asubay misin

 Asubay Mısın, Er Misin

 

İkrâr ediyorum!

Gül alıp gül vermek isderdim herkese, adını bile sormadan; allı morlu, mis kokulu...

Ya da

Makâleler yazmak isderdim, suya sabuna dokunmayan; harir kadar saf, çocuk kadar mâsum...

Aşk kokan, sevgi dolu... Ayşe’den, neş’eden, meşeden dem vuran!

Benim de sevdâya teşne kalbim var, ne de olsa!

Türkü yazmak isderdim hele!

Mertlik üsdüne, yiğitlik mayalı; her nağmesi dostluğa dokunan, kardeşlik kokan ... 

Çünkü

Türk’ü bilen türkü bilir,

Türk’ü seven de türkü yazar.

Ben de insanım, nihâyetinde!

Ya da!..

Ya da,

Her kalem oynatışımda ucundan sitâyiş süzülen, vefâ dökülen, garındaşlık mumuyla ışıldayan...

Fakat olmuyor!

Daha doğrusu oldurtmuyorlar!

Bâzen, söyleyen özne olsa da söyleten nesne oluyor, maslahat icâbı. İşde bu durumda, söyletenin kim olduğunu gözden kaçırmamalıyız. Çünkü burada, asıl fail özne değil fakat nesne oluyor.

Evet, insanım, nihâyetinde... Haksızlığa, yolsuzluğa, nâmertliğe, zorbalığa isyân eden!

Biz Asubaylara yapılan bu ahlâksızlık, bu haksızlıklar karşısında

Tencere bile olsa tıngırdar; köpek bile olsa havlar be!

Benim, köpeğinki kadar bile aklım, köpeğinki kadar bile haysiyetim yok mu sanıyor bu kaşalotlar!

Haksızlığa uğramışsam,

Bağırır, çağırırım!

Ȃsi olur, başkaldırırım ödlek firavunlara.

Bu topraklarda yiğide deli demek âdet olmuş nasıl olsa!

Ağız dolusu küfür bile ederim alayına...

İşde o vakit derim ki;

Kiremitde özler var

Başkanlarda elâ gözler var

Sizleri tenhâlarda bir görsem 

Söyleyecek çok sözler var!

Mâdem öyle!

Bolu’nun Zorbeyi var ise şâyet,

Dağlarının da Köroğlu’su elbet olacak!

Hele bir de damarıma basarlar ise şâyet!

Öyle yazılar yazarım ki!

Kesip biçmeden söker alırım o üç paralık ciğerlerini, fesât dolu döşlerinden, evvel Allah.

İşde meydân! Söze söz! Varsa diyecekleri şâyet

Çıksınlar karşıma!

Yedikleri haltların, yapdıkları nâmertliklerin, hainliklerin, kânunsuzlukların hesâbını versinler!

Şu memleketde iyiye, güzele dâir söz söyleyen, iş yapan herkes mutlaka kösdeklenir, cezâlandırılır. Bizim için de durum ayniyle vâki oldu!

Gevur Coni’nin ordusunda bir Er olsaydım şâyet

Bugüne kadar ortaya dökdüğüm bunca kânunsuzluk, yanlışlık, haksızlık, ahlâksızlık ve sahtekârlıklardan dolayı

Coni Genelkurmay Başkanı herhâlde bana üç beş madalya takdim eder idi...

Fakat bizim müslümân bildiğimiz Genelkurmay Başkanlarımız ise

Bu kânunsuzlukların, haksızlıkların, ahlâksızlıkların ve sahtekârlıklardan üzerine gitmek yerine

Doğruları söyleyen Eski Tüfek’i öksüz yetim zannedip ezmeye tevessül ediyorlar...

Bugüne kadar söylediklerimin bir tek kelimesini dahi tekzip edemediler, iftirâ diyemediler!

Hakâret etdiğimi söylüyorlar... Evet, ortada bir hakâret var da ... Kim, kime etdi acap?..

 

Zihniyet Sürgünü isimli makâle benimdir, ben yazdım! Bütün hukûkî mesuliyet bana aitdir diye ilk gün dilekce verdim. Fakat subaylarımıza bu da yetmedi. Hemen koşup gidip mahkemeye itirâz etdiler. Asubaylık dâvasına büyük emek veren kıymetli meslekdaşım Semih KOÇ ve emekliassubaylar.org’un hizmet aldığı şirketin sahibini de cezâlandırmak için üst mahkemeye itirâz etdiler. Fakat mahkeme, bu talebi reddeddi.

Hakkımda açdıkları cezâ ve tazminât dâvaları da bu subaylarımıza yetmedi! Bu kez de bu makâlem ile bu zevâta iftirâ etdiğim iddiasıyla üst mahmekeye itirâz etdiler. Mahkeme, subaylarımızın bu talebini de reddeddi.

İşde, gene ikrâr ediyorum!

Zihniyet Sürgünü isimli makâlenin müellifi, Eski Tüfek mahlaslı ben Şükrü IRBIK’ım.

