Ölümü gösterip sıtmaya razı ettiniz o değerli zamanları boşa harcadık. Paramız da vardı. Çok büyük kitlesel katılım gücümüz de. Sosyal medyada pes gurubu ile, Temad Genel Başkanı'na her gün gelen, televizyon kanallarına davetlerle, her hafta bir haber bülteniyle ülkenin tam göbeğindeki gündem idik.

Ne acıdır ki, özellikle emekli assubayların açlık sınırındaki yoksulluğunu, muadili emekli subay karşısında hukukta sorgulatamayan, hesaplaşamayan, bir dava olsun açamayan sadece görüntü yönetmeni bir genel başkanla şu *** kadar hiç bir kazanım sağlayamadık.

Bu ülkenin iktidarını, yürütmesini, yargısını; assubayın emeklisinin yokluğuna ve yoksulluğuna inandırmamız gerekirken; tam tersini yapıp, eşlerimizi, kendimizi makosen takım elbiselerle, tuvaletlerle donatıp hiltonlarda, açık büfeli, cazlı, valsli, bol menülü lüks resepsiyonlar verdik.

Yetmedi, bakın ne kadar soylu ve asil bir toplumuz deyip, kıtalar arası gezintiler. Turlar, yemeler içmeler tertip ettik asillerin, beyzadelerin itibar locasına, dünyasına, algısına böyle girilir zannettik. “Dağ ne oldu?“ “Yandı bitti kül oldu!

Bu toplumun yokluğunu, acısını, perişanlığını bilmeyen, anlamak istemeyen, mesleğini kuvvet karargahlarında, genelkurmay katında, “emredersiniz paşam“ havası ile koklamış, toplumundan kopuk, paşa itibarı meraklısı bir assubay emeklisini pul gibi getirip bu derneğin tepesine yapıştırdık. Sonra da bir güzel manikürleyip, pedikürleyip, vücut dili kursuna, aksiyon dersine gönderip kalabalığa ve büyüklerine üç gömlek tepeden bakan bir jön yarattık.

Velhasıl koca 3.5 yılı yiyip bitirdik. Beyzademiz, şimdi Afyon şehitlerinin ruhlarının feryadına yetişmenin telaşını yaşamaktalar. Peki ya yaşayan 125 bin emeklinin yoksullukla ezilen ruhları ne oldu? Ne olacak eyy Sultan Ahmet?... Bundan sonra ne olacak?

Buradan Temad Genel Başkanı'na soruyorum;

  • Kaç lira emekli maaşı alıyorsunuz?
  • Üzerinize kayıtlı bir şirketiniz veya ticari bir tüzel varlığınız var mı?
  • Varsa buradan aylık kazancınız ne kadar?
  • Temad genel başkanlığı görevinden aylık ne kadar huzur hakkı ücreti alıyorsunuz?
  • Toplamda aylık geliriniz nedir ? Yurt dışı gezilere nasıl gidebiliyorsunuz?
  • Birinci sınıf otellerde, restaurantlarda nasıl yiyip içebiliyorsunuz, yatıp kalkıyorsunuz?
  • Genel kurullarda sizin ve yönetiminizin aylık ücretleri tek tek neden ibra edilmiyor?
  • Giderlerde ayrıca neden gösterilmiyor?
  • Neden şirketler gibi holding kuruluşları gibi anonim bilançolar yaptırıyorsunuz?

Neticede aidat geliri ile beslenen ve harcamaları tahditli bir derneksiniz. Neden üyelerinize genel kurullarda açık net sade ve apaçık gelir ve gider ile harcama bilançoları hazırlatmıyorsunuz?

Bunları assubay toplumunun huzurunda onlar adına soruyorum ki, yaklaşık 4 yıldır onların genel başkanı sıfatı ile; nerede ise 4/3 ünün 1600 tl emekli utanç aylığı alması sizi hele ki bu toplumun seçerek temsilci olarak atadığı bir yöneticiyi neden zerrece ilgilendirmiyor? Acaba bu yüzden mi?

Bizlerden çok mu farklısınız ki; “burası hak arama yeri değil, temsil makamıdır“ diyebiliyorsunuz! Altınızda makam aracı, rahat bir ofis keyfe keder vakit öldürüyorsunuz. Canınız sıkılınca akdenize, egeye turistik illere gidip istişare ve bilgilendirme gezileri yapıyorsunuz. Neyi istişare ediyorsunuz? Assubay toplumunun temsilciye değil, altın arayıcıya değil, hak arayıcıya ihtiyacı olduğunu, bu yüzden o makamın nimetlerine haiz olduğunuzu hala anlayamadınız mı?

Velev ki, ne acı ki artık balık kaçtı. 2015 te bitti. Ülke kana , ateşe, iç karışıklığa, belki de bir iç savaşa kadar geldi. Ekonominin çivisi çıktı. Gelirle, maaşla, ücretle yaşam sürdüren çalışanlar yandı, emekliler ise hepten bitti. 2015 in sonunda alın size bir erken seçim daha. Yani aslında 2016 da bitti. Artık mazeretinizde hazır. 2017 de siz de bitip gideceksiniz. 4 yıllık sultanlığınız da yanınıza kar kalarak. Sıfır elde var sıfır bir karne notu ile.

Hani tüzüğümüzde değişimi istediğiniz o çok önemli tek madde bakanlıkça kabul görse idi, bir 3 yıl daha kalacaktınız. Ama açlık ve yoksulluğumuzdan daha önemli ve vahim olan “genel başakanın süresiz seçilebilme" maddesi ne yazık ki kabul edilmedi. Astsubay düşmanı M.S.B. Size hiç acımadı. Bir cevheri, bir başkomutanı harcadı. Ne büyük bir kayıp!

Hepimiz Ahmet Keser'iz“ sloganı deliniverdi. Vah ki vah. Kimsenin artık assubayların feryadını, çığlığını duyacak hali kalmadı. Çünkü bizden daha acısı asgari ücreti 1000 tl olan onca emekçi yandı bitti. Orayı, o vehameti görmeyen zalim bir iktidar artık bizi zinhar görmeyecektir. Hani sizin kadim partiniz olan, aday verdiğiniz, yoluna çiçek ve gülsuyu döktüğünüz. Canım iktidarınız.

Bu gün; işssizlik çığ oldu. Siyaset kilitlendi. Mezhep ve din ile sınıf ayırımcılığı tavan yaptı. Tsk.nın yapısı değişti. İçindeki assubayın iskeleti çöktü. Ne resmi bir hükümet ne de muhatap kaldı. Assubay camiasında ve emekli toplumunda ise; ne kasada para, ne heyecan, ne de o inanılmaz büyük öfke seli kaldı. Hepsi de Ahmet Bey'in “gösteri yasak, pankart yasak, bağırmak yasak, öfke yasak, siyah kurdele de yasak", dörtlü yürüyüş kolunda “daha dün annemizin şarkısı ile türk bayrağı serbest“ algısı ile cehaletine heba olup gitti. Meclisin dikmen kapısında bile assubayın hukuksuzluğu ile emeklinin insanlık dışı ücret uygulaması protesto edileceğine, dayak yiyen assubayın meselesi protesto edildi.

Ne disiplin yasası, ne de personel yasası düzeltildi. Şimdi hepimiz çalışanı emeklisi 7/24 dayak yiyip duruyoruz şehitlere dair bile ne bölücü örgüte, ne de bu örgüte taşeron olan bu hükümete onca mazlumun ahı adına bir kelimelik te olsa, bir infial ile bir nefret açıklaması yapılmadı! Bu mazlum orduya ve askerimize sahip çıkılmadı. “Ölen, vurulan, o fidanların hesabını bir gün bu emekli toplumu ile Temad olarak gerekirse biz soracağız“ denilemedi.

Ekmek adaletimiz için bir emsal dava olsun açılamadı. Oysa okyanusla boğuşacağınıza, adliye koridorlarında emsal güçlü davalar açacağınıza, dernek avukatınızla kıtalardaki assubayların davalarında koşup durdunuz. Onu da yapın. Ama önce kanunlarla, yasalarla, anayasa nezdinde hukukla hesaplaşın. 1977 de dönemin cumhuru Fahri Korutürk'ün M.S.B.nını da yanına alarak astsubay toplumu ile mahkemede hesaplaştığı gibi siz de çıkıp aynı yolla hesaplaşın.

