Sorarlar, Bir Eyyâm Gelir! -2-

eyyam-1

 

Sorarlar Bir Eyyâm Gelir! -2-

Güzel Memleketimin Vicdânlı İnsanlarına...

Sokakdayım...

Ne yapacağım şimdilik meşkûk!

Ayaklarımın beni nereye götüreceğini ben de bilmiyorum.

Rüzgârın yönü sâbit, gözledim fakat

Nereye yelken basacağım ise tam bir muammâ!..

Emel SAYIN ile meşk edipeyyam2

Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar şarkısını söylemiyorum.

Hiç kimsenin aşkında gözüm de yok!..

Berrâk bir güz gecesi

Kehkeşânda öte beri gıpraşarak pırıldayıp duran sayısı bilinmez kevkebler kadar

Yapayalnızım!

Lâkin

Kaldırımın ortasında dururken nice insan öykülerine şâhidlik eden

Ve dahi

Beyâz tâze çiçekler ile bezeli şu koca akasya ağacındaki herhangi bir yaprak kadar da

Hürüm!

Deliye hergün bayram olsun, ziyânı yok! Fakat bugün ben târif edemeyeceğiniz kadar gene

Sevinçliyim!..necdet-ozel-zona

Yok, yok!..

Necdet Bey, Asubaylara tazminât vermeye başlamadı!

Nisan ayında evvelâ

Mikroplu bir hastalık olan zona ile kahramanca harp edip gâlip geldi

Akabinde

Mayıs ayında kestanecik ameliyatı oldukdan sonra karârgâhını teşrif edip mesaiye başladı...

Fakat Asubaylara tazminât vermeye başlamadı!

Görevi süresince Türk Ordusuna âdetâ bir fetret devri yaşatan Necdet Bey

Tam dört sene saltanat sürdü fakat

Asubayların tazminât  ve İntibâk meselesini halletmeye ciğeri de nefesi de yetmedi nasıl olsa...

Zâten kendisi artık yolcu! Bağlasan da durmaz!

Hanıma yakalanmadan evden sıvışmayı bu kez de başardım ya!

İşde, sırf bu sebepden dolayı sevinçliyim...

Sabâh ezânı okunalı 20 dakika oldu, olmadı.

Dün akşam uyumadan evvel kafamda iyice tasarlamışdım.

Bu sabâh hanımdan 15 dakika önce uyandım. Ve O uyanmadan attım kendimi sokağa...

Yanıma almayı bu kez unutmadım! Cep telefonumu evde bırakdım! Bilerek ve isdeyerek...

Çünkü yanımda olsaydı, hanım uyanınca daha yüzünü bile yıkamadan hemen açıp telefonu şöyle diyecek idi bana;

  • Neredesin?..
  • Orada olmadığıma göre!..
  • İyi, güzel! Kaç seferdir söylüyorum. Gelirken yemeklik yağ getir eve! Bu kez sakın unutma, e mi?..

İki sene evvel verdiği bu sipârişi dışarı çıkmıyorum diyerek hep kulak ardı etdim. Bugün de bilerek kaçdım evden! Gururluyum!

Çünkü bu kez de evden çıkışımda gene ben kazandım.

Motor, yağsız çalışmaz; yatak sarar, biliyorum. Evdeki tencereler yağsız pişirmeye, biz de yağsız yemeye alışdık, alışmasına şunca zamândan beri! Lâkin bizim motor da teklemeye başladı âhiren. İnkıbâz mı başladı ne?.. Sebebi yağsız yemek yemekden olsa bile sırf hanım istedi diye almıyorum işde o yağı...

Aceleden olsa gerek! Baharlığımı almayı unutmuşum evden çıkarken...

Mevsim bahâr, beşinci ayın ilk günleri...

Ankara sabâhının meşhûr kuru ayazı daha şimdiden kemiklerimi delip geçdi ve ilikllerime kadar işledi...

Fakat ne olursa olsun geri dönmek yok eve...

Soğukdan donup da Melih GÖKÇEK’in dânesine onbin Coni doları ödeyerek Çin’den getirtdiği ucûbe dinazor heykeli gibi donakalsam da dönmeyeceğim!

Ortalık henüz ışımadı... Güneş ise bu sabah nikâbını indireceğe benzemiyor...

Sabah namâzını cemâat ile edâ etdikden sonra

Câmiden evlerine giden üç beş vatandaş, bir iki çöp kamyonu, çöpcü ve köpeklerden başka kimse yok ortalıkda...

Müştekî değilim!..

