Bu bir açık çağrıdır.

Bana öyle bir kurum gösterin ki,

Aynı çalışma ortamında, benzer hizmet verme sonuçlarını paylaşıp, bulunanlardan birileri alt statüde olsun.

Kapıkulu benzerliğinde!

Zaman zaman kişiliği ve onuru hafife alınıp hor görülsün.

Katkısız yurtseverliği olsa da olgularında, sırtında devletin trilyonluk zimmeti olsun. Sorumluluğu tam olsun.

Hizmetin üretime yönelik yönleri onun uhdesinde bulunsun.

 

Yılgınlık gösterme lüksü olmasın.

Görevde en ön saflarda olsun.

Fiili hizmet üreticisi olsun,

Laf üreticisi değil.

Görev yerleri hep ölüme en yakın olgularda, mutluluk duyguları körlenebilmesi içeriğinde olsun.

Eğitilmişlik süreleri süre olarak ve bilinç olguları üstün olsa bile, görmezden gelinsin.

Hâttâ yıl olarak eğitilmişliği fazla olsa bile eğitimli konumu ve eğitimi kullandırılmasın.

Çalışma ortamında yücelmesine izin verilmesin.

Tek kabahatının şehzade okulunda okuyamamış olması, olsun.

Kendisine "sen bu statüye, bilerek girdin" densin

"Bana olan taahütlerin bittikten sonra,

istersen benim hakimiyetimin bulunduğu alan dışına çıkar,

eğitimini, eğitimli durumunu orada kullanırsın" densin…

Bana senin eğitimli olmanın gereği yok.

Sen tercihini başlangıçta yaptın *sen bir kapıkulusun* olgun ve sonuçları değişmez...

Lazım olan senin eğitimindekileri ben dışardan seçerim.

Dışardan alırım.

En yetkili kişi beyanı. Mahkeme kayıtlarında sabit.

09.07.1976 tarih ve 15641 sayılı Resmi Gazete.“ Anayasa Mahkemesi kararı.

Söylem olgusunda birini düşünün.

Birinin 4500 aldığı emeklilik ortamında,

Sen 1500 lira emekli maaşına layık görülmüş olmalısın.

Geçim sıkıntısı içinde çırpınanın, mutsuzluğu yaşamın zor koşullarında, çaresizlikler ortamında.

Karşısındakinin mutluluğu olsun.

Seni görmezden gelme oluşumunda tüm duyarsızlıkları aleyhe olsun.

Çağdaş yaşam olguları içeriğinde.

Eşitlik ilkelerinden uzak tutulduğunu varsayın.

Bir unvan sözcüğü şemsiyesi altına girenlere farklı yaşam huzuru veren, bağışlayan, yapılan tazminatlı ödemeleri ufka bakarcasına seyreder olsun.

Ve sosyal olanaklardan, haklarından faydalanması kısıtlı olsun.

Bazı sosyal tesislere, alt statüdekiler giremez olsun. Giriş kapısında unvan belirleyen uyarı olsun.

Devlet olanaklarını mutlu bir azınlık tekeline veren anlayış ve küçülten bir olgu. İhtiras yaratan gidiş karşısında hak edenlerin etkisiz kaldığı.

Öyle bir düzen ki bencil ilkelere dayalı ve kendinden olmayana fırsat tanımayan,

Bu çağdaş yaşam ortamında kabul edilmesi zor olan bu olumsuzluklar ortamında.

 

Düşünün.

Diğeri ise benzer iş ortamında, fiili sorumluluktan uzak, sadece buyurganlığı sever olsun.

Fiiliyatta, beceri isteyen ortamdan uzak dursun.

Tayin ve görev değişimlerinde, zimmet, devir teslim gibi bir derdi olmasın.

O tür yükümlülüklü hizmetleri hiç sevmesin.

Yeri geldiğinde "bunlar bana öğretilmedi" diyebilsin.

Ama konuyu bilmese de: konu, denetim olguları olunca, bildiği varsayılsın.

 

Atanmalarda.

Haydi hoşça kalın deyip, görevi vekalet edene bırakıp, ceketini ve şapkasını alsın arkasına bakmadan gitsin.

Eşleri ise kaprislerinin en üst verilerini, üst düzeyde kullanım olgusunda.

Falanın hanımı , olgusunda, küçümseme, karinesine dayalı, beceri etkinliklerini tam kullanma yeteneğinde olsun.

Alt statüdekilerin eşlerine çalım atsın ve küçümsesin.

Ve ayrıcalıklı olsun.

Çocuklarının bile falanın çocuğu söylemi eşliğinde ayırıma tabi tutulsun.

Ayrıcalıklı olsun.

Servislerde bile hiyerarşinin, zaptıraptın nimetleri, terk edilememiş olmasını düşünün.

Aynı yerleşke ortamında, çalışma ortamlarında.

Genelde, kaloriferli tefriş edilmiş bürolarda olsun.

Emekli maaşları da diğerine göre üç kat. Yani, 4500 tl civarında olsun.

Sosyal olanakları, dolu dolu kullanma olasılıklı biri olsun.

Bu tanımlamalar devletin hangi kurumunda vardır acaba?

Bu bir sınavdır.

Devlet memurunu ortam belirleme sınavı.

Olanakların kullanımını taksimi.

Hak dağıtım terazisini elinde bulunduranların,

Yaptığı halksızlıkları görebilme ayrıcalıktır.

Siz de ayrıcalıklı olun okuyarak, ayırımcıları görerek.

Ayrıcalık bilinçlenmenin farklı bir olgusudur.

Okumakla kazanılır.

İftarlar için sergilenen özentiler biraz da hakların aranması da sergilenebilmelidir.

Görülebilmesi olgusunda sergilenmelidir.

Haklarının nerede başlayıp nerede bittiğini bilmelisin.

Bir başkalarının çabalarını bekler konumunda olmayın.

Çaba ister olguların kazanımı.

Mirasyedi konumunda olmak kurnazlık değildir.

Aptallığın farklı bir versiyonudur.

Yetinenlerin önüne saman koyarlar.

Bilinçlenebilmiş kişiler olun.

Belirleyin, betimleyin, siz de ayrıcalıklı olun.

Yan yatarak, yalvarmalar kime ne kazandırmış ki?

Sizlere de hampadan bir şeyler veren olmaz.

Sizler de olanakları arayın. Sağlar olsun.

Sınava katılmak serbesttir. Devlette böyle kurum vardır mutlaka.

Arayacaksınız.

Aramadan bulamazsınız.

Olgularda arayış olmalı.

Öyle … Yan yatıp başkalarından bekleyiş olmaz.

Yaşam bir aynanıdır.

Kendini görebilme olgusunda.

Bulunduğun yeri belirleme içeriğinde

Şartları ise bakıp görebilmedir, görebildiğini betimlemedir.

Hedefte belli bir kurum göstermedim. Gösteremem.

Hedefi bilinçli bakışlarınızla siz belirleyeceksiniz çabalarınızla.

Devletin tüm kurumlarını kapsar.

Bir inceleme olgusundadır. Bilene, kazanana en iyi tespiti yapanlara ödül verilecektir.

Örneğin kocaman bir *a f e r i n.*

Mehmet KAYALI

Ögeyi Oylayın
(13 oy)

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

Son Eklenenler

Copyright © 2006 Emekli Assubaylar. Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım İhsan GÜNEŞ