Onca milyarları kutlamalarda, Dünya Assubaylar Günü'nde yürüyüşlerle heba edeceğinize, yargıda, adliyede harcayın. Hiç olmazsa çıkarıp sayın İsmail Turan'a üç beş kuruş yardım edin. 125 bin insan her gün eriyip giderken , utanmazca yurt dışlarına gidip samba yapmayın.

Azıcık haysiyetiniz var ise, bu toplumun açlığını görüntüleyin, belgeleyin, resimleyin. Bir emekli assubay ile bir emekli albayın resmini çekip iktidara dağıtın. Birisinin kaf dağında iken; diğerinin çamur deryasında nasıl debelendiğini utanmazlara, yüzsüzlere gösterin. Sakın ha kendi resminizi değil, gerçek emekli assubayınkini.

Ne var ki artık zaman bitti. Assubay ekmek kavgasının heyecanı da. Medyanın, siyasetin ilgi alanı da. Çünkü Bay Ahmet, bizler ve bu toplum; tazminatımız, intibakımız, derecemiz eksik, *** derdimiz bu dedikçe, siz, beş yıldızlı resepsiyonlarda Dünya Assubaylar Günü kutlamalarında kurtlarınızı döktünüz. Ordu evlerini boykot edip “bakın bu toplum mağdur olduğu halde oralara girmiyor, bu kadar fedakarlık ediyor“ dediniz. Ülkenin öğretmenini, memurunu, emeklisini, çalışanını, sendikasını, S.T.K. sını acı acı güldürdünüz.

İşte geldik bu güne. Bu gün de havuzu tükettiniz. Emeklinin bir atleti, fanilası kalmıştı, onu da çıkarttırıp çırılçıplak yaptınız. Bazı arkadaşlarımız yazmışlar. “muhalif olma, yazıp eleştirip durma, biliyorsan gel koy elini ateşin altına“ gitmesi gereken hala utanmıyorsa, hala orası benim çiftliğim diyorsa, entrika ve dalavere çevirip derneğin kasasını kullanıyorsa, dürüst insanlara çamur atıp, dernek kapatıp, ihraç edip çilingircilerde sabahlıyorsa, adil ve eşit bir seçime yanaşmıyorsa, "ben 3 yıl denedim, bir de bu ekip denesin" diye tevazu göstermiyorsa, arkasına iktidarın gücünü alıyorsa, şubelere ve delegeye, dava başarısı sözü değil, para yardımı sözü veriyorsa, bu toplumun aciliyeti, vehameti nedir diye düşünemiyor; günü birlik düzene uyuyorsa, ben iyi biliyorum ki bu davanın ateşi bize, ipeksi gömleği de Sayın Başkan'a düşmekte.

Saygımla.

Adnan Fuat Özdemir

TURUNUZ BATSIN...

Ağustos 21, 2015

Türkiye güzel ülkem,

Şimdilerde,

Yeni bir oyunun pençesinde kıskıvrak bırakılmaya çalışılıyor,

Yeni kirli oyunlar,

Kirli ortaklıklar ülkeyi yaşanmaz bir hale sokma hevesinde haince saldırıyorlar,

Ülkemiz üzerinde bir iç savaş provası yapılıyor,

Hem vatanın toprakları üzerinde,

Hemde Atamızın emaneti olan Cumhuriyetle,

Her gün bir çok silah arkadaşımızı kaybediyoruz,

Şehit analarının, eşlerin, yetim kalan çocukların ağıtları tüm Türkiye'yi sarıyor,

Bu sese kimin ne kadar tepki verdiği yada vermediği tabi ki çok önemli,

  • Bu sese en büyük karşılığı vermesi gerekenler bizler değil miyiz?
  • En büyük tepkiyi,
  • En büyük nefreti biz ortaya koymayacak mıyız?

Asker dernekleri niçin var?

Temad neden var?

Peki nerede Temad Genel Başkanı?

Sesi sedası çıkmıyor 3 yıldır yatan, gezen genel başkan Ahmet KESER'i bu acılar bile uyandıramıyor,

İçimizin en çok acıdığı bu dönemde hala bir tepki bir tavır bir duruş sergileyemeyen,

Sokağa çıkamayan,

Bırakın hepsini, odalarından bir açıklama bile yapamayan bir genel başkan var,

Bir asker derneğinin genel başkanı, meslektaşlarının katledilmesine Yeni Zelanda'daki balıkçılardan daha uzak,

Bizim sayısal olarak onda birimiz olan TESUD'un emekli paşa genel başkanları; şehitler ve terör için açıklama yaptı, kınadı resmi sayfalarından yayınladılar,

Gerçek kimliğinden uzaklaşıp Temad'ı emlak, komisyon, tarla satış aracılığı tur seyahat organizasyonuna çeviren,

En büyük  asker derneği Temad Genel Başkanı Ahmet KESER'in yönetimindeki sayfada;

Tüm topluma örnek olacak, acıları yaşayıp, yaşatacak hassasiyeti sergilemek, bu konuda tüm Türkiye'ye öncülük yapması gerekirken;

Yakın bir tarihe planlı yine bir Büyük bir Balkan turu var,

Atina'dan Kosava'ya kadar tam 13 şehir

Bir önceki daha büyük olan Avrupa turuna gizlice kendisi gitmişti,

Şimdi buna da git hiç utanma! Gizlenmeden, saklamadan git,

Genel Başkanlığını yeme içme gezme üzerine kurdun zaten,

Bu dönemde bile her şeye susup görmezden gelerek hala gezme tozma peşinde olanlara yazıklar olsun diyorum,

Biraz Olsun Şehitlerimizden Utanın..

Turunuz Batsın...

TEMAD GN.BAŞKANI'NA

Ağustos 18, 2015

Sayın Ahmet KESER

TEMAD Genel Başkanlığı ANKARA

 

Sayın Başkan,

Yola birlikte çıktık, umutlarımız vardı geleceğe dair, hayallerimiz vardı.

Başarılarınızdan gurur duydum, sonuç alınamayan çabalara üzüldüm.

Ancak; bazı şeyleri anlamakta ben de zorlanıyorum, toplumumuzda.

Sizden önceki dönemde yaşananların hepimiz tanığıydık, hatırlayalım;

TEMAD tepkisizdi,

Eylemleri saman aleviydi.

Toplumu bölmüşlerdi, bizden olanlar ve bizden olmayanlar vardı.

En çok eleştirdiğimiz de Mahmut ERDEM olayıydı, en çok onun üzerinde durduk.

 

Şu anda durum nedir Sayın Başkan?

Toplumla ilişki kesilmiş, bazı şubelerin Başkanları dahi size ulaşamıyor, taleplerine cevap alamıyor!

Kurulan web sayfalarında çok yakınlarınız birden fazla isimle yazılar yazıyor.

Demokratik olgunluk ve sabır geçmişin de gerisinde!

Bir ekip oluşmuş, en ufak bir eleştiride saldırıya geçiyor, ölçü yok, izan yok!

Benim tanıdığım bir Ahmet KESER vardı, idealist, mantıklı, ölçülü, hedefleri, planları olan!

Büyüğünü küçüğünü bilen,

Geçmişte neden şikayetçiysek şimdi fazlasını yaşıyoruz.

Mahmut ERDEM bir taneydi, şimdi onlarca!

Kanımız akıyor,

Ekonomi ortada!

Ortada olmayan sadece TEMAD!

 

Sormak istiyorum; benim tanıdığım Ahmet KESER ile Sn.TEMAD Genel Başkanı Ahmet KESER aynı kişi mi?

Ben mi geçmişi yanlış hatırlıyorum, yoksa siz Sayın Başkan, siz mi bu kadar değiştiniz?

Saygılarımla...

Bazı liderler vardır öylesi oturur inatla

Hiç bir katkı vermedigi gibi yıkar gelecegi

Umutları, beklentileri de yok eder

Gitmez oturur!

 

Sayıları yüz olduğu söylenen yavruları vardır

Aynen otururlar inatla

Sadece sessizce seyrederler

Konuşmak yasaktır, yazmak da öyle!