Dün okuldan bizim kız aradı... Baba, yârın öğleye döner getir bize dedi. Bacanağın oğlu, bizim kız; O’nun kız arkadaşı... Etdi üç... Ağaç govuğundan peydâ olmadık! Nihâyetinde, biz de Allah kuluyuk! Can taşıyoruz hani. Bayram namâzı gibi senede iki kere de olsa biz de bugün bir döner-ekmek öğütsek ne olur ki? O zamân, etdi dört!..

Ayazda abasız kalmış abdâl misâli

Sabâhın seher vakdinde kaç saat arşınladım Ankara’nın andezit daşı döşeli galdırımlarını, hesâplamadım!..

Vakit geldi...

Öteki mahallede iyi bir dönerci var. Yaprak döner sarar kendisi. Oradan almak gerek!.. Kısa bir arşınlamadan sonra vâsıl oldum oraya. Saat, 12 olmuş, dönerleri almanın tam zamânı...

Dün akşamdan tıraş olmadığı belli dönerci ustası ile aramızda şöyle bir muhabbet cereyân etdi;

  • Usda, bana dört dâne döner kes şuradan!
  • Paket mi, burda mı yiyeceksin?
  • Dört dâne döneri kendim yiyecek kadar zengin değilim, be adam!
  • Emeklisin öyleyse?..
  • !!!......
  • Dönerler kime aabi?
  • Bizim çocuklar istedi. Sence mahzûru yoksa şâyet birisini de ben yiyeceğim!..
  • Yoooh, niye ossun!... Çocuklar ne iş yapar aabi?
  • !!!......  Okuyorlar!..
  • Aabi, sen emekli olmuşsun. Laf aramızda, don vurmuş Kemer patlıcanı gibi hem gararmış hem de pörsümüş görünüyorsun!.. Şu dönerin hepisini kesip yedirsem sana, gene de kâr etmez! İsrafâ hâcet yok! Fakat öğrenciler öyle mi ya? Çoğu simit-çay ile idâre ediyor günlerini. Durumu acık iyi olanlar da gelip benden yarım ekmeğe 20 gıram, 30 gıram döner isdiyorlar. Çünkü paraları bu gadarına yetiyor! Biliyor musun aabi?.. Valla, içim parçalanıyo bu öğrencileri görünce... Diyom ki gendi gendime; şu dükkân benim olsa hanı! Okuyan gençlere hergün bedavâ versem aha şu döneri!.. Bu çocukların en az 100 gıram yemesi lâzım aabi... Ehhe ehe!.. Mâdem okuyolar, senin çocuklara ekıstıradan 20 şer gıram döner de benden aaabi...
  • !!!......

O konuşurken ben önce, susdum! Akabinde somurtdum. En son olarak kızmaya başlamışdım ki!..

Boyu döner tezgâhından bile daha uzun olan bu iri kıyım adamın son sözleri beni can evimden vurdu...

Ya Rabbim! Sana yalvarıyorum!

Böyle vicdânlı insanların sayısını Sen, şu ülkede 75 milyondan ziyâde artdır!

*  *  *  *  *

Bu makâlemizi okuyan her vatandaşımıza bir döner ziyâfeti çekemesek de

Bugün burada size gösdereceğimiz belgeler ile

Gözlerinize keyifli bir ziyâfet çekeceğiz evvel Allah.

Memleketimizin herhangi bir köşesinden bir nefes kıssa üfledikden sonra sizlere

İmdi gelelim sadede...

Sorarlar, Bir Eyyâm Gelir! -1- künyeli makâlemizde ele aldığımız

Ve dahi

Mıncıklamaya başladığımız Asubayların târihinin gasp edilmesi konusuna

Kaldığımız yerden devâm edelim yiğitler...

Târih sıfırlama meselesini tetkik ederken bir husus daha takıldı gözüme...

Subay yetişdiren okulların eğitim süresi arttırıldığı senelerde, bu okullar subay mezûn vermemiş. Mezûn vermediği seneleri birinci bölümde çizelge ile sizlere gösderdik.

Fakat Asubay okullarının eğitim süresi arttırıldığında bu okullar Asubay mezûn vermiş.

Bir başka ifâde ile Asubay okulları her dönemde ve her koşulda mezûn vermeye devâm etmiş.

eyyam-4 

Buradan şu neticeye varmak mümkün

  • Subay okulları 1 sene, 2 sene mezûn vermezse, demek ki orduda işler aksamıyor.

Fakat

  • Asubay yetişdiren okullar 1 dönem dahi mezûn vermezse, ordu hemen işlemez hâle geliyor.

Efendim?

Yanlış mı düşünüyorum?..

