Bu sayfayı yazdır

Ulu Çınarlarımız

Dirençli biri değilim…

Başarısızlığı kolay hazmedemem, uğraşlarımdan sonuç almak isterim, sonuca varmak isterim. Bir umut söz konusu ise, sonuna kadar peşinden giderim, gitmek isterim. Tünelin ucunda ışık göremezsem, umut göremezsem, işte o zaman bir bezginlik çöker üstüme…

Sözü Assubaylık mücadelesine getireceğim…

Yakından tanıyanlar, birlikte uğraş verdiğimiz arkadaşlar bilir… Üç temel hedefim vardı, mesleğimizi hak ettiği yere taşımak, hak ettiği yere gelmesini sağlamak, sadece assubayı astsubay olduğu için kabullenmek, başka hiçbir özellik aramamak, birlik olmayı bu temel üzerine oturtabilmek, bu uğurda çaba göstermek!

İğneyle kuyu kazar gibi toparladığımız arkadaşların bir seçim öncesi betona düşmüş kristal bir bardak gibi dağıldığını görünce, umutlarım yok olmuştu.

Bir de… Birbirimize yaptığımız ağır hakaretler…

Uzunca bir süre uzak durdum toplumumuzdan, kepenkleri indirdim, ama hayat devam ediyordu, hayatın gerçekleri de, toplumumuzun gerçekleri de!

İtiraf etmem gerekirse, bu kaçışımdan beni utandıran şeyler de vardı…

Saygıdeğer Ağabeyimiz, Büyüğümüz Mehmet DAREGENLİ, ciddi sağlık sorunları var, 100 metre yürüyemiyor, nefes almakta zorlanıyor, ama hangi astsubay etkinliği varsa kendisi en önde… Bizlerden çok daha zor meslek hayatı olmuş, çoğumuzun yaşı kadar onun mücadelesi var, hiç kimseyi ayırt etmiyor, herkese astsubay düzleminden bakıyor.

Birisi daha var!

Mehmet KAYALI Ağabey, henüz kendisi ile yüz yüze gelemedik, geçenlerde telefonla aradı, Ankara’ya bir günlüğüne cenaze için gelmiş, çok istedim ama görüşmek kısmet olmadı. 80 yaşında, benim mesleğe başladığım yıllarda o emekli olmuş. Sesindeki heyecan, coşku, inanç, umut dalga dalga sarıyor insanı…

Bir kere daha kendi dirençsizliğimden utandım.

El öpmeyi ve el öptürmeyi sevmem. Ama ben, DAREGENLİ Ağabeyi nerede görsem elini saygıyla öperim. KAYALI Ağabeyin de ilk gördüğüm yerde elini öpeceğim.

Çünkü o eller öpülmeyi gerçekten hak ediyor!

Çünkü bu güzel insanlar, bu ulu çınarlar makam-mevki-şan-şöhret peşinde değiller, kendi nefisleri ile ilgili beklentilerini çoktan aşmışlar. Toplum için, her gün biraz daha itilen, bastırılan, maalesef neredeyse intiharları kanıksanan, kendi içinde de paramparça olmuş, toplumun dışladığı, cefakar arkadaşlarımız için mücadele ediyorlar.

İlerlemiş yaşlarına, sağlık sorunlarına rağmen!

Sosyal medyadan birbirine olmadık hakaretleri eden, ayrıştıran, kavgadan beslenen meslektaşlarımızın, şu iki muhteşem örneği görmelerini, birazcık örnek almalarını, mücadele denen şeyin nasıl olması gerektiğini biraz olsun anlamalarını o kadar isterdim ki!

Ulu çınarlarımıza, hürmetle, saygıyla!

Ögeyi Oylayın
(19 oy)

Son ekleyen Hüseyin SAVCI