 

Başkanın arkasında on-onbeş kişi daha vardır

İsimlerini dahi bilmessiniz, kartvizitleri vardır

Temsiliyet adına, seyrederler umutların yok oluşunu

Onlar da sessizdir, konuşamazlar!

"ZAMANINDA BEN FALAN*ŞEŞMEKAN DERNEGİNİN FALAN ŞEŞMEKAN BAŞKANILIGINI YAPTIM, YÖNETİM KURULUNDAYDIM! ŞUNU YAPTIM, BUNU YAPTIM, HEY NEYDİ O GÜNLER" DİYECEKLER...

Bir de bunların ''özel ekipleri'' vardır. Hazır kıtalar, egitilmiş yetiştirilmiş ekipler.

Sayıları az da olsa hemen göreve koşarlar..

Mücadelesini minik, ticari ve siyasi ikballeri için yazarlar.

Bunlar tartışma adabından yoksundurlar, sadece hakaret yağdırırlar.

Belirlenmiş otuzaltı çeşit küfürler ile yazarlar, belgelidir...

Biz yazan çizen, bu sınıf için yıllarca her türlü konuyu dile getirir iken bu

özel ekip arkalarında maaşlı avukatları ile;

Bizlerin bu mücadelesine

  • köpekler uluyor
  • iftiracı
  • alçak
  • şerefsiz
  • onursuz
  • lavuk

şeklinde yakıştırmalar ile saldırırken yukarıdaki bölümler!

Hep sessizdir.

Düşünelim birlikte konu çok net!

Siz Genel Kurmayı yok sayın, maksadı aşan eleştirilerle tepki çekin;

Yetmedi tarihin en agır sözleri ile yine Genel kurmay'a  YAŞ üyelerine saldıran

"sefer görev emrini yırtacağım YAŞ üyelerinin mezarına tüküreceğim" diyen  kişiyi

iki numara olarak yanınıza alın.....

Birilerine mesaj vermek, yaranmak için TSK bayrak düşmanı gibi göstermeye çalışanı, iki kelimeyi bir araya getiremeyen ama ısmarlama yazıların altına imza atıp zehir kusanları mücadele için gönderilen paralarla 5 yıldızlı otellerde ağırlayın yalakların, küfürbazların, avukatlığa soyunanların sırtını sıvazlayın, mücadelede umutları bitirin... Tebrikler, tebrikler! Yüzbinlerin umudu, beklentisini hadi çöz bakalım.

Tam bir düğüm.

YETER ALLAH AŞKINA BIRAK VE GİT BAŞKAN!

Gittiginiz gün bu sınıf için yeni ufuklar açılacak, göreceksiniz.

Beyler; sizin emeğe, umuda, meslektaşınıza saygınız yok mu?

Yıllarımızı heba ettiniz, yüzlerce arkadaşımız daldan düşen yaprak gibi aramızdan ayrıldı.

Yaptıgınız sadece onların cenazelerine katılmak görünürde.

 

Bu yönetimin tüm şubeleri ile yanlış mücadele statejilerini, kişisel davranışlarını, başarısızlıklarını, toplumda yarattığı umutsuzluğu, birlik ve beraberliğimize verdiği zararı artık görün Allah aşkına...

Bu makama aday olanlar, sessizce çalışanlar

Hadi artık, deklere ediniz kendinizi

Delegasyona, bu sınıf önderlerine, açık ve net cümleler ile

Biz, bu iş için soyunuyoruz, planımız vs konuşun, gizlenmeyin.

Olağanüstü seçim çagrısı yapın, beklemek niye?

Tüm sayfalar sizlerin görüş, plan, programları için açılacaktır.

Yasalar çercevesinde bu sınıf için temsiliyet/icraat ve yeni plan ve projelerinizi tanıtın.

Dünya ve gelişmiş demokrasiyi özümsemiş ülkelerde oldugu gibi sendikaya nasıl bakıyorsunuz açıklayın.

Mevcut düzenin, lokal işletmeciligi, geziler vs düzenden yepyeni bir yapıya nasıl dönüştürecek,

üretken,sınıfımızın evlatlarına ve ailelerine istihdam saglıyarak nasıl kuruluşlar inşa edeceginizi anlatınız.

Kapı kapı gezmek yerine bu  kez yeni bir yol deneyin.

DEGİŞİM ŞART..

Yıllanmış bu düzenin temelden degişiminin şart oldugu gerçegini tüm sınıfımız görmelidir.

Köklü degişimler, fikirsel yapıların bir noktada bileşkesidir.

'Değişim' her zaman için birşeylerden vazgeçmeyi, yeni beceriler ve roller için zorluklara katlanmayı gerektirir. İşleri bilinen yollardan yapmak, güven ve kontrol duygusu verir.

'Değişim'e direnç ise, geçmişte olan herşeyi çok sevmekten değil, belirsizliğin getirdiği gelecek tereddütlerinden  oluşur.

Bu sınıf artık her anlamda ''DEĞİŞİME'' uğramalıdır.

Başlangıç tepeden başlamalıdır.

Saygı ile

Atilla ABAYLI

Bir seçim dönemi yaşadık, bu zamanlar hem siyasi iktidarların hem iktidara aday partilerin karınlarının en zayıf olduğu dönemlerdir,

Bu dönemi bir çok sendika, meslek gurupları, dernekler, STÖ leri kendilerince değerlendirdiler,

Kimileri mali açıdan kimileri sosyal yada çalışma şartlarının düzeltilmesi için bir dizi eylemler yaparak haklarını aldılar,

Yada almak için en azından mücadele ettiler, bazıları hala ediyor,

Peki çalışama şartları en berbat olan,

En ilkel hukukla yargılanan

Ayrımcılığın en büyüğünü yaşayan,

Emekli maaşları yoksulluğun dibine kadar gelmiş bizlerin temsilcileri nerede?

Direnişi kendine şiar edinmiş! Direnişçi genel başkan!

Temad genel başkanı nerede?

Bırakın bir yerlerde görmeyi,

Sesini duyan var mı?

Ne yaptığını bilen, ne işle uğraştığından, haklar için nasıl bir yol izlediğinden haberi olan var mı?

İki kuruş paraya emekliliğin de bile çalışmaya mahkum edilen binlerce Assubay yaşam mücadelesi verirken,

Yüz binlere varan Assubay ailesinin hala umut beklediği Temad genel başkanı Ahmet KESER'den haberi olan var mı?

Bakın Assubay'lar olarak tam bir ateş çemberinden geçerken,

Geçim derdi hepimizi yaralamışken

Bu yaz sıcaklarında bırakın tatil yapmayı, bayramdı, çocukların eğitimi, yeni üniversite kayıtları gibi bir çok masraflara gebe olan günlere girmişken, çoğunuz biliyordur,

Temad büyük bir Avrupa gezisi düzenledi,

En güzel yaptığı işte bu zaten, ortalama her ay Avrupa'ya bir tur düzenliyorlar,

Mutlu bir azınlık bizim camiamızda da var,

Şu an Avrupa da olan ve yaklaşık 22 gün sürecek gezide tam 18 ülke 37 şehir gezilecek,

Adı gibi Büyük Avrupa Turu,

Kişi başı 1800 Euro yaklaşık 6 bin TL

Buna öğle ve akşam yemekleri dahil değil, kişisel harcamalar ve bunları da eklerseniz rakam baya bir yukarılara çıkar,

Bu turu neden bu kadar anlattık, yukarıda ki sorumuzun yanıtı burada çünkü,

Keser muhtemelen şu an Paris'de Eyfel Kulesi'ne bakıp kahvesini içiyordur,

Bu turla o da Avrupa da,

Her şeyi bırakın,

  • Düne kadar yoksulluktan sokaklarda ölüyoruz diye insanlara nameler okuyan birine bu yakışır mı?
  • Yalandan da olsa ölüm orucuna yatan biri artık toplum tarafından ne kadar ciddiye alınır?
  • Geçim derdinden bunalan insanların temsilciliğini ve mücadelesini yapma iddiasında olan sembol! biri böyle bir tur katılır mı?
  • Yada başkanlığını yaptığın kurumun böylesine pahalı bir organizasyonuna nasıl katılıp nasıl gittiğin insanların kafasında soru işaretleri bırakmaz mı?

Bu ne kadar etik olur?