Üsdelik akıllları başına sonradan gelmiş olmalı ki

4752 sayılı temel kânunu kabul etdikden tam 1 sene sonra yukarıdaki geçici maddeyi kânuna ekleyebilmişler.

*  *  *  *  *

emekliassubaylar.org assubay  sitesinin kurucularından 

Ve

Atatürk’ün Samsun limanına ayak basdığı gün gönüldaşlarıyla buluşan emekliasubaylar.org’un asubay  kurucusu

Ve dekilicalipasa

TEMAD Muğla İl Başkanı

Ve dahi

347 borda numaralı şanlı TCG Kılıçalipaşa muhribinde berâber görev yapmaktan kıvanç duyduğum

Kıymetli meslekdaşım Sayın Halil ERGENLİ

Deniz Assubay Okulunun Kuruluş Yıldönümü Kutlu Olsun isimli makâlesinde

17 Kasım 2014 Pazartesi günü ifşâ etdi...

Meğerse Deniz Astsubay Okulu’nun bunca zamândan beri bizlere yutdurdukları kuruluş günü de sahte imiş...

Pekiyi

Kuruluş yıldönümü sahte olan okulumuzun

Ve dahi diğer Asubay Okullarının

Mezûn etdiği dönem sayısının hâli pür melâli nedir acap?..

*  *  *  *  *

Silâh arkadaşları olduğumuzu söyleyen subay gomutanlarımız

Asubaylara bütün Türk vatandaşlarından tam 30 sene sonra yüksek öğretim hakkı verdiler!

O da 2 senelik eğitim demek olan ön lisansın sâdece ikinci senesi...

Fakat bu ilâve 1 senelik eğitime karşılık olarak;

  • Jandarma Asubaylarının 76 senelik
  • Hava Asubaylarının 76 senelik
  • Kara Asubaylarının 93 senelik

Ve dahi

  • Deniz Asubaylarının 114 senelik şanlı târihî mirâsını

Asubayların elinden gasp etdiler...

4 kuvvet komutanlığımızın işbirliği yapıp tezgâhladığı bu târih hırsızlığının hesâbının sormak için

TEMAD ve TAS-SEN başkanlarını buradan hemen dâvâ açmaya dâvet ediyorum.

Tenezzül edip de bize danışırlar ise şâyet elimizde başka belgeler de var.

Erken davranan kazanacak evvel Allah.

Hele bir de her iki başkanımız ilk defâ da olsa bir araya gelip de

Ortak dâva açarlar ise şâyet

İşde o gün biz Asubaylar için hem düğün hem de bayram olur!..

*  *  *  *  *

Ahmet Kutsî TECER; öğretmen, oyun yazarı, siyâsetci ve şâir…

Anası O’nu, babasının memur olarak görey yapdığı Kudüs’de doğurdu.

Babası; Erzincan Vilâyetinin eski adıyla Eğin,

Yeni adıyla Kemâliye İlçesinin Apçağa köyünde dünyâya gelmiş idi.

Babasının bedeni gurbetde, Kudüs’de yaşıyor

Fakat

Vatan hasretiyle yanıp tutuşan yüreği, Apçağa’da atıyor,

Gönlü, ruhu, doğduğu köy olan Apçağa’da yaşıyordu.

Şâir TECER’in kendisi

Baba yurdu Apçağa’yı hiç görmedi!..

Fakat

Ata yurdu Apçağa hakkında çocukluğunda babasından o kadar çok hikâye işitdi ki…

Rüşdünü isbatladıkdan sonra bir gün

Aldı kalemini eline

Ve dahi

Babasının Apçağa köyüne duyduğu târifsiz sevgi ve hasreti anlatan o meşhur şiirini yazdı;

Orada bir köy var, uzakta

O köy, bizim köyümüzdür.

Gezmesek de, tozmasak da

O köy bizim köyümüzdür...

*  *  *  *  *

Şâir TECER’in yukarıda okuduğunuz meşhur şiirinden ilhâm aldık!high-school

Ve dahi

Biz de kendi şiirimizi şöyle yazdık kadim dostlarım;

Orada bir Asubay okulu var, uzakda...

O Asubay okulu

Benim mezûn olduğum okuldur!..

Sayın TECER,

Babasının, doğduğu köyüne olan hasretini kağıda döken bir şiir yazdı.

Fakat ben aşağıda

Mezûnu olduğum okul hakkında bir mersiye yazmaya mecbur kaldım!

Yazan değil fakat Eski Tüfek’e bunu yazdıran şerefsizler utansın!..

*  *  *  *  *

Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın 2014’de neşretdiği Deniz isimli dergide neşredilen iki haber var aşağıda.