Elinizden geleni ardınıza koymayın da nelere kâdir olduğunuzu bütün dünyâya gösderin!..

 

Duydum ki gevurun hâkimleri Berlin’de imiş! Bizim müslüman hâkimler nerede, onu da göreceğiz elbet...

Hâl böyle olunca;

Eski Tüfek’in kısmetine de

Asubaylara yapılan haksızlıklar ve kânunsuzluklar târihcesini fâş eyleyen acı makâleler yazmak düşüyor…

Aşkı, meşki; gülü, bülbülü; Ayşe’yi, neş’eyi bir kenara bırakdık!

Kalem ve kâğıdı alıp da elimize

Ömrümüzün şu son fasılında

Üzerine fesâtlık, nâmertlik, şerefsizlik, hâinlik ve ödleklikden dem vuran kelâm akıtmak düşüyor bize de, yiğitce... 



*  *  *  *  *

Kiremitde Buz musun?

Türkülerimiz olmasaydı ne yapardım, bilmiyorum!

Değil yazmak, söylemek; konuşmaya bile mecâlim olmazdı herhâlde!

Dünyânın en büyük kütüphânesinde bile olmayan hazineler var içinde...

Bir türkü, hattâ o türkünün bir kelimesi bile bir kitabdan çok daha fazla şeyler anlatır bize.

Kitaplara sığmayacak kadar sözün mü var diyecek? Bir türkü çığır, daha fazlasını anlatırsın, evvel Allah.

Yeri gelir, gönlüme tercümân olsun diye Muğla’dan Civelek Şerafettin’e veririm sözü;

Deniz üsdü köpürür,

Kayığa da binsem götürür!

Benim böyle âsi oluşum

Nâmertlerden, ödleklerden ötürü... 

Ya da

Kitaplar dolusu kâğıt ve kelâm isrâf etmek yerine Yalova’dan Müşerref Hanımı söyletirim kendileyin;

Kiremitde buz musun? Gelin misin, gız mısın?

Bir suâl soracam sana, ey Genelkurmay Başkanım,

Bana cevâp vermeye hazır mısın?

*  *  *  *  *

Değil!

Biliyorum! Kimilerine her gün, her yer düğün bayram olsa da

Benim için, daha doğrusu, “diğerleri” dedikleri biz Asubaylar için vaziyet hiç de öyle değil!

Bu hususda dilim ne söylesin, elim ne yazsın diye binbir türlü ağrılar içinde geceyi gündüze katık eder iken

Gene anamın sütü gibi Türkülerimiz besliyor dimağımı...

Yersiz, yurtsuz, adsız, odsuz, bir ozan olurum o zamân da;

Bilmem, şu feleğin bende nesi var?

Her gitdiğim yerde, yâr isder benden!

Sanki benim mor sümbüllü bağım var!

Zemheri ayında anam, gül isder benden!

Zemheri ayında gülü hangi şaşkın kaybetmiş ki kim bulup kime versin, Allah aşkına?

Asubay denen uyduruk asker sınıfının târihine her kalem daldırışımda ne acıdır ki gül yerine

İçinde çomca dönmez bok, cerâhat, hamâkat,

Elvân türlü ihânet ve şerefsizlik çıkıyor karşıma!..

Kars’lı Feryâdî olurum, icâp ederse;

Yine geldiyse gam yükünün kervânı,

Yine yazmak şart olduysa Eski Tüfek için, ihâneti, ödlekliği...

Ölsem de bu uğurda şâyet

Çekeceğim bu derdi, her mihnete rağmen!

Karac’oğlan olunca da derim ki, bakın geline

Ömrümün yarısı gitdi talana

Suâl eylen bizden hey dost, evvel gelene!

Kim var imiş, biz bu orduda yoğ iken! 

*  *  *  *  *

Kaşıkdaki Kısmet!

Bunca zamândan beri herkesin okuyup geçdiği kânunların içinde

Senelerden beri çürük yumurta gibi kokuşup duran kânunsuzluklar niyeyse hep bizim kalemimize takılıyor.

Bu sahtekârlıkları yazmak görevini de anlaşılan o ki bugünün târihi, Eski Tüfek’e yüklüyor. Olsun! Kısmetde ne varsa kaşıkda da o çıkıyor nasılsa!

Asubaylık denince şu memleketde ortalık

İçinde çomca dönmez bok çuvalı oluyor!

Bugüne kadar yazdığımız bunca makâlede bunların neler olduğunu belgeleriyle defâlarca fâş eyledik!

Fakat subay gardeşlerimizin cenâhında

Allah, daha çok versin!

Bakınız, bulabildiğimiz kadarıyla vaziyet nasıl tecelli ve tahakkuk eyliyor!..

