Târih Uğrusu Bahriyeli Subaylar -2-

 

Deniz Lisesinin kuruluş târihi konusunda basına yalan yanlış bilgiler üfüren bahriyeli dört subayımızı,

Târih Uğrusu Bahriyeli Subaylar isimli makâlemizde geçen senenin son ayının 13’ünde teşhir eylemiş idik.

01Sayın Ersen GÜRPINAR da makâlemizi sağolsun,

Bu subaylarımızın fesbuk, çıt çıt tivit, mivit hesâplarına gönderdi.

Hepsinin de bu makâlemizi okuduğunu söyledi.

Fakat

Târih uğrusu bahriyeli bu subaylarımızdan birisi dahi bugüne kadar bir tek cümle ile ses verip

Yalan söylediklerini ikrâr etmek erdemini gösderemedi...

Ne diyelim; canları sağ olsun!

Doktorlukları, kurmaylıkları, subaylıkları, amirallikleri, târih bilgileri, celâdetleri

Ve hele de

Yürekleri, işde, ancak bu kadarmış!..

Deniz Lisesinin kuruluş târihi konusunda hepsinin de yalancı olduğunu târih noterine tasdik etdirdik! Bu yalanları, ölesiye kadar da bu subaylarımızın kuyruğunda dolanacak, haberleri olsun!..

Hakikât zuhûr eyledi, yalan zâil oldu! Bu mesele burada külliyen ve ebediyen kapandı derken,

Bu dört subayımızdan merdâne birisinin

Bu kez de Deniz Harp Okulunun kuruluş senesi konusunda

Tam 5 sene evvel yalan makâmından ucuz üfürüzmalara tam yol ileri dediğini işitdik!

*  *  *  *  * 

2013 senesinde kış, kışlığını yaparken

Emekli Tümamiral Cem GÜRDENİZ de yapmış yapacağını... Kurmay makâmından yalanlarını üfürmüş!..

Üsdelik bu yalanları da sözüm ona “pilav” gününden bir gün evvel dehdehlemiş...

Hiç bıkıp usanmadan kış, kışlığını yapıyor ise

Ve hiç utanıp sıkılmadan Cem GÜRDENİZ de yalanlarını üfürüyor ise şâyet

İşde o zamân Eski Tüfek’e de bu yalanlara sâdece bir ayna tutmak kalıyor...

 

*  *  *  *  *

 

Emekli Tümamiralimiz Cem GÜRDENİZ,

Aydınlık gazetesindeki köşesinde 17 Kasım 2013 Pazar günü bir makâle neşreylemiş;

Adı da şöyle; “Deniz Harp Okulu ve Deniz Lisesinde, 18 Kasımlar

Bu makâlesinin daha ilk cümlelerinden birisinde Cem bey şöyle demiş;

Deniz Harp Okulu “1773” senesinde kuruldu!

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subayları_2_ Cem GÜRDENİZ_Eski Tüfek Şükrü IRBIK 

Peki, öyle olsun Sayın Amiralim!

Başka ne demişsin; işde, buyur, bakalım;

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar -2- Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

  • Küçük Hüseyin Paşa, Padişah I. Abdülhamid'in Kaptân-ı Deryâ'sıdır dediniz,
  • Bahriye mektebinin 1773 senesinde kurdurulduğu Fransız mühendis Baron de TOTT’un “hâtırâtından” ortaya çıkarıldı dediniz,
  • Baron de TOTT hâtırâtında okulun “hangi gün” kurulduğu açıklanmamıştı dediniz,
  • Çaşıtlık yapmak için memleketimize gelen İtalyan vatandaşının isminin “L’Abbê TODERİNİ” olduğunu söylediniz,
  • Padişah III. Selim’in tuğrası ile mühürlediği Küçük Hüseyin Paşa Lâyihasına “evrak” dediniz,
  • Kaptan-ı Deryâ Küçük Hüseyin Paşa'nın 26 Ocak 1797 târihli bir evrakında(!), okulun 18 Kasım 1776 târihinde kurulduğuna dair bir başka “bilgi” de söz konusudur dediniz,
  • Deniz Lisesi “1773” senesinde kuruldu dediniz,
  • Deniz Harp Okulu “1773” senesinde kuruldu dediniz,
  • Deniz Harp Okuluna nüve teşkil eden ilk mektep “Kasım’ın 18’inde” kuruldu dediniz,
  • 18 Kasım 1773 târihini kasdederek, ünlü deniz târihçimiz emekli zâbit Ali Haydar ALPAGUT da “bu târihe vurgu yaptı”dediniz,
  • Meşhûr deniz târihcisi merhûm Ali Haydar ALPAGUT’un kitabının isminin “Denizde Türkler” olduğunu söylediniz,
  • Okul komutanı iken Ertuğrul ERTUĞRUL’un rütbesinin “Tuğamiral” olduğunu yazdınız.

 

 

Bir yalan, iki yalan... Saydım, tam 12 yalan!

Ve tam iki iftirâ...

İşde, Cem GÜRDENİZ’in yukarıda gördüğünüz bir sayfalık şu makâlesinde;

  • Filfilli 12 yalan

           Ve

  • Sunturlu 2 iftirâ!..

Bir sayfalık bir makâleye bu kadar yalan ve iftirâyı sığdırabildiği için Cem GÜRDENİZ’i evvelâ tebrik,

Vatandaşımızın dağârını yalan yanlış bilgiler ile kirletdiği için de kendisini takbih ediyorum.

Cem GÜRDENİZ’in bu yalanları ve iftirâları,

Kendisi iyi ve dürüst bir târihci olan merhûm Ali Haydar ALPAGUT’un kemiklerini

Öldükden tam 69 sene sonra hiç kuşku yok ki sızlatmışdır!..

*  *  *  *  *

 

 

Çok söz hayvan yüküdür, diyorsun da! Çok mu söylüyorum, Miskin?

Senin gibi bana da “söyleme” diyor, Aydın’lı 85’lik Efe Ahmet KISA;

Ya ben öleyim mi, söylemeyince, Miskin?..

Gendilerini orta tarlanın gunduru buudası zanneden kimi beyaz subaylarımız

Meydânı boş zannedip öyle yalan sözler üfürüyorlar ki dübürlerinden...

Sırf doğrunun gül hatırına şedit bir salvo atmasam,

Ölürüm be, Miskin!

 

 

Kâğıt, kalem, kelâm, çay, çengi, çörek, çekirdek, zamân bir yana,

Emekli Tümamiral Cem GÜRDENİZ’in bir makâlesine tıkışdırdığı bunca yalanı teşhir, tashih ve tasrih etmek için

Eski Tüfek bakalım kaç sayfa heder eyleyecek!..

*  *  *  *  *

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar -2- Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Dönemin Padişahı I. Abdülhamid şöyle ses verdi 228 sene evvelinden, kulu Cem GÜRDENİZ’e;

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subayları_2_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

*  *  *  *  *

 

Dönemin Kaptan-ı Derya’sı (Deniz Kuvvetleri Komutanı) Küçük Hüseyin Paşa,

Şöyle ses verdi 214 sene evvelinden, mâdûnu Cem GÜRDENİZ’e;

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subayları_2_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

*  *  *  *  *

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar -2- Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

"Hâtırâtım" isimli kitabın müellifi Fransız süvâri binbaşısı çaşıt Baron De TOTT,

Bu kitabını Fransızca olarak neşretdiği 1785 senesinden şöyle ses verdi, Cem GÜRDENİZ'e;

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subayları_2_ Fransız Baron de TOTT_Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

*  *  *  *  *

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subayları_2_ Fransız Baron de TOTT_Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

*  *  *  *  *

 

Ben Fransız süvâri subayı Baron De TOTT

Hâtırâtım isimli kitabımın 1786 senesinde Londra’da neşredilen İngilizce baskısında ise şöyle dedim;

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar -2- Fransız Baron de TOTT_Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Senin de gördüğün gibi Mösyö dö la Cem GÜRDENİZ;

Bu kitabımda, matematik mektebinin açılış târihine dair hiçbir rakam yazmadım ben.

*  *  *  *  *

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar -2- Cem GÜRDENİZ_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Ve çaşıt Baron De TOTT,

Şöyle devâm etdi, Amiral Cem GÜRDENİZ’in kulaklarını çekmeye;

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subayları_2_ Fransız Baron de TOTT_Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

*  *  *  *  *

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar -2_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

NATO dâimi görevinde 2 sene süreyle ülkemi ve ordumu temsil etdim. Napoli’deyken oldukca iyi İtalyanca konuşabiliyor idim. Epeyi zamân geçse de aradan, az buçuk İtalyanca kalmışdır dağarımın köşe bucağında...