Soldaki resimde Deniz Harp Okulu’nun 241’inci yıldönümünü kutladıklarını yazmışlar.

Sağdaki resimde ise aynı okulun 241’inci dönem mezûniyet törenini icrâ etdiklerini ilân etmişler.

eyyam-3 

Makâlemizin birinci bölümünde ifşâ etdik!

Mezûniyet dönem sayısı hakkındaki şâibeler silsilesi bir yana

Sizlerin de yukarıdaki haberlerde gördüğü gibi

Deniz Harp Okulunun kuruluş yıldönümü ile mezûniyet dönem sayısında bir mesele yok.

241 senelik târihi olan bir okulun verdiği mezûn dönem sayısı 241 olabilir.

Peki

Gene Deniz Kuvvetlerimizin Deniz isimli aynı dergisinde,

Yukarıdaki haberler ile aynı sayılarda neşredilen Deniz Asubay Okulları hakkındaki haberlere bakalım bir de...

Soldaki resimde Deniz Asubay Meslek Yüksek Okulu’nun 124’üncü yıldönümünü kutladıklarını yazmışlar.

Sağdaki resimde ise aynı okulun 10’uncu dönem mezûniyet törenini icrâ etdiklerini duyurmuşlar.

Kusura bakmasın denizci subay silah arkadaşlarımız

Lâkin

Şecâat arz ederken sirkâtin söyleyen Arab-ı kiptî bile ancak bu kadar aptalca bir haber yazabilirdi...

eyyam-5 

*  *  *  *  *

eyyam-6Târih, Para ve Yazı...

Târih denen mefhum, tedâvül paraya

Tedâvül para da yazıya benzer...

Bugün itibâriyle bizim yazdıklarımız da öyle...

Liradan 6 sıfır atdık diye böbürlenen ahmak siyâsetciler o vakit zil takıp oynamışlar idi. Daha şunun şurasında 10 sene evvel tedâvüle çıkardıkları o 1 kuruşlar nerede şimdi?..

Bugün yaşayıp seyretmekle yetindiğimiz olaylar bir zamân gelecek

Tesirini ve neticesini mutlaka gösderecek; iyisiyle kötüsüyle kıymeti, önemi ancak o zamân anlaşılacak...

1 lira ile bugünün târihinde sâdece 1 simit alabilirsiniz. Zamân geçdikce tedâvüldeki bu 1 liranın kıymeti azalır, azalır, azalır... Ve o 1 lira ile bir simitin üstündeki susamlardan bir dânesini dahi satın alamaz olursunuz. Ve bir zamân gelir, hiçbir değeri kalmadığından dolayı tedâvülden kaldırılır. Fakat tedâvülden kaldırılması o 1 liraların yok olduğu anlamına gelmez. Pek farketmesek de aslında geçen zamân içinde iki şey daha olmuşdur;

  • Darphânede basılıp tedâvüle çıkartılan o 1 liralarının çoğu darphâneye tekrâr dönüp başka paralara ham madde olmuşdur.
  • Fakat sâdece çok az bir mikdârı, kıymet bilen insanların elinde nâdir para olup antika değeri kazanmışdır.

İşde, binbir emek ve  göz nûru dökerek bizlerin bugünlerde yazıp çizdiklerinin değeri

Bugünün târihinde ve bugünün parasıyla 1 lira eder, belki de etmez!..

Fakat bugün piyasada dolaşan bu 1 liralık makâlelerden bâzıları zamân içinde o kadar kıymetlenecek ki

Bir vakit sonra milyon dâne simit almaya yetecek kadar nâdir 1 lira gibi milyonlarca paraya alınıp satılacak...

*  *  *  *  *

Târih şuurundan yoksun insanlar, mâhlûk mesâbesinden öteye geçemezler! Kul olurlar, bende olurlar...

Ancak târih bilinciyle yüklü insanlar kul olmayı, köle olmayı reddederler!

Târih hâfızası silinen insanlar, mankurtlaşır!

Kendilerine eşref-i mâhlûk sıfatını vehmedip komutan sıfatıyla ortalıkda dolaşan kimi rezil subaylar

Asubay Okullarının târihini sıfırlamak sûretiyle

Asubayları mankurt mu yapmaya tevessül etdiler yoksa?..

Emir verip bizi ölmeye, öldürmeye gönderen subaylarımız

Kendi târihleriyle iftihâr etmesini dahi Asubaylara çok mu görüyorlar?