Sayısını dahi bilmedikleri kadar çok tazminât,

Vakdinden evvel ikrâm edilen intibâklar,

Yarbay ve binbaşılarımıza ulufe gibi dağıtılan kânunsuz ve beleş kademeler,

OYAK yönetim kurullarında ballı üyelik,

Adı sözde Mehmetcik olan vakıflarda kaymaklı huzur hakkı,

Evvel ihâle verip âhiren de koltuk kapdıkları özel şirketlerde sözde danışmanlık...

Kapıdan kovarak emekli edilen palamut albaylarımıza, devletden ikinci ikrâmiye,

OYAK’dan, emeklilikde bile devâm eden kıyak üyelik vs.

Ne diyeyim ben size?..

Gözünü toprak doyursun, inşallah! 

*  *  *  *  *

Devletin milletin, tüyü bitmemiş yetim hakkının üsdüne kendileri için kurdukları sahte cennetlerde

Utanmadan, sıkılmadan saltanât sürenlerin kaba etine Eski Tüfek kalemini batırınca da

Hemen koşup gidip soluğu mahkemede alıyorlar.

Devleti korumak için devletden avuç dolusu para alan eli tabancalı, beli kılıçlı subay gardeşlerimiz

Bu kez de kendilerini koruması için hemen varıp mahkeme kapısına dayanıyorlar.

Varsın, dayansınlar! Demek ki adâlet onlara da lâzım oluyormuş!

Ya da

Adâlet dağıtmak için cübbe giyip celp etdiği askere huzurunda düğme ilikleten hâkim sıfatlı subay gardeşlerimizin,

Bu kez de kendileri adâlet aramak için hâkim önünde kendi cübbesini ilikliyor...

Varsın, iliklesinler! Demek ki adâlet dağıtanlara da adâlet lâzım oluyormuş!

2014 Mart’ında Ankara’nın göbeğinde TEMAD’ın yatdığı ölüm orucunda

Çişini bile tutamadığı için altına bez bağlayıp da

Belediyelerin verdiği külüsdür otobüsler ile memleketin dört köşe bucağından Ankara’ya sökün eyleyen

Seksen yaşında, doksan yaşında emekli büyüklerimizin yürek dağlayan hâlini görünce

Başkan Ahmet KESER’e desdek vermek için bir makâle döküldü, kalemimin ucundan vehleten...

İsmi, Zihniyet Sürgünü!

Asubay Mısın, Er Misin? Eski Tüfek Şükrü IRBIK

emekliassubaylar.org’da neşretdiğimizin ertesi günü hemen şunları yapdı, bu subay gardeşlerimiz;

Asubay Mısın, Er Misin? Eski Tüfek Şükrü IRBIK

asubaymisin 3

 

BİMER Müracaatı Şükrü IRBIK‏ 

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. (Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

21 Temmuz 2014, Pazartesi ,7:34 PM 

 To: Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. 

           Sayın Şükrü IRBIK, 

1.    TSK sosyal tesislerine giriş yasağınıza dair 10 ve 17 Haziran 2014 tarihli müracaatlarınıza Genelkurmay Başkanlığınca iki defa cevabi yazı gönderilmiş olmasına rağmen aynı konuyla ilgili 03, 04, 05, 06, 09 ve 10 Temmuz 2014 tarihli olmak üzere toplam altı adet daha BİMER müracaatınız alınmıştır. 

2.    Söz konusu 10 ve 17 Haziran 2014 tarihli müracaatlarınıza verilen cevabi yazılarda da belirtildiği gibi; 

a.    Orduevleri, askerî gazino ve diğer sosyal tesislerden yararlanma usul ve esasları ile söz konusu tesislere girişin yasaklanmasına yönelik hususlar, TSK İç Hizmet Yönetmeliği’nin 664’üncü maddesinde düzenlenmiştir. 

b.    Bu kapsamda; hak sahibi kişiler, bu düzenlemeye istinaden Orduevleri, Askerî Gazinolar ve Sosyal Tesisler Yönergesi’nde (MY 58-4) yer alan esaslar doğrultusunda orduevi, askerî gazino ve sosyal tesislerden istifade etmekte, belirlenen esaslara uymayanların tespit edilmesi hâlinde ise personelin istifadesi Gnkur.Bşk.lığınca oluşturulan bir kurul tarafından yasaklanabilmektedir.

3.    13 Mart 2014 tarihli emekliassubaylar.org internet adresinde adınızla yayınlanan 13 sayfalık “Zihniyet Sürgünü’’ başlıklı yazınız gereği, yukarıda belirtilen mevzuat kapsamında TSK Sosyal Tesislerine girişiniz kurul kararıyla 14 Mart 2014 tarihinden itibaren süresiz olarak yasaklanmıştır. 

4.    Bilgi Edinme Hakkının Uygulanmasına İlişkin Esas ve Usuller Hakkında Yönetmelik’in 18’inci maddesi “Daha önce cevaplandığı halde aynı kişiler tarafından yapılan tekrar mahiyetindeki başvurular ile soyut ve genel nitelikteki başvurular işleme konulmaz ve durum başvuru sahibine bildirilir’’ hükmünü amirdir. 

