunu zedeleyici nitelikte olduğu; TSK'nin kurumsal yapısını da olumsuz yöne etkileyeceği değerlendirilmektedir. Nitekim;
Saygılarımla.
NOT: Arkadaşlarımızın vatandaşlık numaralarını yazmalarını öneriyoruz.Saygıdeğer Üyelerimiz,
Üç dönemdir MSB olan Sn.Vecdi GÖNÜL (Namı-diğer Sabret GÖNÜL) yeni kabinede tekrar MSB. olarak görevlendirilmedi. Çok da üzüldüğümüz söylenemez! Hâttâ bundan mutluluk duyduk. Çünkü, kendilerinin assubaylar için yaptığı tek şey, umutlarımızla oynamak oldu! Temsil ettiği bakanlığın ordusunun sadece subaylardan ibaret olduğunu düşünmüş olmalı ki basına açıklama yapmış olmasına rağmen bizler için verdiği sözleri tutmadı. Biz, zat-ı alilerinin temsil ettiği bakanlıktan ve Genelkurmay’dan imtiyaz ve ayrıcalık değil, haklarımızı istemiştik. Sıra bize geldiğinde "adalet" kelimesini parti tabelası sananlar, subaylarla ilgili ayrıcalık sağlayan birçok yasayı 'üstelik kendi verdikleri önergelerle' jet hızı ile yasalaştırdılar !..
Şimdi yeni MSB. Sn.İsmet YILMAZ göreve başladı. Bizim taleplerimizi değerlerdirirken evrensel hukuku ve anayasanın eşitlik prensibini dikkate alır mı, yoksa kendileri de söz verip tutmamaya, "adalet" kelimesini Sn.Gönül gibi değerlendirmeye devam mı eder, bunu zaman gösterecek!
Sn.MSB.Bakanı’na "hoşgeldin" mesajını ve duygularımızı dile getiren aşağıdaki mektubu ortak düşüncelerimizi dikkate alarak kaleme aldık.
Arzu eden arkadaşlarımız adı, soyadı ile sınıf ve rütbesini yazarak GÖNDER tuşu ile mektubun bakan’a ulaşmasını sağlayabilirler.
Saygılarımızla.