  • Peki, yukarıda gördüğünüz iki haber arasındaki kepâzelik nedir sizce?
  • 124’üncü kuruluş yıldönümünü kutlayan bir okul nasıl olur da 124 senede sâdece 10 dönem mezûn verebilir?
  • Deniz Asubay Okulunun 2014 senesinde 10’uncu dönem mezûn verdiğini söyleyen kimdir?
  • Böylesi kepâze bir haberi yazanlar, yazdıranlar, yayınlanmasına izin verenler kimdir?
  • Yukarıdaki suâlleri bugüne kadar sormayan, soramayanlar ahmaklar kimlerdir?

İşde, belgesi...

Bugünkü Deniz Asubaylığın temelini teşkil eden Deniz Gediklisi dedikleri asker sınıfının

1890 senesinde ihdâs edildiğini benim de mezûnu olduğum okulun kendi târihcesine yazmışlar.

eyyam-7 

Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın daha 9 ay evvel neşretdiği aşağıdaki târihce kitabında

Deniz Asubaylığının 5 Şubat 1890 târihinden beri mevcut olduğunu sizler söylemediniz mi?

Evet, sizler söylediniz...

eyyam-9a 

*  *  *  *  *

Bugünün târihi itibâriyle;

  • Kara Harp Okulu bugüne kadar 3 kere,
  • Deniz Harp Okulu da bugüne kadar tam 12 kere isim değişdirdi.

Her isim değişdirdiğinde bu Harp Okullarının târihini sıfırladınız mı agalar?..

Hayır, sıfırlamadınız!

eyyam-10

Türk Ordusunun Asubaylarının târihini 2005 senesinde sıfırlayan

Ve dahi

Bu târih hırsızlığını bugün hâlâ savunmaya yeltenen ahmaklara soruyorum;

Harp Okullarının eğitim süresini 1971’de 2 seneden 3 seneye yükseltdiniz.

Peki, Subayların târihini 1971 senesinde sıfırladınız mı agalar?..

Cevâbı biz verelim; Hayır, sıfırlamadınız...

eyyam-11 

Harp Okullarının eğitim süresini 1979’da bu kez de 3 seneden 4 seneye yükseltdiniz.

Peki, Subayların târihini 1979 senesinde sıfırladınız mı agalar?

Cevâbı biz verelim; Hayır, sıfırlamadınız...

eyyam-12 

Subayların târihini sıfırlamadınız da

Asubayların târihini 2005 senesinde niye sıfırladınız agalar?..

Burada yeri gelmişken bir hususa daha dikkat çekelim. Kânun yapmanın bütün dünyâda kabul edilmiş temel kaidelerinden birisi de makâbiline şâmil olmasıdır. Bir başka ifâde ile kânunun getirdiği hüküm, kabul edildiği târihden geriye doğru işletilmez. Fakat yukarıda gördüğünüz 2218 sayılı işbu kânun ile 1979 senesinde, kânun yapmanın bu kuralını hiçe saymışlar. Bunu yaparak da geçmişde 2 ve 3 senelik harp okulu mezûnu subay gardeşlerimize sanki 4 senelik harp okulundan mezûn olmuş gibi muamele yapıp maaş ve özlük hakları intibâkları için başka bir kânun  yapmanın kılıfını hazırlamışlar...

*  *  *  *  *

1951 târihli aşağıda gördüğünüz kânun ile

  • Türk askerî mevzuâtına dâhil edilen Astsubay dediğiniz asker sınıfını lağv mı etdiniz?

Hayır, etmediniz!

  • 1 senelik eğitim verip 2004 senesinde Asubay Sınıf Okullarından mezûn etdiğiniz son dönem asubaylar ile
  • 2 senelik eğitim verip 2005 senesinde Asubay MYO’lardan mezûn etdiğiniz ilk dönem asubaylar arasında hukûken bir fark var mı?

Yok!..

Pekiyi

  • Asubayların hepsini subaylığa terfi mi ettirdiniz?

Hayır! Ölürsünüz de etdirmek isdemezsiniz!..

Tahmin edemeyeceğiniz ölçüde farkındayız.

eyyam13 

Yukarıda gördüğünüz Astsubay Kânununu ilgâ mı etdiniz?

Evet, ilgâ etdiniz...

Fakat

Astsubay Kânununun yukarıda gördüğünüz birinci maddesi

Aşağıda gördüğünüz TSK Personel kânununun 208/k maddesine göre bugün hâlâ meriyyetde mi?

Evet, meriyyetde...

eyyam-14 

Öyleyse

1951 senesinde bir sahtekârlık ile peydahlayıp Astsubay dediğiniz asker sınıfı  ordumuzda bugün hâlâ mevcut mu?

Evet, mevcut.