5.    Aynı konuya dair ilave olarak gönderebileceğiniz tekrar mahiyetindeki başvurularınızın 4’üncü madde esaslarına göre değerlendirileceği hususunu bilgilerinize sunar, esenlikler dileriz.

 

Yakın zamânda uluslarası hukukda önemli bir gelişme ortaya çıkdı. Dünyânın önemli hukukcuları, ömür boyu cezânın insanlık şerefine karşı bir suç olduğu kanaatına vardı. Hiç kimseye, hiçbir şekilde ömür boyu cezâ verilemez diyorlar! İdâm cezâsının bile 25 sene ile sınırlandırılması kabul gördü.

Fakat sâbık Genelkurmay Başkanımız Necdet Bey,

Bu uluslararası kuralı çiğnemekde hiç beis görmedi...

Asubay Mısın, Er Misin? Eski Tüfek Şükrü IRBIK

 

BİMER Müracaatı Şükrü IRBIK‏ 

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. (Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

11:56 AM  

To: Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. 

From:  Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. 

Sent: 25 Mart 2015, Çarşamba 11:56:24 AM

To: Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Sayın, Şükrü IRBIK

İLGİ     :   (a)       TSK sosyal tesislerine giriş yasağınıza dair 09 Mart 2015 tarihli BİMER müracaatınız. 

               (b)       TSK Akıllı Kart Yönergesi.

1. TSK sosyal tesislerine giriş yasağınıza dair ilgi (a) dilekçeniz alınmıştır.

2. TSK İç Hizmet Yönetmeliği’nin 664/4 maddesi kapsamında hakkınızda verilmiş olan TSK sosyal tesislerine giriş yasağı, 211 sayılı TSK İç Hizmet Kanunu’nun 98 ve 99’uncu maddelerinde belirtilmiş olan orduevi, askeri gazino, kışla gazinosu, vardiya yatakhaneleri ile özel/yerel ve kış eğitim merkezlerini kapsamaktadır.

3. Bununla birlikte, hakkınızda 13 Mart 2014 tarihinde TSK sosyal tesislerine süresiz giriş yasağı verildiğinden ilgi (b) Yönerge’nin;

         a.  “Askeri sosyal tesislere girişin süresiz olarak yasaklanması (muvazzaf personel hariç) durumlarında TSK Akıllı Kartları iptal edilir’’

   b.  Geçerliliği sona ermiş kartlar kullanılmaya çalışıldığında, Birlik/Karargâh/Kurum/Askeri Sosyal Tesis/Askeri Hastane vb. birimlerce el konularak TSK Akıllı Kart Yönetim Merkezine imha edilmek üzere gönderilir’’ hükümleri gereğince kullanmakta olduğunuz TSK akıllı kartınızı imha edilmesi maksadıyla Genelkurmay Akıllı Kart Merkezi Başkanlığına göndermeniz gerekmektedir. 

 Bilgilerinize sunulur.

 

Üsdelik mahkeme sürecinin devâm etdiğini bile bile istediler...

Hem yazılı olarak hem de telefon ile sözlü olarak...

Genelkurmay Başkanlığından beni arayan Yüzbaşı gardeşime dedim ki;

Kimlik kartımı ben, vermiyorum! Yerimi biliyor! Gücü yetiyor ise şâyet gelsin, Necdet Bey kendisi alsın!

İki seneden fazla zamân geçdi. Şu gün oldu, kimse gelmedi...

Fakat bana yapdıkları bütün bunlar, bu subay gardeşlerimize az geldi...

Akabinde;

Yapacak başka işleri yokmuş ki dördü bir araya gelip, benim hakkımda;

Asubay Mısın, Er Misin? Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Yeri geldiğinde ordumuzun baş komutanı olduğunu söyleyen subaylarımız,

Ortaya dökdüğümüz bu kânunsuzlukları telâfi edip ordumuzda huzuru yeniden temin etmek yerine

Ellerindeki bütün imkânlarını benden intikâm almak için seferber etdiler…

Canları sağ olsun! Kimin haklı olduğunu zamân elbet gösderecek.

*  *  *  *  *

İkrâren Sukût

Bir dilekce gönderiyorum,

Bir suâl soruyorum

Ve

Bir kelimelik  bir cevâp talep ediyorum...

Diyorum ki;

Er mi? Asubay mı?

 

KONU: Bâzı Türkce Askerî Terimlerin İngilizce Tercümesi Hakkında.

İLGİ: (a) (http://www.eucom.mil/media-library/photo/24821/fleet-master-chief-petty-officer-roy-m-maddocks-jr-spoke-with-more-than-100-students-of-the-sixth-class-at-the-sergeants-major-academy) bağlantısında münteşir haber.

(b) Deniz Kuvvetleri Komutanlığının https://www.dzkk.tsk.tr/icerik.php?icerik_id=39&dil=1 bağlantısında münteşir Kuvvet Astsubayı tanıtım sayfası. 

(c)  4982 sayı ve 09 Ekim 2003 târihli Bilgi Edinme Hakkı Kânunu.