İngilizcesi “abbot”olan “başrâhip” kelimesinin İtalyancasının “L’Abbê” olduğunu öğrenmiş idim, İtalyan amici’den. Cem GÜRDENİZ, çaşıtlık yapmak için “başrâhip” kılığında memleketimize gelen İtalyan vatandaşının isminin “L’Abbê TODERİNİ” olduğunu yazmış. Sorsak şimdi, üç beş lisan biliyorum der. İtalyanca “L’Abbê” kelimesinin Türkcesi “başrâhip” olduğuna göre bu İtalyana “râhip başrâhip TODERİNİ” demenin bir anlamı var mı?

Bu gafında, ezbere iş yapmanın ceremesini çekmiş Cem bey. Bu hatâyı ilk yapanlardan birisi de yalancı Tümamiral Fahri ÇOKER’dir. Cem bey, araşdırıp soruşdurmadan üstâdı Fahri ÇOKER’in yalanlarından kesyapışdır yapmış burada.

Demek ki Amiral Cem GÜRDENİZ;

  • L’Abbê” kelimesinin İtalyanca bir kelime olduğunu

         Ve dahi

  • Bu kelimenin Türkcemizde “başrâhip” anlamına geldiğini de bilmiyor.

Bilmeyerek yapdığını farzederek buradaki yalanına, haydi, yanlış diyelim.

*  *  *  *  *

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar -2- Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Dönemin Kaptan-ı Deryâ’sı (Deniz Kuvvetleri Komutanı)

Ve senin “evrak” dediğin o muhteşem Lâyiha’nın müellifi Küçük Hüseyin Paşa,

Şöyle ses verdi, 214 sene evvelinden sana, Cem GÜRDENİZ;

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subayları_2_ Küçük Hüseyin Paşa_Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar -2- Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Kendi padişahı ve Kaptan-ı Deryâ’sının irâde buyurduğu kânunun tam ve kesin sûreti elimizde dururken

Üsdelik “Hendesehâne” ismi verilen mektebin küşâd târihi “gün, ay ve sene” olarak bu Lâyihada mevcud iken

Gevur Fransız çaşıtın hâtırâtından ve İtalyan başpapazın seyâhatnâmesinden medet uman Cem GÜRDENİZ,

Aslında ne kadar batısevici olduğunu böylece isbât etmiş.

Ve daha da hazini

Kendi devletinin, kendi padişahının ve kendi komutanı olan Küçük Hüseyin Paşa’nın kânununu inkâr etmiş!..

Yüzün ak olsun, Cem GÜRDENİZ!..

*  *  *  *  *

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar -2- Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Dönemin Kaptan-ı Deryâ’sı (Deniz Kuvvetleri Komutanı) ve

O meşhur Lâyiha’nın müellifi Küçük Hüseyin Paşa,

Şöyle seslendi, 214 sene evvelinden sana, Cem;

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subayları_2_Küçük Hüseyin Paşa_Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

*  *  *  *  *

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar -2- Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Emekli Tümamiral Cem GÜRDENİZ;

 Deniz Lisesinin kuruluş târihini belgeleriyle birlikde Târih Uğrusu Bahriyeli Subaylar isimli makâlemizde fâş eyledik! Burada kelime isrâfına yer yok!

Ersen bey bu makâlemizi size gönderdi. Siz de okudunuz!

Netice; sükût-u ikrâr.

Doğrular karşısında eğilmesini bilmeyen, yanlışlar karşısında dik durabilir mi, Cem bey?..

*  *  *  *  *

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar -2- Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Deniz Harp Okulunun 1773 senesinde kurulduğunu söyleyenler bu yalanlarının keyfini biraz daha çıkartsınlar!

Hepsinin tekerine ters budaklı koca çomak,

Çanlarına da dulavrat otu sokacağım zamân yakındır, evvel Allah!..

*  *  *  *  *

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar -2- Cem GÜRDENİZ_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Deniz Harp Okuluna nüve teşkil eden ilk mektep “Kasım’ın 18’inde” kuruldu diyenler de koca bir yalan söylüyor.

Fakat bu işin doğrusuna hiçbir zamân bu kadar yakın olmadık!

Doğruyu bilen bir yer var; Deniz Kuvvetleri Komutanlığı...

Ben de erinmeyip sordum oraya!..

İşde dilekcem...

 

 

KONU: Emekli Tümamiral Ertuğrul ERTUĞRUL Hakkında.

İLGİ: (a) https://www.dho.edu.tr/sayfalar/00_Anasayfa/01_Sabitler/komutan/Komutanlar%C4%B1m%C4%B1z.html bağlantısında münteşir Deniz Harp Okulu Komutanlar Listesi. (EK-A)

(b) Deniz Harp Okulumuz 1773, (E) Tümamiral Fahri ÇOKER, Deniz Basımevi, İstanbul-1977 (EK-B)

(c) 4982 sayı ve 09 Ekim 2003 târihli Bilgi Edinme Hakkı Kânunu.

(ç) 2004/7189 sayı ve 19 Nisan 2004 târihli Bilgi Edinme Hakkı Kânununun Uygulanmasına İlişkin Esâs ve Usûller Hakkında Yönetmelik.

1. İlgi (a)’da mezkûr bağlantıda Deniz Harp Okulu Komutanlığı yapmış deniz subaylarının isim listesi kamuoyuna ilan edilmektedir. İşbu komutanlar listesinin 39’uncu sırasında yer alan Deniz Albay Ertuğrul ERTUĞRUL’un; 12.10.1935-01.08.1938 târihleri arasında okul komutanlığını deruhde etdiği bildirilmektedir. İşbu örütbağ sayfasını, EK-A olarak dilekceme ekledim.

2. İlgi (b)’de mezkûr kitap, Deniz Harp Okulu’nun târihce kitabıdır. İşbu kitabın 88 ve 89’uncu sayfalarında yer alan bilgilerde Deniz Albay Ertuğrul ERTUĞRUL’a ait şu künye bilgisi yer almaktadır;

Adı                    :    Baba Adı  :    Memleketi:   Son rütbesine nasbı     :       Bahriyeden ayrılışı              :

M. ERTUĞRUL,     E. Neş’et      Üsküdar         Tümamiral-30/08/1944      Emekli,   14/07/1947 (8)

 

3. İlgi (b) târihce kitabının 89’uncu sayfasında yer alan dipnotda ise Dz.Alb. ERTUĞRUL hakkında şu ilâve bilgi mevcutdur;

(8) 12/10/1935-01/08/1938 arası Deniz Harp Okulu ve Deniz Lisesi Komutanlığı yapmış ve okulun yıldönümlerini kutlama geleneğini koymuşdur. Binbaşı Neş’et, İbrahim Ethem (Çıkış:14/01/1868)’in oğludur. Mâhûd sayfaları EK-B olarak dilekceme ekledim.

4. Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın bunca künye bilgisini verdiği merhûm Deniz Albay ERTUĞRUL’un sâdece doğum târihini bilmemde zannederim bir mahzûr yokdur. Bu cümlenin devâmı olmak üzere, işbu dilekcemin yukarıda mezkûr maddelerinde verdiğim malûmât muvâcehesinde benim biricik suâlim şudur;

30/08/1944 târihinde Bahriye’den Tümamiral rütbesiyle emekliye ayrılan M. ERTUĞRUL’un gün, ay ve sene olarak doğum târihi nedir?

5. Yukarıda mezkûr dördüncü maddede tevcih etdiğim suâlimi İlgi (c ve ç) mevzuât muvâcehesinde Millî Savunma Bakanlığımızın cevâplamasını saygılarımla arz eylerim.08.01.2017. 1700036952

                                                                                          Şükrü IRBIK

 

 

Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızdaki subay gardeşlerimiz

Tenezzül edip mertce cevâp verirler ise şâyet

  • Kasım mı imiş,
  • 18 mi imiş

 

Hep berâber öğreneceğiz, inşallah.

 

 *  *  *  *  * 

 

27 Ocak 2017 târihinde gönderdiği cevâbında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı

Özel bilgi” olduğu gerekcesi ile

Emekli Tuğamiral olduğu söylenen Ertuğrul ERTUĞRUL’un

Doğduğu târihin sâdece “günü ve ayını” bana söylemedi…

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar -2- Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 *  *  *  *  * 

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar -2- Cem GÜRDENİZ_Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Deniz Harp Mektebi ve Lisesi târih öğretmeni olan merhûm Ali Haydar ALPAGUT

Yazdığı iki kitabında Bahriye Mekteplerinden bahsetdi;

Birincisi;

Kendisi gibi emekli bahriye subayı olan ve dürüstlüğü ile mâruf merhûm Fevzi KURTOĞLU ile birlikte 1939 senesinde yazdığı “Türklerin Deniz Harp San’atine Hizmeti” isimli kitabın üçüncü kısmı.

