Bu sayfayı yazdır

2017 BİTERKEN ..

Bu sefer,

2017 biterken bir yılın değerlendirmesini ilk kez Türkiye üzerinden dışsal olarak değil de;

Temad üzerinden içsel olarak yapmak istedim.

Neden mi…?

İç barışı ve huzuru hala sağlayamadık ta ondan.

 

Ne var ki…

İçsel meselesini çözemeyen bir  STK nın  siyasete, hükümete, sisteme karşı olan davasını

kazanmasını da asla bekleyemeyiz.

Neleri becerdik, nerelere geldik. Kimleri kırdık üzdük…

Kim için……?


30 Kasım günü olağan genel kurulunu yapan emekli  Assubaylar eski başkanlarını şiddetli

bir tepki ve öfke ile layık olduğu yere yani sıradan emekli toplumunun içine gönderdiler.

Giderken de, kışkırtma ile falan değil ha; bu kendini beğenmiş kişinin o halde bile hala

toplumunu aşağılayan, köle gibi gören o vücut dili ve ağız dilinin yaydığı öfke ve nefrete 

karşı on kat daha biriken bir öfke selinin fışkırdığı bir dille yanıt vererek ;

 “ yuhalayarak “   gönderdiler.

 

Bundan da kimse nemalanmaya, mağduriyet edebiyatı yapmaya umarım kalkışmaz.

O salonun onurlu delegeleri, tahrikle değil, yürekten bir haykırışla  karunluk, tiranlık,

sultanlık dönemini de yıkıp attılar.

Sultan “ TEMAD “   dediler.

Filmi geriye sarıp belgeselden geçmişe şöyle bir yolculuk yapalım mı…. ?

Yapalım.

Ne acı ki  bu hastalıklı kişilik,  bu mazlum topluma o kadar büyük zararlar verdi ki,

onarılması da belki birkaç yıl sürecek.

 

Neler mi yapmadı…..

Önce en organizeli zamanda davaya inanmış ,on binlerce Assubayı hükümetin

savunma bakanının uzaklardan gelen bir telefon  talimatı ile bir anda ortada bıraktı.

Binlerce emekli, genç, kadın, evlat, Assubay  yıkıldı, inanamadı.

Sel olmuş, tufan tsunami olmuş o devasa dalga ,bitti. Bitirildi.

Bu Karun ,  biriken tam 2 trilyon lirayı da uyduruk ve sahte bir dünya Assubaylar günü

icat ederek har vurup harman savurarak bitirdi.

 

Genel merkezin yönetiminde, danışma kurulunda, davasında fiilen bulunması gereken

onca birikimli dava insanını “yerimde gözleri var “  ego ve korkusu ile inanılmaz yalan ve

iftira ile usulsüzce utanmazca tek bir talimatla biatındaki sözde yüksek disiplin  kurulunca  

ihraç etti.


Toplumunu ikiye böldürüp birbirlerine kırdırdı.


Bu iş içinde aynı kapıkulu askeri gibi sadece kendi koltuğunu korumak uğruna bazı  

emekli arkadaşlarımızı kullandı.  İşi bitince onları da paçavra gibi kapının önüne koydu.

Hatta bazılarını da acımasızca aynı usulle  ihraç etmekten çekinmedi.

Bazı arkadaşlarımızı da bazı özel vaatlerle ve konforlu  ağırlama ile,  akıllarını çelerek,

düzgün insanlar aleyhine yazılar yazdırdı, üzerlerine saldırttı, tehdit ettirdi.

Utanmazca, bu yolda Temad ı kullandı.

İzansızca herkesi birbirine kırdırdı.

 

2012-13 yıllarındaki  Dünya Assubaylar günü yürüyüşlerinde  mesleki  ve mali haklarımıza

dair en ufak bir pankart, konuşma, yazılı ve sözlü eylemde bulunulmasını dahi yasaklattı.