(ç) 2004/7189 sayı ve 19 Nisan 2004 târihli Bilgi Edinme Hakkı Kânununun Uygulanmasına İlişkin Esâs ve Usûller Hakkında Yönetmelik.

1. İlgi (a)’da mezkûr haberde, ABD Deniz Kuvvetleri Kuvvet Kıdemli Er’i Roy M. MADDOCKS JR.’ın 03 Nisan 2013 târihinde Genelkurmay Başkanlığımızı ziyâret etdiğinden ve söze konu şahısın AÜKHE eğitimi alan 100’den fazla Astsubayımıza bir konferans verdiğinden bahsedilmektedir.

2. Aynı haberde Genelkurmay Başkanlığımızın;

    a. “Genelkurmay Başkanlık Astsubayı” dediği Astsubaydan “Senior Enlisted Leader”,

  b. “Astsubay Üst Karargâh Hizmetleri Eğitimi” (AÜKHE ) ismini verdiği okuldan da Kıdemli Er MADDOCKS’un “Akademi” olarak bahsetdiği görülmektedir.

3. İlgi (a)’da mezkûr ve yukarıdaki madde 2’de verdiğim bilgiler muvacehesinde benim suâllerim şöyledir;

   a. İlgi (a)’da mezkûr haberde, “Genelkurmay Başkanlık Astsubayı” için kullanılan “Senior Enllisted Leader” ve “AÜKHE” için kullanılan “Akademi” tâbirleri konusunda Genelkurmay Başkanlığımız ne düşünmektedir?

    b. Genelkurmay Başkanlığımızın;

         b.1  “Genelkurmay Başkanlık Astsubayı” ismini verdiği unvânın İngilizce tercümesi nedir?

         b.2. “Astsubay Üst Karargâh Hizmetleri Eğitimi” (AÜKHE ) ismini verdiği okulun İngilizce tercümesi nedir?

c. Genelkurmay Başkanlığımız; Deniz Kuvvetleri Komutanlığının İlgi (b)’de münteşir örün sayfasında yapdığı gibi, Genelkurmay Başkanlık Astsubayı için kendi resmî örün sayfasında tanıtıcı bir sayfa tahsis etmeyi düşünmekte midir?

4. Yukarıda mezkûr madde 3’de tevcih etdiğim suâllerimi İlgi (c ve ç) mevzuât kapsamında cevâplamasını Millî Savunma Bakanlığımızdan saygılarımla arz ederim.17.05.2016. 572511.                                               

                                                                                                          Şükrü IRBIK

 

Cevâbı, çocuk işi; Er ya da Asubay.

Fakat Genelkurmay Personel Başkanımızın gönderdiği cevâba bakınız...

Kurum içi düzenleme,

Tavsiye ve mütalâa...

İyi,

Sizinkini bilmiyorum!

Lâkin,burada bildiğim bir şey var ki

Benim ismim, çocuk değil muhterem başkanım...

Asubay Mısın, Er Misin? Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Verdiği bu cevâp ile Genelkurmay Başkanlığımız;

Hem kamuoyunun bilgi edinme hakkına olan saygısının mertebesini gösderdi,

Hem de ve daha da kötüsü, şeffâflaşıp büyümeyi değil fakat içine kapanıp küçülmeyi tercih etdi.

Kimin ne bildiğini ve fakat

Kimin de neleri söyleyemediğini anlamak için de

Son çâre olarak Başbakanlığın yoluna vurduk kendimizi...

 
T.C. BAŞBAKANLIK BİLGİ EDİNME DEĞERLENDİRME KURULU’NA

Bakanlıklar/Ankara                 

08 Haziran 2016  

KONU: BİMER Dilekceme Cevâp Verilmemesi Hakkında.

İLGİ: (a) 4982 sayı ve 09 Ekim 2003 târihli Bilgi Edinme Hakkı Kânunu.

(b) 2004/7189 sayı ve 19 Nisan 2004 târihli Bilgi Edinme Hakkı Kânunun Uygulanmasına İlişkin Esâs ve Usûller Hakkında Yönetmelik.

(c) 572511 sayı ve 17 Mayıs 2016 târihli BİMER dilekcem.

(ç) Genelkurmay Personel Başkanlığı (Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.)’nın 02 Haziran 2016 Perşembe gün ve 17:58:17 saatli e-posdası.

1. İlgi (a ve b) mevzuâta müsteniden hazırladığım ilgi (c)’de mezkûr dilekcemi, işlem yapılmak üzere 17 Mayıs 2016 târihinde BİMER’e gönderdim. İşbu dilekcemde, bâzı Türkce askerî terimlerin İngilizce tercümesinin ne olduğunu Millî Savunma Bakanlığımızdan talep etdim.

