×

Uyarı

JUser: :_load: 6532 kimlikli kullanıcı yüklenemiyor.

Bu sayfayı yazdır

DEREYİ GÖRMEDEN PAÇALARI SIVAMAYIN

Genelkurmay Başkanlığı, geçenlerde TEMAD dışından 14 emekli assubay ile görüştü, ardından Etiler Orduevinde,  bizzat Genelkurmay Başkanı her kuvvetten 5 assubay ile görüştü.

Başbakan Malatya Mitinginde; "ASSUBAYLARIN İNTİBAK ve TAZMİNAT SORUNUNU ÇÖZECEĞİZ" dedi.

Vayy, herkes bunu sahiplenme derdinde.

Herkes,  aklı sıra pastandan pay kapma derdinde.

Ortada fol yok, yumurta yok!

Verilen hiç bir şey yok!

Gerçekçi olalım!

Gelişme olarak; Sadece iki görüşme ve bir seçim  vaadi var.

Başka hiç bir şey yok.

Buna rağmen, TEMAD Başkanı Ahmet KESER şube şube gezmeye başladı. Güya bilgilendirme yapıyor.

  Bilgilendirme yaparken de, maksadını aşan konularda konuşmaya devam ediyor. Aklı sıra, müdahil olamadığı ve asla olamayacağı çalışmalar hakkında, basından, bizlerden duyduklarını süsleyerek  bilgi veriyor.

Bu arada, bilgi verirken arada realist bir soru gelince cevap veremiyor. Çünkü elinde gerçek anlamda bir bilgi yok!

En son bir şube toplantısında "Top Genelkurmay'dan çıktı, top hükümette" minvalinde birşeyler söylemiş.

Kim söyledi ise yanlış bilgi vermiş. Daha olgunlaşmış ve yasa teklifine uygun hale gelmiş hükümete gönderilen bir şey yok.

Başkan böyle konuşur da,  Baş Yardımcısı, basın yayıncısı duru mu?

O'da 10 maddelik,  "AHMET KESER'İ SEVİYOR,  YANINDA DURUYORUM"  isimli, her zaman ki gibi yağ bal  iğreti bir yazı yayınladı.

Kimin kimi sevdiği bizi ilgilendirmez, o kendi problemi! Ancak yazıda öyle bir laf etmiş ki, tıpkı amirinin adamı olduğunu tescillemiş. 

Amiri , "Genelkurmay Başkanlığı makamı için; Genelkurmay başkanının şöförü,sekreteri ve emir subayı var bağlı birliği yok bu makam gereksizdir  lağv edilmelidir genelkurmayın görevini   Kara Kuvvetleri Komutanı  ek görevle yürütebilir, lüzumsuz bir makam" mealinde sözler eder de,   memuru durur mu?

Evet, TEMAD Basın Yayından Sorumlu  Genel Başkan Yardımcısının,  Genelkurmay Başkanını,  "FIRSATÇI" olmakla itham ettiği yazısındaki bölüm ,aynen şu şekilde;

"BAŞBAKAN MEYDANLARDA AÇIKLAYINCA, KONUNUN KENDİLERİNDEN ÇIKTIĞINI ANLAYAN GENEL KURMAY BAŞKANININ APAR TOPAR ASSUBAY ' LARLA BULUŞARAK KONUYU SAHİPLENMEYE ÇALIŞMASI FIRSATÇILIKTAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR. EĞER ÖYLE OLSAYDI, GENEL KURMAY BAŞKANI BU YAPTIĞINI, BAŞBAKANIN AÇIKLAMASINDAN ÖNCE YAPARDI. "

Neresinden bakarsanız bakın, yine ayarsız, haddi ve maksadı aşan bir cümle.

 Onca, pırıl pırıl, eğitimli, kaliteli, üslubu düzgün meslektaşımız var iken, Bu kişilerin assubay camiası adına yazı yazması, konuşması, bir makama gelmiş olması bence çok büyük bir talihsizlik.

Aksi türlü, yazmadığını iddia ettiği yazı yüzünden;  Başbakan, Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı,  Kuvvet Komutanları, J.Gn. K.nı, Sahil Güv. K.nı TSK'daki tüm orgeneral ve oramiraler, yani YAŞ üyeleri hakkında şikayetçi olup, dava açmazdı. 

Eğer tazminat, intibak vs. sorunlar çözülürse bunlara rağmen çözülecek. Keşke biraz susmayı öğrenseler.

 Zamanında "HAKLAR MASADAYKEN HÜKÜMETİ ELEŞTİRMEYİN" diyenler, "TÜNELİN UCUNDA IŞIK GÖRÜNDÜ" diyorsunuz da diyalog yerine, neden konuşmaya devam ediyorsunuz?  