Sorarlar,

Sen bu parayı böyle bir tura ayıracak kadar zengin misin?

Ek bir iş yapıyor musun? Ek bir gelirin Var mı?

Muhtemelen,

Geçmiş den bu günlere mali durumunu baya bir düzeltmişsin ,

Nasıl gittiğin aslında hiç önemli değil ,

Bu işi kendine ne kadar yakıştırdığın önemli,

Ben seni hiç bir zaman bir Assubay olarak görmedim,

Kimliğini kaybetmiş birisin,

O yüzden çok doğal karşılıyorum,

Ne yazık ki bu camianın da Genel Başkanısın,

Git de bari Eyfel'in tepesine bir pankart as ''Yoksulluk dan sokaklarda ölüyoruz '' diye belki orada ki Türkler değil ama,

Fransızlar sana inanır...

Söz unutulur yazı kalır. Sn. Keser yönetiminin bizler için umut olacağını düşünerek mevcut TEMAD yönetimine mücadele tarihinin en büyük maddi ve manevi desteği verildi. Sitemizinde karınca kararınca desteklerinin belgesi arşivlerimizde mevcuttur. Bu rüzgarla TEMAD gemisini BAŞARI limanına ulaştırmak yerine kişisel hırs ve hesaplarla ne yazıkki gemi rotadan çıktı. Yarın karaya oturduğunda kaybeden hepimiz olacağımız için hatalardan ders alınmasını, öz eleştiri yapılmasını, söz verildiği gibi paylaşımcı bir yönetimle önyargılı haksızlıkların, adaletsizliklerin  sona ermesi için başlatılan mücadele de başarıya odaklanmamızı önerdik, hataları eleştirdik.

Ancak kibir, inat ve riyakarca alkışlayanlar yüzünden sesimiz duyulmak istenmiyor. Bizlere hakaretler, mesnetsiz suçlamalar yapılarak gündemin değişmesi ve başarısızlıkların unutulması amaçlandı. Ahlaksız müfteriler gündemi değiştirdiler. Bunun mücadelemize  faydası oldu mu? Başarısızlıklar unutulabildi mi? Bakın çevrenize umuttan, birlikten eser var mı?

Peki olumsuzlukları, başarısızlıkları yok sayarak alkışlamak sorunlarımızı çözecekse, binlerce kişi TEMAD Gn.Mrk. önünde toplanalım alkışlayalım ne dersiniz?

Son bir yıldır yönetimden tek ses, tek açıklama tek icraat yok! Maksadı aşan eleştirilerle hakaretlerle muhataplarımızı karşımıza aldık. Diyalog sonlandırıldı. Tüm bunları pembe gözlüklerle görmek istemeyen, kişisel ego ve çıkar peşinde olanlar, yönetimin eleştirilmesine kendilerinin bile inanmakta zorlandığı sudan bahanelerle kılıf arıyorlar! Üstelik bunu gerçekleştirmeye çalışanlar eleştirilerin TEMAD’a zarar verdiği algısını yaratarak, iyi niyetli arkadaşlarımızı kavram kargaşasına sürüklüyorlar.

Dostluğu, arkadaşlığı, emeği, vefayı yok sayan mücadele kahramanı, gönüllüsü maskesi altında Asb. mücadelesini siyasi ve ticari ikbaline, küçük çıkarlarına  alet edenler, at gözlüğü ile değerlendirme yaparak, olumsuzlukları yok sayarak yönetimi alkışlamaya devam ediyorlar. Bazı tartışma adabından yoksun olanlar meslektaşlarına hakaretler yağdırıyor! Siz bırakın meslektaşı, kavga ettiği kişiye bile "köpeklerin ulumasından çok haz alıyorum. Marjinal köpeklerin önüne tas, boynuna tasma takacağım. Etek diktim, giydireceğim." tarzında hakaret eden, kendilerine yakışan "iftiracı, alçak, şerefsiz, onursuz" sıfatlarını kullanan ahlak yoksunlarının bu mücadeleye katkılarının olabileceğini düşünebiliyor musunuz? Onlar görevde iken olduğu gibi riyakarlık ve basitlikle birilerine dayanıp bu mücadeleden nemalanırken, bu toplum değerlerinden kaybediyor! Bazıları da 'iki yanlıştan bir doğru çıkmaz' mantığı ile bu ahlaksızlara farklı destekler sunuyor. Yine  ne yazık ki, Sn. Keser ve yönetimi bunlardan medet umarak, bunları teşvik ediyor, ödüllendiriyor. İşte buna tepkiliyiz!

Dz.Kuvvetleri'nde panel yapılmış, emekli assubaylar yokmuş(!) Kara Kuvvetleri'nde kıdemli assubaylar toplanmış emekli assubaylar yine yokmuş(!) Genelkurmayda bir kısım emekli assubay görüşme yapmış, vay efendim TEMAD’ın bundan da haberi yokmuş! Bu arkadaşlarımızı neredeyse hain ilan edecekler. Bir aynaya bakıp biraz vicdanınızı ön plana çıkarın. Bütün bunlara sebep kim?

Kişisel gayretlerle AİHM “Şahsi hürriyet ancak hakim kararı ile kısıtlanabilir” gerekçesi ile göz ve oda hapsi cezaları için Türkiye’yi tazminata mahkum ettiği zaman, bu cezalar artık uygulanmayacak diye sevinirken, 'ölümlerden ölüm beğenin' dercesine çıkarılan disiplin yasası ile muvazzaf kardeşlerimizin meslek hayatının pamuk ipliğine bağlanması, emeklilerin beklediği iyileştirmelerin askıya alınmasının bir tepki olduğunu hâlâ anlamayanlar, genelkurmayın çok umurundaymış gibi bu masaya gelecekler, diz çökecekler tarzındaki abes değerlendirmelerin yanı sıra, "efendim diyalog sonlanmasaydı haklarımızı verecekler miydi?" diyen amigolar yüklendikleri vebalin farkında değiller mi? Madem haklarımızın verilmeyeceğinden eminsiniz, oturun lokallerde keyfinize bakın. Geziler, çaylar düzenleyin. Göbek atın, eğlenin ama assubayın umutlarını sömürmek için mücadeleden de söz etmeyin. Böyle banal bir savunma düşünce olabilir mi?

Kendi gözündeki merteği görmeyenlerin başkasının gözünde çapak aradığı gibi, TEMAD sözcülüğüne soyunan kraldan çok kralcılar “Küslük, öfke, sevgi gibi duygusal tepkilerle devlet yönetilemez” - “Özlük hakları ayrımcı uygulamalarla, hukuk sorunu gibi tüm taleplerimizin gerçekçi çözüm yolu muhataplarımızla DİYALOG ve SAĞLIKLI bir iletişim yaratabilmemiz şartına bağlıdır” buyurmuşlar. Günaydın! "Hoca verir talkımı, kendi yutar salkımı" dedikleri gibi, teşhis doğru ama adres yanlış. Maksadı aşan eleştirilerle, hakaretlerle muhatabını aşağılamaya çalışan, sonunda diyaloğu sonlandıran, sonra da hâlâ hatadan dönmenin fazilet olduğunu hatırlamayan TEMAD yönetimi değil mi?

Bunları dile getirince adımız insafsızca TEMAD'ın düşmanı ve köprüleri attı korosu oluyor!

Beyler; sizin emeğe, umuda, meslekdaşınıza saygınız yok mu? Birilerine mesaj vermek, kişisel ikbal sağlamak adına muhatabına maksadı aşan eleştiriler ve hakaretlerde bulunanların muhatabı siz olsaydınız tepkiniz ne olurdu? Bunları yazıyorum diye yine ahlaksız müfteri takımı benim generalleri koruduğumu söylemeye kalkmasın. Onların ağa babalarının bile yapmadığı eleştiriyi ben yapıyorum ama el hakaret etmiyorum. Hakaret ederek kimse muhatabına  düşüncelerini anlatamaz.

Kimsenin, TEMAD'ın yasal temsilcimiz olması konusunda kuşkusu ile husumeti yok. Sn. Keser ve yönetiminin yanlış mücadele statejilerini, kişisel davranışlarını, başarısızlıklarını, toplumda yarattığı umutsuzluğu, birlik ve beraberliğimize verdiği zararı artık görün. Küçük çıkarları "oy verdim" diyerek, suçluluk psikolojisi ile kendinızi desteklemek mecburiyetinde hissetmeyin. Başarıyı alkışlamak kadar, yanlışı eleştirmenin fazilet olduğunu hatırlayın.