2.  İlgi (ç)’de mezkûr e-posda ile tarafıma gönderdiği yazı ile Genelkurmay Başkanlığımız, İlgi (c) dilekcem ile tevcih etdiğim suâlleri, İlgi (a) kânun madde 25 ve 27’si kapsamında mütalaa ederek cevâp vermedi. Bu itibarla Genelkurmay Başkanlığımız, İlgi (a) kânunun Bilgi Vermek Yükümlülüğü altbaşlığında mezkûr madde 5 ve Başvuruların Cevâplandırılması altbaşlığında mezkûr madde 12, ikinci fıkrayı ihlâl etmiş ve aynı kânun madde 4’den neşet eden hakkımı engellemişdir.

3. Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulumuzun, dilekceme konu etdiğim İlgi (c) talebimi İlgi (a ve b) mevzuât muvacehesinde değerlendirmesini ve neticeyi tarafıma bildirmesini, saygılarımla arz ederim.

                                                                                                   Şükrü IRBIK    

 

Şu vakitden sonra

Genelkurmay Başkanlığımızın söyleyeceği sözün artık bence hiçbir kıymet-i harbiyesi yok!

Çünkü, Başkanların söylemeye dili varmasa da

Cevâbı, Eski Tüfek biliyor;

65 seneden beri senin “Asubay” dediğin gayri meşrû asker kişinin unvânı,

Müttefiki olduğun Coni ve üyesi olduğun NATO’da nasıl yazılıyor?

Senin “AÜKHE” dediğin uyduruk kaydırık kursun adı

Coni defterinde nasıl yazılıyor?

Çavuş Mustafa Kemâl’de, 

Sözün Doğrusu’nda, 

Beterin Beteri’nde  herkesin anlayacağı sâdelikde fâş eyledik!

Bu konuda senin de söyleyeceğin söz yok aslında!

Çünkü

Tıpış tıpış gidip masasına çöreklendiğin Coni,

Seni kendi kitabına göre çokdan yaftalamış bile...

Asubay Mısın, Er Misin? Eski Tüfek Şükrü IRBIK

İşde,

Coni’nin Türk Ordusundaki askerlerin hepsini tıkışdırdığı torbanın içinde 2 sınıf asker var;

     1. Subay

     2. Er

Asubay Mısın, Er Misin? Eski Tüfek Şükrü IRBIK

İşin aslına bakarsak şâyet kamu vicdânına göre bizde de iki sınıf asker var.

Meselâ

Cumhuriyet gazetesinde neşredilen 13 Haziran 2016 târihli şu habere göre de

Ordumuzda Asubay denen asker sınıfı yok!

Eşkiya ile mücâdelede şehit olan asker sınıfı şunlar; 

     1. Subaylar

     2. Diğerleri

Konu şehit olunca bu haberi yazan kaşalot gazetecilerin aklına sâdece subaylarımız gelmiş!..

Asubay Mısın, Er Misin? Eski Tüfek Şükrü IRBIK

*  *  *  *  *

Asubay Mısın, Er Misin? Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Terbiye (Eğitim) Ve Atatürk

Atatürk, Eylül 1924’de Samsun’da öğretmenler ile yapdığı konuşmada şu çok önemli tesbiti dile getirdi:

“En mühim, en esâslı mesele, eğitim meselesidir. Terbiyedir ki, bir milleti, ya hür, müstakil, şanlı, yüksek bir cemiyet hâlinde yaşatır ya da bir milleti, esâret ve sefâlete terk eder.”

Atatürk,  bu sözüyle ordumuzu eğitmeyi ve kölelikden kurtarmayı siz gomutanlara emretdi.

Fakat

Türk Ordusunda Genelkurmay Başkanı olan sizler;

Asubayları nasıl ezeriz, nasıl bezeriz diye kafa yorarken

Ve dahi

Yüksekokul dümeniyle oyalamaya,

YÖK nezdinde hiçbir değeri olmayan meslekiçi kurslar ile kandırmaya,

AÜKHE isimli elma şekeri ile avutmaya,

Ve kahraman Asubay nennileri ile uyutmaya çalışırken

Bakınız, Coni’ler ne haltlar ediyor;

Onlarda, bizdeki gibi Asubay denen bir asker sınıfı yok! Subay haricindeki askerlerin hepsi alaylı Er.

Asubay Mısın, Er Misin? Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Fakat

Devletimiz ve milletimizin “kanatlı ordusu” olduğunu söyleyen bizim Hava Kuvvetlerimiz;

Kendi Asubayları tam kanat mı yoksa "kırık kanat" bröve mi taksın diye tekere hava basarken

Asubay Mısın, Er Misin? Eski Tüfek Şükrü IRBIKElin Havacı Coni’si;

Çift kanatlı brövesi olan Hava Üniversitesini taa 1946 senesinde kurdu bile...

Asubay Mısın, Er Misin? Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Deniz Kuvvetlerimiz bu konuda, kulağına kar suyu kaçmış palamut gibi serhoş dolaşıyor!

Fakat gevur Coni,

Deniz Piyâde Üniversitesini de 1989 senesinde hizmete açdı da 25’inci kuruluş senesini kutluyor...