2005 senesinde Asubay Okullarından kimleri mezûn etdiniz?

Asubay Çavuşları

Pekiyi

Bıldır, yâni 1 sene evvelki Asubay Okullarından kimleri mezûn etdiniz?

Asubay Çavuşları

Asubay Sınıf Okullarından 2004 senesinde son dönem olarak mezûn etdiğiniz Asubay Çavuşlar ile

Asubay Meslek Yüksek Okullarından 2005 senesinde ilk dönem olarak mezûn etdiğiniz Asubay Çavuşlar arasında hukûkî olarak bir fark var mı?

Yok!

Asubay dediğiniz asker sınıfı

2015 senesinin Mayıs ayında bugün hâlâ Türk askerî mevzuâtında mevcut mu?

Evet, mevcut!

O zamân zorunuz nedir agalar, paşalar?

Târihin tabii akışına niye çatallı çomak sokuyorsunuz?

Asubayların bir asırdan fazla olan şanlı târihini hangi hakla sıfırlıyorsunuz?

  • Subay yetişdiren okulların târihcesini yazarken, seneleri toplayıp birikdirip geldiniz bugünlere de...
  • Asubay yetişdiren okullarının târihini hangi sebeple hovardaca döke saça geldiniz?..

Eşşek bile aynı çukura bir kere düşer, a benim subay gardeşlerim!..

*  *  *  *  *

Ordumuzun muvazzaf Asubay sınıfının askerî mevzuâtımızdaki mevcudiyeti devâm etdiğinden dolayı

Bir kadirşinâslık nişânesi olarak

Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerimiz bir takım faaliyetler tertip edip

Asubaylara olan vefâlarını bir nebze olsa da kamuoyu huzurunda ifâde etdiler.

Kara Kuvvetleri Komutanlığımız

2009 senesinde Asubay Okulları Târihi isimli kıymetli bir kitap neşretdi.

Bu kitabın hazırlanıp neşredilmesine emek veren subay, asubay, sivil her kişiye

Ve dahi

Hediye olarak bize göndereden kıymetli meslekdaşım Sayın Cevat KILINÇDEMİR’e

Samimî teşekkürlerimi gönderiyorum buradan.

eyyam-15 

K.K. EDOK Okullar Komutanlığının 01 Haziran 2009 senesinde neşretdiği bu kitabın

Sağ tarafda gördüğünüz önsözünün ilk ve son cümlesinde bakınız ne diyor;

  • Bu yıl 100’üncü kuruluş yıldönümünü kutladığımız “Astsubay Okulları” köklü bir geçmişe sahipdir.
  • K.K. Astsubay Meslek Yüksek Okulu tarafından yapılan bu çalışmada Astsubay Okullarının târihsel süreç içerisindeki yeri ve faaliyetleri, orijinal belgeler ve bilimsel eserlere dayalı olarak incelenmişdir.

Öyleyse

1909 senesinde ihdâs etdiğiniz Kara Asubaylığının târihini sıfırlamak da ne oluyor agalar?..

*  *  *  *  *

Deniz Kuvvetleri Komutanlığımız 12 Haziran 2015 târihinde bir panel düzenledi.

Panelin adı; Geçmişden Geleceğe 125’inci Yılında Deniz Astsubaylığı.

İşbu panelde Komutanımız Oramiral Sayın Bülent BOSTANOĞLU şöyle dediler;

50 bin kişiye yaklaşan insan gücümüzün yaklaşık % 30’unu oluşturan, yüzer, dalar, uçar ve kıyı birliklerimizin işletilmesinde vazgeçilmez bir rol oynayan “Deniz Astsubaylık Kurumumuz”, Türk Donanmasının eğitim, harekât, bakım, onarım ve lojistik fonksiyonlarının yerine getirilmesinde 125 yıldır hayati görevler icra etmekte, bahriye örf ve adetlerinin geçmişten gelecek nesillere aktarılmasında önemli vazifeler yerine getirmektedir.

eyyam-2-duz1 

eyyam-2-duz22014 senesinde tertip etdiğiniz mezûniyet töreninde de

10’uncu dönem Deniz Asubaylarını mezûn etdiğinizi kamuoyuna duyurdunuz.

125 senelik bir târihi olan Deniz Asubaylığı

2014 senesinde 10’uncu dönem Asubaylarını mezûn ediyor ise şâyet

Kurulduğu 1890 senesinden

2015 senesine kadar 114 dönemde mezûn etdiği onbinlerce Deniz Asubayı nerede?..

Seyirdeyken hepsini denize mi düşürdünüz yoksa, sayın gomutanım?..