Genelkurmayda VİP töreni ile karşılanan TEMAD heyetinin, bu yaşananlardan sonra  toplumdan gizlenen  ikinci görüşmesinde üstleri aranıp görüşmeye alınmak istenmeleri kabul edilemez! Ancak, iki görüşme arasındaki davranıştaki uçurumun nedenlerini sorgulamadan, sorumluluğunu başkasına yükleyerek hiç bir sonuca da varamazsınız.

Ayrıca TEMAD yönetimi şahsında, bu kabul edilemez davranışla bizlerin aşağılanmaya çalışılması, assubay kamuoyundan neden gizlendi? Sn. Keser havam söner, karizmam çizilir diye mi düşündü?

Bunu toplumla paylaşsaydı eminim ki herkes tepki verirdi,ama hesaplar başka olunca, olmuyor. Hatırlarsanız, TEMAD yönetiminin onayı alınarak bu sitede yapılan mail kampanyası ile haksızlıklarımız, adaletsizlikler yeni göreve gelen komutanlara bir kez daha hatırlatılarak Sn.Keser’e verilen orduevi yasağının, O'nun şahsında assubaylara verildiği belirtilmiş ve tepki gösterilmişti,ama ne yazık ki küçük hesaplarla bu mail kampanyasına TEMAD teşkilatlarının büyük bölümü  sessiz kalmış sadece (isimleri bizde mevcut) binlerce  assubay gönüllüleri katılmıştı. Onun için, önce iğneyi kendinize sonra çuvaldızı başkasına batırın.

Sn.Keser emekli alay komutanı, bizler de emekli alayının mensupları değiliz. Kimseyi o göreve zorla getirmedikleri, kalmaya mecbur etmedikleri gibi, o göreve seçilmek için verdikleri vaatleri, tüzükteki görevlerin unutulduğunu onlar hatırlamıyor olabilir ama bizler unutmadık. Sn.Keser’e şirin gözükmek, kapısından geçemediği 5 yıldızlı otellerden yaralanmak, cebinde yönetici kartviziti bulundurmak adına bir tek eleştiri getirmeden tüm bu aymazlıkların sorumluluğunu birilerine yükleyip sanki tarihinin en ideal yönetimi varmış gibi MİTOMANİK davranışlarda bulunanların  vebali ağırdır.

Vicdani sorumluluğum nedeniyle bir kez daha size sesleniyorum; Sn. Keser, beni yakınen tanıyorsunuz. Kişisel hiç bir hesabım ve çıkarım yok. Olsaydı gerçeklerin yanında olmak yerine, iktidarın gücünün yanında olurdum. Biz yıllarca ön yargılarla sosyal, ekonomik ve insani haksızlıklar yaşadık. Evlatlarımızı, geleceğimizi düşünerek sicil, tayin, ceza baskısı ile sustuk, susturulduk. Bu mücadele bizim onurumuzdur. Bu sitede yayınlanan MOLA ve YİNE HAYAL KIRIKLIĞI yazılarında belirtiğim hataları, olumsuzlukları tekrarlamak istemiyorum. Bu toplumuma borçlusunuz. Binlerce kişinin vebali sizin omuzlarınızda olduğunu unutmayın!

Mücadele fırdöndü oyunu değildir. "Çevirdim, ben kazandım. Seçildim, görevim bitinceye kadar istediğim gibi hareket ederim. Kimse benden hesap soramaz, istediğim gibi harcarım. Dilediğim kişilerin 5 yıldızlı otellerde zıkkımlanamasını sağlarım. İstediğim şubeyi kapatır, dilediğim üyeyi ihraç ederim. Nasılsa benden başka diğer adayların şansı yok. Listemi görmeden oy veren, nereye harcandığını bilmeden bilançoyu ibra eden delegem, bana dayanmış küçük çıkarlara razı sosyal medyada avukatlığımı yapan amigolarım var." diyemezsin. Dedirtmezler! Özet olarak; kimse assubay adını ve  mücadelesini kişisel ego ve çıkarı için kullanamaz.

Hamasi söylemlerle, riyakarların alkışları ile rüştünü bile ispat etmemiş teşkilatlarının yönetimleri dahil üye sayısı toplam 120 kişilik bir derneğin TEMAD'I YILIN DERNEĞİ seçmesinin hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur. Önemli olan assubayların gönlünde değerlenmektir...

Aksi halde birgün mutlaka vebali ödenir ödenmesine de bu mazlum zümrenin kaybettiklerini geri getiremezsin.

"Zararın neresinden dönülürse kârdır" diyerek kendi özeleştirini yaparak, TÜZÜK’teki görevlerinizi, verdiğiniz vaatleri hatırlayıp, şube başkanlarınızla birlikte toplanıp bu toplumu yeniden kucaklayan kararlı, özverili bir mücadele stratejisi belirlemek zorundasınız. Aksi halde KANARYA SEVENLER ve YEŞİLOVALILAR derneğinden farkımız olmayacaktır.

Dünden daha hızlı olmaktan bahsedenler, kış ve gaflet uykusuna yatanları uyarmalıdır. Aksi halde gezi, lokal, ziyaret ve kadın kollarının çayları ile yetinerek  hiçbir sorunu çözemeyiz. Bazı ukelaların belirttiği gibi, kimsenin işine karışmak, ben bilirim iddiasında bulunmak haddimiz olamaz. Dost acı söyler. Eleştirenler, hataların, aymazlıkların, kişisel hesapların tekrarını önlemeyi amaçlayan ve aynı geminin yolcusu olduğumuzun farkındadırlar. Sizler de geminin rotasından çıktığının farkında olun. Biat kültürü ile hiçbir sorun çözülmemiştir.

Bu aymazlığa "benim işim tıkırında. TEMAD sayesinde siyasi, ticari çıkarımı, egomu tatmin ediyorum" diyenler bizi enterese etmiyor. Biz muhalif ilan edilsek de, yazılarımız engellenmeye çalışılsa da, yalakalar saldırsa da kendimize ve mesleğimize saygımızın gereğini yapmaya devam edeceğiz. Sonuçta tüm bunları assubay tarihi ve vicdanlar değerlendirecektir.

Tüm meslektaşlarıma huzur ve adalet dolu günler diliyorum.

YENİLENMELİYİZ.

Haziran 28, 2015

Tarihte yukarıdaki tabir gibi gerçek anlamda gemisini batıran, içinde yüzlerce insan olan uçağını düşüren kaptanların gerçek hikayeleri vardır, bilinen günümüzde. Burada sözünü ettiğimiz kaptanlar biz  assubay sınıfının geleceğini şekillendirmek üzere kaptan köşklerine oturttuğumuz "iki Ahmet'tir" Tas-Sen Başkanı Ahmet ile Temad Başkanı Ahmet…

Bu şahsiyetler ile bu gemiler asla yürüyemeyecektir.

Temad gemisi battı batıyor. Yolcular gemiyi terk ediyor. Kaptan ve mürettebatından en küçük bir tık yok. Üstelik hâlâ makam odalarını yenilemekle meşguller.

Oysa bizlerin beklemeye zamanımız yok. Derhal bir erken seçim startının verilmesi gerekiyor.

Sorumluluk sahibi tüm delegeler bu konuda derhal eline kalemi alıp olağanüstü genel kurul teklifini yapmalıdır.

Dernek, tarihinin en suskun, pısırık, pasif ve ve demoralize olmuş dönemini yaşamaktadır.

Ciddiyetini ve ağırlığını kaybetmiştir.

Genelkurmaydan tutun da siyasete ve iktidara kadar kâle alınmayan, etkisiz ve sorumsuz bir konuma getirilmiştir.

Üstelik de 13 yıllık bir zalim iktidarın paçasına yapışılarak ve şahsi ikbale ve menfaate tevessül edilerek bu partiye hizmet ve destekte bulunulmuştur.

Sendikal anlayış ve ruhla ortaya çıkan Tas-Sen  ise;

Başındaki “buranın paşası benim" diyen tuhaf  ve ucube bir aklın esiri olmuş  ve ölü doğmuştur.