Deniz Mektebinin kuruluşuna dair olarak bu kitabın 52’nci sayfasında

Bakınız merhûm ALPAGUT ve merhûm KURTOĞLU, neler yazmış;

Türk bahriyesinde ilk deniz mektebi 1776’da kuruldu.

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar -2- Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Ali Haydar ALPAGUT’un Bahriye mekteplerinden bahsetdiği ikinci kitabının adı ise “Marmara’da Türkler

Bakınız rahmetli ALPAGUT, bu kitabının 15’inci sayfasında ne demiş;

Birinci (Aptülhamit) devrinde ilk bahriye mektebi küşat ve tesis olunmuştur. Tarihi tesisi 18.11.1776’dır. Binanın mevkiini ve küşadın gününü tayin ve tespit eylemek gerçi irfanı bahrimiz noktai nazarından pek ziyade haizi ehemmiyet ise de maateessüf bizce mümkün olamamıştır.

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar -2- Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Evet, Cem GÜRDENİZ’in dediği üzere

Târihci Ali Haydar ALPAGUT, 18 Kasım 1776 târihine vurgu yapmışdır.

Fakat Cem GÜRDENİZ’in gözlerden kaçırdığı bir söz daha var. ALPAGUT diyor ki;

Binanın mevkiini ve küşadın gününü tayin ve tespit eylemek bizce mümkün olamamıştır.

İşde, Cem GÜRDENİZ; Ali Haydar ALPAGUT’un bu mütemmim cüz’ünü gözlerden kaçırmaya yeltenmiş!

Kedi kedidir, yalan da yalan. Her yalanın da kendini mutlak teşhir etmek gibi bir tıyneti vardır.

Cem GÜRDENİZ’in yalanı da kendisini tam 5 sene sonra burada böyle teşhir eyledi.

*  *  *  *  *

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar -2- Cem GÜRDENİZ_Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Cem GÜRDENİZ'in Aydınlık gazetesinde neşretdiği 17 Kasım 2013 târihli makâlesinde isminin “Denizde Türkler” olduğunu söylediği kitabı da gidip bulduk. Bakdık ki meğer bu kitabın ismi “Denizde Türkiye” imiş!..

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar -2- Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

İkinci bir husus da şu;

Ali Haydar ALPAGUT’un “Deniz Türkiye” isimli bu kitabında,

Bahriye mektebinin adından tek kelime dahi bahis yok!

Demek ki emekli Tümamiral Cem GÜRDENİZ;

Hem rahmetli Ali Haydar ALPAGUT’a iftirâ atmış,

Hem daha görmeden bu kitap hakkında menkıbe üfürmüş!..

*  *  *  *  *

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar -2- Cem GÜRDENİZ_Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Emekli Tümamiral Cem GÜRDENİZ kaç yaşındadır, bilmem!..

Fakat bildiğim bir şey var ki Cem bey

Merhûm Ertuğrul ERTUĞRUL’un rütbesi konusunda da yalan söylüyor!

İşde yalanının belgesi;

Cem GÜRDENİZ âdem âleminde henüz adem iken

Deniz Harp Okulu ve Deniz Lisesi Komutanı Ertuğrul ERTUĞRUL’un rütbesi “Albay” idi.

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subayları_2_ Deniz Albay Ertuğrul ERTUĞRUL_Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

*  *  *  *  *

 

Yukarıda adı geçen makâlesinde Emekli Tümamiral Cem GÜRDENİZ,

Bahriyeli subaylarımızın her 18 Kasım’da Deniz Harp Okulu ve Deniz Lisesinde tabura geçip

Etli pilava alberâber kaşık salladığını arz eylemiş...

Aynı makâlesinde Cem bey, kışın pilav günü tertipleyen tek okulun Deniz Harp Okulu olduğunu fıslamış!

Lâkin

Pilav yediği günün anlamını ve önemini bilmeyen tek okul da şu hâlde

Gene Deniz Harp Okulu oluyor!..

 

*  *  *  *  *

 

 

Meraklısı isen şâyet sana başka rakamlar da üfürüreyim, Cem GÜRDENİZ.

Bugün Deniz Harp Okulu ismiyle bildiğimiz mektebin küşâd târihi hakkında kendileyin inciler döken; 

  • İtalyan çaşıt başrâhip TODERİNİ,
  • Ermeni dönek ressam D’OHSSON,
  • Ve hele de bizim çılgın Prof. Mustafa KAÇAR’ın yumurtaladığı târihi buraya dökersem Cem bey, 

Moturu su gaynatmış, pistonları vuruntu yapan toros taksi gibi dört çeyrek beyin haşlaması olursun, vehleten...

 

*  *  *  *  *

 

Eğitim, cehâleti alır derler!

Fakat Deniz Harp Okulunun kuruluş senesi söz konusu olunca

Aklını komutanlarına rehin veren bizim kaşalot zâbitlerimiz

Bilimi, delili, kânunu, kitabı, ahlâkı, vicdânı bir kenâra bırakarak

Üç maymunu oynayıp hemencecik câhil oluveriyorlar!..

Filfilli yalanlar, yaş yanlışlar, iğrenç iftirâlar...

Mütâmadiyen tekrâr etdikleri için de bu zâbitân heyeti meseleyi aslını, özünü inkâr etmeye kadar götürmüş.

Deniz Harp Okuluna menşe teşkil eden

Ve dahi

Adı “Hendesehâne” olan mektebin 18 Kasım 1773 târihinde açıldığını söyleyen dangalaklar,

Kendilerini, bu mektebi açan atalarımızdan daha akıllı zannediyorlar zâhir!

Bizim her boku bilen ekâbir gürûhu subaylarımız;

Elin gevur Fransız kara süvâri binbaşısı bir subayın İstanbul’a geldiğini ve

Dönemin en büyük ve en kudretli devleti olan Osmanlı Bahriyesinde

Denizciliği bilen adamlar yetiştirmek için mekteb açdığı yalanını söylemekden utanmıyorlar...

Üsdelik,

Hem bu Fransız subayına iftirâ atıyorlar

Hem de bu sahtekâr Fransız subayı kadar bile dürüst olamıyorlar!.. Hakikâten çok acıklı bir vaziyet...

 

Fakat

Cırcır böceği gibi zırt pırt ortaya çıkan bizim bahriyeli kaşalot zâbitlerimiz de

Bu Fransız çaşıt zâbitinin ağzından laf çalacak kadar târih kurnazlığı yapabiliyorlar...

Ey gendini “orta tarlanın gunduru buudası” zanneden tekmil zâbit gardeşlerim benim;

Gurnazlık başka yerde, akıl başka yerdedir!..

Gurnazlık, tilki denen hayvanda; akıl ise âdemde olur, idrâk etmediniz mi hâlâ?..

Elin götü boklu gevuru kadar bile aklınız yok! Bu, aşikâre belli...

Fakat hiç olmazsa bu sahtekâr Fransız zâbit kadar dürüst olun bâri...

*  *  *  *  * 

Düşmâna galebe çalacak yeni harp usûlleri keşfetmeye,

Dünyâyı teslim alacak yeni silâhlar icâd etmeye,

Yeni topraklar ele geçirmeye akılları ve cesâretleri yetmeyen kimi subaylarımız;

İş pâye devşirmeye,

Sel önünden kütük kapar gibi şöhret kapışmaya,

Kahramanlıkların üzerine çöreklenmeye gelince,

Târihin dübüründen tek tek kıl yolmak bahâsına da olsa

Yalan söylemekde sınır tanımıyorlar, vallahi?..

*  *  *  *  *

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subayları_2_  Şeyinin şeyini şey etdiğim Bülent ARINÇ_Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Hem iktidâr hem de muktedir olduğu demlerde

Şeyinin şeyini şey eden vekil Bülent ARINÇ,

Basına bir demeç vermiş ve şöyle demiş idi;

Cenderme Gedikli Erbaş mahdumu olan sâbık vekil Bülent bey burada doğru söylüyor mu, bilmiyorum!.. Fakat Bülent ARINÇ’ın emekli subaylar hakkında bir tesbiti var ki yalan diyemiyorum!

 

 

Devletin parasıyla okumuş, kurmay olmuş, harb gemisinde komutanlık yapmış, Tümamiralliğe terfi etmiş bir bayriye subayımız emekli olunca öyle yalanlar üfürüyor ki!...

Yaş yalanlar ile savaş gemisi yürür mü, Allah aşkına?..

Yalanlar söyleyen böyle bir subay ile maâzallah savaşa “falan” girşeymişiz,

Akibetmiz hiç de hayır olmazmış!..

 

 

*  *  *  *  *

 

 

Herkesin bir tâlihsizliği vardır ki ömr-ü hayâtının bir yerinde çıkar gelir karşısına...

Bahriyede muvazzaf subay iken başka tâlihsizliği oldu mu, bilmiyorum.