Öyleyse

1890 senesinde ihdâs etdiğiniz

Ve dahi

Türk Donanmasının eğitim, harekât, bakım, onarım ve lojistik fonksiyonlarının yerine getirilmesinde 125 yıldır hayati görevler icra etdiğini söylediğiniz Deniz Astsubaylık Kurumumuzun 114 senelik târihini sıfırlamak da ne oluyor agalar?..

*  *  *  *  *

Hava Kuvvetleri Komutanlığımız da 2011 senesi Şubat ayında

Hava Kuvvetlerinin 100’üncü kuruluş yıldönümü vesilesi ile Hava Asubaylarını gündem etdi.

eyyam-16a 

eyyam-17

Bakınız,

Tertip edilen konferansda konuşan zamânın Kuvvet Komutanı Orgeneral Sayın Hasan AKSAY ne dedi;eyyam-18

  • Hava Kuvvetleri, 1911’de başladığı şanlı ve şerefli yolculuğunda 100 yılı geride bırakmanın haklı gururunu ve onurunu taşımaktadır. Bu gurur ve onurda, Hava Kuvvetlerine yıllarını verip, târihinde iz bırakmış değerli havacı astsubaylarımızın emekleri büyüktür.
  • Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’nda değişik cephelerinde görev yapan, Kurtuluş Savaşı’nda bir avuç havacı içinde etkin rol oynayan astsubaylar, Cumhuriyet’in ilânı ile yeni havacılar yetiştirilmesinde ön planda yer almışlardır.
  • Eski adı Küçük Zabitân olan Hava Asubaylığı Hava Kuvvetleri kadar eski bir târihe sahipdir.

Aynı konferansda söz alan Hv.Lv.Asb.Kd.Bçvş. M. Mustafa ÖZDEMİR ise pilot asubaylar konusunda şunları söyledi;eyyam-19

  • Pilot asubaylar Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nda görevlerini en iyi şekilde yerine getirmişlerdir.
  • 1929 senesine gelindiğinde Türk Hava Kuvvetlerinde 159 astsubay görev yapıyordu.
  • 1916 senesinden 1983 yılına kadar 600’e yakın pilot astsubay Hava Kuvvetleri’ne hizmet etmişdir.

Öyleyse

1916 senesinde Hava Kuvvetlerimize hizmet eden pilot asubaylar nerede?

Ve dahi

1911 senesinde ihdâs etdiğiniz Hava Asubaylığının târihini sıfırlamak da ne oluyor agalar?..

*  *  *  *  *

Sayın Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet ÖZEL,

Kendi örütbağ sayfasından çarşaf çarşaf ilân verip

Jandarma Genel Komutanlığımızın 176’ıncı kuruluş yıldönümünü kutlamanın gurur ve heyecanını yaşıyoruz” diyorlar.

eyyam-2-duz3 

176’ıncı kuruluş yılını kutlayan aynı Jandarma Genel Komutanlığımız

İlk dönem Jandarma Asubaylarını nasıl oluyor da 2005 senesinde mezûn edebiliyor?

Teşkil edildiği 1839 senesinden buyana Jandarma Genel Komutanlığımız

Milletimizin huzur ve güveliğini sâdece subayları ile mi temin ediyor acap?..

eyyam-2-duz4 Bu yapılan târih hırsızlığı gaflet, dalâlet, cehâlet ya da ihânet midir?

Bakalım bu aptallık, aymazlık ve sersemlik uykusundan

Hangi kuvvet, ne zamân ayacak!..

*  *  *  *  *

Al Sana 1 Sene,

Ver Bana 120 Sene!

Kuvvet komutanlıkarına dilekce gönderdikden sonra

Yapdıkları bu hırsızlığı kabul edeceklerini ve dahi hemen telâfi edeceklerini samimi olarak umdum.

Fakat yanıldığımı anlamam uzun sürmedi!..

Asubayların târihine yapdıkları bu alçak tasallutu kabul edip hemen düzeltmek yerine

Karşıma geçip pişmiş kelle misâli arsızca sırıtmayı tercih etdiler.

Asubayların târihinin sıfırlanmasını bugünkü subayların savunmaya yeltenmesi aslında

Bu hırsızlığı 2005 senesinde bilerek ve kasden yapdıklarını çok güzel isbatlıyor.

Sayısı üçü beşi geçmeyen şu subay cuntası

Asubaylara ne zamân yeni bir şey verseler

Verdiklerinden daha kıymetli bir şeyi geri alıyorlar.

Daha doğrusu

Gasp ediyorlar

Evvel zamân içinde yapmışlar idi bu hırsızlıkları...

Bugün, gene yapıyorlar.