Madem öyle biraz susun be kardeşim! Yıktığınız köprüler yetmedi mi? Bu ne kin, ne nefret böyle? 

Ülkeler bile bir biri ile savaş halindeyken, alt düzeyde, istihbarat örgütlerince görüşür, diyalog kurup barışı kazanmaya çalışır. Buna rağmen savaş sürse bile, her  savaş sonunda kazanan ve kaybeden beraber masaya oturur ve anlaşma sağlanır.

Yapılan tam bir şark zihniyetidir.  Şark zihniyetinde birine düşman oldunuz mu, biri hakkında olumsuz bir fikriniz oldu mu olay bitmiştir. Küsülmüştür artık! Aradan ne kadar süre geçerse geçsin  durum değişmez. Fikir sabitleşmiştir.  Diyalog kapısı kapatılmıştır. 

Peki, garp kafasında ise durum nasıl? Garplılar için sabit bir şey yoktur. Onlar için ülkesinin, insanlarının çıkarları önemlidir. Onlar  ülkesinin insanlarının çıkarı için, savaştayken bile  herkes ile masaya oturur görüşür.  

Düşünün!  Sendikalar, meslek örgütleri  eylem yapıyor, jop yiyor, gaz soluyor, üzerlerine su sıkılıyor ama sonuçta masaya oturup görüşmüyor mu? 

Bize düşen şarklı gibi değil, garplı gibi düşünmektir. Ne çektiysek şark kafasından çektik! İşte karşı olduğumuz tipik zihniyet budur.

Bu arada bazı arkadaşlarımızdan teyit edemediğimiz bilgiler gelmekte.  bu bilgilere göre; Genelkurmay Başkanlığından, 2016 yılı bütçesine eklenmek üzere, emekli ve muvazzaf assubaylar için,  tazminat ve intibaklarla ilgili mali programlar tekliflerini,  Maliye Bakanlığına gönderildiği yönünde bilgiler gelmekte.

Konuyu araştırdığımız da ise, tazminatlar için kıt'alarda rütbe bekleme süreleri ile ilgili anket çalışmalarının yapıldığı yönünde bilgiler gelmekte.

Kısacası ; kimse olmayan bir şeyi sahiplenmeye çalışmasın!

Eğer bir başarı var ise, en başta bu başarı assubay sınıfınındır,

Ardından siyasi ve askeri otorite ile diyalog kapısını kapatmadan görüşenlerdedir,

Söz konusu başarının mimarları;

Cumhurbaşkanına, bazı milletvekilleri ile baş başa görüşerek sorunlar hakkında dosya veren, TEMAD İstanbul İl Başkanlığıdır,

 TEMAD'dan ayrıldıktan sonra arı gibi çalışan Yüksel Binici'dir,

 Tek başına bir çok siyasetçi ile görüşen Yılmaz Demir ÖZÇELİK'indir,

Gece gündüz nefer gibi çalışan, ömrünü mücadeleye adayan, Adilhan ŞANLI ile Ersen GÜRPINAR ağabeyindir,

Yazdığı yazılar nedeni ile orduevi yasağı alan Hamdi TÜTÜNCÜ'nündür,

80 Küsur yaşına rağmen yollara düşen, yazılar yazan, duayen Mehmet KAYALI ağabeyindir,

 Mine YİĞİT ve Gülbin İNAN YILDIZ hanımefendilerdir,

Adını sayamadığımız bir çok arkadaşımızındır,

OY YOK Grubunundur, PES Grubunundur,    

Yazan, çizen, farkındalık yaratan her meslektaşımızındır, .

www.emekliassubaylar.org sitesindedir. Sitenin yazarları destek veren üyelerinindir.

Geceler boyu binlerce Twet atan assubaylarındır,

Her vesile ile haksızlıklarımızı tekliflerini komutanlara ileten bilinçli meslekdaşlarımızındır,

TEMAD'ın tüzel kişiliğinindir, Kimse TEMAD'ın payını  inkar edemez, ancak sabırsızca yapılan açıklamalar bunu gölgeliyor. Malum İl başkanınızın dediği gibi 1000 metrelik koşunun ilk metresinin ilk milimindesiniz daha!

 Kısacası bir  başarı varsa bu hepimizin başarısıdır; Yok başarısızlık var ise bu da bizimdir.  

Sakın ola ki kimse "ben yaptım, ben başardım" demesin. Kimse assubay sınıfının aklı ile alay etmeye kalkmasın!

 Daha, başarılan ve sonuç alınan bir şey yok iken, bundan nemalanmaya çalışmak abesle iştigaldir! 

 

KAYNAK : https://www.facebook.com/groups/224173094380781/permalink/732301390234613/

Ögeyi Oylayın
(45 oy)

Son ekleyen