Fakat,

Emekli Tümamiral Cem GÜRDENİZ olarak ömrünüzün şu son deminde

Sizi yalanlar üzerinde cürm-ü meşhût etmekle herhâlde

Ben, Eski Tüfek de sizin tâlihsizliğiniz oluyorum!..

Mefhûm-u muhâlifinden bakabilirseniz şâyet

Bunca zamândan sonra bu konuda size doğruyu vura vura da olsa öğreten

Kim bilir? Belki de bayrı tâlihiniz...

 

 

 Tarih Uğrusu Bahriyeli Subayları_2_Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

 

 

 

 

 

Okumak için resimi tıklayınız!

Târih Uğrusu Bahriyeli Subaylar -1-

Tarih-Ugrusu-Bahriyeli-Subaylar 1_KAPAK

 

 

 

 

 

 Târih Uğrusu Bahriyeli Subaylar -1-

 

1071, 1453, 1923...

Her şuurlu vatandaşımızın dilinde, dağarında, gönlünde yer etmiş, âşina rakamlardır bunlar.

Alpaslan Han ve Malazgirt dersen; ben, 1071 derim.

Fatih Sultan Mehmet ve İstanbul dersen, cevâbım 1453 olur.

ATATÜRK ve Türkiye Cumhuriyeti dersen, aklıma 1923 rakamı gelir.

Aksi tevil götürmez, kader kadar mutlakdır! Çünkü târih denen sabit kalem, bu rakamları böyle yazmışdır bir kere.

Ayağını basıp havasını soluduğun,

Ekmeğini yeyip suyunda yunduğun,

Vakdi zamânı geldiğinde de kıyâmet gününe kadar seni koynunda uyutacak, anandan daha aziz bu toprakların

Dilini, rûhunu, töresini, târihini doğru öğrenmeye ve dahi doğru söylemeye mecbursun!

Aksini yapanı Allah şöyle dursun, kulu bile affetmez.

01

Peki,

Nedir, bu şöhret zehirlenmesi ya rabbim?

Kimdir, bu târih uğruları Allah aşkına?

Emekli Tümamiral Cem GÜRDENİZ,

Emekli Tümamiral Soner POLAT,

Emekli Tuğamiral Türker ERTÜRK,

Emekli Dr.Dz.Öğ. Binbaşı Erol MÜTERCİMLER...

Albay iken Sayın GÜRDENİZ ile teşrik-i mesai yapdık! TCG ORUÇREİS gemimizde birkaç kere misafir etdik kendisini. Söylemesi ayıp, bir fincan acı kahvemizi de içmişdir! Fakat Cem bey bugün beni hatırlarsa, yüzüm kızarır!

Bahriye küçük derler idi! Lâkin, Deniz Harp Okulu Komutanlığı da yapan Sayın ERTÜRK ve Sayın Soner POLAT ile 30 senelik bahriye vazifem esnâsında bir kez dahi karşılaşma fırsatım olmadı.

Sayın MÜTERCİMLER’i iyi tanırım. İstanbul, Beylerbeyi Deniz Asubay Hazırlama Okulu’nda, 1978-1981 seneleri arasında talebe idim. Erol hoca da fakülte mezûnu stajyer fizik öğretmeni olarak 1979 senesinde teğmen rütbesiyle ilk görevine okulumuzda başlamış idi. Hattâ, ben ikinci sınıfda iken; 1980 senesinin bir akşam etüdünde kendisinden, sol yanağıma okgalı bir tokat yemişliğim bile vardır.

Sınıfda aynı sırada oturduğumuz arkadaşım Şenol TOY ile yazı-tura oynuyor idik. Sıra bana gelince; mâdenî iki buçuk lirayı havaya atdıkdan sonra yakaladım ve masanın üzerine vurdum. Nöbetci öğretmen olan Erol hoca, hışım ile sınıfa girdi ve o gürültüyü kim yapdı dedi. Ben ayağa kaldım ve ben yapdım hocam dedim. Erol hoca hızla yanıma geldi. Ve aniden sol yanağıma şiddetli bir tokat atdı. Dürüstlüğümün bedeli olarak yesem de bu tokadı, hocamızdır! Erol hocanın vurduğu yerde gül bitmişdir belki de!

Doğru ya da yanlış, bu makâlemizin konusu değil!

Benim de mektebim olan Beylerbeyi Deniz Asubay Hazırlama Okulunun kapısına,

Deniz Kuvvetleri Komutanlığımız 2003 senesinde kilit vurmuş idi.

15 Temmuz Vak’asını bahâne eden siyâsî erk, 2016 senesinde bu kez de Deniz Lisesinin kapısına kilit vurdu.

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Deniz Asubaylarının 113 senelik şanlı târihine beşiklik eden Beylerbeyi Deniz Asubay Hazırlama Okulu kapatıldığında herkes, rûh göçünün diplerinde derinlik serhoşu olmuş idi...

 

Fakat,

Rûh âlemine gönüllü göç eyleyen bu zevât,

Mesele subaylarımız olunca, askerî okullar kapatılmasın diye bu kez

Aynı bağın, aynı renkli bülbülleri olup aynı makâmdan şakımaya başladı.

Aynı renkli bülbüller, aynı bağa tünerler, değil mi?

Ordunun belkemiği dediği asubayların okulları bir bir kapatılırken ormandaki oduncuyu oynayan subaylarımız

Şimdi kendi okulları kapatılınca yapayalnız kaldılar ortalıkda...

Kendileri çalıyor, kendileri oynuyor! Şöhret zehirlenmesine uğrayan kimi subaylarımız da;

Asubay Hazırlama Okulları bir bir kapatılırken,

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subayları_1_Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Ve hele de 

Yüzlerce senelik târihleri bir kalemde sıfırlarken,

Kapatılma ve sıfırlanma sırasının bir gün mutlaka kendilerine de geleceğini idrâk etme basiretini gösderemediler.

 

Okulumuz marşının her iki beyitinin sonundaki “Asubaylarız” kelimesini “denizcileriz” yapdıklarını da unutmadık!

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Evet, dün, Asubaylar kaybetdi, bu âşikâre belli! Asla sevinmiyorum! Fakat bügün de subaylarımız kazanmadı...

Ben kazanmazsam, kimse kazanmasın diyenlerin hasetlik-fesâtlık burgacında sona eren akibeti bundan ehven olamaz!

Peki, yukarıda esâmisi mâhûd bu dört nâdide bahriye subayı ile

Bunca vakitden sonra, 2016 senesinin şu Karakış ayında yollarımız niye tekrâr kesişdi dersiniz?

İşde, biz bu makâlemizde siyâset gürûhun gadrine uğrayan Deniz Lisesinin “kuruluş senesi” konusunda

Börkenekden filfilli üfürüzmalar sallayan bu subaylarımıza cevâben bugün, burada,

Pipildekli bir kaç kelâm üfleyeceğiz, evvel Allah!

Size düşen de gökden bir alma değil fakat,

Bu işin aslına ermek olacak inşallah.

 

* * * * *

 

Aşağıda gördüğünüz şu örütbağ sayfasını, 15 Temmuz Vak’asından 4 gün sonra indirdim.

Bu örütbağ anasayfasında kamuoyuna duyurduğu târihcesinde, Deniz Lisesi Komutanlığımız;

Deniz Harp Okulu ve Deniz Lisesi 1773 târihinde kuruldu” demiş!

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar -1- Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Şimdilik, Deniz Lisesi ile yolumuza devâm edelim.

Peki, Sayın Deniz Lisesi Komutanı,

Kamuoyuna verdiğiniz yukarıdaki bilgide; “Deniz Lisesi, 1773 târihinde(!) kuruldu” dediniz. Aldık kabul etdik.

Yeri gelmişken, okul komutanın bu cümlesindeki bir hatâsını tashih edelim; “1773” rakamı tek başına “târih” olamaz; ancak seneyi ifâde eder. Târih kavramı; “gün, ay ve sene” bilgisinin hepsini bir arada bildiren tümleşik bir kavramdır. Neticeten, bu cümledeki ibâre “1773 târihi” değil fakat “1773 senesi” şeklinde yazılmalıdır. Bizden söylemesi...

 

* * * * *

 

Hürriyet gazetesinin aşağıda gördüğünüz 26 Şubat 2014 târihli haberinde,

Deniz Lisesi Komutanı Dz.Kur. Albay Murat ŞİRZAİ şöyle dedi;

(...) 1834 senesinden beri eğitim ve öğrenimin verildiği Deniz Lisesi ...”

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Peki, Albay ŞİRZAİ;

Deniz Lisesi, 1834 senesinden itibâren eğitim ve öğretim veriyor” dediniz!

Aldık, kabul eyledik!

 

* * * * *

 

Albay ŞİRZAİ’nin Hürriyet gazetesine demeç verişinden bir sene sonra

TRT ve Genelkurmay Başkanlığı işbirliği edip

Deniz Lisesini kamuoyuna tanıtmak üzere 2015 senesinde bir filim hazırladılar.