Asubay Mısın, Er Misin? Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Her iki kuvvet de Eratına lisans düzeyinde mühendislik eğitimi veriyor. Haberiniz var mı bunlardan?..

Haydi, diyelim ki bu yenilikleri onlardan önce yapmaya kafanız basmıyor...

Hiç olmazsa bunları onlardan gördükden sonra alacak kadar bâri aklınız olsa!..

NATO’nun en büyük ikinci ordusuyuz(!) diye yıldızını parlatan bizim Genelkurmay Başkanımız,

Şemsipaşa bosdanında kabak yetişdirip

Asubay şapka sakandırık şeridi sırma mı olsun, burma mı olsun diye taktik ve stratejik barut patlatırken

Elin Coni Genelkurmay Başkanı kendi resmî örün sayfasında

Kendi Kıdemli Er’i için bir sayfa tahsis etdi...

Ve bu Genelkurmay Kıdemli Er’ini bütün dünyâya gururla takdim ediyor!..

Asubay Mısın, Er Misin? Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Türk Genelkurmay Başkanı olarak sen ise

“Başkanlık Asubayı” unvânı verdiğin askerine

Kendi sayfanda iki satır yer vermeye bile lâyık görmüyorsun!..

Ya da

Bizim Kara Kuvvetlerimiz,

“Ordumun usta eli” dediği kendi Asubaylarının pontulunda zıh mı olsun, mıh mı olsun? diye ümüğünde laf gevelerken

Üçüncü bin seneye hükmetmek için kolları sıvayan Coni Kara Kuvvetleri

Şimdi de

“Kargaşa ile dolu dünyâda kazanan ordu olmak için Eratını eğitmek” hedefiyle 

25 Şubat 2015 târihinde kendi üniversitesini hizmete açdı bile...

Aşağıda gördüğünüz şu Coni Tuğgeneral

O üniversitenin Dekanı oluyor.

Asubay Mısın, Er Misin? Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Şu Er Coni de

O üniversitenin dördüncü adamı olarak Dekanlık Er’i oluyor.

Asubay Mısın, Er Misin? Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Asubay Mısın, Er Misin? Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Başdarbeci Zottirik Kenân; 

Kendi yazdırdığı ve kendisini Cumhurbaşkanı yapan darbe Anayasasını,

Süngü-dipcik-posdal gölgesinde milletin burnuna 1982 senesinde dayamış idi...

Bu darbeci subay, bundan evvel bir şey daha yapdı.

Ordumuza, kendi üniversitesini kurma imtiyazı vermiş idi...

Şu memleketde hiçbir devlet teşkiline verilmeyen bu muazzam imtiyazı Zottirik Kenân, sâdece size bahşetdi. 

Zorti’nin taa 1981 senesinde size cennetden gönderdiği şu kânuna göre

Kendi üniversitenizi şimdiye kadar 50 kere kurabilirdiniz!..

Zottirik Kenân’ın bir zamânlar gönül eğlendirdiği koltukda oturan ey Sayın Genelkurmay Başkanlarım!

Sizler, bu hakikâtin farkında mısınız?

Asubay Mısın, Er Misin? Eski Tüfek Şükrü IRBIK

İşde şu kânun, câmi avlusuna terkedilmiş bebe gibi 35 seneden beri gözlerinizin içine bakıp duruyor!..

Yüce devletimiz, sizler için beş yıldızlı subay orduevleri yapabiliyor ise şâyet, çok şükür!..

Asubay Mısın, Er Misin? Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Demek ki;

Paramız var!

Aha, işde, kânun da var! 

Peki,

Asker üniversitelerini bugüne kadar niye kurmadınız?..

Asker Hastanelerimiz var nasıl olsa!..

Subaylar için inşâ etdiğiniz yukarıdaki şu 5 yıldızlı subay orduevini

Paşa gönlünüz isdese hemen yârın T.C. Asker Üniversitesi yapamaz mısınız?

Yaparsınız!..

Sizde, eksik olan nedir öyleyse?

Akıl mı?

Zihniyet mi?..

*  *  *  *  *

Kabak ve Asubay

Türk Ordusunun kendi üniversitesini kurması gerekdiği konusunda;

Coni’de Asubay Akademisine eğitime gönderilen Asubaylarımızdan, hazırladıkları raporlarda bu üniversitelerden tek kelime bahsedeni var mı?

İsmi EDOK olan palamut albay mezârlığı komutanlık

Ya da

Herhangi bir kuvvetimizin, bu konuda tek bir kelimelik sözü var mı acap?

Subaylarımız harp okulunda yüksek lisans eğitimi alsın diye gizliden hazırlıklar yapılırken

Asubay dediğiniz uyduruk askerlerin lisans eğitimi alması için parmağını oynatan bir subay var mı?

Ve dahi

Bu konuda şu güne kadar Başbakana bir satırlık teklif götüren bir Genelkurmay Başkanı gördük mü?