Yönetimini dahi tamamlayamamıştır. Tüm yöneticilerini kendi eli ve kalemi ile ihraç etmiştir.

Burası benim mülküm ve tarlam ancak ben sürerim“  diyerek de  aklı sıra ticari çıkara soyunmuştur.

Her iki  başkan da sözüm ona düşünce körlüğü yaşamaktadır. Bu toplumu çıkarları ve koltuk sevdaları ile siyasi ikballeri için  kullanmaktadırlar.

Tabanlarına saygısız ve onları yukarıdan gören sultani bir sarhoşluğun tutsaklığını yaşamaktadırlar.

Unutmayın ki ;

"Kibir ve inat kişilerin kendini önce mükemmel görmesini sonra da sonlarını oluşturur.”  Tolstoy.

Değerli Assubay Toplumu;

Yok artık, bu işler böyle gitmez... Gitmemeli!

Bu düzeni değiştirmeliyiz.

Bizleri bu noktaya taşıyanlarla savaşacağız, asla kanunların dışında yol izlemeden!

Hak ve hukuk yollarını izleyeceğiz.

İşimiz taviz istemek değil, adaletin tesisini sağlamak olacaktır.

Zorla sistemi sürdürenler ile savaşacak, adalet terazisinin endazesini düzelteceğiz.

Bu mücadele seyredeni ile değil, tam anlamı ile içinde olan ve inananlar ile kazanılır!

***

Sosyal medyayı tanımadınız!

Yazan çizenlere tavır aldınız!

Olumsuzlukları gizlemek adına gündem değiştiren ahlaksızlara ve ahlaksızlıklara sebep oldunuz, bu anlayışlara kol kanat gerdiniz.

Her şey para ve servet değil. Bunlardan önce onur, dürüstlük, insanlık ve paylaşım gelir!

Bunun tesisi için ne gerekirse yapılır.

Adaletin tesisi ve paylaşımın temini için hiç bir eleştiriden çekinmeden ne gerekirse bu sınıf için yapılmalıdır.

Mücadele asla terk edilmemeli, tüm teşkilatlar ve tüm üyeler derhal aktif ve eylemsel duruma gelmelidir.

Assubayların acil ana sorunları üç ana başlığı geçmemelidir; fakülte yasasının da içinde olduğu sosyal eşitlik, özlük hakkı ve Oyak adaleti ile çalışan astların hukuku. Bu mücadelenin başında ve kaptan köşkünde de akli ve donanımlı dava ekipleri oturmalıdır. Bir acil yol haritası ve eylem planı hazırlanıp devreye sokulmalı, uygulamaya konmalıdır.

Temad'ın 100 şubesinin içinde ve Temad tabelasının hemen yanında tam 100 tane de Tas-Sen tabelası, yine tam 100 tane de Temad sigorta tabelası yine tam 100 tane de Temad Tİcaret, Turizm, Gayrimenkul, Güvenlik, Lojistik, Gıda Ltd. Şti. tabelası olmalıdır.

Yine Temad tabelasının yanında  Temad yaşlılar ve huzurevi, Temad Sosyal Yardımlaşma ve Dayanişma Vakfı, Temad öğrenci barındırma yurtları girişimi, Temad-Lösev Elele Girişimi, Temad–Engelli Dernekleri Elele Girişimi, yine Temad-Siyaset Kulübü, Yine Temad-Spor Okulu Girişimi gibi  tüm sosyal ve toplumsal aktivitelerin içinde olduğu kollektif bir holding girişimi başlatılmalıdır.

Yeni Türkiye gibi Yeni Temad, yeni vizyon ve algı girişimi olmalıdır.

Ahmetlerin kafası  ve aklı ile bu projelere ulaşmak mümkün değildir!

Asker Haklari Platformu bu aklı ve donanımlı kadroyu kurmaya hazırdır. Bu insanlar içimizde mevcuttur.

Bu akli kadro ile Yeni Temad vizyonu için derhal delege bazında düğmeye basılmalıdır. Tüm şubeler nezdinde olağanüstü genel kurul için imzalar toplanmalıdır. Artık zaman tahammülümüz kalmamıştır!

Bu ahmetlerden derhal kurtulunmalıdır.

Üyenin adına şirket açarak, şubeler kapatarak, dava insanlarını ihraç ederek, kasaları tamtakır edip lüks otellerde yiyip içip bitirerek dava güttüğünü zannedenlerden bu toplum artık kurtulmalıdır.

Yeniden girişimlere başlanmalı, meydanlara inilmeli ama yazılı söz ve taahhüt alınmadan asla yerimizden bir adım geri gidilmemelidir.

Temad ve Tas-Sen bir çatı altında derhal birleştirilmelidir.

Güçlü ordu, güçlü assubay“ tabelasi tüm şubelerin girişine asılmalıdır.

Asılacaktır, birleşilecektir.

Bu irade ve kadro Temad’in ve Tas-sen’in başına  getirilmelidir.

Getirilecektir.

Saygılarımızla.

 

Atilla ABAYLI
Asker Hakları Platformu
Yönetim Kurulu

Dünyanın hiç bir tiyatro oyununda hem komediyi hemde trajediyi aynı anda çok sık bir arada izleyemezsiniz.

Çok güçlü bir kurgu ve çok yetenekli bir oyuncu kadrosuna ihtiyacınız vardır.

Gülerken ağlatmak zordur çünkü.

Alın size buna çok güzel bir örnek;

Bizden, içimizden, bizi temsil etmekle seçilmiş Ahmet Keser ve ekibinin şahane tiyatro gösterisi!

Adı; Ölüm Orucu.

Assubay Hakları için seçilmiş, yıllarca şehitler gaziler verdiğimiz terörist gurubun simgeleşmiş eylemi.

Ne kimyamıza nede fiziğimize uymayacak bir eylem...

Kefen giyip kaşık kırmalarla başlayan,

Sabah 10 da gelip akşam 6 da sona eren bir trajedi!

Gizli saklı yenilen yemek aralarında ambülans sireniyle bayılanların hastanelere taşınıp ertesi gün gelip herkesten daha canlı bir şekilde nutuk atmaları tam bir komedi!

Kendilerini çok akıllı sanan,

üyelerini kandırıp,

muhatapları kendilerine güldüren bir tiyatro ekibi.

Bir yıldır neden sessiz sedasız duruyoruz?

Neden üstümüzde ölü toprağı var?

Herkes tüm meslek gurupları haklarını alırken en azından almak için bu seçim dönemini değerlendirirken,

Biz neden yerimizde uslu çocuklar gibi oturuyoruz?

Bizi mitinge çağıranların,

Bir AKP li bakanın mesajıyla neden sessiz sedasız hiç bir açıklama yapmadan

Bizleri evlerimize geri gönderdiler?

Ahmet Keser'in neden sesi sedası çıkmaz bir yıldır?

Çünkü;

İnsanların en yaşamsal haklarını

Kendilerine tiyatro oyunu yapanlar

Trajikomik duruma düşerler.

Kendilerini tüm ulusa güldürürken

Assubay' ların geleceğini tüketirler...

/Levent Ulucan/

Saygıdeğer Meslektaşlarım

Nacizane, kendime ve mesleğime saygımın gereği, 40 yıldır bizlere ön yargılarla yapılan haksızlıklara karşı yürütülen mücadeleye, sizler gibi katkı sunmaya çalışıyorum. Hepimiz onur mücadelemizde adaletsizlikleri, ön yargıyı, vicdansızlığı dile getirirken kişileri değil sistemi muhatap alıyoruz ve hiç bir yazımız, eleştirimiz hakaret içermiyor. Farklı bir üslupla zaten mücadelenizde başarılı olamazsınız.

Mücadele tarihinin hiçbir döneminde bu kadar umutsuz olmadım, olmadık! Oysa Sn.Ahmet Keser yönetiminden mucize değil, bizleri sağduyu ve kararlılıkla temsil etmesini istiyorduk. Assubayların derecesinden, kademesinden haberdar olmayan, mücadele gönüllülerinden şikayet eden korgenerale "onlar bizden değildir" diyen bir yönetimden kurtulduğumuz için adeta bayram yapmıştık. Ben de 'nacizane' yönetime kayıtsız şartsız desteğimi açıkladığım YENİ BİR UMUT YENİ BİR BAŞLANGIÇ  yazımda bunu belirtmiştim.