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Peki, Albay TUÇALTAN;

Deniz Lisesi, 1773 senesinde kuruldu” dediniz!

Aldık, kabul etdik!

 

* * * * *

 

İşde, gördünüz! Ortada bir tek okul söz konusu. Fakat, herkes kendi bildiğini okuyor. Okusun, okumasına da... Kendi aşk mektubunu okumuyor bahriyeli bu subaylar!

Temsil etdikleri devletin, kıyâfetini giyip rütbesini taşıdıkları ordunun târihini,

Ve dahi işgâl etdikleri makâmın şahsiyetini kirletiyor bu yalancı kaşalotlar.

Bu yalanlar tiyatrosu günbe gün perde açıp perde kapatır iken

Şöyle bir dilekce yolladım devletin erkânına

 

 

KONU: Deniz Lisesi Târihcesi Hakkında.

İLGİ: (a) (https://www.youtube.com/watch?v=-RGSYkAWJiU) bağlantısında münteşir Deniz Lisesi Tanıtım Filmi.

(b) (http://www.denizlisesi.k12.tr/orta/liseTarihce.html) bağlantısında münteşir Deniz Lisesi Târihcesi.

(c) Hürriyet Gazetesinin 24 Şubat 2014 târihli nüshası (http://webtv.hurriyet.com.tr/haber/deniz-lisesi-ilk-kez-basina-tanitildi_88076)’ında neşredilen Deniz Lisesi hakkındaki haber.

(ç) Deniz Lisesi Târihcesi, Dr.Öğr.Kd.Yzb. Raim ÜNLÜ, (Dz.K.K. Matbaası-2000)

(d) 1171928 sayı ve 03.12.2015 târihli BİMER dilekcem.

(e) 620916 sayı ve 31.05.2016 târihli BİMER dilekcem. (Birinci bölüm)

(f) 625856 sayı ve 31.05.2016 târihli BİMER dilekcem. (İkinci ve son bölüm)

(g) 4982 sayı ve 09 Ekim 2003 târihli Bilgi Edinme Hakkı Kânunu.

(ğ) 2004/7189 sayı ve 19 Nisan 2004 târihli Bilgi Edinme Hakkı Kânunun Uygulanmasına İlişkin Esâs ve Usûller Hakkında Yönetmelik.

 

1. Deniz Lisesi târihcesi hakkında yapdığım tetkiklerde, işbu okulun kuruluş târihine dâir olmak üzere 4 ayrı kaynakda birbirinden farklı kuruluş târihlerinin mevcut olduğunu gördüm. Tesbit etdiğim bu farklı kuruluş târihleri şunlardır;

TRT ve Genelkurmay Başkanlığının işbirliği ile 2015 senesinde hazırlandığı içeriğinde bildirilen ve TRT-1’de neşredilen İlgi (a)’da münteşir tanıtım videosunda; Okul Komutanı Dz.Kur. Alb. Mehmet Serter TUÇALTAN; Deniz Lisesinin 1773 senesinde kurulduğunu söylemiş.

 

Deniz Lisesinin İlgi (b)’de münteşir târihcesinde, işbu okulun kuruluş târihine ilişkin olarak birbirinden farklı iki ayrı kuruluş târihinden bahsediliyor. Bugün hâlâ mevcut işbu târihcede;

b.1. Deniz Lisesinin 1773 senesinde kurulduğu,

b.2. 4 sınıflı “İDADİ” (Lise) kısmının ise 1853 senesinde açıldığı”

bilgisi kamuoyuna hâlen duyuruluyor.

c. Hürriyet gazetesinin İlgi (c)’de münteşir “Deniz Lisesi İlk Kez Basına Tanıtıldı” başlıklı haberde, okul hakkında bilgi veren Okul Komutanı Dz.Kur.Alb. Murat ŞİRZAİ; “Deniz Lisesinin 1834 yılından itibaren eğitim öğretim verdiğini” kamuoyuna duyurmuş.

ç. Dr.Öğr.Kd.Yzb. Rasim ÜNLÜ’nün hazırladığı, kaynak olarak Safvet’in “Bahriye Târihimizden Filasalar” isimli eserini kaynak olarak gösderdiği ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı matbaasında 2000 senesinde tab edilen İlgi (ç)’de mezkûr “Deniz Lisesi Târihcesi” isimli kitabın 12-14’üncü sayfalarında Deniz Lisesinin, “Bahriye İdâdisi” ismi ile 29 Ekim 1852 târihinde hizmete açıldığı yazmış.

 

2. Türkiye çapında yayınlanan gazetelerde, devletimizi temsil eden askerî kurumların neşretdiği târihce kitaplarında ve resmî örütbağ sayfalarında yapılan yayınlarda Deniz Lisesinin kuruluş târihi hakkında birbirini tekzip eden dört farklı târih verilmesi, Deniz Kuvvetleri Komutanlığımız için ciddî bir zaafiyetdir.

  • Bir okulun kuruluş târihini nasıl olur da devletimizi temsil eden askerî kurumlar bile kendi kaynaklarında doğru olarak yazamaz? 
  • Bu yalan yanlış bilgiler ile kamuoyunu kandıran ve devletimiz ve ordumuzun itibarını bu şekilde zedeleyen kimlerdir? 
  • Devletimizi temsil eden subayların basına verdiği ve gerçekler ile alâkası olmayan bu yalan yanlış bilgileri denetleyen askerî bir mercii yok mudur? 
  • Kamuoyunu aldatan bu yanlış bilgiler, kasıtlı olarak mı piyasaya sürülmektedir? 
  • Bu yanlışlardan, Sayın Millî Savunma Bakanımız ve Sayın Deniz Kuvvetleri Komutanımızın şahsen bilgileri var mıdır?

 

3. İşbu dilekcemin yukarıda mezkûr maddelerinde arz etdiğim malûmât muvâcehesinde benim suâllerim şöyledir;

a. Devletimizin çeşitli resmî kaynaklarında münteşir mevcut bilgi kirliliğini önlemek, devletimizi temsil eden kurum ve subayların bu vahim hatâsını bir an evvel izale etmek ve dahi kamunun doğru bilgi edinmesini temin etmek üzere, işbu dilekceme konu etdiğim Deniz Lisesinin; 

  • a.1. Gerçek ve resmî kuruluş târihi nedir? 
  • a.2. Kuruluş târihininin belgesi (Kânun, lâyiha, kuruluş senedi vb.) var mıdır? Var ise şâyet, nedir? 
  • a.3. Deniz Lisesinin kuruluş târihi olduğu bildirilen belgenin bir sûretinin, ücreti mukabilinde tarafıma gönderilmesini, 
  • b. İlgi (e-g)’de mezkûr iki adet BİMER dilekcemde tevcih etdiğim ve Deniz Lisesinin kuruluş târihine dair ileri sürdüğüm resmî belgelere rağmen Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, sorduğum suâllerimi niçin savsaklamakta ve cevâp vermemektedir? 
  • c. Ordumuzun eğitim-öğretim târihinde teşkil edilen ilk askerî idâdî, Fünûn-ı İdâdî ismiyle teşkil edilen Kuleli Askerî Lisesi’dir. Ve kuruluş târihi de 21 Eylül 1845’dir. Bu hakikât gün gibi ortada dururken, Deniz Lisesine menşe teşkil eden Bahriye İdâdîsi nasıl oluyor da bu târihden tam 72 sene evvel, bir başka ifâde ile 1773 senesinde kurulabiliyor Allah aşkına? 
  • ç. Bir tek okulun “ilk kuruluş târihi” söz konusu olduğuna göre işbu okulun, birbirinden farklı 4 ayrı târihde kurulduğunu söylemek akıl, bilim, ve askerlik târihi ile bağdaşamaz! Deniz Lisesinin 1773 senesinde kurulduğunu söylemek, “canlı televizyon yayını 1773 senesinde başlamışdır” demek kadar mesnetsiz ve bilimden uzak bir iddiadır. Bunu söyleyenlerin de târih bilgisi bir yana akıl sağlığını cidden sorgulamaya hakkım vardır. Osmanlı Devletimizin eğitim-öğretim târihinde “idâdî” ismiyle bir okul ve tedrisatın asla olmadığı 1773 senesinde, Deniz Lisesinin kurulduğunu söylemek sûretiyle devletimizi, ordumuzu ve milletimizi kandıranlar ve devletimizin ve ordumuzun resmî târihini tahrif ve ifsad edenler kimlerdir?
  • d. Millî Savunma Bakanlığımızın bu bilgi kirliliğine ve târih sahteciliğine el koymasını ve 

Devletimizin resmî kayıtları ve târihî hâfızasını tahrif edip bugünkü kayıtlarımızda “Deniz Lisesi” ismiyle maruf işbu okulun târihcesi hakkında yalan söyleyen ve bu okulun târihini çarpıtanları tesbit etmesini ve haklarında işlem yapmasını isdiyorum.