Asubayların dönem mezûniyet sayısının hesâplanmasında da

Bu orostopolluk,

Bu hırsızlık maalesef devâm ediyor.

Üsdelik bu târih gasbını bugün

Bir avuç subay gürûhu gözümüzün içine baka baka yapıyor...

Bakmayın siz, sayın subay gomutanlarımızın

Pipildekli üfürüzmalarına...

En merdi bile

Ya darbe yapmış

Ya da biz Asubaylar uykudayken

Şâir Orhan Veli’nin Dalgacı Mahmut’u gibi

Alessabâh kalkıp

Sâdece bulutları boyamış!

Bu dalavere açısından bakıldığında Zihniyet Sürgünleri  cephesinde

Aslında yeni bir şey yok!

 brove

 

 

 

 

Şükrü IRBIK

(E) SG Tls.Asb. III Kad.Kd.Bçvş.

(*** Devâm edecek)

Kaynak: Makâlede mündericdir.

Okumak için tıklayınız! 

Sorarlar Bir Eyyâm Gelir! -1-

image002

Ögeyi Oylayın
(10 oy)
Son Düzenlenme Çarşamba, 03 Ekim 2018 00:56

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

Yorumlar  

#1 Şükrü IRBIK 01-09-2015 00:39
2014 senesinde 10’uncu dönem mezûnlarına diploma veren bir okul
Sâdece bir sene sonra, 2015 senesinde nasıl olur da 125’inci dönem mezûnlarına diploma verebilir?
Bir senede 115 dönem birden artış olur mu?
Oldu! Hem de memleketimde...
Bir iki ebleh ve dahi şerefsiz deniz subayın
2004 senesinde gasp etdiği Deniz Asubaylarının 115 senelik mezûniyet dönem sayısını
Sorarlar, Bir Eyyâm Gelir! isimli üç bölümlük makâlemiz ile Mayıs-Haziran 2015 aylarında gündeme getirmiş
Ve dahi
Yapılan işbu târih hırsızlığını belgeleri ile kamuoyuna fâş eylemiş idik.
Deniz Astsubay Meslek Yüksek Okulunun 30 Ağustos 2015 (bu sene) yapılan diploma töreninde
Memnuniyetle gördük ki (www.emekliasubaylar.org/haberler/item/598-genkur-bsk-deniz-asubaylarinin-mezuniyet-toreninde)
Deniz Kuvvetleri Komutanımız, son 10 seneden beri tekrârladığı affedilemez bir hatâdan bu sene döndü.
Gönül gözü, bilim aklı, târih şûûru ve dahi kurmay zekâsı ile bu meseleye bakmasını bilen Sayın BOSTANOĞLU
Deniz Asubaylık târihi üzerinde oynanan işbu bayağı oyunu bozdu!
Ve dahi
Son 10 seneden beri yanlış rotada seyreden Deniz Astsubay Meslek Yüksek Okulu,
Eski Tüfek’in tavsiyesi üzerine
2015 senesinde “pusula tashihi” yapdı.
Bir iki şerefsiz deniz subayının hâlâ ayak diremesine rağmen
Deniz Kuvvetleri Komutanımız Oramiral Sayın Bülent BOSTANOĞLU’nun
Gündem etdiğim işbu hatâyı fark edip düzeltdiğini gördüğüme memnun oldum.
Bu dirâyetli ve basiretli karârından dolayı
Ve dahi
10 sene evvel gasp edilen Deniz Asubayların şanlı târihini iâde etdiği için
Bütün Asubaylar nâmına Sayın Komutanıma teşekkür ediyorum.
Bu vesile ile
Deniz Asubaylığı târihinde
Diploma mezûniyet törenini teşrif eden ilk Genelkurmay Başkanı unvânını alan
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Sayın Hulusi AKAR’a
Deniz Asubayları adına teşekkür ediyorum.
Şimdi sıra, diğer Asubay Okullarında...
Kara, Hava ve Jandarma Genel Komutanlarına da buradan ses veriyorum;
Geliniz, sizden önceki subayların yapdığı hatâya ortak olmayın!
Üç-beş ahmak subayın 2004 senesinde gasp etdiği
Kara, Hava ve dahi Jandarma Asubay Meslek Yüksek Okullarının şanlı târihini
Hemen iade edin!
Hatâdan kurtulmak, erdemdir.
Hem de insanı güzelleşdirir.
İnsanımıza da
Askerimize de güzel olmak yakışır.

Eski Tüfek.
Alıntı

Son Eklenenler

Copyright © 2006 Emekli Assubaylar. Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım İhsan GÜNEŞ