Tarih, ondan ders almasını bilmeyenler için tekerrür edermiş. Ne yazık ki, tarihinin en büyük maddi ve manevi desteğini alarak "UMUT!" olan Sn.Keser, önce kendi dava arkadaşlarını terk etti sonra da kişisel hesaplarla bizleri hayal kırıklığına uğrattı! Temsilcimiz gibi değil, patron ve emekliler komutanı havaları ile TEMAD gemisini rotadan çıkarıp karaya oturttu! Ne yazık ki düzeltmek için hiç bir gayret gösterilmiyor...

Hatadan dönmenin fazilet olduğunu hatırlatan öneren, eleştiren yazılarımıza tahammül edemeyen bu yönetim, sırtını sıvazladığı, ödüllendirdiği, bizlerin mücadele için gönderdiği paralarla 5 yıldızlı otellerde ağırlanan Sami Başkaya denilen ahlaksız müfteri ve ekibi ile gündem değiştirmek, başarısızlıkların sorgulanmasını engellemek adına mücadele gönüllülerine (yazmaktan utanç duyacağım sizlerin de okuduğunuzu düşündüğüm yazılarla) hakaretlerle saldırdılar. Bunun acı sonuçlarını hep birlikte üzüntü içinde izliyoruz. Toplumun mücadele umudu ve birbirimize tahammülümüz kayboldu!

Sn.Ahmet KESER’in çıktığı TV proğramlarında Assubayların ön yargılarla sosyal, ekonomik ve insani haksızlıklara uğratıldığını, örneğin; bir üniforması kefen olan, yüksek okul mezunu assubayların büro memuru statüsünde göreve başlatılıp, emeklilerin ilkokul mezunu KİT işçi emeklisinden daha az maaş aldığını kamuoyu ve ilgililer duymadı ama, bizim hiç bir yaramıza merhem olmayan, TSK yıpratmayı amaçlayanları mutlu eden "GÜZİN PAŞA", "ŞEZLONG ALBAYI", "REZERVE PAŞA", "GENELKURMAY LAĞV EDİLMELİDİR"  tarzı maksadı aşan eleştirilerde bulundu. Bunun sonucu oluşan tepki ortamında çaresiz kalan meslektaşlarımızın EYLEM çağrılarına Sami Başkaya “Ne eylemi geri zekalılar? Islanmak istiyorsanız banyoya, gaz istiyorsanız mutfağa gidin” diyebildi! Bu kişi orduevi yasağına en büyük tepkiyi verip dava açmama rağmen bana da “Mangalcı başı Ersen efendi, orduevi yasağına sessiz kalıp paşasının kucağında af bekliyor, lavuk” sözleri ile gündemi değiştirmeyi amaçladı! Mücadeleye en büyük zararı veren görevde iken tanıdığımız malum kişileri  adamdan saymam. Tek üzüntüm; uyarılarımıza rağmen bu aymazlıkların Sn.Keser tarafından teşvik edilip, ödüllendirilmesidir...

Tüm bu gelişmeleri bulundukları makamı, faydalandıkları nemayı düşünerek sessizlik içinde, hatta bazıları alkışlayarak izleyenler yeni aymazlıklara davetiye çıkardılar! Bundan cesaret alan yeni kişisel ego ve ikbal peşinde koşanlar terbesizce meslektaşlarına “bu itlerin ulumasından zevk alıyorum” - “etek diktim bunlara giydireceğim” tarzında hakaret etmeyi marifet saydılar. Bizler bu kişilere karşı avukat tutup dava açma lüksüne sahip değiliz. Bunları kamuoyu vicdanına ve Allah’a havale ettik.

Allah'ın sopası yok.Kıbrıs'ta aciziyet göstererek albay tarafından darp edilen assubay olayına hepimiz üzülüp tepki gösterdik. Site yönetimi ve dava edilen bir meslektaşımız bu yüzden anılan albayın açtığı davalarla uğraştık pes etmedik, ama hakaret de etmedik. Bu olayda hepimizin tepkisini çeken albayın general olması üzerine hakareti şiar edinen,  hakaretleri karşılığında ödüllendirilen bu sahte kahraman Başkaya, Sefer Görev emrini kabul etmiyorum yırtıp genelkurmaya fırlatacağım densizliğinden sonra  bu kez hakaret çıtasını yükselterek "YAŞ ÜYELERİNİN MEZARINA TÜKÜRECEĞİM" diye başladığı Facebook'taki sayfasındaki yazısında, meslektaşlarına hakarettin yanı sıra,  özetle “Cumhuriyet tarihinin en yalaka iktidarı ve generalleri bunlardır… Cumhurbaşkanının karşısında iki büklüm sekiz kat olan yalakalar bu generaller değil midir?, Türk Silahlı Kuvvetlerini KOMA’ya kendini ZONA’ya sokan Necdet paşa senin Allah’ın, toplu iğne kadar vicdanın var mı? Sen hakaret ve aşağılanmaya müstehakmışın” tarzında yazınca YAŞ üyeleri tarafından dava edildi. Ne kadar haklı olursanız olun muhatabınıza düşüncenizi haklılığınızı hakaretle anlatamazsınız gerçeğinden bi haber yalaka yalakası kişiler, bu sahte kahramana övgüler dizdiler. "Yazısına imza atarız" diyerek aymazlıklara davetiye çıkarıp, biat kültürü ile yanlışı alkışladılar.

Söyler misiniz; bu hakaretler, bu maksadı aşan eleştiriler bize kazanç mı, yoksa görevdeki arkadaşlarımıza baskı, bizlerin de haklarımızla ilgili çalışmaların askıya alınmasını mı sağlamaktadır? Bunu özellikle küçük hesaplar için amigoluk yapıp, biat edenlere sormak istiyorum.

Bu kişi ile ilgili, YAŞ üyeleri hakaret ve tazminat davası açtıklarını, ilk duruşmanın 3 Nisan 2015 günü Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapılacağını aşağıdaki ve benzeri yazılarla “Bu dava Cumhuriyet tarihinin en önemli davasıdır. Başbakan, Gn. Kur. Başkanı, MSB, Kuvvet Komutanları ve bir çok general E. Astsubay, Yazar Sami Başkaya hakkında dava açmışlardır. Basın-yayın, barolar, STK olayı yakından takip etmektedirler. TEMAD Hukuk Kurulu Başkanı Av.Erkan Akkuş, Av.Meral AKKUŞ Sayın Sami Başkaya’nın savunmasını üstlenmişlerdir. Sn. Başkaya yalnız değildir. Yalnız da bırakılmayacaktır. Aslında bu dava astsubay mücadelesine baş koymuş tüm emekli assubaylara açılmıştır. Emekli assubayların bu davalara sahip çıkması onurdur” diye konu ASRIN ASTSUBAY DAVASI olarak lanse edildi!..

Peki duruşmada bu sahte mücadele kahramanı ne yaptı? BİNGO Sadakoğlu'nun diktiği eteklerden birini giyip “Sn. Hakim, ben böyle bir yazı yazmadım, hesabım ele geçirilmiş olabilir“ diye kıvırdı! Nerede kaldı erkekliğin, yiğitliğin Sami Efendi? İnsan yazdığı yazının arkasında durur. Madem yazıyı sen yazmadın, neden kalkıp "bunu ben yazmadım" diye ertesi gün açıklama yapmadın? Böylece assubaylara duyulan tepkiyi de önlerdin. Duruşma 21 Ekim 2015 gibi uzak bir tarihe ertenmiş, muhtemelen facebook’tan IP numarası, bu numaranın kime ait olduğu araştırılacaktır. Çifte avukatın da yapacak pek fazla bir şeyi yok. Bu topluma verdiğin zararın üstüne bir de TEMAD, verilecek maddi tazminatı, 'hesabını vermediği!' mücadele adına gönderilen paralardan  öderse, tüm mazlum assubayların eli yönetimin yakasında olacaktır.