 

4. İşbu dilekcemin yukarıda mezkûr iki ve üçüncü maddelerinde tevcih etdiğim suâllerimi İlgi (ğ ve h) mevzuât kapsamında cevâplamasını Millî Savunma Bakanlığımızdan saygılarımla arz eylerim.07.10.2016. 1600259113.

                                                                                                 Şükrü IRBIK

 

7 Ekim 2016 Cuma günü gönderdiğim yukarıda gördüğünüz şu dilekcem

Tam 33 gün sonra ilgili makâma ulaşdı.

Bugün, Aralık ayının 10’u. Dilekcem, tam 30 günden beridir de Millî Savunma Bakanlığında çile dolduruyor.

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

* * * * *

 

Dilekcemiz, yangın yerine çevrilen devlet dairelerinde iştiyâk ile muhatabını ararken

Bir de bakdım ki şöhret uğrusu kimi bahriyeli subaylarımız, Deniz Lisesinin “kuruluş senesi” hakkında üfürüyorlar. Hâl böyle olunca da bu geniş ciğerli subaylarımıza ithâfen bir kaç salvo cümle savurmak da bizim üzerimize farz oldu.

8 Ağustos 2016 Pazartesi günü Oda TV’deki köşesinde gazeteci Kerem ÇALIŞKAN bir makâle neşretdi.

Bu makâlesinde Kerem bey, Deniz Harp Okulu eski komutanlarından Emekli Tuğamiral Türker ERTÜRK’den naklen bilgiler akdardı bize.

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_ Türker ERTÜRK_Eski Tüfek Şükrü IRBIKSayın Ertürk TÜRKER demiş ki;

  • Meğerse Deniz Harp Okulunun 243 senelik bir târihi varmış!
  • Üsdelik bu mektebin târihi, Coni ABD’sinin târihinden bile daha eski imiş!

Basit bir çıkartma hesâbı ile; 2016-243= 1773 rakamını buluyoruz.

Bu işlem neticesinde görüyoruz ki Türker bey, Deniz Harp Okulunun 1773 senesinde kurulduğunu zımnen fâş eylemiş.

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Deniz Harp Okulu Komutanlığını da yapan Türker beye buradan sesleniyorum; bu konudaki bilgisini hem tâzelesin, hem de hemen tashih etsin. Bu mektebin 1773 senesinde kurulduğu saplantısından kendini âzad etsin!

Deniz Harp Okulunun, Coni ABD’si târihinden bile daha eski olduğu yalanını da bir kenâra bıraksın!

Ben, Deniz Harp Okuluna nüve teşkil eden ilk mektebin 1773 senesinde kurulmadığını isbat edeceğim. Bu mektebin kuruluş senesi konusundaki bilgisinden emin ise şâyet! Türker bey, bilgisini, belgesini; ilmini, ulemâsını alsın! Buyursun, gelsin! Ya da çağırsın ben varayım oraya! İsdediği yerde, isdediği kişiler ile tartışalım. Yalnız bir tek şartım var; bu iddiayı kaybeden kişi, Ankara’nın Kızılay Meydânındaki Deniz Kuvvetleri Komutanlığı binâsına doğru yüzünü çevirecek

Ve dahi

Kösnük erkek eşşek gibi anıracak!

 

* * * * *

 

Aynı makâlesinin devâmında Kerem ÇALIŞKAN ise Deniz Lisesinin 1773 senesinde kurulduğunu söylemiş!

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Bahriyeli subay Sayın Türker ERTÜRK için yapdığım teklifin aynısı,

Gazeteci Kerem ÇALIŞKAN için de geçerlidir; söyleyin, haberi olsun!

 

* * * * *

 

Emekli Tümamiral Soner POLAT, Aydınlık gazetesindeki köşesinde 12 Ağustos 2016 Cuma günü bir makâle neşretdi; “Târihi silinenin yârını yoktur!

Doğru söylüyorsunuz; târihi silinenin yârını yokdur da!.. Târihi ifsâd ve iğfâl edenlerin yârını var mıdır, Soner bey?

Hele hele!..

Târihi ifsâd ve iğfâl etmek bahâsına kendilerine şan ve şöhret peydahlayanlara ne demeli acap?..

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_ Soner POLAT_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Kurs için gitdiği Coni ABD’sinde bir gün kürsüye gururla çıkmış ve şöyle demiş Soner bey;

Benim mezun olduğum okul, ABD’nin târihinden daha eskidir,

Türk Deniz Harp Okulu ve Deniz Lisesi’nin kuruluş târihi(!) 1773’dür,

 ABD’nin kuruluş târihi(!) ise 1776’dır,

  • Nazım HİKMET de aynı okuldan mezun olmuştur. 

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Deniz Lisesi'nin kuruluş "tarih/senesi" konusunda Deniz Lisesi Komutanının yapdığı işgüzarlığın aynısını,

Yukarıda gördüğünüz yazısında Soner bey de yapmış. 1773” rakamı tek başına “târih” olamaz; ancak "sene"yi ifâde eder.

Târih kavramı; “gün, ay ve sene” bilgisinin hepsini bir arada bildiren tümleşik bir kavramdır.

Neticeten, bu cümledeki ibâre “1773 târihi” değil fakat “1773 senesi” şeklinde yazılmalıdır.

Bu hâtâsı bir yana, Soner bey kürsüden söylediği bir doğrunun sırtına,

Ne yazık ki tam üç yalan yüklemiş!

Şöyle ki;

Evvelen; Soner beyin söylediği tek doğruyu fâş eyleyelim;

Beşiktaş’lı Nazım Hikmet (RAN), Bahriye Mektebinin 1917 mezunlarındandır.

26 efendinin (talebe) okuduğu Bahriye Mektebi’nin Güverte sınıfını dokuzuncu olarak bitirdi. Belgesini de biz gösderelim.

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Sâniyen de Soner beyin üç yalanını ifşâ eyleyelim;

Birinci yalanı; Bugün, Deniz Lisesi adı ile bildiğimiz mektebimiz, 1773 senesinde kurulmadı.

İkinci yalanı; Deniz Harp Okulu adı ile bildiğimiz mektebimiz, 1773 senesinde kurulmadı. Bu mektebin kuruluş senesi 1776’dır. Üsdelik kurulduğu “ay” ve “gün” de belli değildir.

Üçüncü yalanı; Deniz Harp Okulu ve Deniz Lisesinin târihi, ABD’nin târihinden eski değildir! Çünkü ABD’nin kuruluş târihini “gün, ay ve sene” olarak biliyoruz; 4 Temmuz 1776 Perşembe. Coni Anayasa’sının ilk nüshası da bugün arşivlerinde mevcut.

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Soner beyin kürsüdeki konuşmasını dinleyen cingöz bir Coni subayı söze girip dese ki;

Mister Soner, biz devletimizi 4 Temmuz 1776 Perşembe günü kurduk. İşde belgesi!” dese ve şu Anayasa’yı gösderse;

Ve dahi bu cingöz Coni şöyle devâm etse konuşmasına;

Peki, senin mezunu olduğun Deniz Harp Okulu ve Deniz Lisesinin 1773’de kurulduğuna dâir bana bir belge gösder!” dese!..

Gösderebileceğin bir tek belge var mı elinde, Soner bey?

Bir insana yalancı demek benim için kolay değil. Fakat bile bile yanlış söylüyorsa şâyet bu kişiye ben, yalancı derim. Tıpkı Sayın Türker ERTÜRK de oldu gibi Sayın Soner POLAT ile de ne yazık ki tanışma fırsatım dahi olmadı. Fakat kendisini basından tanırım. Sayın POLAT, bildik subay takınıtısına ve kasıntısına kendisini kapdırmamış, ayağı suya eren akl-ı selim bir subaya benziyor. Mezunu olduğu her iki okulun kuruluş senesi konusundaki bilgilerini hem tâzelesin, hem tashih, hem de tekzip etsin! Kendisine yakışan da budur. Aksi taktirde, Cem bey, Türker bey ve Erol beye gönderdiğim dâvetiyenin aynısını Soner beye de gönderiyorum.

 

* * * * *

 

Emekli Tümamiral Cem GÜRDENİZ,

14 Ağustos 2016 Pazar günü Aydınlık gazetesindeki köşesinde, “Mütareke Döneminde Kapanmayan Deniz Lisesi” adıyla bir makâle neşretdi. Ve Bugün Deniz Harp Okulu ismiyle bildiğimiz Bahriye Mektebinin, 1773 senesinde kurulduğunu söyledi.

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_Cem GÜRDENİZ_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Cem beye de buradan sesleniyorum; bu konudaki bilgisini hem tâzelesin hem de tashih etsin!