On binlerce emekliyi ellerinde Türk bayrakları ile 23 Nisan çocukları gibi yürüttü.

2013 Dikmen kapısı protestosunda  ve Abdi ipekçi büyük buluşmasında da yine ekmek

adaletimiz ve haklarımız adına en küçük bir eylem ve söylemde bulunulmasına müsaade etmedi.

 

Komik ve medyanın alaya aldığı yanlış ve zamansız saçma  bir ölüm orucu eylemi

gösterisi ile de Assubay davasını sulandırdı.

Üstüne kilo bile aldı.

 

2014 ten itibaren her şey bitirildi. Herkes susturuldu.

Temad ticarethane haline dönüştü. Deli saçması projeler ve ortaklıklar kuruldu.

Beyefendi aylık gelirini 3 e katladı.

Bu arada İstanbul İl başkanlığı şubesi içindeki tam 1300 onurlu üyesi ile kapatılıp

hain ilan edildi.

“Benden yana hakkım helaldır “ diyen arkadaşımız ta Ankara dan gelip polis zoru ile

şubeyi kapatmak için görevli arkadaşlara saldırdı.

Özellikle son 3 yılda, inanılmaz bir bitiş ve çöküş senaryosu hayata geçirildi.

İktidar partisi ile halvet edildi. Sözler, ikballer alındı.

 

 

Temadın kasası, geliri, yatırımları eksildikçe eksildi, küçüldü…

2017 Kasım devir bilançosu ile de nakitte 110 bin toplamda 400 bin liralık

bir kayba kadar gelindi.

İçi boş, sıfır metre yol alınmış, kasası tamtakır, enkaz bir Temad teslim edildi.

Kurduk dedikleri onca yatırımla Temad bu kadar borçlu hale geldi.

Umuyoruz bunlar tek tek topluma ibra edilecektir.

 

 

Bu gün Sayın Hamza Dürgen ve değerli bir yönetim denetim ve disiplin

kurulu görev başında….

İstedikleri de yeni bir beyaz sayfa açmak.

Hasretleri de herkesi dava çınarının altında buluşturmak.

Bu onların yapması gereken bir zorunluluk. Yoksa bu dava toparlanmaz.

 

Ne var ki…..

6 yıl boyunca umarsız, çıkarsız, Ahmetin kapısından beslenmeden, ondan bir çıkar

gözetmeden, Temadın güzel ve paralı dönemlerinden bir kuruş olsun dahi asla  

nemalanmadan, kendi kuruşu ile kalemini alıp, yazan çizen,   kendi üç kuruşu ile

yollara dökülen onca dava insanı çok ağır bedeller ödemişlerdir.

Mesela “hain “  olmuşlardır, “ fetöcü”  olmuşlardır, “ ajan”  ve “ provakatör”  olmuşlardır. 

Milletin önüne ,arenaya,  aslanlara yem yapılmak üzere izansızca ahlaksızca atılmışlardır.

 

Bir çok gerçek dava insanı, ne kanuna, ne de Temad tüzüğüne uymayan usul ve yöntemle de

ihraç edilmişlerdir.

Bu gün bu defterin  yeni beyaz sayfasında ne yazık ki hemen silinemeyecek bir leke,

ve pislik vardır.

Önce temizlenmelidir.

 

Nasıl derseniz…?

Önce 6 yıl payitahtan beslenip, lale devri saltanatında saz çalan arkadaşlarımız,

o izansızca insan onurları ile oynadıkları, şereflerine, haysiyetlerine saldırdıkları,

masum dava arkadaşlarından  açık  ve net ifade ile özür dileme erdemini göstermelidirler.

Bu elzem dir.

“benden yana hakkım helal “ diyerek kurnaz bir uslupla sıyrılmak değil.

 

Çünkü Keser döneminde infaz edilen bizler ihraçlı olmasak, belki de bu gün

Temadın yönetim organlarına seçilebilme başarısı göstermiş, davaya büyük katkı

ve hizmet sunmuş bireyler olabilirdik.