Mücadele uzun solukludur ve mücadele hakaretle, kişisel hesaplarla, ego tatminleri ile yapılmaz. "Bu kafa ile gidersen askere, zor alırsın tezkere" dedikleri gibi TEMAD Gn. Mrk. Yönetimi kendi öz eleştirisini yapmaz, toplumu yeniden kucaklamaz,yeni katılımcı üyesine teşkilatlarına saygılı bir mücadele statejisi belirlemez  ise kaybeden assubaylar, kazanan mücadeleden nemalananlar olur. Kimseyi yönetime zorla seçmiyorlar. Seçilirken gösterdiğiniz gayreti haklarımızın alınmasında öz veri, akıl ve kararlılıkla yürütmelisiniz. Aksi halde sizi oraya zorla seçmediğimiz gibi zorla da tutmuyoruz.

Meslektaşlarıma huzur ve adalet dolu günler diliyorum... Saygılarımla. 

TEMAD BİLANÇOSU

Şubat 07, 2015

Değerli Meslektaşlarımız,

Sitemizde yayınlanan CİOR adlı yazı ile MSB ödeneğinin ayrılmasına rağmen TEMAD’ın uluslar arası askeri dernekler federasyonunun yurt dışı etkinliklerine  götürülmediği gerçeğinin açıklanması üzerine bu etkinliklere katılan zamanın TEMAD yönetimi bu etkinliklerde hiçbir bildiri sunmamış adeta turistik gezi ile yetinmişlerdir.

Sn.Ahmet KESER başkanlığındaki TEMAD yönetimi assubayların tanıtımında büyük rol oynayacak bir projeye imza atarak 17 EKİM DÜNYA ASSUBAYLAR GÜNÜ kutlaması için karar aldığını açıklaması assubay toplumunda büyük bir memnuniyet ve çoşkuya neden oldu. Bu etkinliklere yaşına, sağlık ve ekonomik sorunlarına bakmaksızın binlerce arkadaşımız bizzat katıldı. Katılmayıp yüreği orada olan meslektaşlarımız bu sitenin düzenlediği maddi destek kampanyasına katkılarda bulundular. Bu kutlamaların kendi aramızda şölen havasında geçmesinden ziyade  assubayların kamuoyundaki yanlış imajını değiştirmek adına Paneller, Sempozyumlar yapılması, gazete ve bilbord ilanları verilmesini arzu ediyorduk. Bu ne yazık ki gerçekleşmedi!

TEMAD yönetimleri faaliyetlerini aidat geliri, bağışlar, gayrimenkul kiraları, ticari işletmeler, MSB tarafından verilen ödeneklerle karşılarken tarihinde hiçbir yönetime nasip olmayan milyonlarca lira maddi destek sunuldu. Yasal zorunluluk dışında üyeler doğal olarak aidatlarının, bağışlarının nereye harcandığını bilmeye hakları vardır, ama ne yazık ki mevcut yönetim tüm ısrar ve eleştirilere rağmen ayrıntılı bilançosunu açıklamadığı gibi sözüm ona yönetime yakın olmak adına hareket eden kişiler bu sorgulamaya polemikler hâttâ hakaretlerle karşı çıkmışlardır.

TEMAD yönetiminin bu duruma karşı çıkmak bir yana bu kişileri desteklemesi hiçbir değer yargısı ile kabul edilemez. Bu bizim birliğimize, umutlarımıza ve mücadelemize indirilen bir darbedir. Nitekim bunun yarattığı olumsuzluk hepimizi derinden yaralamaktadır.

Bu eleştirilerden biri de mücadelede kullanılmak üzere gönderilen bağışların nereye harcandığı konusunda soruların yanıtsız kalmasıydı. Nihayet TEMAD yönetimi yasal zorunluluk gereği blançoyu sitesinde yayınlamıştır. Ancak yayınlanan bu blançoda gelirler ve giderler konusunda bilgi edinmek mümkün olmamıştır. Bilançonun 'dernekler masası inceledi' gerekçesi ile delegeler tarafından ibra edilmesi soru işaretlerini, gereksiz şaibeleri silemez, bu büyük bir güven erezyonuna sebeb olacaktır; çünkü dernekler masası harcamaların mücadele için mi yoksa gereksiz harcamalar için mi yapıldığını denetlemez. Sadece gelir ve gider tablolarının birbirini tutması ile gerek duyarsa belgelerin varlığını inceler. En sağlıklı denetim üyelerin vicdanında yapılan denetimdir ve bu aynı zamanda şeffaf yönetiminlerin gereğidir.

Meslektaşlarımızın merak ettiği ayrıntılı harcama kalemlerinin yer almadığı bllançoyu bir de uzman gözü ile incelemek  için Mali konularda uzman bir meslektaşımıza incelettik. Kendisinin yazmış olduğu raporu aynen yayınlıyoruz ve TEMAD yönetiminden gereksiz sorgulamalara polemiklere son vermesi için ayrıntılı harcama kalemlerinin şubelere gönderilerek üyelerin denetim ve bilgisine sunulmasını bekliyoruz.

Saygılarımızla. 

                            SİTE YÖNETİMİ

                              

Bilanco Yanyana11

  • Bu BİLANÇO bir şirket bilançosu olsaydı hiç düşünmeden ''Hatırı sayılır sermayeye sahip bir firma'' derdim. Hemen ardından da ''Bu firmanın son 2-3 yıldaki gidişatı iyi değil, çöküşte''der ve Yönetim Kurulunun toplanmasını önerirdim.Çünkü; KAR/ZARAR hesabındaki ''Dönem NET Zararı''nın 91.329,50 tl  geçen yıl zararının 178.611.64     tl oluşu bunu gerektirir.
  • Şimdi TEMAD'ın ''Ticari Faaliyet'' göstermeyen (TEMAD Sigorta - Atık Yağ Toplama İşi Dışında) ve ''Kamu Yararına Faaliyet Gösteren''bir kurum olduğu gerçeğini ön plana alsak da bu bilançoda işlerin rayında gitmediğini gösteren veriler mevcut.
  • Her ne kadar bilançoya esas olan kalemlerin ayrıntılarını göremesek de Bilançodaki temel ayrıntılar bize bir fikir veriyor.
  • Bankalarda : 268.897,69 tl'si olmasına rağmen 8.683,30 tl. ''Personel Borçları'' var. (Bankada paranız varsa neden ödemiyorsunuz?)
  • ''Ödenecek Vergi ve Diğer Borçlar'' : 9.441,98 tl (Bunların ödeme zamanı/dönemi gelmemiş olabilir.)
  • Bankalarda bu kadar para varsa, 91.329,50 tl ''Dönem Net Zararı'' çok yüksek. Zira ''Geçmiş Yıllar Zararı'' 178.611,64 tl (Nedeni bilinmeyen zarar 2 yıldan fazla bir periyodu kapsıyorsa )
  • Buna oranladığımızda çok yüksek bir rakam olduğu anlaşılacaktır.
  • İş Avansları : Avans (ön ödeme) yapılacak bir iş/mal ve hizmet alımı karşılığı önceden verilen para/nakittir.
  • Yaptırılacak İş veya Hizmet Alımı ne kadar büyüktür ki   82.483,42 tl. avans olarak ödeniyor ?
  • Sermayeler genelde küsuratlı rakamlardan oluşmaz. Ödenmiş Sermaye: 1.462.465,69 tl (69 kuruş dahi var)
  • Belli ki AKTİF/PASİF denkliğini sağlayabilmek adına KAR/ZARAR hesabında ortaya çıkan bu küsuratlı rakam oraya da yansıdı.

Dönem Net Zararı : 91.329,50 / 12 (ay) = 7.610,80 tl. (Aylık Net Zarar-2014) Geçen yıl için 178.611.64 /12 (ay)=14.884.30 Tl. aylık net zarar Ortalama aylık 11.247.55 zarar mevcut 

Bilanço üzerine TEMAD Genel Merkez şunu da söyleyebilir;

..... kişi üye sayımız var. Ancak, üye aidatını ödeyenlerin sayısı % 50'yi bile bulmuyor. Dolayısıyla tamamlanamayan gelirleri BORÇ olarak başka yerlerden almak zorunda kalıyoruz.

S O N U Ç :  BİLANÇO'ya göre  yolunda gitmeyen şeyler var!...

Son Eklenenler

Copyright © 2006 Emekli Assubaylar. Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım İhsan GÜNEŞ