Ben, Deniz Harp Okuluna nüve teşkil eden ilk mektebin 1773 senesinde kurulmadığını isbat edeceğim. Bu mektebinin kuruluş senesi konusunda kendisinden emin ise şâyet! Bilgisini, belgesini alsın, buyursun, gelsin! Ya da çağırsın ben varayım oraya! İsdeği yerde, istediği kişiler ile tartışalım. İddiayı kaybedersem şâyet, eşşek gibi anıracağım!

Deniz Lisesinin kuruluş senesi konusunda ise Sayın GÜRDENİZ, tam bir kurmay ağzı ile “yuvarlak” konuşmuş! Sayın Türker ERTÜRK gibi, kendisi börkenekden üfürmemiş! Fakat söze konu makâlesinin ilerleyen bölümünde kendisi bu okulun 1852 senesinde kurulduğunu da sarâhaten söyleyememiş. Bunu biliyor ise sözümüz yok! Cem bey de 1852 rakamından farklı bir rakam veriyorsa şâyet, buyursun gelsin! Deniz Lisesinin de 1852 senesinde teşkil edildiğini isbatlayalım. Türker bey için söz konusu olan teklifimin aynısı Cem bey için de aynen söz konusudur, haberi olsun!

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Makâlesinin yukarıda gördüğünüz yerinde Sayın GÜRDENZ şöyle sesleniyor bize;

Heybeliada’nın sembolü olan Bahriye Mektebinin kulesinde 1773 rakamını görürsünüz!

Görmek için bakmak gerekir, değil mi?

Ben de öyle yapdım! Bahriye Mektebinin kulesine bakdım!

Fakat

Evvelen,

Havadan ağır, sudan seyrek bir zamân makinesi icâd edip kendi kendime,

Köskeldim emen eşken içine!

Sâniyen

Ankara’dan Heybeliada’ya müteveccihen ışık hızı ile uçar iken!

Yolculuk esnâsında kehellik etmeyip

Târihin uçsuz bucaksız dehlizlerinde

Tam 243 sene geriye doğru seyâhat etdim!

Tıpkı meslekdaşım Sayın Ayhan BAYIRLI’nın yapdığı gibi

 

Târihi, ters işletdim kendimce...

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK1773 senesindeki Heybeliada’yı denizci gözüyle etraflıca şöyle bir tarassut etdim.

Fakat Heybeliada’nın hiçbir yerinde 1773 rakamını göremedim!

Çünkü

Ne sizin bahsetdiğiniz Bahriye Mektebini,

Ne de o Bahriye Mektebinin kulesini gördüm oralarda!

Üsdelik bir şey daha göremedim Cem bey!

O sizin bahsetdiğiniz 1773 rakamını...

Çünkü

1773 senesi Osmanlı Devlet Bahriyesinde, “Bahriye Mektebi” ismiyle mâruf bir mekteb henüz yok idi! Olduğunu iddia ediyorsanız şâyet; bilginizi, belgenizi, ilminizi, ulemânızı, hocanızı alıp gelin! Türker beye etdiğim teklif sizin için de aynen câridir. İşde meydan!

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

* * * * *

 

Şöhret serhoşu ve târih uğrusu bahriyeli subayların târihin dübüründen kıl yolma çabaları bu kadarla bitmedi...

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_ Erol MÜTERCİMLER_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar -1- Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Yukarıda gördüğünüz gibi Deniz Lisesi, “İdâdî” ismi ile 1853 senesindde "eğitim vermeye" başladı.

Stratej Erol hoca, buradaki bilgiyi de mi okumaya tenezzül etmedi acap?

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Doktor unvânı taşıyan ve fizik öğretmeni olan Emekli Deniz Binbaşı Erol hoca;

Ya, aşırı sadâkatın kölesi olmuş sahtekâr subayların yazdığı uyduruk ve ısmarlama “resmî” târihcenin esiri olmuş,

Ya da anlaşılan o ki kendisinin de bir zamânlar hocalık yapdığı Deniz Lisesi’nin târihcesini doğru dürüst okumamış!

Yalan üfürmekden kim ölmüş ki!

 

* * * * *

 

Târifsiz bir şöhret zehirlemesi girdabında çırpınırken

Ölçüsüz bir sadâkat hissi ile yalanlar dolu resmî târihin uşağı olmuş bu subaylarımız

Böyle mesnetsiz ve ucuz celâdet kokan yalan laflar üfürünce ortaya

Bu makâleyi yazmak da işde, Eski Tüfek’e vâcibden de öte, farz-ı ayın oldu.

Aşırı sadâkat, insanı köleleşdirir; hayâtdan uzaklaşdırır, hakikâtden kopardır!

Devletin kıyâfetini giyip ekmeğini yiyen, makâmını işgâl eden zevât,

Devletin mânevî şahsiyetine ve târih hâfızasına karşı en azından nâmuslu olmakla mükellefdir.

Bakınız, Deniz Lisesi hangi sene kurulmuş!

Dr.Dz.Öğ.Yzb. Rasim ÜNLÜ, Deniz Lises’nin târihcesini yazdı. Aşağıda gördüğünüz bu târihce kitabını 2000 senesinde Deniz Harp Okulu Matbası neşretdi. Bu târihcenin 12’inci sayfasında Rasim Hoca, bugün Deniz Lisesi adıyla bildiğimiz mektebin “İdâdi” ismiyle 29 Ekim 1852 Cuma günü hizmete açıldığını yazdı.

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_ Safvet_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Babası, Bahriye Başçarkcısı idi. Kendisi de evvelâ Kasımpaşa Bahriye Rüşdiyesinden mezûn oldu. Akabinde Mekteb-î Fünûn-u Bahriyye-i Şahâne (Deniz Harb Okulu)’den 1887 senesinde Mühendis (Asteğmen) rütbesiyle mezûn oldu. Harb gemilerimizde muhârib zâbitlik yapdı. Vakit bulabildiği kadarıyla da deniz târihimizi ilk kaynaklarından kayda geçirdi. Bahriye târihimizin önemli olay ve karârlarını; bâhusus tersane ve bahriye mekteplerini tetkik edip “Bahriye Târihimizden Filasalar” ismi altında derledi. Bu kitabını evvelâ, Ceride-i Bahriye’de neşretdi. Vefâtından bir sene önce de 1912 senesinde, bu kitabını Bahriye Matbaası tab etdi. Aslı Osmanlıca olan aşağıda gördüğünüz bu kitabı, meşhur hocalarımızdan Dr.Dz.Öğ.Yzb. İskender PALA, Türkceye tercüme etdi ve Deniz Basımevinde 1994 senesinde neşretdi. Bu kitabın 63’üncü sayfasında görüldüğü üzere, bugün Deniz Lisesi olarak bildiğimiz mektebin, Safvet bey “İdâdî” ismiyle açıldığını ilk elden bildiriyor bize. İdâdî (Lise)’nin “kuruluş târihinin” de 29 Ekim 1852 olduğunu yazıyor. Harp Okulu Komutanlığı da yapan Emekli Tuğamiral Türker ERTÜRK, kendisi gibi bahriye zâbiti olan Safvet Beyin bu kitabını da mı okumadı acap?

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK   Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK

   Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK   Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

* * * * *

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Türk Târih Kurumunun hazırladığı takvim çevirme yöntemine göre

Hicrî 1244 senesi de, ay bilinmediği için, Milâdî tavkimde 1828 veya 1829 senesine tekâbül ediyor.

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

*  *  *  *  *

 

Örütbağdan indirdiğim ve Deniz Lisesinin sizin de yukarıda gördüğünüz şu lumbarağzı kapısının

Son durumunu mahallinde müşâhede etmek için Heybeliada’ya bir kez daha gitdim.

Bu sefer uçarak değil fakat karayolu ile..

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_  Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

AŞTİ’ye vardığımda, saat, akşam on buçuk süları idi. Karşıma ilk çıkan ayakcı ile pazarlığa tutuşdum. Durumu anlatdım! Çok anlayışlı bir adammış kendisi. İsminin Hamza olduğunu öğrendiğim bu adam, sağolsun, ucuzundan bir İstanbul bileti kesdi bana. AŞTİ’den gece bindim, sabah, Bostancı’ya indim! Ankara’dan ayrılırken kar yağmaya başlamış idi. Saat beş buçukda Bostancı’ya indiğimde, hafif yağmurlu fakat sanki bahardan kalma ılık bir hava karşıladı beni. Önce, oralarda börekci dükkanı aradım. Yarım saatlik soruşdurmadan sonra, sâhile yakın bir yerde keşfetdiğim Sarıyer Börekcisi’ne çöreklendim. 100 gıram börek yedim. Peşinden de iki bardak sıcacık çay çok iyi geldi. Midemin keyfini yerine getirdikden sonra yola koyuldum. Bostancı’dan Heybeliada’ya giden ilk sefer olan 07.15 motoruna bindim. Yaklaşık yarım saatlik bir deniz seyâhatinden sonra sekize çeyrek kala Heybeliada motor iskelesine ayak basdım. Ortalık hâlâ karanlık idi. Burada sâhilin adı olan Rıhtım Caddesinde bir iki tur atdım evvela. Rutubet ile kaynaşan karayel, insanın içine işleyen bir soğuk oluveriyor burada...