 

Bu haktan bile  mahrum edildik.

Gelelim bir de yapılan başka bir ahde vefasızlığa,

Kasım ayında yapılan olağan genel kurulda tüzük gereği ihraçların görüşülmesi ve

karara bağlanması gerekirken bu yapılmamıştır.

 

Eski yönetim kasıtla bunu gündeme koymamıştır.

Burada yeni seçilen Yönetim kurulumuzun da büyük ihmali olmuştur.

Bu önemli maddeyi önerge vererek gündeme aldırmamışlardır.

 Çünkü ihraçların genel kurulda gündeme alınması konusu proğramlarında gösterilmiş

ve söz verilmiştir.

 

Yine bana göre;

Sayın Ahmet Keser in genel kurulu iptal girişimine ve kayyum ataması için kendisini

veya biatlı personelini öne atarak bunu mahkemeye taşıma gayretine gerek yoktur.

Gelsin benden dilekçe istesin vereyim.

“ İhraçların gündeme alınmaması ve görüşülüp karara bağlanmaması bir suçtur

ve mağdurların başvurusu halinde  genel kurul iptali  sebebidir.”

Ama bizler bunun derdinde değiliz olmayız, olmadık ta.

 

Hala derdimiz;

mazlum sınıfının artık ekmek yemesi, iade edilmeyen insan   adaleti .

O yüzden barışmasını bilmeliyiz.

Özür dilemesini de.

Bu gün arzulanan İç barış ve kucaklaşmanın tek yolu;

Altı yıllık dönemde Ahmet Keserin  tüm günah ve yanlışlarına çıkar ve

destek olanların;   tamamen masum ve davadan başka çıkarı olmayan

insanlarımızdan varsa sarf ettikleri ahlaksız söz ve hakaret

“ derhal özür dileyip” kucaklaşmalarıdır.


Bu dava bu içsel öfkenin yatıştırılması ile çözüme çok yaklaşacaktır.

İlk adımı göstermelik değil, içtenlik ve pişmanlıkla atması gerekenlerin de

Ahmet Kesere sultanlık saltanatında  gölgelik, jandarmalık yapanlardan

gelmesi en  adil ve adaletli olan yoldur.

 

Çünkü bu arkadaşlar suçlunun ve güçlü olanın yanında yer almışlardır.

Mazlum ve savunmasız ,korunmasızın değil.

O yüzden mağrurun  mazlumdan özrü gerekir.


Yeni yönetim kurulumuzun, eski yönetime ait tüm mali bilançoları,

şirketlerin faaliyet ve hukuki yapılarını, kuruluş belgelerini, işleyişini,

işletme  ve ortaklıklarını, bu güne kadar ki harcamaları, faturaları, davaya ait

yapılanları, yapılmayanları en ince ayrıntısına kadar inceleyip toplumla

paylaşması en büyük beklentimizdir.

 

Varsa eski genel başkan hakkında yasal suç duyurusunda bulunulması da

hukukun gereği olan işlemdir.

 

İçimizdeki yanlışları ve kötü zehirli mantarları yok etmenin tam zamanı ve ortamıdır.

Adalet asla etrafından dolaşıp geçeceğimiz bir engel ve yöntem değildir.


Yeni yönetim bunu göstererek kucaklaşmayı sağlayacaktır.

Adaletle davranacak,bizleri birleştirecektir.

Genel Başkan bu kişiliğe ve karaktere çok uyumlu bir arkadaşımızdır.


Yapılması gereken,

Suçlular ve güçlüler dışarı….

Doğrular ve mazlumlar içeri dönemini başlatarak…

 

Saygımla.

Adnan Fuat ÖZDEMİR

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, gülümsüyor, yakın çekim

 

Ögeyi Oylayın
(3 oy)
EMEKLİ ASSUBAYLAR

Son ekleyen EMEKLİ ASSUBAYLAR