Genelkurmay başkanlık astsubayı ünvanı verdiğiniz Asubay Harun AĞPAK,

NTV'ye verdiği mülakatda ordumuzda "Asubay akademisi" kurulmalı dedi, işttinizmi?..

Daha da kötüsü

Askerlik konusunda dünyânın nereye doğru evrildiğinin farkında olan kaç subayımız var?..

Asubay Mısın, Er Misin? Eski Tüfek Şükrü IRBIK
Nisan 2013’de NTV televizyonuna verdiği mülâkatda

Genelkurmay Başkanlık Asubayımız Harun AĞPAK şöyle dediydi;

“Ben, bir çiftci, bir köylü çocuğuyum. Kabak bile 4 ayda yetişiyor!” 

Kabağın bile 4 ayda yetişdiği memleketimizde

Bizim Genelkurmay Başkanlığımız 2 senede Asubay yetiştiriyor. Hakikâten tebrik etmek lâzım!

Asubay Mısın, Er Misin? Eski Tüfek Şükrü IRBIK

Hulâsa,

Asubayların ordumuzdaki bugünkü vaziyeti

Demek ki şöyle oluyor;

6 kabak = MYO = 1 Asubay

Asubay dediğimiz bu asker kişilerden de sâdece binde birine

Sekiz buçuk ayda da “üst eğitim” denilen  AÜKHE eğitimi veriyor.

Bizim Asubaylarımızın

Bizim Genelkurmay Başkanlarımızın nazârında demek ki ancak 6 bal kabağı kadar itibarı var!

Sen, MYO dediğin okullarda 2 senelik meslek eğitimini ve

AÜKHE dediğin okullarda verdiğin 8 buçuk aylık daktilo kursunu Asubayların için yeterli görürken

Elin gevuru kendi Eratına kendi üniversitesinde askerî mühendislik eğitimi veriyor, farkında mısın?

Bütün bu acı gerçekler bir yana;

Coni kendi Erine;

Kuvvet Komutanı ve hattâ Genelkurmay Başkanı olma fırsatı verirken

Türk Genelkurmay Başkanı olarak sen;

AÜKHE deyip züğürt tesellisi niyetine ikrâm etdiğin elma şekerinin İngilizcesini bilmiyorsun

Ve hattâ

Genelkurmay Başkanlık Asubayı unvânı verdiğin Asubayın İngilizcesini dahi söyleyemiyorsun...

*  *  *  *  *

Asubay Sınıfının Hukûkî Durumu Nedir?

İnsan var ise şâyet;

Orada ses vardır, nefes vardır; renk vardır, koku vardır; huzur vardır, kavga vardır; gürültü, patırtı vardır... Bunların hepsi aslında, umudun sesi, hayâtın emâresidir.

Fakat

İnsanın olduğu yerde ses yoksa, selen yok ise şâyet orada umut bitmiş demekdir.

İşde, orada fırtına öncesi suskunluğu var demekdir ki hiç de hayıra yorulmaz!

Genelkurmay Başkanlığımızın bu dilekcem konusunda büründüğü derin sessizlik aslında

Asubay denen asker sınıfının gayri meşrû olduğunun ikrâren sukûtundan başka bir şey değildir.

Ben bilirim, ben yaparım diyerek her şeyi kendilerine hak gören haris subaylarımızın

Yalandan yamalar ile bugüne kadar giyegeldiği yalan donu,

Bugün, burada artık gıçlarından düşdü! Mal, meydâna çıkdı!

Manzara, rezâlet...

1951 senesinde uydurdukları

27 Mayıs subay darbesiyle 1961 senesinde 211 sayılı kânuna hapsetdikleri

Ve dahi

1967 senesinde de TSK Personel Kânununa yamadıkları kalp Asubaylık sınıfının,

Hem Anayasamız hem de uluslararası hukuk nezdinde iflâs etdiğini burada bir kez daha fâş eyliyoruz...

 
Bu sessiz ve derin sukûtuyla Genelkurmay Başkanlığımız
Asubay denen asker sınıfının gayri meşrû olduğunu zımnen ikrâr etdi...
Bizler, bugün burada seyretdiğimiz bu dilekce oyunları tiyatrosunda
Asubay denen uyduruk asker sınıfının hem iç hem de dış hukukumuzdaki yeri konusunda
Bugüne kadar börkenekden üfüren kurmay subaylarımızın rütbe-i akıllarının
Ordumuzu, milletimizi ve devletimizi düşürdüğü hazin durumu seyrediyoruz aslında...

 

  

 brove

Şükrü IRBIK

(E) SG Tls.Asb. III Kad.Kd.Bçvş.

Kapak Resmi : (E) Dz.Por.Asb.Kd.Bçvş. Halil ERGENLİ

 

Okumak için resimleri tıklayınız!

 

                Sözün Doğrusu                                                  Beterin Beteri                                          Açık Mektup! 

sozun-dogrusu

beterin-beteri

 acik-mektup

 

 

 



Son Eklenenler

Copyright © 2006 Emekli Assubaylar. Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım İhsan GÜNEŞ