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_ Nesrin SİPAHİ_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Farkındayım, Nesrin SİPȂHȊ; Aklı olan er kişi Angara gızına kâlbini bağlamaz!.. İstanbul’un gızları konusunda da fikir sahibi değilim! Lâkin buraların rüzgârı, sevilesi cinsden değil hani! Allah’dan tedbirli gelmişim! Yoksa şaşkın zürâfa gibi donakalabilirmişim bu yaban ellerde... Zihnimde bu düşünceler horon teperken o civardaki bir kahvehânenin içine daldım vehleten. İki bardak çay da orada içdim. Bakdım, yarım saat daha eskitmişim... Görev vakdidir deyip kahvehâneden çıkdım ve Deniz Lisesi binâsını tarassuta başladım. Denizi sol yanıma alıp sâhili batı-doğu istikâmetinde sonuna kadar katetdim. Rıhtım Caddesinin hitâmında, Kışla Ardı Sokağa vâsıl oldum. Evvela, sola dümen kıvırıp, bir dakikalık taban teperek sâhile kadar yürüdüm. Buradan, sâhili arkama alıp Deniz Lisesini ön cepheden ve boydan boya tarassut etdim. Sonra, Deniz Lisesini soluma alıp üzerinde durduğum Kışla Ardı Sokağını yukarıya doğru yürümeye başladım. Yarım dakika sonra, Bir zamânlar Deniz Harp Okuluna ait olan lumbarazğına geldim. Girişin her iki tarafına seramikden yapılmış, sizin de yukarıda gördüğünüz şu birlik sembolüne yaklaşıp dikkatlice bakdım. Semboldeki kalyonun alt kısmında “1773” rakamını gördüm. Lumbarağzının bir resmini çekeyim dedim. Demir parmaklık ile çevrilmiş duvarı boyunca her iki metreye bir “Resim çekmek yasaktır” levhâları asmışlar. Bizim, işbaşı dediğimiz kıyâfet içinde bir iki bahriye subayı gördüm lumbarağzında. Resim çekmek için bu subaylardan izin istesem, veremeyeceklerini biliyorum. Kaçak olarak çekmeyi de ben istemedim. Görmek istediğimi gördüm zâten. Sabahın köründe maraza çıkartmaya değmez diyerek yürümeye devâm etdim. Kışla Ardı Sokağı aşağıdan yukarıya doğru sonuna kadar yürüdüm. Daha geçen seneye kadar Deniz Lisesi öğrencilerinin sesleriyle neşe dolan bu okula şimdilerde baykuşlar tünemiş!... Yazık!.. Bu sokağın sonundaki Bahriye Hamamı Sokağa vardım. Oradan da Hüseyin Rahmi GÜRPINAR lisesine kadar yürüdüm. İşim bitmişdi. Heybeliada’daki bir sokağa Bahriyeli Şükrü Sokağı ismi vermişler. Bahriyeli Şükrü Bey ile benim benzerliğim sâdece bahriyeli olmamdan ve ismimizin aynı olmasından ibâret. Zere ben, buralı değilim! Her guşun yeri, kendi yuvası, değil mi? Geldiğim yere geri gitmek vakdidir deyip, Rıhtım Caddesine doğru vitesi boşa atdım.

Dönüş biletini aldıkdan sonra, Heybeliada iskelesinde hazır bekleyen 70’lik ihtiyardan bir gevrek alıp orada ayaküsdü öğütdüm. Rıhtımda kısa bir bekleyişden sonra, sekiz buçuk motoruna binip Bostancı’ya teveccühen yola çıkdım.

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar_1_ Orhan PEKER_ Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Bostancı’ya geri  geldiğimde saat dokuz civârı idi. İstanbul’a iki iş için gelmiş idim; Birincisi, Heybeliada’daki Deniz Lisesi Lumbarbağzı (Nizâmiye) kapısının son vaziyetini görmek... İkinci maksadım ise Kara Ordumuzun ilk Küçük Zâbitlerinden olan Nişantaşı’lı merhûm Nurettin PEKER’in küçük oğlu Orhan PEKER ile görüşmek. Orhan bey ile iki hafta evvel konuşup zor da olsa bir dâvet almışdım kendisinden. “Bostancı’ya gel, beni ara! Eve saat kaçda geleceğini orada söyleyeceğim sana” demişdi. Ben de öyle yapdım. Saat dokuz buçukda Orhan Beyi arayıp, “Bostancı’ya geldim efendim!” dedim. Kısa bir telefon görüşmesinin akabinde adresi aldım. Yarım saatlik bir araştırma ve arşınlamadan sonra Orhan PEKER’in evini buldum. Allah, sıhhatli ve uzun ömür versin! Kendisi şu anda 85 yaşında. Orhan PEKER ile babası “kılıçlı ve apoletli” Küçük Zâbit Nurettin PEKER hakkında tam on buçuk saat görüşdüm. Beni evinde misâfir etdiği için Orhan Beye teşekkür ediyorum. Bu uzun ve keyifli fikir alışverişini de başka bir zamân anlatırım inşallah.

* * *

Bu arada, hemen şimdi anlatmam gereken bir durum var. Babası Nurettin PEKER hakkında sohbet eder iken Orhan Bey önemli bir bilgi verdi bana. Bir gün, Orhan Beyi birisi aramış. Genelkurmay Başkanlığında görevli Albay olduğunu söyleyen Ali BAL isimli şahıs, Nurettin PEKER hakkında görüşmek isdediğini söylemiş. Orhan Bey, Ali BAL ile görüşmeyi kabul etmiş. Kısa bir zaman sonra Albay Ali BAL İstanbul’a gelmiş ve Orhan PEKER ile görüşmüş. Küçük Zâbit Nurettin PEKER hakkında bir makâle yazmak isdediğini söyleyen Albay Ali BAL, Nurettin PEKER’in bizzat kendisinin biriktirdiği ve eşi benzeri olmayan bütün kitap, yazı, belge, resim vs. her şeyi, geri vermek vaadi ile Orhan PEKER’den almış. Fakat bu eşşiz belgelerin çoğunu Albay Ali BAL, Orhan PEKER’e iade etmemiş. Sayın Orhan PEKER benden, Albay Ali BAL ile görüşmemi ve kendisinden alıp da iade etmediği belgeleri vermesini söylememi ricâ etdi. Elçiye zevâl olmaz!

Kara Öğretmen Albay Ali BAL;

Küçük Zâbit Nurettin PEKER’e ait olan ve Oğlu Orhan PEKER’den 2012 senesinde aldığın belgeleri iade et! Aski takdirde, târih, vicdân ve Kânun önünde gaspçı olarak anılacaksın!

Kara Öğretmen Albay Ali BAL, Orhan PEKER’den aldığı ve geri vermediği bu belgeler ile; Küçük Zâbit Nurettin PEKER hakkında yazdığı makâleyi aşağıda künyesi görülen Genelkurmay Başkanlığı dergisinde 2013 senesinde yayımlamış.

Kara Öğretmen Albay Ali BAL’ın Küçük Zâbit Nurettin PEKER hakkında yayımladığı makâlenin künyesi:

Kara Öğ.Alb. Ali BAL, Der-Saadet (İstanbul) Piyâde Küçük Zâbit ve Küçük Zâbit İptidâî Mektebi. Askerî Tarih Araştırmaları Dergisi, Yıl: 11, Aralık-2013, Sayı: 22 , Ss-47-88. Ankara, Genelkurmay Basımevi, 2013.

* * * 

Ankara’ya dönüş bileti almak için fazla seçeneğim yokdu. Hem, aynı gün gidip geldiğim için yol yorgunu idim. Buradaki biletci de hâlden anlayan bir vatandaşımız imiş meğerse. Sağolsun Murat bey, ucuz târifeden bir Ankara bileti kesdi bana...

Bu arada birden bire hava kararıp gece oluvermişdi. Samandıra’dan Ankara otobüsüne bindiğimde, şiddetli bir kar yağışı ile uğurladı beni, İstanbul.

 

 

* * * * *

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar -1- Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

Tarih Uğrusu Bahriyeli Subaylar -1- Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 Tarih Uğrusu Bahriyeli Subayları_1_Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

 

 

 

 

Son Eklenenler

Copyright © 2006 Emekli Assubaylar. Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım İhsan GÜNEŞ